BM Genel Sekreteri Libya Özel Danışmanı Williams, Şarku’l Avsat’a konuştu: Libya cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday isimlerin uygunluğuna ilişkin karara herkes saygı duymalı

BM Genel Sekreteri Libya Özel Danışmanı Stephanie Williams: Paralı askerlerin, Libya topraklarından çıkışı dikkatli olunması gereken karmaşık bir süreçtir.

BM Genel Sekreteri Libya Özel Danışmanı Stephanie Williams (AFP)
BM Genel Sekreteri Libya Özel Danışmanı Stephanie Williams (AFP)
TT

BM Genel Sekreteri Libya Özel Danışmanı Williams, Şarku’l Avsat’a konuştu: Libya cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday isimlerin uygunluğuna ilişkin karara herkes saygı duymalı

BM Genel Sekreteri Libya Özel Danışmanı Stephanie Williams (AFP)
BM Genel Sekreteri Libya Özel Danışmanı Stephanie Williams (AFP)

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Libya Özel Danışmanı Stephanie Williams, dün Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, Seyfulislam Kaddafi'nin Libya’daki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olup olmayacağına ilişkin kararın, yargı tarafından alınacak bir karar ve Libya’nın egemenlik meselesi olduğunu söyledi. Williams, tüm tarafları alınan kararlara uymaya çağırdı.
Williams, Başbakan Abdulhamid Dibeybe’nin Libya Siyasi Diyalog Forumu (LSDF) sürecinde seçimlerde aday olmayacağına dair yazılı taahhütte bulunmasının ardından aday olmaya hakkı olup olmadığı sorusuna, “LSDF sürecinde, ülkenin yönetimindeki makamlara aday olan kişilerin bu seçimlerde aday olmayacağına dair yazılı bir taahhüt yapıldı. Herkes Libya’nın egemenliğine ve yargının bağımsızlığına saygı göstermeli” yanıtını verdi.
Libya’da 24 Aralık’ta yapılması planlanırken ertelenen seçimlerin yapılabileceği en iyi tarihe dair fikrini belirtmekten kaçınan Williams, “Yeni bir tarih belirlemek, Libya'daki yetkili makamlara, yani Temsilciler Meclisi’ne (TM), Yüksek Seçim Komisyonu’na ve yargıya kalmıştır. BM, özgür, adil ve güvenilir seçimlerin yapılmasını sağlamak için tüm zorlukların üstesinden gelinmesi ve uygun koşulların en kısa sürede sağlanmasında Libyalılara yardım etmeye hazırdır” ifadelerini kullandı.
Libya’daki Rusya ve Türkiye destekli paralı askerler sorulduğunda ise Williams, şu yanıtı verdi:
“Ülkedeki paralı askerleri, yabancı savaşçıları ve güçleri Libya'dan çıkarma süreci hassas ve karmaşık bir süreçtir. Bu süreç, komşu ülkelerde istikrarın korunması için dikkatli bir şekilde yapılmalı ve ilgili ülkelerle bu konuda koordinasyon kurulmalı.”
Daha önce eski BM Libya Özel Temsilcisi Gassan Selame ile de çalışan Williams'ın Jan Kabus'in Libya Özel Temsilciliğinden istifa etmesinin ardından Guterres’in Libya Özel Danışmanı olarak yeni görevine başlamasından bu yana basına verdiği ilk röportajın tamamı:

-Libya dosyasında bundan önce siyasi bir atılım kaydetmiştiniz. Sizce cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ertelenmesinin ardından mevcut koşullar yeni bir siyasi başarıya daha izin verir mi?
Müsaadenizle bu cümleyi şöyle düzeltmeliyim; Libyalılar birleşmeye karar verdiklerinde zaten somut ilerleme kaydettiler. “Yeter artık savaşa son” dediler. Evet, bizler onların BM’de konuşmalarına ön ayak olduk ve yolculukları boyunca onlara eşlik ettik, ama sonunda onların iradesi galip geldi ve bundan sonrada bu irade galip gelecektir.

