2021, sorunları sıfırlama ve çıkarlara öncelik verme yılı oldu

Körfez ülkesi liderleri, Ocak 2021’de düzenlenen el Ula Zirvesi öncesinde hatıra fotoğrafı çektirdiler.
Körfez ülkesi liderleri, Ocak 2021’de düzenlenen el Ula Zirvesi öncesinde hatıra fotoğrafı çektirdiler.
TT

2021, sorunları sıfırlama ve çıkarlara öncelik verme yılı oldu

Körfez ülkesi liderleri, Ocak 2021’de düzenlenen el Ula Zirvesi öncesinde hatıra fotoğrafı çektirdiler.
Körfez ülkesi liderleri, Ocak 2021’de düzenlenen el Ula Zirvesi öncesinde hatıra fotoğrafı çektirdiler.

Suudi Arabistan’ın el Ula kentinde 5 Ocak 2021’de düzenlenen 41. Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Zirvesi bölgede sıfır soruna ve çıkarlara öncelik verme hakkına sahip uzlaşıların başlangıç sinyali niteliğinde oldu.
KİK ülkelerini derinden etkileyen 43 aylık krizin ardından el Ula Zirvesi’nde, Mısır ve Katar’ın yanı sıra Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn arasındaki anlaşmazlığı sona erdirmek için de anlaşmaya varıldı. 41. KİK Zirvesi, 2021 yılını iyi bir atmosferde açarak bahsi geçen ülkeleri üzerinde anlaşmaya vardıkları başlıkları uygulamaya yönelik iyi niyetlerini göstermek için pratik adımlar atmaya teşvik etti.
Suudi Arabistan Veliaht Presi Muhammed bin Selman zirve sırasında uzlaşmanın içeriğini  özetleyerek KİK’in varlığının haklar arasındaki inanç, akrabalık ve ortak kader bağları ile temsil edilen paydalar ve ülkeler arasındaki özel ilişkiye dayandığını vurguladı. Yüksek hedefleri ve temelleri gerçekleştirmek adına süreci tamamlamak ve her alanda bütünleşmeyi sağlamak zorunda olduklarını kaydetti. Veliaht Prens açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Bugün özellikle İran rejiminin nükleer programı, balistik füze projesi, kendisinin ve vekillerinin bölgedeki güvenlik ve istikrarı bozmaya yönelik terörist ve mezhepçi faaliyetleri ile benimsediği yıkıcı projelerinden kaynaklanan tehditler karşısında bölgemizi ilerletmek ve bizi çevreleyen zorluklarla yüzleşmek için çabalarımızı birleştirmeye çok ihtiyacımız var. Bu da bize uluslararası toplumu bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliği tehdit eden bu program ve projeleri durdurmak için ciddi şekilde çalışmaya davet etme sorumluluğu yüklüyor.”
Suudi Arabistan, BAE, Katar ve Mısır, büyükelçilerin dönmesi için Katar ile görüşmeleri başlatmak ve uzlaşmayı tamamlamak ve hükümleri uygulamak için ülke liderleri arasında karşılıklı ziyaretler gerçekleştirmek için davetiye göndermeye başladı. Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz, Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad’ı Suudi Arabistan’ı ziyaret etmeye davet etti. Veliaht Prens Muhammed bin Selman geçtiğimiz mayıs ayında Cidde’de Katar Emiri ile bir araya geldi. Geçtiğimiz eylül ayında da Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani ve BAE Ulusal Güvenlik Danışmanı Şeyh Tahnun Bin Zayed el-Nahyan Kızıldeniz’de görüştü. Toplantının ardından yayınlanan fotoğraf iyimserlik atmosferinin gücünü ortaya koydu.

Körfez’e dönüş turu
Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın gerçekleştirdiği Körfez turu, tüm anlaşmazlık sayfasının kapatıldığını doğrular nitelikte. Körfez turuna ilişkin verilen mesajlar şu şekildeydi:
İkili iş birliğini güçlendirmek, Körfez iş birliği sürecini desteklemek, bölgede güvenlik ve istikrarı sağlamak, bölgenin, ulusun ve dünyanın çeşitli sorunlarına yönelik pozisyon ve vizyon koordinasyonu oluşturmak ve Körfez saflarını birleştirmek.
Suudi Arabistan ile Körfez İşbirliği Konseyi'ndeki beş ortağı arasında onlarca anlaşma ve mutabakat muhtırası imzalandı. Körfez turu, Riyad’ın ev sahipliğinde düzenlenen 42. Kik Zirvesi öncesi Körfez eyleminin gidişatını daha geniş ufuklara itmek için düzenlendi.
Yıl başında olduğu gibi yılın sonunda da düzenlenen zirvede Körfez ülkeleri liderleri, KİK üyeleri arasındaki safların birliği, tüm alanlarda daha fazla koordinasyon, entagrasyon ve karşılıklı bağımlılık sağlama arzusu konusundaki kararlılıklarını teyit etti. KİK ülkelerinin herhangi üye bir devlete yönelik tehdide karşı birlik içinde oldukları bildirildi. Liderler,  ekonomik birlik unsurlarının tamamlanması, ortak savunma ve güvenlik sistemleri dahil el Ula Bildirgesi ve Aralık 2015'te yapılan KİK 36’ıncı Yüksek Konsey oturumunda onaylanan Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz’in vizyonunun doğru ve sürekli olarak uygulanmasına vurgu yaptılar.

