Libya’da siyasi sürecin başarısızlığının bedeli petrolle ödeniyor

Libya Petrol Tesisleri Muhafızları, ülkenin batısındaki dört petrol tesisini kapattı

Trablus'un güneyinde bulunan bir petrol sahası (Reuters)
Trablus'un güneyinde bulunan bir petrol sahası (Reuters)
TT

Libya’da siyasi sürecin başarısızlığının bedeli petrolle ödeniyor

Trablus'un güneyinde bulunan bir petrol sahası (Reuters)
Trablus'un güneyinde bulunan bir petrol sahası (Reuters)

Zayed Hediyye
Libya’da başkent Trablus’taki askeri nüfuz mücadelelerinin yeniden başlamasıyla 24 Aralık’ta yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin kapısı kapanırken eski anlaşmazlıkların kapıları bir kez daha ardına kadar açıldı ve bir buçuk yıllık aranın ardından petrol sahalarının kapatılması uygulamaları yeniden hortladı.
Bir yandan seçim sürecinin başarısız olmasının sebepleri konusunda karşılıklı suçlamalar yapılırken ve kimlerin seçimlerin yapılacağı yeni tarihi açıklayacağı konusunda tartışmalar devam ederken diğer yandan siyasetçiler, siyasi geçiş sürecinin sona ulaştırılamamasının daha ciddi sonuçları olacağı konusunda uyardılar.

Petrol sahalarının yeniden kapatılması
Libya Petrol Tesisleri Muhafızları, ülkenin en büyük petrol sahası eş-Şerara başta olmak üzere batıdaki dört petrol sahasını kapattı. Petrol Tesisleri Muhafızları Kurumu Basın Ofisi Müdürü Ala el-Edhem, Petrol Tesisleri Muhafızları’nın maaş iyileştirilmesi ve başka bazı taleplerle Vefa Petrol Sahası'nı kapattıklarını duyurdu. Açıklamada,  sadece Vefa Petrol Sahası’nın kapatıldığını, geriye kalan sahaların ise açık olduğunu belirten Edhem, özellikle Savunma Bakanlığı’nın askıya aldığı ikramiyelerin ödenmesi, maaşların iyileştirilmesi ve askeri rütbelerde düzenlemeler yapılmasının yanı sıra yasa ve yönetmeliklere uygun kurslardan eğitim alanlara askerlik belgesi verilmesinin, eğitimsiz kişilere bu belgelerin verilmemesinin istendiğini söyledi.

Büyük zarar
Bu açıklamadan sonra Ulusal Petrol Kurumu (NOC) yazılı bir açıklama yaparak, Vefa Petrol Sahası'nın ardından Şerara, El-Fil ve Hamade petrol sahalarında da üretimin durdurulduğu duyurdu.
NOC açıklamasında, Petrol Tesisleri Muhafızları unsurlarının bu sahalarda üretimleri durdurmaları bir kez daha ülkenin zenginliğinin boşa harcanmasına ve Libya halkının yoksullaşmasına yol açacaktır. Petrol sahalarının uzman olmayan kişilerce yasa dışı olarak kapatılmasından sonra yaşananlardan dolayı üzgünüz. Ne zaman petrol fiyatları yükselse, yeni bir kapanışla karşı karşıya geliyoruz” denildi.
Açıklamada, Cumhuriyet Başsavcılığı'na konuyla ilgili bilgi verileceği ve bu yüz kızartıcı eylemi planlayan, uygulayan ve faydalananların ortaya çıkarılması için gerekli soruşturmaların yapılacağından emin olunduğu vurgulandı.

Mücbir sebep ilan edildi
Öte yandan NOC Başkanı Mustafa Sanallah, Şerara, El-Fil ve Hamade petrol sahalarında mücbir sebep ilan etti. Sanallah yaptığı açıklamada, halka sıkıntı veren bu uygulamalara göz yummanın mümkün olmadığını belirterek, “Bu uygulamaları, profesyonel çalışmanın gereklerini hesaba katmadan, Libyalıların geçim kaynaklarını bölgesel amaçlarla siyasileştirmenin ya da bireylerin kazançlarını ve çıkarlarını elde etmenin bir aracı haline getiremeyiz” ifadelerini kullandı. Sanalllah, “Petrol piyasasında müşterilerimize karşı yükümlülüklerimizi yerine getirmek imkansız hale geldi. Bu yüzden mücbir sebep ilan etmek zorunda kaldık” dedi.