-Ama büyük bir rol oynadınız. Şimdi de aynını yapma imkanınız var mı?
Halihazırda elde ettikleri başardıkları geliştirmeye devam etmek yine Libyalılara kalmış. Benim görevim, BM Genel Sekreteri'nin iyi niyet ve arabuluculuk çabalarına öncülük etmek ve Libya-Libya diyalogunun güvenlik, ekonomik ve politik yollarının uygulanmasını takip etmek için Libyalı, bölgesel ve uluslararası aktörlerle çalışmaktır.
BM Libya Destek Misyonu (UNMIL) ile doğrudan koordinasyon içinde, Libyalı tarafların geçmiş dönemde elde edilen kazanımları sürdürmelerine ve Libyalıların demokratik haklarını kullanabilmeleri, kendilerini temsil eden isimleri seçebilmeleri ve geçiş dönemlerini sona erdirebilmeleri için seçim sürecini ileriye taşımalarına destek olmaya çalışacağım.

-İleriye dönük ana başlıklar neler ya da nasıl bir yol haritası uygulanacak?
Tek yol haritamız var. O da, Libyalılara barış, istikrar ve birlik arayışlarında destek olmaktır. Bunu başarmak için şimdi, geçiş dönemini sona erdirecek, Libyalıların kendilerini temsil edecek isimleri seçmelerine izin verecek ve devlet kurumlarının demokratik meşruiyetini yenileyecek özgür, adil, kapsayıcı ve güvenilir şekilde cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri yapmalarına yardımcı olmaya odaklandık.

-Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri ertelendi. Peki sizce bundan sonra seçimlerin yapılması için en uygun tarih hangisi?
Libya Yüksek Seçim Komisyonu, 22 Aralık’ta,ulusal seçimlerin yapılması için teknik olarak hazır olmasına rağmen LSDF’den çıkan siyasi yol haritasıyla belirlenen 24 Aralık 2021 tarihine bağlı kalamayacağını duyurdu. Komisyon, seçim yasalarındaki bazı eksiklikler, temyiz süreci ve adayların uygunluğuna ilişkin itirazlara dair bir takım zorluklara işaret etti. Komisyon, bu zorluklar çerçevesinde yasaya uygun olarak meclisten cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turu için otuz günlük bir süre içinde başka bir tarih belirlemesini istedi.
Öte yandan Komisyonun seçim sürecine olan sıkı bağlılığını ve seçimlerin özgür, adil, kapsayıcı ve güvenilir olmasını sağlama konusundaki kararlılığını memnuniyetle karşıladım. BM Genel Sekreteri’nin de daha önce belirttiği gibi, Libya'daki seçimler sorunun değil, çözümün bir parçası olmalıdır.

-O halde top TM’nin sahasında diyebilir miyiz?
TM üyelerinin artık Yüksek Seçim Konseyi’nin tavsiyelerine hızlı ve verimli bir şekilde yanıt verme konusunda tarihi ve ulusal bir sorumluluğu olduğunu vurgulamak istiyorum. Artık tüm gözler onların üzerinde ve bu da, gerekli olanı yapmak için güç, kararlılık ve irade ile çalışmaları gerektiği anlamına geliyor.
İyi niyet ve arabuluculuk çabalarıyla birlikte bu zorluklara karşı mücadele için Libya’daki ilgili kurumlar ve ilgili taraflarla birlikte çalışmaya hazırım. Bu, aynı zamanda ilgili kurumları seçmen kaydı yapılan 2 milyon 800 bin Libyalının iradesine saygı duymaya ve desteklemeye çağrı yapmam için bir vesiledir.
Siyasi geçişi barışçıl bir şekilde sona erdirmek ve yönetimi Libya halkının isteklerini karşılayan demokratik olarak seçilmiş kurumlara devretmek için tüm adaylara saygı duyma ve eşit fırsatlar sağlama zorunluluğuyla birlikte Libya'daki siyasi krizin çözülmesine ve kalıcı bir istikrarın sağlanmasına katkıda bulunmak için cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin uygun koşullarda yapılması gerekiyor.

-Seçimler ne kadar süreliğine ertelenmeli? Bu konuda bir tavsiyeniz var mı?
Bu, Libya'daki yetkili makamlara, yani TM, Yüksek Seçim Komisyonu ve yargının inisiyatifinde olan bir konudur. BM ise özgür, adil ve güvenilir seçimlerin yapılmasını sağlamak için Libyalıların karşı karşıya oldukları tüm zorlukların üstesinden gelmesine ve mümkün olan en kısa sürede uygun koşulların sağlanmasına yardımcı olmak için mümkün olan tüm çabaları göstermeye hazır.

