Libya’da Dibeybe ve Seyfulislam’ın adaylığına ilişkin tartışmalar hız kazandı

Menfi, seçimlerin başarılı geçeceğine dair söz verdi.

Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Menfi, Trablus’ta BM misyonundaki başkanlık görevinden çekilen Kubis ile görüştü.
Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Menfi, Trablus’ta BM misyonundaki başkanlık görevinden çekilen Kubis ile görüştü.
TT

Libya’da Dibeybe ve Seyfulislam’ın adaylığına ilişkin tartışmalar hız kazandı

Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Menfi, Trablus’ta BM misyonundaki başkanlık görevinden çekilen Kubis ile görüştü.
Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Menfi, Trablus’ta BM misyonundaki başkanlık görevinden çekilen Kubis ile görüştü.

Libya Yüksek Seçim Komisyonu, daha önce 28 Kasım olarak belirlenen sürenin sona ermesine rağmen seçmen kartının teslim süresini gelecek çarşamba gününe kadar uzattı. Ayrıca Başbakan Abdulhamid Dibeybe’nin adaylığına ve Seyfülislam Kaddafi’nin ‘seçimlerden uzak tutulma kararına’ yönelik itirazlar ülkedeki seçim atmosferinde yaşanan tartışmaları artırdı.
Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, ‘seçimlerin özgür ve adil olması, sonuçları Libya halkının iradesini yansıtması ve demokratik sürecin tüm koşullarının yerine getirilmesi için gerekli tüm güvenceleri sağlayarak’ yaklaşan cumhurbaşkanlığı ve yasama seçimlerinin başarısı için yoğun bir çaba sarf ettiğini açıkladı.
Menfi, kısa süre önce Libya’daki Birleşmiş Milletler (BM) misyonunun başkanlığı görevinden istifa eden Jan Kubis ile 28 Kasım’da başkent Trablus’ta bir araya geldiğini, Slovak diplomatın ‘cumhurbaşkanlığı ve yasama seçimlerinin belirtilen tarihte yapılması için uluslararası örgüte desteğini’ yinelediğini belirtti. Kubis görüşmede uluslararası toplumun, Libyalıları istikrar ve barış aşamasına taşıyacak bu önemli başarıyı sabırsızlıkla beklediğini vurguladı.
Trablus İstinaf Mahkemesi Birinci Derece Temyiz Komitesi, 28 Kasım’da Seçim Komisyonu ve Başkanı İmad es-Sayeh aleyhine temyiz başvurusunda bulundu. Aynı şekilde Birlik Hükümeti Başkanı Abdulhamid Dibeybe’nin cumhurbaşkanlığı seçimleri için adaylığına karşı birçok itiraz aldı. Ayrıca aktivistler de ‘başka bir uyruğa mensup’ olmasının ‘seçimlerden uzak tutulması için yeterli bir neden’ olduğunu bildirdi.
Sıkı güvenlik önlemlerinin alındığı ülkede Sebha İstinaf Mahkemesi 28 Kasım’da devrik lider Muammer Kaddafi’nin ikinci oğlu Seyfülislam’ın avukatının ‘oğul Kaddafi’nin yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimlerinden uzak tutulması’ kararına karşı yaptığı temyiz başvurusunu inceledi.
Yerel medya organlarında konuya dair çıkan haberlerde şu ifadeler yer aldı:
“İtirazı incelemekte görevli üçüncü hakim mahkeme merkezine gelerek duruşmanın gecikmesi ve mahkeme ile yargı mensupları için yeterli çoğunluk sağlanamaması nedeniyle duruşmanın ertelendiğini açıkladı.”
Seçim Komisyonu, geçen cumartesi günü yaptığı açıklamada, ‘sayıları 2 milyonu aşan seçmen kartlarının teslim alınmasına katılımın artması’ gerekçesiyle oy pusulası teslim süresinin uzatıldığını açıkladı. Seçmen kütüğüne kayıtlı vatandaşlara bu fırsatı değerlendirme ve ülkenin geleceğine ilişkin vizyonlarına karar verme yolunda kartlarını teslim alma sürecini hızlandırma çağrısı yaptı.
1906 sandık merkezine teslim edilen seçmen kartı sayısı iki milyonu aştı.
Seçim Komisyonu Başkanı İmad es-Sayeh, seçim süreçlerinin uygulanmasına ilişkin uluslararası standartlar doğrultusunda, gelecek 24 Aralık’ın sandık oylama günü olmasını sağlayacağını söyledi. Milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin eş zamanlı olmasının, çoğu siyasi partinin üzerinde ısrar ettiği koşullardan biri olduğuna dikkat çeken Sayeh, Temsilciler Meclisi’nin parlamento seçimlerinin cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turuyla yapılmasına onay verdiğini bildirdi.