Türkiye’nin uzlaşı adımları
Körfez uzlaşması bölgedeki durgun suları da hareketlendirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz mayıs ayında Ramazan Bayramı vesilesiyle aradığı Kral Selman ile yaptığı görüşmede iki ülke arasındaki ilişkiler ve iş birliğini ilerletecek adımları görüştü. Türkiye Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’ndan konuyla ilgili yapılan açıklamada  Erdoğan ve Kral Selman’ın ‘iki ülke arasındaki diyalog kanallarının açık tutulması hususunda’ mutabık kaldığı aktarıldı.
Söz konusu telefon görüşmesinden günler sonra Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da ikili ilişkileri görüşmek üzere Riyad’ı ziyaret etti. Geçtiğimiz kasım ayında da  Suudi Arabistan Ticaret Bakanı Macid Kasabi  ‘Helal Ürünler Fuarı’ kapsamında İstanbul’a düzenlediği ziyarette iki ülke arasındaki ikili ilişkileri görüştü.
BAE Ulusal Güvenlik Danışmanı Şeyh Tahnun Bin Zayed el-Nahyan geçtiğimiz ağustos ayında Ankara’ya gerçekleştirdiği ziyarette Erdoğan ile görüştü. BAE ve Türk kaynaklar, görüşme sırasında iki ülkenin farklılıkları aşma arzusunu ve önemli sorunları tartışmak için ortak bir komite kurulmasına karar verildiğini bildirdi. Şeyh Tahnun’un Türkiye ziyaretinden iki hafta sonra, Erdoğan’ın Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed Bin Zayid Al Nahyan ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde uzlaşma yönelimlerini yeniden teyit ettiği aktarıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşme sırasında Şeyh Muhammed bin ayid’i Türkiye’ye davet etti. Davet üzerine geçtiğimiz kasım ayında Ankara’da gerçekleşen görüşmede BAE ile Türkiye arasında karşılıklı çıkarlara hizmet eden tüm alanlarda iş birliği ve ortak çalışma için yeni ufuklar açmanın yolları ele alındı. Erdoğan ziyaretin, iki ülke halklarının ve bölgenin çıkarına olacak yeni bir aşamanın zemini hazırladığını vurguladı. Diğer yandan BAE,  Türkiye ekonomisi desteklemek ve iki ülke arasındaki ilişkiler güçlendirmek adına  yatırım için  10 milyar dolarlık  bir fon ayırdığını duyurdu.
7 Aralık’ta Katar’ı ziyaret eden Erdoğan, Körfez ülkeleriyle ilişkileri geliştirme arzusunu yineledi ve ilişkileri pekiştirmek için gereken her adımın atılacağını söyledi. “Katar ve Körfez’deki kardeşlerimizle ilişkilerimizi ilerleteceğiz” diyen Erdoğan, “Körfez bölgesinde yanlış anlaşılmaların giderilmesi yönünde yürütülen diplomatik çabaları memnuniyetle karşılıyoruz” ifadesini kullandı. İlişkileri güçlendirerek tüm Körfez ülkeleriyle dayanışmanın devamını desteklediklerini vurgulayan Erdoğan, Şubat 2022’de Abu Dabi ziyaret edeceğini duyurdu.
Türkiye'nin Körfez adımları Mısır'a da uzandı.  2020 yılının sonunda güvenlik düzeyinde başlayan temaslar ile ilişkilerin müzakerler ile devam etmesi hedeflendi. Kahire, Mısır ve Türkiye dışişleri bakanlıklarından iki heyet arasında geçtiğimiz mayıs ayında, anlaşmazlık dosyalarını görüşmek ve diplomatik ilişkilerin geri dönüşünün önünü açmak için ilk resmi gezilere tanıklık edildi. Bunu, geçtiğimiz eylül ayında Ankara'da düzenlenen ve Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şükri'nin Mısır'ın Türk tarafına bir talep ve beklenti paketi sunduğunu açıkladığı ikinci tur izledi. Şükri, uygun bir zamanda ikili ilişkilerin seviyesini yükseltmenin Mısır’ın çıkarlarına uygun olacağını söyledi.
Geçtiğimiz Kasım ayında BAE ile yeni bir sayfa açtıktan sonra ülkesinin kademeli olarak Mısır’la görüşme niyetini açıklayan Erdoğan, belli bir takvim doğrultusunda Mısır’a büyükelçi atanacağını bildirdi. Yapılan açıklamalar önümüzdeki yıl da ilişkilerde yeni bir döneme girilmesi için Türkiye ve Mısır görüşmelerinin devam edeceği yönünde.

Tahran ile keşif amaçlı diyalog
İran ile Körfez ilişkilerinin seyri bahsi geçen bu atmosferden uzak değil. Irak’ın başkenti Bağdat, ‘diplomatik temsil de dahil olmak üzere daha önce üzerinde anlaşmaya varılan bir yol haritasına göre iki ülke arasındaki olağanüstü meselelerin’ tartışıldığı bir Suudi-İran görüşme turuna ev sahipliği yaptı. Bunu, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal in Ferhan’ın ‘dostça’ ve ‘keşif amaçlı’ olarak nitelendirdiği müzakere turları izledi.  Ferhan açıklamasında “Bu bizim için büyük bir değişim değil. Zira biz her zaman bölgede istikrarı sağlamanın bir yolunu bulmak istediğimizi söylüyoruz” dedi. İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Suudi Arabistan ile yürütülen diyaloga övgüde bulunarak Krallığın iki ülkenin bölgedeki rolünün önemi göz önüne alındığında görüşmeler konusunda ‘ciddi’ olduğunu belirtti. Abdullahiyan, diyalogun yapıcı olduğunu ve doğru yönde ilerlediğini belirterek genel olarak sürecin her iki ülkenin ve bölgenin çıkarına olduğunu kaydetti.
BAE Ulusal Güvenlik Danışmanı keşif amaçlı diyaloglara paralel olarak bu ay içerisinde Tahran’a yaptığı ziyarette, iki ülke arasında, 5 yıl süren iletilişimsizliğin ardından sıfır soruna giden yolların genişletildiğini teyit etti. Ancak 2022 yılı, bu farklı yolların nereye kadar ulaşabileceğini ve tarafların geçmişin çatışmalarını bir kenara bırakıp geleceğe bakma yeteneklerini test edecek.