-Libyalıların bazıları, Rusya ve Türkiye'yi seçimlerin yapılmasını engellemekle suçladı. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Seçimler tamamen Libya halkının talebine bağlı ve onların egemenliği meselesidir. Dışarıdan hiç kimse Libya halkının iradesinin önünde durma hakkına sahip değildir. Libya halkı arasında benzersiz bir coşku var. 2 milyon 800 binden fazla seçmen uzun zamandır beklenen seçim sürecine katılmak için kayıt yaptırdı. Son on günde rakip ve çatışan taraflar da dahil siyasi yelpazenin dört bir yanından yüzlerce Libyalı ile görüştüm. Herkes Libya halkının ulusal kurumların meşruiyetini yeniden tesis etmek için kalıcı çözümler getirecek, ülkeyi geçici süreçlerden kurtaracak ve halkı istikrara ve refaha ulaştıracak seçimlerin yapılmasını istediğini söyledi.

-BM, burada nasıl bir rol oynuyor?
BM, sonuçları herkes tarafından kabul edilebilir seçimlerin yapılması için uygun bir ortamın sağlanması amacıyla Libyalı tüm taraflarla ve uluslararası ortaklarla birlikte çalışıyor. BM, Libya’nın egemenliğine saygıyı artırmak ve ülkede istenen istikrarı sağlamak amacıyla hem yerel hem de yabancı taraflardan gerekli desteğin alınması için çabalamaktan vazgeçmeyecektir.
-Peki ya adayların durumu? Sizce Seyfulislam Kaddafi ve Abdulhamid ed-Dibeybe’nin cumhurbaşkanlığına aday olma hakları var mı?
Bu, adayların seçimlere katılmaya uygun olup olmadığıyla ilgili kararları veren Libya yargısının inisiyatifindeki bir konudur. Yani bu tamamen Libya’nın kendi iç meselesidir. Libya’nın egemenliğine ve yargının bağımsızlığına saygı duyuyoruz. Tüm tarafları da yargıya saygı duymaya ve kararlarına uymaya çağırıyoruz.

-Dibeybe, seçim yarışına katılmayacağına dair söz verdi mi?
LSDF sürecinde Libya’nın yönetici makamlarına aday olan kişiler, bu seçimlerde aday olmayacağına dair yazılı taahhütte bulundular. Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerine aday olmak isteyenlerin buna uygun olup olmadığı kararı Libya yargısının inisiyatifinde olan bir egemenlik meselesi olduğunu bir kez daha söylemek istiyorum. Herkesin Libya’nın egemenliğine ve yargının bağımsızlığına saygı duyması gerekiyor.
Bu yüzden Libyalı tüm taraflar ve yetkililer, yargının bağımsızlığını etkileyebilecek herhangi bir müdahale yahut tehdide karşı yargının özgürce çalışması için gerekli şartları sağlamalılar.

-Bir sonraki siyasi diyalog forumu hakkında neler söylemek istersiniz. Herkesi davet edecek misiniz?
Libya'ya gelişimden bu yana yüzlerce Libyalı ile yaptığım kapsamlı istişarelerde bulundum. Çeşitli taraflar ve aktörlerle bu istişarelere devam edeceğim. LSDF de, seçim sürecini ilerletmenin uygun yolları hakkında fikir alışverişinde bulunmak ve cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin düzenlenmesi için uygun koşulları sağlanmak amacıyla yapılan bu istişarelerden biridir.
-Peki ya paralı askerler? Geri çekilmeleri ya da sayılarının azaltılması hakkında çok şey söylendi. Sizce Rusya ve Türkiye bunu yapıyor mu?
5+5 Ortak Askeri Komite (OAK), geçtiğimiz Ekim ayında paralı askerlerin, yabancı güçlerin ve savaşçıların Libya'dan geri çekilmesine yönelik komşu ülkeler ve diğer ilgili ülkelerle koordinasyon kurulmasını da içeren bir eylem planı imzaladı. Eylem planının imzalanmasından beri OAK, Türkiye ve Rusya başta olmak üzere bu ülkelerle ve bölgesel kuruluşlarla kapsamlı toplantılar gerçekleştirdi.
OAK, Türkiye ve Rusya'da gerçekleştirdiği toplantıların ardından yaptığı açıklamada, olumlu sonuçların alındığını ve paralı askerlerin, yabancı savaşçıların ve güçlerin Libya topraklarından kademeli, dengeli, eşzamanlı ve sıralı bir süreç içinde çıkışlarına ilişkin eylem planına destek olacak uygulamalı bir çalışma için üst düzey bir koordinasyon kurulduğunu duyurdu.
Bu uzlaşıların üzerinde daha fazlasının inşa edilmesini umuyoruz. BM, UNSMIL ve BM’nin ateşkes gözlem misyonu, gerektiğinde Libyalı yetkililere ihtiyaç duyulan teknik desteği sağlayacaktır.