‘Libya’da güvenlik durumunun nispeten istikrarlı olduğu’ iddia ediliyor. Ancak buna rağmen, ‘kanun kaçağı silahlı grupların bazı güvenlik olaylarına karıştığı’ belirtildi.
Diğer yandan Müslüman Kardeşler (İhvan) grubu medyasının önde gelen isimlerinden, eski Ulusal Kongre üyesi Mahmud Abdülaziz geçen cumartesi günü başkent Trablus’ta güvenlik güçleri tarafından saldırıya uğrayarak darp edildi.
Görgü tanıkları, saldırının Ebu Salim kasabasında sahiplerine teslim edilmeyen seçim kartlarını almaya çalışması nedeniyle gerçekleştiğini söyledi. Güvenlik görevlileri, Abdülaziz’in yetkili makamlardan önceden izin almaksızın seçim sürecini şüpheye düşürmek için komisyon binası içinde gizlice çekim yaptığını belirtti.
Halid el-Mişri başkanlığındaki ‘Devlet Yüksek Konseyi’, İçişleri Bakanlığı’na ‘saldırılar hakkında soruşturma açması ve faillerden hesap sorması’ çağrısında bulunurken seçmen kartlarının kaydedilmesi ve teslim alınmasında sıkça karşılaşılan usulsüzlük haberlerinden duyduğu derin endişeyi ifade etti. Konsey, ‘sistematik dolandırıcılık’ olarak nitelendirdiği bu olaylardan Seçim Komisyonu’nu sorumlu tuttu.
Seçim Komisyonu’ndan şu açıklama yapıldı:
“Bazı vatandaşların seçim sürecini izleme ve takip etme görev ve eylemlerini herhangi bir hukuki ehliyet olmaksızın icra etmeleri, uluslararası standart ve ilkelere tabi bir seçim sürecinin uygulanmasını düzenleyen kanun ve yönetmeliklere aykırıdır.”
Seçim merkezleri komiteleri üyelerine soruşturma yapılmasının ve onay olmadan içeride video çekilmesinin de komisyon tarafından onaylanan medya temsilcileri yönetmeliği hükümlerine aykırı olduğu belirtildi. Ayrıca herkese, ‘şiddetten, nefret söyleminden ve ayaklanmadan vazgeçme, iyimserlik ve pozitiflik ruhunu yayma’ çağrısı yapıldı.
Diğer taraftan 28 Kasım’da Adalet Bakanı Halime el-Buseyfi, Sebha mahkemesinde tanık olduğu olaylarla ilgili devam eden soruşturmaları takip etmek ve mahkemelerdeki iş akışını denetlemek için Sebha şehrini ziyaret etti.
Adalet Bakanlığı, Sebha’daki mahkeme binasına yapılan saldırıyla ilgili olarak, bu ‘ciddi’ olayın koşullarının araştırılması için bir komite kurdu ve failleri adalete teslim etme sözü verdi. Bakanlık, ‘mahkemelerin korunmasının’ adli polisin asli bir yetkisi olduğu göz önüne alındığında, güvenlik desteği talebinin bakanlığın resmi yazışmaları yoluyla yapıldığına dikkat çekti.
Sebha’daki güvenlik yetkilileri, Ulusal Ordu (LUO) güçlerinin 115. Tugayı’nı Temyiz Mahkemesi binasına saldırmakla suçladı. Sebha Emniyet Müdürlüğü ve Sebha’daki polis karakolu olaydan 115. Ordu Tugayı’nı sorumlu tuttu. Tugayı oğul Kaddafi’nin avukatının ‘seçimlerden uzak tutma’ kararına itiraz etmesini engellemek için Sebha Mahkemesi’ne saldırmakla suçladı.                                                              
Tarafların bildirdiğine göre orduya bağlı iki taburun unsurları, geçen perşembe günü mahkeme binasına 6 ağır silahlı askeri araçla saldırıda bulundu. Silahlı unsurların Temyiz Mahkemesi’ne girdiğini, yargıçları ve polisleri zorla dışarı çıkardığını aktardılar.
Birlik Hükümeti Dışişleri Bakanı Necla el-Menguş, Hollanda’daki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde bulunan Libya Büyükelçiliği’nden ve heyetinden, ‘yalnızca Libya temsilcisi aracılığıyla iletişim kurmalarına izin verileceğini mahkemeye bildirmelerini’ istedi. Ayrıca Dışişleri Bakanlığı’ndan izin alınmadıkça Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde herhangi bir görüşme veya ziyaret düzenlenemeyeceğini vurguladı. Bakan, mesajın içeriğini mahkemeye bildirme ve buna ayak uydurma çağrısı yaparken ihlal edenleri de sorumluluklarını üstlenmeleri konusunda uyardı.
Söz konusu adım, Dışişleri Bakanlığı’nın dış davaların Uluslararası Mahkeme nezdinde yapılmasını takipten sorumlu organ olduğu göz önünde tutularak, ‘özellikle 2011 tarihli 1970 sayılı Uluslararası Güvenlik Kararı’nın uygulanması olmak üzere’ Libya devletinin uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmesi çerçevesinde atıldı.