Kral Selman döneminde Suudi Arabistan'ın tanık olduğu etkileyici başarılar

Kral Selman döneminde Suudi Arabistan'ın tanık olduğu etkileyici başarılar
TT

Kral Selman döneminde Suudi Arabistan'ın tanık olduğu etkileyici başarılar

Kral Selman döneminde Suudi Arabistan'ın tanık olduğu etkileyici başarılar

Dr. Faysal b. Abdurrahman Usra / Suudi Arabistan’ın Ankara Büyükelçiliği Kültür Ateşesi

Kalkınma, ilerleme ve gelişme... yükselme ve refah... güvenlik ve istikrar... büyüme ve rahatlama... bölge ve dünya ülkeleri arasında elde edilmiş yüksek bir konum, bu parlak ve müreffeh çağın en önemli başlıklarını temsil ediyor. Kral Selman döneminde Suudi Arabistan bilge ve akılcı bir liderlik gördü. Suudi Arabistan Kralı olarak Hicri 3 Rebiulahir 1436, Miladi 23 Ocak 2015'te kendisine biat edildiğinden beri olağanüstü ve benzeri görülmemiş başarılar gösterdi. Kendisinden öncekilerin ayak izlerini takip ederek, gururlu ulusumuzun süslediği büyük dönüşümlere ve kalkınma adımlarına imza attı. Babası, kurucu Kral Abdulaziz bin Abdurrahman ve kardeşleri, kralların yolunu takip etti. Böylece sadık Suudi toplumunun güvenlik ve istikrarı sağlandı. Kral Selman, bilge liderliğiyle Suudi Arabistan'ı çeşitli siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda farklı ufuklara götürdü. Sadık Suudi Arabistan halkı, bu sevgili ülkenin her yerine yayılan büyüme, gelişme ve yükselişin tadını çıkarsın diye uğraştı. Dünyanın gelişmiş ülkeleri arasında sivrilmek, halklar ve uluslar arasında seçkin bir konuma sahip olmak, uluslararası toplumda önemli roller oynamak, Arap ve İslam uluslarının meselelerinin savunulmasında öncülük etmek gibi birçok başarıya imza attı.

Kral Selman, bilgeliği ve ferasetli vizyonuyla sevgili ülkemizin siyasi güç, sürdürülebilir kalkınma, bilimsel ilerleme, kültürel gelişme ve sosyal istikrar gibi Suudi Arabistan’ı yakından takip eden herkesin saymakta zorlanacağı önemli aşamalar katetmesini sağladı. Suudi halkı ve tüm dünya halkları bu büyük başarılar ışığında gurur, iftihar ve minnettarlıkla ayağa kalktı. Belki de onun döneminde elde edilen en önemli başarılardan biri ülkenin altyapısının güçlendirilmesi ve birçok sektörün geliştirilmesiydi. Vizyon 2030 kapsamında NEOM ve Kızıldeniz Projesi gibi devasa projelerin yanı sıra ulaşım, enerji, eğitim ve sağlık gibi alanlarda hayati projeler geliştirdi. Yeşil Riyad, Yeşil Suudi Arabistan Girişimi, Yeşil Ortadoğu Girişimi, Riyad Art, Qiddiya, The Line, Roshan, Diriye, Suudi Genom Programı, Kral Selman Enerji Şehri (SPARK), Oxagon, AMAALA, Spor Bulvarı Projesi ve diğerleri gibi birçok projeyi hayata geçirdi. Böylece ekonomik çeşitliliği artırmayı ve sürdürülebilir kalkınmayı sağlamayı amaçladı. Kral Selman, İki Kutsal Cami’nin işleriyle ilgilenmenin yanı sıra İki Kutsal Cami’ye ve İslam'a hizmet ederek, İslam’ın yüce mesajını dünyanın her yerine ulaştırarak sevgili vatanımızı onurlandırdı. Ayrıca İki Kutsal Cami’nin altyapısını da geliştirerek Suudi Arabistan'ın üçüncü genişleme projesi kapsamında beş büyük proje başlattı. Hac ve Umre ibadetlerinin yerine getirilmesini kolaylaştırmak, hacılar ve umreciler de dahil olmak üzere Allah'ın misafirlerine en iyi hizmetleri sunmak için sürekli direktifler verdi. Suudi Arabistan’da kültür, sanat ve sporu destekleyerek gençleri yeteneklerini geliştirmeye ve hedeflerine ulaşmaya teşvik etti.