-Bu, seçimlerin özgürce yapılabilmesi için şart mı?
Paralı askerleri, yabancı savaşçıları ve güçleri Libya'dan çıkarma süreci hassas ve karmaşık bir süreçtir. Komşu ülkelerin istikrarının korunması için dikkatli bir şekilde yapılmalıdır. Bu da ilgili ülkelerle eş zamanlı olarak koordinasyon kurulmasını gerektiriyor.

-Paralı askerler ile yabancı savaşçıların ve güçlerin Libya’daki varlıkları seçim sürecini etkiliyor mu?
Konunun seçimlerle ilişkisine gelince, Yüksek Seçim Komisyonu, ülkenin her yerinde seçimlerin düzenlenmesine teknik düzeyde hazır olduğunu defalarca kez duyurdu. İçişleri Bakanı da seçimlerin güvenli bir ortamda gerçekleşmesi için sıkı güvenlik planları hazırladığına dair bana güvence verdi.
Her ne kadar Libya'daki mevcut durum çerçevesinde ideal koşullar sağlanamasa da biz, Libyalılara yardım etmek ve sadece seçimlerin yapılması için değil, aynı zamanda Libya'nın egemenliğini, güvenliğini ve istikrarını korumak adına da çalışıyoruz.



Uydu görüntüleri, Sudan'ın el-Faşir kentinde ‘toplu mezarlar’ olduğunu ortaya koydu

Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) saldırısının ardından el-Faşir'deki ‘toplu mezarların’ uydu görüntüleri (AP)
Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) saldırısının ardından el-Faşir'deki ‘toplu mezarların’ uydu görüntüleri (AP)
TT

Uydu görüntüleri, Sudan'ın el-Faşir kentinde ‘toplu mezarlar’ olduğunu ortaya koydu

Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) saldırısının ardından el-Faşir'deki ‘toplu mezarların’ uydu görüntüleri (AP)
Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) saldırısının ardından el-Faşir'deki ‘toplu mezarların’ uydu görüntüleri (AP)

Yale Üniversitesi’nin Halk Sağlığı Fakültesi’ne bağlı İnsani Araştırmalar Laboratuvarı’na göre, uydu görüntüleri, Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) kontrolünü ele geçirdiği Sudan'ın batısındaki Darfur eyaletinin kuzeyinde bulunan el-Faşir şehrinde ‘toplu mezarlar’ ve ‘ceset imha faaliyetlerinin’ izlerini ortaya çıkardı.

Sudan ordusunun Darfur'daki son büyük kalesi olan el-Faşir'in HDK tarafından ele geçirilmesinin ardından Birleşmiş Milletler (BM), katliamlar, tecavüzler, yağmalamalar ve halkın toplu olarak yerinden edildiğini bildirdi.

HDK'nin sosyal medyada yayınladığı videolarla desteklenen çok sayıda tanık ifadesi, iletişimden tamamen kopuk olan şehirde yaşanan zulmü gözler önüne serdi.

s
Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) saldırısının ardından el-Faşir'deki ‘toplu mezarların’ uydu görüntüleri (AP)

Dün yayınlanan İnsani Araştırmalar Laboratuvarı raporunda, el-Faşir'deki eski bir hastane ve caminin yakınında ‘toplu mezar olduğu düşünülen en az iki bölgede toprak bozulmaları’ olduğu belirtildi.

Raporda, ‘şu anda HDK tarafından gözaltı merkezi olarak kullanılan’ bir doğum hastanesinin dışında daha önce tespit edilen hendeklerin ve nesne yığınlarının ortadan kaybolduğu ifade edildi.

Raporda ayrıca, Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) 450 hasta ve personelin öldürüldüğünü bildirdiği Suudi hastanesine yakın bir caminin yakınında ‘yaklaşık 7 metre uzunluğunda ve 4 metre genişliğinde bir hendekten’ bahsedildi.