2025 Irak seçimleri: Statüko kazandı değişim arayışları sandığa yansımadı

Irak’taki parlamento seçimlerinin ön sonuçlarının açıklanmasının ardından Bağdat’ta kutlama yapan İmar ve Kalkınma Koalisyonu destekçisi Iraklılar, 12 Kasım 2025 (Reuters)
Irak’taki parlamento seçimlerinin ön sonuçlarının açıklanmasının ardından Bağdat’ta kutlama yapan İmar ve Kalkınma Koalisyonu destekçisi Iraklılar, 12 Kasım 2025 (Reuters)
TT

2025 Irak seçimleri: Statüko kazandı değişim arayışları sandığa yansımadı

Irak’taki parlamento seçimlerinin ön sonuçlarının açıklanmasının ardından Bağdat’ta kutlama yapan İmar ve Kalkınma Koalisyonu destekçisi Iraklılar, 12 Kasım 2025 (Reuters)
Irak’taki parlamento seçimlerinin ön sonuçlarının açıklanmasının ardından Bağdat’ta kutlama yapan İmar ve Kalkınma Koalisyonu destekçisi Iraklılar, 12 Kasım 2025 (Reuters)

İyad el-Anber

Irak'ın altıncı seçimlerinde pek çok sürpriz bekleyenlerin beklentilerini boşa çıkardı ve 2021 yılında yapılan önceki seçimlerin yarattığı siyasi ortamın bir sonucu olarak doğal değişikliklerin ötesine geçemedi. 2021 seçimleri, Sadr Hareketi'nin uzlaşmayı sağlayamayıp siyasi çoğunluk hükümeti kuramaması üzerine parlamentodan çekilmesine ve ardından Devlet Yönetim Koalisyonundaki siyasi güçlerin katılımıyla bir hükümetin kurulmasının önünü açtı. Seçim yasası, çoklu seçim bölgeleri ve çoğunluk sistemi ile oy sayımı yerine tek seçim bölgesi sistemi ve oyları 1,4 yerine 1,7 ile bölen değiştirilmiş Sainte-Lague sistemi ile oy sayımı olarak değiştirildi.

Bazı çevreler, sivil güçlerin ve Ekim (Tişrin) Hareketi’nin temsilcileri olarak parlamentoya giren çoğu ismin son seçimlerde parlamentoya girememesini, bu seçimlerin en büyük sürprizi olarak değerlendirebilir. Ancak bu, seçim yasasındaki değişiklik, sivil güçlerin birden fazla listeye dağılması, çoğunun siyasi olarak deneyime sahip olmaması ve bu seçimlerde geleneksel güçlerin kanatları altında Ekim Hareketi temsilcisi olarak sandalye kazanan milletvekillerinin parlamentoya girmesinin doğal bir sonucuydu.

Irak'taki krizler, siyasi görüş ve pozisyonlardaki farklılıkların bir ifadesi değil, kişisel krizlerin bir yansımasıdır. Irak'taki politikacıların düşüncelerini yönlendiren denklem, kazanan-kaybeden yaklaşımına dayanıyor.