Gelişmeler anlık sonuçlar doğurdu
Ülkenin batısındaki dört petrol sahasının kapatılması, aynı gün Libya dinarının değerinde düşüşe yol açarak ülke ekonomisi için anlık sonuçlar doğurdu. Aynı zamanda elektrik enerjisinin de petrolden elde edilmesi sebebiyle kapanmadan sonra büyük elektrik kesintileri yaşandı.
Libya Elektrik Şirketi, kapatma nedeniyle şirketin istasyonlarını besleyen ham petrol boru hattından akışın kesilmesi sonucunda şirkete ait Ruveys, ez-Zaviye, el-Hums istasyonlarının tamamında ve Misrata istasyonunun bir bölümünde elektrik üretiminin durduğunu açıkladı.
Şirket, bu kapanmanın yaklaşık 2 bin 500 megavatlık kayba yol açması nedeniyle bazı saatlerde yoğunluğun yaşanmasına ve özellikle sıcaklıkların düşük olduğu bu günlerde artan elektrik enerjisi talebinin karşılanmasında bir takım teknik zorluklar getireceğine dikkati çekti.

İtidal çağrısı
Gazeteci yazar Abdurrezzak ed-Dahş, konuyla ilgili olarak şunları söyledi:
“Petrol tesislerine yapılan saldırıların çoğu, onları korumakla görevli olan Petrol Tesisleri Muhafızları tarafından gerçekleştirildi. Maaşta iyileşme, hatta geç kahvaltı talebiyle bir petrol sahası, bir gaz vanası veya bir petrol ihracat limanı kapatıldığında fidye için çocuk kaçırmak gibi olurdu, ama bu kez tüm halkı kaçırmayı tercih ettiler. Libya’nın ve ulusal güvenliğinin en büyük yükü haline gelen bu grubu dağıtmak yerine şantajlarına boyun eğiyoruz. Her seferinde bir görevden alma kararı ya da tutuklama emri bekliyoruz, ama taleplerin karşılandığını ve maaşların artırıldığını görüyoruz.”
Petrol sahalarına yönelik saldırılara karşı gösterilen hoşgörünün ülke ekonomisine çok pahalıya mal olduğunu söyleyen Dahş, “Petrol Tesisleri Muhafızları’nın tamtamları bize 100 milyar doları aşkın bir miktara mal oldu, bu da döviz kuruna göre yaklaşık yarım trilyon dinar anlamına geliyor. Kayıtsızlık bize bunca acıya, bunca eziyete mal oldu. Şimdi ise çocuklarımızın iliklerine kadar işleyen bu kış soğuğunda 10 saate ve daha fazlasına kadar elektrik kesintilerini de beraberinde getirebilir” ifadelerini kullandı.

En kötü senaryo uyarısı
Analistlere ve ülkenin önde gelen siyasi isimleri, Libya'nın güvenlik, siyasi ve ekonomik sektörlerde birden fazla düzeyde tanık olduğu bu gerilimi, seçimlerin planlandığı gibi 24 Aralık'ta gerçekleştirilememesi ve siyasi geçiş sürecinin tamamlanamamasına bağladılar.
Temsilciler Meclisi (TM) üyesi İsmihan Bilavn, seçim sürecinin net bir çözüm bulunamadan çökmesi nedeniyle Libya'nın yeniden iç savaş tehdidiyle karşı karşıya kaldığını söyledi. Bilavn, s süreci engelleyen bazı yerel tarafların, çeşitli bölgelerde güvenlik ve istikrarı bozmak için seçimlerin ertelendiği haberlerinden ve özellikle (Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Libya Özel Danışmanı) Stephanie Williams'ın göreve gelmesinden sonra, bazı dış güçlerin cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday gösterilen bazı isimlerle ilgili memnuniyetsizliği nedeniyle ortaya çıkan uluslararası kaos durumundan yararlanabileceklerini söyledi.
Bilavn, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Uluslararası toplum, Libya'ya yönelik ortak bir vizyona sahip değil. Seçim tarihleri ​​ve aday isimleri konusunda sert bir bölünme içinde. TM ile hükümet arasındaki mevcut anlaşmazlıkların bazılarının, özellikle hükümetin Libya Devlet Yüksek Konseyi’nin (DYK) kararları üzerindeki kontrolü devam ederken sonunda 2014 seçimlerinin ardından patlak veren krize benzer bir iç savaşa yol açmasından korkuluyor.”
Öte yandan eski milletvekili ve mevcut cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday koyan Şerif el-Vafi ise yaptığı açıklamada, “TM ve sorumlu makamların durumu kurtarmak için gerekli önlemleri almakta gecikmesi, ülkenin bölünmesine ve yeniden bir silahlı çatışmanın başlamasına yol açacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre seçim kampanyası ekibi tarafından yayınlanan açıklamada Vafi, TM’yi, mevcut ilgili yasaları değiştirerek veya yeni yasalar çıkararak seçimlerin ertelenmesinin yol açtığı krizi çözmek için milletvekillerine acil bir toplantı çağrısı yapmaya ve cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerini düzenleme konusundaki sorumluluklarını üstlenmeye çağırdı.