Bu inanılmaz başarıların arasında bir de Vizyon 2030 bulunuyor. Kral Selman’ın gözetiminde, Veliaht Prens ve Başbakan Muhammed bin Selman tarafından geliştirilen bu iddialı vizyon, Kral Selman'ın sürdürülebilir kalkınmayı gerçekleştirme ve Suudi vatandaşları için daha iyi bir gelecek yaratma konusundaki kararlılığını yansıtıyor. Bu vizyon, Kral Selman’ın liderliği altında elde edilen en önemli başarılardan biri olarak kabul edilecek daha parlak bir geleceğe doğru yolculuğa çıkmak adına üç ana eksene dayanıyor: ‘Canlı bir toplum, müreffeh bir ekonomi ve iddialı bir ulus’. Bu üç eksen, Suudi Arabistan’ın hedeflerine ulaşması için birbirleriyle entegre ve tutarlı bir şekilde ilerleyecek. Kral Selman, ekonomiyi çeşitlendirmenin sürdürülebilirliğinin, ekonominin en önemli bileşenlerinden biri olduğu gerçeğine dayanarak Suudi ekonomisini petrole bağımlılıktan uzaklaştırmayı ve dönüştürmeyi amaçladı. Vizyon 2030’un en önemli hedeflerinden biri, Suudi Arabistan’ın petrol dışı gayrisafi yurtiçi hasılasını (GSYİH) yüzde 18,7'den yüzde 50'ye çıkarmaktır. Petrol ve gaz, Suudi ekonomisinin temel dayanak noktasını oluştursa da Suudi Arabistan, turizm, eğlence, teknoloji ve yenilenebilir enerji gibi diğer sektörleri de geliştirerek ek sektörlere yatırım yapmaya başladı.

frthy
Fotoğraf: AA

Kral Selman liderliğinde sosyal reformlar da bir yandan gerçekleştirilmeye devam ediyor. Bu kayda değer başarıların başında, Kral Selman'ın Suudi kadınların statülerinin iyileştirilmesi ve kendilerine uygun işlerde çalışabilmelerine yönelik direktifleri geliyor. Kral Selman sayesinde Suudi Arabistan’da bir dizi cesur sosyal reform hayata geçirildi. Kadınların Şura Meclisi salonlarına girmesi, belediye seçimlerine aday ve seçmen olabilmeleri, en önemli karar olarak araba kullanmalarına izin verilmesi, kendilerine uygun spor faaliyetlerine katılabilmeleri ve devlette üst düzey pozisyonlara atanabilmeleri sağlandı. İşçi hakları da iyileştirilerek toplumda eşitlik ve adalet teşvik edildi.

Kral Selman, ‘çevrenin korunması ve çevresel sürdürülebilirlik’ konularına büyük ilgi gösterdi. Böylece su koruma projelerinin uygulanması ve yenilenebilir enerjiye geçiş gibi çevresel zorlukların üstesinden gelmek için güçlü önlemler alındı. Ayrıca sürdürülebilir tarım teşvik edildi. Deniz çevresini korumak için birçok girişim başlatıldı.

Kral Selman, eğitim sektörüne de birçok düzenleme getirdi. Onun sayesinde Suudi Arabistan'ın şu anda hem erkek hem de kız binlerce öğrenciyi mezun eden onlarca devlet ve özel üniversitesi var. Kral Selman, Suudi ulusunun oğullarının ve kızlarının bazı gelişmiş ülkelerde eğitim almasına da imkân sağladı.

Sosyal düzeyde ve vatandaşlara yönelik konularda Kral Selman, yönetiminin temellerini adalet ve eşitlik üzerine kurdu. Devlette yolsuzlukla mücadele etti. İhmalkâr olan herkesi sorumlu tuttu. Vatandaşların refahına ve toplumun zayıf kesimlerinin desteklenmesine büyük önem verdi. İyi konut sağlamak, konut kredilerini desteklemek ve konut ürünlerini vatandaşların tüm kesimlerine uyacak şekilde çeşitlendirmek, sağlık, eğitim olanakları sağlamak ve vatandaşlara istihdam fırsatları sunmak için birçok iddialı program ve girişim hayata geçirildi. Bu sayede yaşam standardının yükseltilmesi ve sosyal dayanışmanın arttırılması hedeflendi.

Kral Selman, dış ilişkilerde diyaloğun teşvik edilerek, bölgesel-küresel barış ve istikrarın teyit edilmesinde önemli roller üstlendi. Suudi Arabistan'ı bölgesel ve uluslararası düzeyde güçlü ve etkili bir ülke haline getirdi. Güvenlik, ekonomi ve kültür dahil olmak üzere çeşitli alanlarda uluslararası ilişkileri ve uluslararası iş birliğini güçlendirdi. Ayrıca Arap ve İslami meselelerin desteklenmesinde, İslam ve Arap iş birliğinin teşvik edilmesinde hayati bir rol oynadı. İhtiyaç sahibi ülkelere, doğal afetlerden ve çatışmalardan etkilenenlere çok sayıda insani yardım sağladı. Terörle mücadeleye yönelik uluslararası çabaları desteklemek için kayda değer çabalar sarf etti.

Böylece devletin kurumlarında yani iç düzeyde ve dış politikalarda büyük niteliksel değişimlere tanıklık edildi. Krallığın saltanatı boyunca her geçen gün parlak ve hayırlı oldu. Suudi Arabistan’ın küresel liderliği ve yüksek konumu birçok alanda teyit edildi. Suudi Arabistan’ın dünyanın çeşitli ülkelerinin hayranlığını kazanması için Kral Selman döneminde de çalışmaların devam ettiği görüldü.

Sonuç olarak Allah, kralımız, liderimiz, öncümüz, önderimiz, İki Kutsal Cami’nin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz’i korusun. Allah ona, sağlık, sıhhat, uzun ömür ve güç versin. Allah, bu aziz ve sevgili milletin şanını, şerefini, birliğini, güvenlik, istikrar, refah ve yücelme nimetlerini muhafaza etsin ve hasetçilerin kötülüklerinden, açgözlülerin hırslarından korusun. Allah, Kral Selman’ı İslam ve Müslümanlar için bir değer kılsın.