Sadr Hareketi’nin seçimleri boykotu perspektifinden bakılmadıkça ve 2021 ve 2023 seçimleriyle karşılaştırılmadıkça seçmenlerin son seçimlere katılımının yüzde 56,11'e yükselmesi bile büyük bir sürpriz sayılmaz. Birçok siyasi liderin bahsettiği kayırmacılık ve siyasi para, seçim programlarından çok daha etkili bir şekilde halkı harekete geçirdi.

gr
Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu çalışanları, Erbil’deki bir sandık merkezinde oyları sayıyor, 9 Kasım 2025 (AFP)

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı analize göre parlamentoda 40'tan fazla sandalye kazanan askeri-siyasi ikilinin varlığının genişlemesi, bu güçlerin bazı devlet kurumlarını domine etmelerinin ve devlet fonları üzerindeki ekonomik kontrollerini artırmalarının bir sonucuydu. Silahların etkisi, hükümet ve yönetici elit kesim tarafından televizyon tartışmaları ve basın toplantılarında silahların devletle sınırlandırılması gerektiği sloganı tekrarlanmaya devam ettiği sürece, siyasi varlığa dönüşmesi gayet doğal bir durum. Bu yüzden silahların varlığı rantçı ekonomiden pay almaya başladı ve ardından silah, para ve siyasi nüfuz üçlüsü aracılığıyla etkisini dayattı.

En büyük blok olmaya hak kazanan olmadı

2005'teki ilk seçimlerden bu yana iktidar sistemi tarafından oluşturulan denklem, seçim sonuçlarından çok anlaşmalar ve ittifaklara dayansa da seçim listeleriyle elde edilen sandalye sayısı, daha fazlasını kazanmak ve bakanlıklar ile üst düzey pozisyonlarda ganimet çemberini genişletmek için bir marj alanı sağlıyor.

Irak'taki krizler, siyasi görüş ve tutumlardaki farklılıkların bir ifadesi değil, kişisel krizlerin bir yansımasıdır. Irak'taki politikacıların düşüncelerini yönlendiren denklem, kazan-kaybet senaryosuna dayanıyor. Bu yüzden Iraklı politikacılar ya herkesin kazanacağını düşünürler ya da seçimlere itiraz edip uzlaşmayı kınamaya ve hatta belki de güç kullanmaya yönelirler.

2025 seçimlerinde geleneksel güçler ile yeni yükselen güçler arasında şiddetli bir rekabet yaşandı. Ancak, hiçbir taraf hükümeti kurma veya üç başkanlık makamından herhangi birini kazanma konusunda üstünlük sağlayacak kadar rahat bir sonuç elde edemedi.

Uzlaşı hükümeti kavramı, bakanlıkların paylaşılması ve bu veya şu partiye kota olarak dağıtılmasına indirgendiğinde, bu yönetim tarzı ancak ‘kırılgan bir uzlaşı’ veya ‘iktidarın ganimetlerinin dağıtımına dayalı bir uzlaşı’ olarak tanımlanabilir.

Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani liderliğindeki İmar ve Kalkınma Koalisyonu, parlamentoda toplam 185'ten fazla sandalyeye sahip olan Şii siyasi güçlerin sahip olduğu sandalyelerin üçte birinden azını kazandı. Bu yüzden bu rakamlar Sudani’yi Şii iktidar güçlerine bir sonraki hükümetin en güçlü adayı olarak dayatmak için yeterli değil.

Eski Meclis Başkanı Muhammed el-Halbusi liderliğindeki Tekaddum (İlerleme) İttifakı ise Sünni siyasi güçler arasında en fazla sandalyeyi kazanmayı başaramadı. Bu yüzden Sünni liderliğin ön saflarındaki konumunu korumuş olabilir ve bir sonraki parlamento başkanının seçilmesinde en etkili güç olabilir. Ancak, muhaliflerinin ittifakları, özellikle de Şii siyasi güçler bu konuda onlarla aynı fikirde olursa Tekaddum İttifakı’nın meclis başkanlığı için kendi adayını dayatmasında engel teşkil edebilir.

hy
Eski Irak Başbakanı Nuri el-Maliki, seçimler öncesinde Hukuk Devleti Koalisyonu için düzenlediği mitingde, 7 Kasım 2025 (Reuters)