Gazze'de onlarca açlık çeken insan İsrail savaş makinesinin kurbanı

İsrail'in çarşamba günü El-Bureyc mülteci kampındaki bir okulu bombalaması sırasında olay yerinden kaçan bir kızın video görüntüsü (Reuters)
İsrail'in çarşamba günü El-Bureyc mülteci kampındaki bir okulu bombalaması sırasında olay yerinden kaçan bir kızın video görüntüsü (Reuters)
TT

Gazze'de onlarca açlık çeken insan İsrail savaş makinesinin kurbanı

İsrail'in çarşamba günü El-Bureyc mülteci kampındaki bir okulu bombalaması sırasında olay yerinden kaçan bir kızın video görüntüsü (Reuters)
İsrail'in çarşamba günü El-Bureyc mülteci kampındaki bir okulu bombalaması sırasında olay yerinden kaçan bir kızın video görüntüsü (Reuters)

İsrail güçleri, ABD yardımlarının dağıtıldığı noktalara akın eden Filistinlileri ve yardım kamyonlarının giriş yollarını hedef almaya devam etti. Bu saldırılar, özellikle mart ayında ateşkesin bozulmasından sonra, mayıs ayı sonundan beri yüzlerce kişinin ölümüne yol açtı.

Dün, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus şehrinin güneyindeki Al-Tina Caddesi'nde Amerikan yardımlarının dağıtıldığı noktada toplanan 32 Filistinli öldürüldü. Yeni katliamda 100'den fazla kişi yaralandı. Bazıları ağır, diğerleri ise orta ve hafif yaralı. Dün Gazze'nin çeşitli bölgelerinde ölenlerin sayısı 70'e yükseldi.

Bölgeden Şarku’l Avsat’a konuşan bir görgü tanığı, İsrail tanklarının ateş açtığını, ardından küçük bir “quadcopter” insansız hava aracının yardım almak için gelen binlerce sivile doğrudan ateş açtığını söyledi.

Resim  Filistinliler, Gazze'deki Nuseyrat mülteci kampındaki bir yardım dağıtım merkezine düzenlenen İsrail hava saldırısının kurbanlarını taşıyor (AFP)

Tanık, yaklaşık 300 metre mesafeden rekor hızla gelen başka bir İsrail tankının, gençlerin bulunduğu bölgeye yaklaştığını, bazılarının etrafını çevreledikten sonra geri çekildiğini, insansız hava araçlarının (İHA) garip sesler çıkardığını ve sakinlerden bölgeyi terk etmelerini ve bir daha geri dönmemelerini istediğini anlattı.

Cuma günü, Gazze'nin güney ve orta kesimlerinde yardım bekleyen 14 Filistinli, yardım dağıtım noktalarında veya yaklaşık bir haftadır fiilen giriş yapamayan yardım kamyonlarının giriş yollarında her gün meydana gelen olaylarda hayatını kaybetti. Bazı durumlarda, İsrail güçlerinin işlediği katliamlarda çok sayıda kişi öldürüldü.

891 kişi öldü

İsrail, önceki olaylarda yardım dağıtım noktalarında meydana gelen olaylarla ilgili soruşturma başlattığını iddia ederken, Hamas ise İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki sınır kapılarını kapatarak, yardım ve mal girişini engellediğini ve açlık çeken sivilleri kasten hedef aldığını belirtiyor.

Gazze Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre dünkü olaydan önce, ABD kuruluşuna ait yardım dağıtım noktalarının açıldığı geçen mayıs sonundan bu yana 891 Filistinli öldürüldü, 5 bin 754'ten fazla kişi yaralandı.

CDF
Gazze Şeridi'ndeki gıda kıtlığı nedeniyle ciddi yetersiz beslenme sorunu yaşayan Filistinli bir çocuk (EPA) 

Sağlık kaynaklara göre, kurbanların çoğu, tüm Gazze halkını etkisi altına alan gerçek bir kıtlık nedeniyle sağlık sorunları yaşayan ailelerine yardım ulaştırmak için yardım dağıtım merkezlerine gelen gençler ve genç erkekler.