Başarıyı veren Allah’tır…


Suudi-Yemen toplantısında ikili ilişkilerin geliştirilmesi görüşüldü

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Yemenli mevkidaşı Dr. Shayea Al-Zindani'yi kabul etti (SPA)
Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Yemenli mevkidaşı Dr. Shayea Al-Zindani'yi kabul etti (SPA)
TT

Suudi-Yemen toplantısında ikili ilişkilerin geliştirilmesi görüşüldü

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Yemenli mevkidaşı Dr. Shayea Al-Zindani'yi kabul etti (SPA)
Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Yemenli mevkidaşı Dr. Shayea Al-Zindani'yi kabul etti (SPA)

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan bin Abdullah, dün (Perşembe), Yemenli mevkidaşı Dr. Shayea Al-Zindani ile ikili ilişkileri ve ilişkileri çeşitli alanlarda güçlendirme ve geliştirmenin yollarını görüştü.

Prens Faysal bin Ferhan, Dr. Al-Zindani'yi Riyad'da kabul etti. Görüşmede Suudi Arabistan'ın Yemen Büyükelçisi Muhammed Al Cabir de bulundu.

xrgth5
Suudi Dışişleri Bakanı ile Yemenli mevkidaşının Riyad'daki görüşmesinden (SPA)

 


Bahreyn ve Kuveyt Dışişleri Bakanları Arap Zirvesi hazırlıklarını görüştü

Kuveyt Dışişleri Bakanı Abdullah el-Yahya, Bahreynli mevkidaşı Dr. Abdullatif Al-Zayani'yi kabul etti (KUNA)
Kuveyt Dışişleri Bakanı Abdullah el-Yahya, Bahreynli mevkidaşı Dr. Abdullatif Al-Zayani'yi kabul etti (KUNA)
TT

Bahreyn ve Kuveyt Dışişleri Bakanları Arap Zirvesi hazırlıklarını görüştü

Kuveyt Dışişleri Bakanı Abdullah el-Yahya, Bahreynli mevkidaşı Dr. Abdullatif Al-Zayani'yi kabul etti (KUNA)
Kuveyt Dışişleri Bakanı Abdullah el-Yahya, Bahreynli mevkidaşı Dr. Abdullatif Al-Zayani'yi kabul etti (KUNA)

Kuveyt Dışişleri Bakanı Abdullah Al-Yahya, Bahreynli mevkidaşı Dr. Abdul Latif Al-Zayani ile dün (Perşembe), gelecek ay yapılması planlanan ev sahipliğini Bahreyn'in yapacağı Arap Zirvesi'ne yönelik hazırlıklar görüştü.

İki bakan, Al-Zayani'nin Doha'dan geldiği Kuveyt'te, iki ülke ve halkları arasındaki yakın tarihi kardeşlik ilişkilerinin yanı sıra ikili iş birliğinin çeşitli yönlerini ve ortak çıkarlar doğrultusunda ilerletme imkanlarını ele aldı.

Bahreyn Haber Ajansı'na (BNA) göre görüşmelerde, Gazze’de süren savaşta ve bölgesel durumdaki gelişmeler ile bunların bölgesel güvenlik ve istikrar üzerindeki yansımaları ele alındı.

Taraflar ayrıca, Bahreyn'in 16 Mayıs'ta ev sahipliği yapacağı 33. Arap Zirvesi'nin düzenlenmesine yönelik hazırlıklar gözden geçirerek, ortak Arap eyleminin güçlendirilmesi için koordinasyon ve gündeme alınacak konulara ilişkin istişarelerde bulundu.

 


Suudi Arabistan Kraliyet Divanı: İki Kutsal Caminin Hizmetkârı rutin muayeneler için İhtisas Hastanesi’ne yatırıldı

İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz (Şarku’l Avsat)
İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz (Şarku’l Avsat)
TT

Suudi Arabistan Kraliyet Divanı: İki Kutsal Caminin Hizmetkârı rutin muayeneler için İhtisas Hastanesi’ne yatırıldı

İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz (Şarku’l Avsat)
İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz (Şarku’l Avsat)

İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz birkaç saatlik rutin kontroller için Cidde'deki Kral Faysal İhtisas Hastanesi’ne yatırıldı.

Suudi Arabistan Kraliyet Divanı tarafından bugün (çarşamba) yapılan açıklamada, “İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz, birkaç saatlik rutin muayeneler için bugün (24 Nisan 2024) Cidde'deki Kral Faysal İhtisas Hastanesi'ne giriş yaptı” ifadesi yer aldı.


Suudi-Bahreyn toplantısında Gazze'deki gelişmeler görüşüldü

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Riyad'da Bahreynli mevkidaşı Abdul Latif Al-Zayani ile görüştü (SPA)
Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Riyad'da Bahreynli mevkidaşı Abdul Latif Al-Zayani ile görüştü (SPA)
TT

Suudi-Bahreyn toplantısında Gazze'deki gelişmeler görüşüldü

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Riyad'da Bahreynli mevkidaşı Abdul Latif Al-Zayani ile görüştü (SPA)
Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Riyad'da Bahreynli mevkidaşı Abdul Latif Al-Zayani ile görüştü (SPA)

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan bin Abdullah dün (Salı), Bahreynli mevkidaşı Dr. Abdul Latif Al-Zayani ile iki ülke arasındaki yakın ilişkileri ve bunları güçlendirmenin yollarını gözden geçirdi.