Kürt sahnesinde, Kürt siyasi güçler 44 sandalye için yarıştı. Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) 26 sandalye kazandı ve buna bir veya iki sandalye daha eklenebilir. Bu arada, KDP’nin rakibi Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) 18 sandalye kazandı. Ancak bu rakamlar cumhurbaşkanlığı payını belirlemek için kullanılmıyor, bunun yerine iki parti arasındaki anlaşmalar kullanılıyor. Bu anlaşmalar, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) oluşumuyla bağlantılı olacağı ve dolayısıyla cumhurbaşkanının olarak kimin seçileceği ve Bağdat hükümetini oluşturacak üst düzey makamların ortaklarla nasıl paylaşılacağı konusunda etkili olacağı için karmaşık olabilir.

Bu yüzden sonuçlar net bir kazanan ortaya çıkarmadığından, cumhurbaşkanı, başbakan ve meclis başkanının seçilmesi için yeniden kota anlaşmalarına dönüldüğünü görebiliriz, ancak bu durum kırılgan ittifakların geri dönüşüne katkıda bulunacak.

Muhalefete yer yok

Irak’taki her seçim döneminde iktidardaki sistem, hükümeti oluşturan aynı mekanizmaları tekrarlar ve herkesin iktidarda ve herkesin muhalefette olduğunu kanıtlar! Hükümeti kurmak için anlaşan siyasi taraflar arasındaki balayı uzun sürmez. Devletin yüksek çıkarları veya stratejik kararlar üzerindeki anlaşmazlıklar etrafında dönmeyen, daha çok siyasi aktörlerin ruh halleri veya çıkarları etrafında dönmeye başlayan rekabet ve anlaşmazlıklara yeniden tanık olacağız.

Uzlaşı hükümeti kavramı, bakanlıkların paylaşılması ve bu veya şu partiye kota olarak dağıtılmasına indirgendiğinde, bu yönetim tarzı ancak ‘kırılgan bir uzlaşı’ veya ‘iktidarın ganimetlerinin dağıtımına dayalı bir uzlaşı’ olarak tanımlanabilir. 2006 yılından bu yana, bakanlıkların paylaşılması dışında hiçbir konuda anlaşamayan siyasi ittifaklar temelinde beş hükümet kuruldu. Bu kırılgan uzlaşı hali, hükümetin kurulması ve bakanlıkların dağıtılmasından sonra hızla çöküyor ve parlamentoda muhalefete doğru ilerlemek yerine, muhalifler arasında siyasi karalama kampanyalarına geri dönülüyor.

Bazı milletvekilleri, belki Şii siyasi güçlerden İşrakat Kanun Partisi, El-Ceyli el-Cedid Partisi ve IKBY’de muhalefetteki el-Ulusal Duruş Hareketi’nin yer alacağı muhalefet rolünü üstlenebilir. Parlamentoda muhalefet kanadındaki sandalyeleri işgal edebilirler. Ancak muhalefetin toplam koltuk sayısı yirmiyi geçmez. Bu yüzden rolleri, güçlü bir muhalefet bloğu olarak değil, milletvekili olarak siyasi profesyonellikle sınırlı kalacak.


Suriye Savunma Bakanı, Şam'da üst düzey Rus heyetini kabul etti

Suriye Savunma Bakanı Tümgeneral Murhaf Ebu Kasra, Şam'da Rusya Savunma Bakan Yardımcısı Yunus Bek Yevkurov başkanlığındaki Rusya Federasyonu'ndan üst düzey bir heyeti kabul etti (SANA)
Suriye Savunma Bakanı Tümgeneral Murhaf Ebu Kasra, Şam'da Rusya Savunma Bakan Yardımcısı Yunus Bek Yevkurov başkanlığındaki Rusya Federasyonu'ndan üst düzey bir heyeti kabul etti (SANA)
TT

Suriye Savunma Bakanı, Şam'da üst düzey Rus heyetini kabul etti

Suriye Savunma Bakanı Tümgeneral Murhaf Ebu Kasra, Şam'da Rusya Savunma Bakan Yardımcısı Yunus Bek Yevkurov başkanlığındaki Rusya Federasyonu'ndan üst düzey bir heyeti kabul etti (SANA)
Suriye Savunma Bakanı Tümgeneral Murhaf Ebu Kasra, Şam'da Rusya Savunma Bakan Yardımcısı Yunus Bek Yevkurov başkanlığındaki Rusya Federasyonu'ndan üst düzey bir heyeti kabul etti (SANA)

Suriye Savunma Bakanı Tümgeneral Murhaf Ebu Kasra, dün Şam'da Rusya Savunma Bakan Yardımcısı Yunus-Bek Yevkurov başkanlığındaki üst düzey bir Rusya Federasyonu heyetini kabul etti.