Gazze Sağlık Bakanlığı, insani yardım arayanlara yönelik katliamların binlerce kişinin hayatını tehdit ettiğini belirterek, bölgenin, temel gıda maddelerinde ciddi kıtlık ve yaygın yetersiz beslenmeyle karşı karşıya olduğunu ve bu felaketin sonuçlarını tedavi edecek tıbbi imkanların tamamen yetersiz olduğunu açıkladı.

Bakanlık, sağlık ekiplerinin açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle ölüm oranlarında belirgin bir artış gözlemlediğini belirtti ve uluslararası toplumun sessizliğinin devam etmesi halinde, benzeri görülmemiş bir sağlık ve insani felaketin yaşanacağı uyarısında bulundu. Bakanlık uluslararası toplumu, Birleşmiş Milletler kurumları ve insan hakları örgütlerini bu katliamları durdurmak ve gıda, ilaç ve yakıtın güvenli ve düzenli bir şekilde ulaştırılması için insani koridorlar açmak üzere acil ve etkili adımlar atmaya çağırdı.

Sağlık Bakanlığı istatistikleri

Gazze Sağlık Bakanlığı verilerine göre geçtiğimiz aylarda Gazze Şeridi'nde yetersiz beslenme ve kıtlık nedeniyle 70'ten fazla çocuk hayatını kaybetti. Son üç ayda insani krizlerin ikiye katlanmasıyla birlikte bu sayının belirgin bir artış gösterdiği belirtildi.

Son üç gün içinde, iki buçuk yaşından küçük 4 çocuk yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybetti. Sonuncusu dün sabah, Gazze şehrinde yaşayan Cavid el-Enkar adlı çocuktu.

SCDFGRT
Gazzeliler, Han Yunus'taki yerinden edilmiş kişiler için kurulan kampta yiyecek bulma zorluğunun yanı sıra su bulmakta da zorlanıyor (AP)

Saha'da İsrail, Gazze Şeridi'nde yerinden edilmiş kişilerin çadırlarını, evlerini ve çeşitli hedefleri bombalamaya devam ediyor. Dün yaklaşık 36 kişi öldü. Ölenler arasında, Hamas hükümetine bağlı Nusayrat Polis Merkezi müdürü Ömer Akl'ın ailesi de var. Akl'ın eşi ve tüm çocukları da öldü.

İsrail'in saldırılarında ölenlerin sayısı 7 Ekim 2023'ten bu yana 58 bin 765 kişiye, yaralıların sayısı ise 140 bin 485 kişiye yükseldi. İsrail'in geçen ocak ayında yürürlüğe giren ateşkesin ardından savaşı yeniden başlatması sonucu 18 Mart'tan bu yana ölenlerin sayısı 7 bin 938 kişi oldu.

90 hedef saldırıldı

İsrail ordusu dün öğleden sonra, hava kuvvetlerinin son 24 saat içinde Gazze Şeridi'nde 90 hedefi vurduğunu ve Gazze şehrinde kara operasyonlarını genişlettiğini açıkladı.

İsrail güçleri, özellikle Gazze ve Han Yunus şehirlerinin yanı sıra Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye el-Beled bölgesinde bombalama ve kara operasyonlarını genişletiyor. Bu bölgede ilk kez bu kadar kapsamlı bir kara operasyonu gerçekleştiriyorlar. Daha önce, şehrin bitişiğindeki Cibaliye mülteci kampında en az üç kez operasyon düzenlemişlerdi.

FGTHYU
Filistinliler Nuseyrat mülteci kampındaki bir dağıtım noktasında yiyecek bulmakta zorlanıyor (AFP)

İsrail, mevcut operasyonların amacının “Hamas”a askeri baskı uygulamak olduğunu söylerken, Gazze'deki siviller bu saldırıların bedelini ödüyor. Bu operasyonlar sonucunda hayatını kaybeden çocukların ve kadınların görüntüleri ortaya çıkarken, “Hamas” İsrail'i halkına karşı kasıtlı katliamlar yapmakla suçluyor.

İsrailli subaylar, Yedioth Ahronoth gazetesine, özellikle Doha'da devam eden müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlanması durumunda, operasyonlarını genişletmek için siyasi kadrodan onay beklediklerini söyledi. Gazze Şehri'nin orta ve batı kesimlerinde, çoğunluğu şehrin doğu kesiminden ve Gazze Şeridi'nin kuzey kesiminden yerlerinden edilmiş yaklaşık 800 bin Filistinlinin yaşadığı bölgelerde operasyon planları olduğunu belirttiler.

Subaylar ayrıca, İsrail'in henüz kısmen girdiği Gazze'nin merkezindeki Nuseyrat ve Deyr el-Belah bölgelerindeki kamplara düzenleme planları olduğunu da ifade etti.