İki bakan, Riyad'da gerçekleşen görüşmede, bölgesel ve uluslararası olaylardaki son gelişmeler ile Gazze'deki durumu, acil ateşkes, sivillerin korunması, insani yardım ulaştırılması, bölgesel barış, güvenlik ve istikrarın desteklenmesine yönelik çabaları ele aldı.

sderg
Suudi Dışişleri Bakanı'nın Bahreynli mevkidaşı ile Riyad'daki görüşmesinden (SPA)

Bahreyn Haber Ajansı'na göre iki taraf, Bahreyn'in 16 Mayıs'ta ev sahipliği yapacağı 33. Arap Zirvesi için devam eden hazırlıkları ve ortak Arap eylemi hedeflerini gerçekleştirecek ve ulusların çıkarlarına hizmet edecek liderler toplantısı gündemine alınması planlanan konuları ele aldı.

Bahreyn Haber Ajansı (BNA), iki bakanın mevcut bölgesel durumdaki gelişmeler, Gazze Şeridi'ndeki savaş ve acil ateşkes, sivillerin korunması, sivil halka insani yardım ulaştırılması yönündeki bölgesel ve uluslararası çabalar ile bölgesel barış, güvenlik ve istikrarın tesis edilmesine yönelik çabaların desteklenmesi hakkında görüş alışverişinde bulunduğunu bildirdi.


Dubai Havalimanı yoğun yağışların ardından yeniden faaliyete başladı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Dubai Havalimanı yoğun yağışların ardından yeniden faaliyete başladı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Dubai Uluslararası Havalimanı (DXB), olumsuz hava koşulları nedeniyle ara verilen uçuşların yeniden başlatıldığını açıkladı.

DXB, Birleşik Arap Emirlikleri'nde (BAE) yaşanan ve son 75 yılın en şiddetlisi olduğu belirtilen yağışlara ilişkin açıklama yaptı.

DXB CEO'su Paul Griffiths'in ifadelerine yer verilen açıklamada, havalimanı ve çevresindeki bölgelerin su birikintilerinden tamamen arındırıldığı, tüm tesislerin, iş gücü ve lojistik hizmetlerin tekrar normal ve tam kapasiteyle çalışmaya başladığı belirtildi.

Uçuş programının daha önce belirlenenden daha hızlı şekilde normal seyrine döndüğü ve günde 1400 uçuş yapıldığı kaydedildi.

BAE, 16 Nisan'da nadir görülen fırtına nedeniyle 75 yılın en büyük yağış miktarının kaydedildiğini duyurmuştu. Bu durum, ülkenin birçok şehrinde havalimanlarının kapanmasına, uçuşların askıya alınmasına neden olmuştu.


BAE, Sudan'ı ‘istikrarsızlaştırma’ iddialarını reddetti

Hartum'daki Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) milisleri (arşiv - Reuters)
Hartum'daki Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) milisleri (arşiv - Reuters)
TT

BAE, Sudan'ı ‘istikrarsızlaştırma’ iddialarını reddetti

Hartum'daki Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) milisleri (arşiv - Reuters)
Hartum'daki Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) milisleri (arşiv - Reuters)

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'ne gönderdiği mektupta, Sudan’ın BM Daimî Temsilcisi tarafından yapılan açıklamaları kategorik olarak reddettiğini ve bunların ‘temelsiz iddialar’ olduğunu ifade etti. Siyasi İşlerden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Lana Zeki Nuseybe, BAE'nin, ‘Sudan’ın BM Daimî Temsilcisi tarafından yapılan yanlış iddiaları kategorik olarak reddettiğini’ vurgulayarak bunların ‘temelsiz iddialar’ olduğunu kaydetti.

Şarku’l Avsat’ın BAE resmi haber ajansı WAM’dan aktardığı habere göre Nuseybe dün (Pazartesi) yaptığı açıklamada, “BAE, 21 Nisan'da BM Güvenlik Konseyi'ne bir mektup göndererek, çatışmadan bir yıl sonra yanıltıcı bilgiler ve yanlış anlatılar yaymanın sorumluluktan kaçmayı ve Sudan'daki insani krizi ele almaya yönelik uluslararası çabaları baltalamayı amaçladığını vurguladı” ifadelerini kullandı.

Sudan Tribune gazetesine göre Sudan, BM Güvenlik Konseyi'ni BAE'yi resmen kınamaya ve Hızlı Destek Kuvvetleri'ne (HDK) savaş malzemesi ve finansman sağlamayı durdurmaya çağırdı. Sudan 29 Mart'ta BM Güvenlik Konseyi'ne BAE aleyhinde bir şikâyette bulunarak, BAE'yi savaşı ateşlemeyi planlamak ve Çad'ın yardımıyla HDK'yi desteklemekle suçladı. BAE, BM Güvenlik Konseyi'ne gönderdiği mektupta “Sudan'daki çatışmaya barışçıl bir çözümü desteklemeye kararlı olduğunu, tüm paydaşlarla birlikte çalışmaya devam edeceğini belirtti. Sudan'ı kalıcı çözüme ulaşmak ve sivil bir hükümet kurmak için ulusal mutabakat sağlamak üzere siyasi yola sokmayı amaçlayan her türlü süreci destekleyeceğini” vurguladı.