İnsani Araştırmalar Laboratuvarı raporunda, HDK'nin bir yıldan fazla süren kuşatma sırasında inşa ettiği toprak bariyerin yakınında toplu infazlara dair kanıtlar olduğu kaydedildi.

yu
Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) saldırısının ardından el-Faşir'deki ‘toplu mezarların’ uydu görüntüleri (AP)

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) pazartesi günü, ‘el-Faşir'de işlenen zulümlerin kanıtlanması halinde, Roma Statüsü uyarınca savaş suçu ve insanlığa karşı suç teşkil edebileceği’ uyarısında bulundu.

HDK şehri ele geçirdikten sonra on binlerce kişi şehirden kaçtı. AFP'ye konuşan tanıklar, bu güçlerin kaçmaya çalışan yüzlerce sivili gözaltına aldığını, ayrıca onlara şiddet uyguladığını ve öldürdüğünü söyledi.

BM bugün, saldırıda hayatını kaybedenlerin sayısının yüzlerce olabileceğini bildirdi. Ordu destekli hükümet ise HDK’yi 2 bin sivili öldürmekle suçluyor.

BM'ye göre, Nisan 2023'te Sudan'da patlak veren çatışma on binlerce kişinin hayatını kaybetmesine ve yaklaşık 12 milyon kişinin yerinden edilmesine neden olarak dünyanın en büyük yerinden edilme ve açlık krizine yol açtı.


Gazze'deki Uluslararası Güç: Kimler katılacak ve kimler kontrol edecek?

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
TT

Gazze'deki Uluslararası Güç: Kimler katılacak ve kimler kontrol edecek?

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)

İnci Mecdi

ABD, BM Güvenlik Konseyi'nden Gazze'de en az iki yıl süreyle uluslararası bir istikrar gücü konuşlandırma yetkisi talep ediyor. Uluslararası istikrar gücü, ABD Başkanı Donald Trump'ın eylül ayı sonunda sunduğu ve Gazze Şeridi'ndeki savaşı uzun vadede sona erdirmeyi amaçlayan 20 maddelik planının temel unsurlarından biri.

Amerikan medya kuruluşlarının incelediği taslak karara göre, uluslararası güç, silahlı örgütlerin “kalıcı olarak silahsızlandırılması” da dahil olmak üzere Gazze'deki silahsızlandırma sürecini temin etmek için İsrail ve Mısır ile iş birliği içinde çalışacak. Ayrıca Filistinli polis memurlarına eğitim ve destek sağlayacak, sivilleri koruyacak ve insani yardım koridorlarının güvenliğini sağlayacak. ABD’li yetkililere göre taslak, 15 üyeli konsey ve diğer uluslararası ortaklar arasında kapsamlı müzakerelerden geçmesi beklenen bir ön taslak. Nitekim şu anda tartışılıyor ve bu istişareler doğrultusunda revize ediliyor.

Silahsızlandırma sürecini temin etmenin yanı sıra, bir barış gücü değil, güvenliği sağlamaktan sorumlu bir yürütme organı olacak olan bu gücün, Gazze Şeridi'nin hem İsrail hem de Mısır ile olan sınırlarını güvence altına alması, sivilleri ve insani koridorları koruması ve yeni bir Filistin polis gücü yetiştirmesi öngörülüyor. Taslak, katılımcı ülkelere, Gazze Şeridi’nin geçici yönetimini üstlenmesi beklenen ve henüz kurulmamış olan “Barış Konseyi” ile iş birliği içinde, 2027 yılı sonuna kadar Gazze'de güvenliği sağlama konusunda geniş bir yetki veriyor. Yine taslak, bu gücün Mısır ve İsrail ile yakın istişare ve koordinasyon içinde olmasını da öngörüyor.

İsrail'in itirazı

Taslakta, önerilen uluslararası güce hangi ülkelerin katılacağı veya ne kadar askerle katkıda bulunacağı belirtilmedi. Ancak, istikrar gücüne katılmakla ilgilenen birçok Arap ve Arap olmayan devlet, BM'nin plana verdiği desteğin katılımları için ön koşul olduğunu ifade etti. ABD'nin BM misyonu, Independent Arabia'nın sorularına yanıt vermedi, ancak kaynaklar, ABD'nin talebi üzerine Gazze'de istikrarı sağlamak için uluslararası güce birkaç ülkenin katılmayı düşündüğünü belirtiyor.