Resmi SANA haber ajansı, görüşmede askeri iş birliği ve karşılıklı çıkarlara hizmet edecek ve her iki ülkenin beklentilerini karşılayacak koordinasyon mekanizmalarının güçlendirilmesi konularının ele alındığını bildirdi.

Savunma Bakanlığı Hava Kuvvetleri ve Hava Savunma Eğitim Dairesi Müdürü Tuğgeneral Yahya Bitar, 2 Kasım'da Tümamiral Kornenko Oleg Viktorovich başkanlığındaki bir Rus askeri heyetini kabul etti. Şarku’l Avsat’ın SANA’dan aktardığına göre heyet, çeşitli uzmanlık alanlarından çok sayıda askeri uzmandan oluşuyordu.

Resim   Savunma Bakanlığı Hava Kuvvetleri ve Hava Savunma Eğitim Dairesi Müdürü Tuğgeneral Yahya Bitar, Tuğamiral Kornenko Oleg Viktorovich başkanlığındaki Rus askeri heyetini kabul ediyor, 2 Kasım (Suriye Savunma Bakanlığı)

Bakanlığın açıklamasına göre, Rus heyeti, Eğitim Kurumu yetkilileri ile Topçu, Hava Kuvvetleri, Ataşeler ve Zırhlı Birlik yetkilileriyle, mevcut aşamanın gereklerine ayak uydurmak ve verimlilik ile hazırlık düzeyini artırmak amacıyla bu uzmanlıkların niteliklendirilmesi ve geliştirilmesi yollarını görüştü.

Aynı dönemde Suriye Savunma Bakanlığı'ndan Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Ali en-Nasan başkanlığındaki resmi bir heyet de Rusya'nın başkenti Moskova'ya gelmişti.

Resim  Temmuz ayının sonunda Moskova'ya yaptığı ziyarette, Dışişleri Bakanı Esad Hasan eş-Şeybani, Savunma Bakanı Tümgeneral Murhaf Ebu Kasra, Genel İstihbarat Şefi Hüseyin el-Selame ve Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mahir eş-Şara, eş-Şara'ya eşlik etti. (SANA)  

Savunma Bakanı Tümgeneral Murhaf Ebu Kasra, 31 Temmuz'da Rusya'nın başkenti Moskova'da Rus mevkidaşı Andrey Belousov ile bir araya geldi. Görüşmede Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı Esad eş Şeybani ve Genel İstihbarat Şefi Hüseyin Selame de hazır bulundu. İki taraf, Suriye-Rusya ilişkilerine katkı sağlamak amacıyla bir dizi ortak askeri konu üzerinde görüşmelerde bulundu.


Suriye devlet televizyonu: Halep, "eski rejimin suçları" nedeniyle ilk kez kamuya açık bir yargılamaya sahne olacak

Suriye'deki savaş yıllarında hasar gören Halep Kalesi çevresindeki yıkım (Reuters)
Suriye'deki savaş yıllarında hasar gören Halep Kalesi çevresindeki yıkım (Reuters)
TT

Suriye devlet televizyonu: Halep, "eski rejimin suçları" nedeniyle ilk kez kamuya açık bir yargılamaya sahne olacak

Suriye'deki savaş yıllarında hasar gören Halep Kalesi çevresindeki yıkım (Reuters)
Suriye'deki savaş yıllarında hasar gören Halep Kalesi çevresindeki yıkım (Reuters)

Suriye devlet televizyonu dün yer alan bir haberde, Halep Adalet Sarayı'nın, "devrik" rejimin yönetimi sırasında işlenen suçların faillerinin ilk kez kamuya açık yargılanmasına tanıklık edeceği bildirildi.

Suriye televizyonu, kaynaklara dayandırdığı haberinde, mahkemenin Suriye kıyılarındaki olaylarda suç işlediği iddia edilen kişilerin davalarını da değerlendireceğini ifade etti.

Ancak televizyon kanalı bu kamuya açık davaların tarihi konusunda bir bilgi vermedi.