KİK-AB Bakanlar Konseyi görüşmeleri bugün Lüksemburg'da

7 Ekim olaylarından bu yana Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ile AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell arasında üç görüşme gerçekleşti. (SPA)
7 Ekim olaylarından bu yana Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ile AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell arasında üç görüşme gerçekleşti. (SPA)
TT

KİK-AB Bakanlar Konseyi görüşmeleri bugün Lüksemburg'da

7 Ekim olaylarından bu yana Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ile AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell arasında üç görüşme gerçekleşti. (SPA)
7 Ekim olaylarından bu yana Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ile AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell arasında üç görüşme gerçekleşti. (SPA)

Lüksemburg bugün (pazartesi), Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ve AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'in başkanlık edeceği, Avrupa Birliği (AB) ve Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Güvenlik ve Bölgesel İşbirliği Forumu’na ev sahipliği yapacak.

AB tarafından yapılan açıklamaya göre forum, ‘AB ile KİK ve üye devletleri arasındaki iş birliğini genişletmek ve derinleştirmek amacıyla’ Mayıs 2022'de AB-KİK stratejik ortaklığının kabul edilmesinden bu yana ilk kez toplanıyor.

İki blok arasındaki ‘stratejik ortaklık’; enerji, yeşil dönüşüm, iklim değişikliği, ticaret, ekonomi, bölgesel istikrar ve küresel güvenlik, insani ve kalkınma sorunları ile daha yakın insani ilişkiler alanlarında geliştirilmiş iş birliğini içeriyor.

KİK Genel Sekreteri Casim Muhammed el-Budeyvi, iki bloğun dışişleri bakanlarının katılacağı forumun bölgesel ve küresel istikrar ile güvenlikle ilgili konularda diyalog ve koordinasyonun arttırılması için bir fırsat olacağını söyledi.

El-Budeyvi, 18 Mart'ta AB’nin Körfez Bölgesi Özel Temsilcisi Luigi Di Maio ile bir araya gelerek forum hazırlıklarını ve özellikle başta ‘Gazze Şeridi'ndeki vahim durum’ olmak üzere toplantı sırasında ele alınacak konuları görüştü. KİK tarafından yapılan açıklamaya göre iki taraf ayrıca, KİK-AB ikili ilişkileri ve KİK vatandaşlarının Schengen vizesi süreciyle  ilgili konuları da ele aldı.


Katar arabuluculuğunun "dar siyasi çıkarlar için" istismar edildiğini belirtiyor

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman es-Sani
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman es-Sani
TT

Katar arabuluculuğunun "dar siyasi çıkarlar için" istismar edildiğini belirtiyor

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman es-Sani
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman es-Sani

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdul Rahman Al Sani dün (Çarşamba), ülkesinin İsrail ile "Hamas" hareketi arasında yürüttüğü arabuluculuğun "dar siyasi çıkarlar için" istismar edildiğini söyledi. Al Sani, Katar'a, arabuluculuğun rolü konusunda kapsamlı bir değerlendirme yapması çağrısında bulundu.

Arap Dünyası Haber Ajansı'nın (AWP) haberine göre Katar Başbakanı, mevcut arabuluculuğu değerlendirme aşamasının, "kabul edilemez sömürü ve istismar söz konusu olduğu için" tarafların arabuluculuğa nasıl dahil olacaklarının değerlendirilmesini içerdiğini belirtti.

Al Sani, "Bazı siyasetçilerin seçim kampanyaları uğruna Katar'ın rolüne hakaret ederek siyasi tekliflerde bulunmaları var." ifadelerini kullandı.

Şeyh Muhammed bin Abdul Rahman Al Sani, Katar'ın rolüne olan bağlılığını teyit ederken, "Bu rolün ve müzakerelere yapıcı bir şekilde katkıda bulunabilme yeteneğimizin sınırları var" şeklinde konuştu.


Rapor: İngiliz BAE Systems, darbe ya da insan hakları ihlalleri yapılan ülkelere silah satıyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Rapor: İngiliz BAE Systems, darbe ya da insan hakları ihlalleri yapılan ülkelere silah satıyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İngiltere merkezli Silahlı Şiddete Karşı Eylem (Action on Armed Violence-AOAV) adlı kuruluşun Direktörü Iain Overton, İngiliz savunma şirketi BAE Systems'in silah sattığı ülkelerin 9'unda darbe yapıldığını, 13'ünde insan hakları ihlallerinin bulunduğunu, 29'unda ise silahların sivillere karşı kullanıldığını ifade etti.

Overton, BAE Systems'in ürettiği askeri ürün ve parçaların insan hakları ihlalleri tespit edilen ülkeler ile darbe yapılan ülkelere satışına ilişkin detayların yer aldığı "BAE Systems dünyanın neredeyse yarısının silahlanmasına nasıl yardımcı oldu?" raporunu AA muhabirine değerlendirdi.

BAE Systems ürünlerine ilişkin kesinleşmiş resmi satışlar ve basına yansıyan "rapor edilmiş" satışlar bulunduğunu kaydeden Overton, 29 ülkede BAE Systems ürünlerinin sivillere yönelik saldırılarda kullanıldığını kaydetti.

Suudi Arabistan'ın kullandığı BAE Systems ürünlerinin Yemen'de çok sayıda sivil ölümüne sebep olduğunu, Gazze'de ise İsrail tarafından kullanıldığını anlatan Overton, "BAE Systems'in, son 10 yılda darbe yapılan 17 ülkenin 9'una satış yaptığı kesin ya da rapor edilmiş. Burada soru, insan hakları endişelerimizin bu satışlarda göz önünde bulundurulup bulundurulmadığı. BAE Systems bulundurulduğunu iddia ediyor." dedi.