Arap Amerikalılar Barış Komitesi Başkanı ve Gazze'de arabuluculuk yapan Bişara Bahbah, Independent Arabia'ya yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze'deki uluslararası istikrar gücüne hem Türkiye hem de Katar'ın katılmasına karşı çıktığını söyledi. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun, gücün misyonunun “İsrail'in kendini rahat hissettiği tarafları veya İsrail'in rahatlıkla iş yapabileceği ülkeleri içermesi gerektiği” yönündeki açıklamaları da bunu teyit ediyor. Ancak Rubio belirli bir ülke adı vermedi veya olası bir vetodan bahsetmedi.

Azerbaycan merkezli ANewsZ kanalının haberine göre, ABD, çatışmalar sona erdiğinde Gazze'nin güvenliğini sağlamayı ve insani yardımların ulaştırılması faaliyetlerini genişletmeyi amaçlayan bir misyona katılımı için Azerbaycan ile iletişime geçti. Bakü, hem İsrail hem de Filistin Ulusal Otoritesi ile diplomatik ilişkilere sahip. Kasım 2022'de Azerbaycan Meclisi, Tel Aviv'de bulunması şartıyla İsrail’de bir büyükelçiliğin açılmasını onaylamıştı.

Büyükelçilik, diplomatik temsilcilik ve Bakü'den bir büyükelçinin atanmasıyla Mart 2023'te resmen açıldı. Aynı zamanda Azerbaycan, 2022'nin sonlarında Batı Şeria'daki Ramallah'ta bir “temsilcilik ofisi” kurdu. Bu ofis, Azerbaycan'ın İsrail ile yakın ortaklık ile Filistinlilerle dayanışmayı sürdürmeye yönelik diplomatik stratejisini yansıtıyor.

İsrailli muhalif milletvekili ve Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesi üyesi Moşe Tur-Paz, “Diğer ordulara böylesine önemli bir rol vermek soru işaretleri yaratıyor ve bu İsrail'in çıkarına olmayabilir.” dedi. “Hamas'ın Gazze'deki yönetimine son verme çabalarına diğer ülkelerin katılımının iyi bir şey olduğu doğru, ancak aynı zamanda İsrail için bir tehdit de oluşturabilir,” diye ekledi ve Türkiye gibi bir ülkenin Hamas ile yakın bağları olduğunu belirtti.

İsrail'in böyle bir güce hangi ülkelerin katılacağını ne ölçüde belirleyebileceği ise henüz belirsizliğini koruyor. Ancak, Kudüs merkezli bir düşünce kuruluşu olan Yahudi Halkı Politika Enstitüsü'nden Yaakov Katz, basına yaptığı açıklamada, “İsrail'in bakış açısından sorun, artık istediği gibi hareket edememesi ve bunun sonuçları olacak” yorumunu yaptı.

Mısır bir temel taş

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı analize göre Washington'da bulunan Demokrasileri Savunma Vakfı'ndan Heysem Hasaneyn yaptığı açıklamada, Mısır'ın Gazze'deki herhangi bir uluslararası gücün temel taşı olma ihtimalinin yüksek olduğunu ve Endonezya veya Azerbaycan gibi Arap olmayan Müslüman ülkelerin yanı sıra BAE, Ürdün ve Fas'ın da potansiyel katkıları olabileceğini belirtti.

Yeni bir Filistin polis gücünün eğitilmesi konusuna gelince, Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli, ülkesinin Filistin güvenlik güçlerini eğitmeye başladığını açıkladı. Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada Medbuli, Mısır'ın “Gazze'ye uluslararası desteğin, sahada görev yapacak bir misyonu da kapsamasını memnuniyetle karşıladığını” belirtti. Bu misyonun yetkilerinin “Gazze ile Batı Şeria'da (Doğu Kudüs de dahil) bir Filistin devletinin kurulmasına giden süreci temsil eden tek bir siyasi paket kapsamında uluslararası güçlerin konuşlandırılması yoluyla, Güvenlik Konseyi tarafından belirlenmesinin” şart olduğunu da ifade etti.

Net bir çerçeve ve siyasi bir plan

Tel Aviv Üniversitesi Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü'nden gözlemciler, Gazze'nin geleceğinin yalnızca Kudüs'te veya Gazze Şeridi'nde değil, aynı zamanda Riyad, Abu Dabi, Ankara ve Doha'da da belirleneceğine inanırken, Körfez ülkelerinin Gazze'ye doğrudan müdahale konusunda çok istekli olmadıklarını belirtiyorlar. Nitekim savaş sırasında diplomatik çerçevelere verdikleri destek, sahada fiili bir katılımdan ziyade, İsrail’e çatışmayı sona erdirmesi ve siyasi süreci yeniden başlatması için baskı yapmayı amaçlıyordu.

Benzer şekilde, Hasaneyn de, Gazze'nin Hamas sonrası geleceği için net, ABD öncülüğünde bir çerçeve ve güvenilir bir siyasi plan olmadığı sürece Körfez ülkelerinin katılımının uzak bir ihtimal olduğunu belirtti ve “hiçbir Arap hükümeti Gazze'yi İsrail adına yönetiyormuş gibi görünmek istemiyor” dedi.

Hamas'ın silahsızlandırılması, Trump'ın ateşkes ve Gazze Şeridi'nin yeniden inşası için hazırladığı 20 maddelik planın temel meselelerinden biri olmaya devam ediyor; ancak Hamas bu adımı henüz tam olarak kabul etmedi. Hamas liderleri, tüm silahları bırakmanın teslim olmak anlamına geldiğini ve İsrail'e karşı silahlı mücadelenin hareketin ideolojisinin temel bir parçası olduğunu defalarca dile getirdiğinden, uluslararası gücün Gazze'de silahsızlanmayı nasıl gerçekleştireceği belirsizliğini koruyor.

İsrail Savunma Kuvvetleri ile Hamas unsurları arasında bir tampon bölge oluşturmak için “Sarı Hat” adıyla bilinen hat boyunca çokuluslu bir güç konuşlandırılması planlanıyor. ABD tampon bölgenin haritasını çıkarırken, İsrail önemli stratejik noktaların kontrolünü elinde tutacak. Bu arada, AP'ye göre, Ürdün, BAE ve Fas'ın yardımıyla Gazze'nin güneyinde ve kuzeyinde insani yardım bölgeleri kuruluyor.

İngiltere Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bakanı Hamish Falconer, Trump’ın planının ikinci aşamasıyla ilgili birçok soru işareti olduğunu ve ilk aşamanın uygulanmasının henüz tamamlanmadığını söyledi. Falconer, Gazze'deki herhangi bir istikrar gücünün “BM Güvenlik Konseyi yetkisiyle desteklenmesinin” önemli olduğunu da vurguladı.


İsrail Savunma Bakanı Gazze Şeridi'ndeki tüm tünellerin yıkılması talimatını verdi

İsrail askerleri, Gazze Şeridi'nin kuzeyinde Hamas tarafından inşa edilen bir tünelden geçiyor... 15 Aralık 2023 (Reuters)
İsrail askerleri, Gazze Şeridi'nin kuzeyinde Hamas tarafından inşa edilen bir tünelden geçiyor... 15 Aralık 2023 (Reuters)
TT

İsrail Savunma Bakanı Gazze Şeridi'ndeki tüm tünellerin yıkılması talimatını verdi

İsrail askerleri, Gazze Şeridi'nin kuzeyinde Hamas tarafından inşa edilen bir tünelden geçiyor... 15 Aralık 2023 (Reuters)
İsrail askerleri, Gazze Şeridi'nin kuzeyinde Hamas tarafından inşa edilen bir tünelden geçiyor... 15 Aralık 2023 (Reuters)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz bugün (Cuma), ordunun Gazze Şeridi'ndeki tüm Hamas tünellerini “son tünele kadar” imha etmesini ve ortadan kaldırması talimatını verdiğini açıkladı.

Katz, X hesabındaki mesajında şu ifadeleri kullandı:  “Tüneller olmazsa Hamas da olmaz.” Geçen ay Katz, Gazze'yi silahsızlandırma sürecinin sadece grupları silahsızlandırmakla sınırlı olmadığını, aynı zamanda Hamas'ın tünel ağının tamamen yok edilmesini de içerdiğini belirtmişti. Alman Haber Ajansı  DPA'ya göre, ordu İsrail kontrolündeki sarı bölgede tünellerin yıkımını  öncelik hale getirdi.

Görsel kaldırıldı.
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)

İsrail ordusı  İsrail'in kontrolündeki Gazze Şeridi'nin yüzde 53'ünü temsil eden sarı hattın doğu tarafında, Hamas unsurlarının tünellerde hala saklandığını tahmin ettiklerini belirtti.