Sivil ölümlerinin yaşandığı birçok olayda da BAE Systems ürünlerinin kullanıldığı yönünde kanıtlar bulunduğunun altını çizen Overton, İngiltere hükümetinin insan hakları ihlalleri endişelerini rapor ettiği birçok ülkeye de satış yapıldığını kaydetti.

Overton, "İnsan hakları ihlali rapor edilmiş yaklaşık 30 ülkenin neredeyse 10'unda BAE Systems silahları bulunduğu tespit edildi." diye konuştu.

İngiltere hükümetinin insan hakları ihlalleri konusundaki endişesine rağmen şirketin silah satışlarını durdurmadığını da kaydeden Overton, "Bu ülkelere silah satışı, İngiliz hükümetinin, Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme Örgütünün kanıtlarına rağmen şu an hala devam edebilir." ifadelerini kullandı.

- "İngiliz hükümeti insan hakları, darbeler ve sivil ölümlerini göz ardı ediyor"

Overton, İsrail'e silah satışlarının Uluslararası Adalet Divanında İsrail aleyhine yürütülen soykırım davası ve diğer yasal süreçlerin konusu olabileceğine de işaret ederek, "BAE Systems, doğrudan Howitzer toplarının satışını yapıyor. Ayrıca İsrail'e de satılan F-35'leri üreten konsorsiyumun da bir parçası. Bu silahlar, uluslararası insancıl hukukun doğrudan ihlali ve soykırım dahil her türlü iddianın bulunduğu durumda açıkça kullanılıyor." değerlendirmesini yaptı.

İngiltere'nin bu ticarete, çeşitli anlaşmalarla izin vermemesi gerekirken bunu sürdürmesini de değerlendiren Overton şunları söyledi:

Bu durum, yalnızca Silah Ticareti Anlaşması'nın ihlali değil, İsrail'in soykırımdan suçlu bulunması halinde başka yasal süreçlerin de kapısını aralayabilir. Bu raporda İsrail’in soykırıma karıştığını iddia etmiyoruz. Ancak İsrail'in angajman kurallarının oldukça eksik olduğunu ve Gazze'deki angajmanı sonucunda çok sayıda sivilin öldürüldüğünü kesinlikle biliyoruz.

İngiliz hükümetinin BAE Systems'e neden ihracat izinleri verdiğinin sorulması gerektiğine işaret eden Overton, "Şu anda İngiliz hükümeti İsrail veya Suudi Arabistan gibi yerlere silah ihracatını askıya almıyor. Dolayısıyla bu raporun amacı, İngiliz hükümetinin ihracat lisanslarıyla ilgili kararlarının BAE Systems örneğiyle ne kadar sorunlu olduğunu, yolsuzluk, insan hakları ihlalleri, darbeler ve sivillerin doğrudan hedef alınmasını göz ardı ederek dünyanın yarısına silah sattığını göstermek." ifadelerini kullandı.

Overton, "Uluslararası silah ticaretini kontrol eden mekanizmalar işliyor mu? İsrail'in BAE Systems gibi gruplardan silahlandırılmasını engelleyecek bir şey var mı?" diye sorarken, ABD ve İngiltere'nin İsrail'e silah ihracatının devam etmesine istekli olduğunu söyledi.

AOAV'nin 2013'ten beri çalışmalar yaptığını ve bu sürede sivil yerleşimleri ve sivilleri doğrudan hedef alan 29 ülkeye BAE Systems'in silah satışı yaptığını kaydeden Overton, F-35'lerin de uluslararası insancıl hukukun ihlalinde kullanılabileceği endişesini dile getirdi.

Overton, bu konuyu araştıracak ve denetleyecek bir mekanizma bulunmadığına da işaret etti.

- 7 Ekim'den sonra hisseler yüzde 12 değer kazandı

AOAV'nin 6 aylık çalışması sonucu hazırlanan rapora göre BAE Systems dünyanın yüzde 48'ine tekabül eden 93 ülkeye silah ve savunma sanayisi ürünleri satıyor.

Bu ülkelerin 81'iyle kesinleşmiş ilişkisi bulunan şirketin 12 ülkeyle yaptığı ticaret ise basın ya da çeşitli ticari anlaşmalar yoluyla "rapor edilmiş" satış olarak geçiyor.

Şirket, dünyanın en büyük ordularına satış yaparken, BAE Systems müşterilerinin yüzde 55'i Uluslararası Şeffaflık Örgütünün Yolsuzluk Algılama Endeksi'nde 100 üzerinden 50'nin altında puan aldı.

Son 10 yılda darbe ya da darbe girişimi gerçekleşen 17 ülkenin 9'una silah sattığı kesinleşen ya da rapor edilen BAE Systems, İngiliz Dışişleri'nin insan hakları konusunda izlemeye aldığı 32 ülkeden 13'üne de satış yaptı.

Şirketin satış yaptığı resmi olarak bilinen 81 ülkeden 29'u ise son 10 yılda silahlarını sivillere karşı kullandı. Bu kullanımlardan 44 bin 103 kişi etkilenirken 24 bin 19 kişi öldü.

Savunma sanayisi ürünlerinin toplamda 6 bin 292 kere sivillere yönelik kullanıldığı kaydedilen raporda, BAE Systems ürünlerinin ne ölçüde kullanıldığına ilişkin ise bilgi bulunmadığı bilgisi yer aldı.

İsrail'in Gazze saldırılarının başladığı 7 Ekim 2023'ten sonra BAE Systems hisselerinde yüzde 12'lik artış kaydedildi.