Suriye: Lübnan Hizbullah’ı, Humus'un doğusundaki nüfuzunu artırıyor

Suriye’de İran’a sadık Afganlardan oluşan Şii Fatımiyyun Tugayı
Suriye’de İran’a sadık Afganlardan oluşan Şii Fatımiyyun Tugayı
TT

Suriye: Lübnan Hizbullah’ı, Humus'un doğusundaki nüfuzunu artırıyor

Suriye’de İran’a sadık Afganlardan oluşan Şii Fatımiyyun Tugayı
Suriye’de İran’a sadık Afganlardan oluşan Şii Fatımiyyun Tugayı

Lübnan merkezli Hizbullah’ın son zamanlarda Suriye merkezindeki Humus kırsalında (badiye) bir dizi yeni askeri karargah ve mevki inşa etmeye, bunları yüzlerce askeri personel ve mekanizma ile desteklemeye, ana ve kara yollarında güvenlik bariyerleri kurmaya, Afganlardan oluşan Şii Fatımiyyun Tugayı gibi Tahran'a bağlı İranlı milislerle birlikte bölgesel nüfuzunu dayatmaya başladığını bildirdi.
Şarku’l Avsat’a konuşan bir kaynak, şu açıklamalarda bulundu:
“Hizbullah'ın onlarca askeri aracı, orta makineli tüfeklerle donatılmış araçları ve çok sayıda üyeyi kapsayan büyük askeri konvoyu son iki gün içerisinde Humus'un 40 kilometre doğusundaki el-Furklus bölgesine giriş yaptı. Bu konvoy, Cub el-Cerah, Su Kurumu, el-Mesudiyye, Cebab Hamad ve Ebu Leyye’de parti liderleri tarafından yürütülen keşif gezilerinin ardından birkaç gün önce kurulup donatılan 5 askeri karargah ve noktaya dağıtıldı. Buna, bölgeye giden yolların 24 saat süreyle kesilmesi eşlik etti. Hizbullah'ın Suriye’nin derinliklerinde askeri mevki kurmasındaki temel amaç, planı kapsamında nüfuzunu genişletmek, son dönemde bölgede genişlemeye çalışan Rusya ile rekabet halindeki İran rolünü bölge (Furklus, es-Suhne ve Tedmur) halkına güven ile güçlendirmekten geçiyor. Aynı zamanda 25. Tümen’e katılım isteniyor.
Diğer yandan İranlı milisler, Humus’un doğu kırsalının tamamında, el-Kuaryatayn, Mehin, Şayrat Hava Üssü ve Suriye ile Lübnan sınırı yakınlarındaki Kalamun bölgelerine varana dek nüfuzunu genişletmeye çalışıyor. Afganlardan oluşan Fatımiyyun Tugayı, Iraklı İmam Bakır Tugayı gibi İran yanlısı milisler, Humus'un doğusundaki Suhne bölgesini Rakka'nın güneybatısındaki Rusafa'ya bağlayan kara yolu üzerinde, Furklus'un doğusundaki bölgede altı askeri nokta, mevzi ve bariyer kurdu. İran Devrim Muhafızları ve Fatımiyyun Tugayı, Kudüs Tugayı, İmam Bakır Tugayı, Hizbullah gibi ona bağlı milislere ait askeri mevki sayısı Suhne, Tedmur, Cebel Avimir, Cebel el-Ebter, Cebel Ebu Delle ve Ebu er-Racimin’de olmak üzere füzeler ve insansız hava araçlarıyla destekli yaklaşık 38 mevkiye ulaştı. Mehin, Şayrat Hava Üssü ve Furklus’ta askeri depolar da mevcut; buralarda milislerin bölgedeki çalışmalarını yöneten İran askeri operasyon odaları yer alıyor. Diğer yandan İranlı ve Afgan milisler, mensuplarının ailelerini Tedmur ve Suhne şehirlerine getirip bölgeye yerleştirerek nüfuzlarını artırmaya devam ediyor.”
Rus savaş uçakları, Suriye'nin kuzeybatısındaki gerilimi azaltma bölgesine yönelik hava saldırılarını yenilerken rejim güçleri ise Halep ve İdlib kırsalındaki yerleşim yerlerini hedef alan topçu ve füze atışları düzenledi.
Eymen el-Halebi, “Bir Rus savaş uçağı, Pazar günü öğleden sonra Halep'in batısındaki Darat İzza şehri yakınlarında yüksek patlayıcılı füzelerle üç hava saldırısı düzenledi. Herhangi bir yaralanma kaydedilmedi. Rejim güçlerinin Halep'in batısındaki bölgelere topçu ve füze atışlarında bulunması ise yaşlı bir adamın ağır şekilde yaralanmasına sebep oldu” açıklamalarında bulundu.
Fethul Mubin operasyon odasından Suriyeli silahlı muhalif gruplar ise rejim güçlerine ve İranlı milislere ait mevkilerden güney İdlib ve Halep kırsalının roketatar ve ağır toplarla hedef alındığını aktardı. Aynı zamanda nüfuslu bölgelere rejim güçlerinin gerçekleştirdiği bombardımanlar ve Rus hava saldırılarına yanıt olarak bir rejim gücü mensubunun 46. Alay çevresinde Halep'in batısındaki Atarib şehri yakınlarında vurulduğunu aktardı.



Arap dışişleri bakanları İstanbul'da bir araya gelerek İsrail'in İran'a yönelik saldırısını kınadı

İranlılar, İsrail hava saldırısında öldürülen iki Kızılay üyesinin cenaze töreninde (DPA)
İranlılar, İsrail hava saldırısında öldürülen iki Kızılay üyesinin cenaze töreninde (DPA)
TT

Arap dışişleri bakanları İstanbul'da bir araya gelerek İsrail'in İran'a yönelik saldırısını kınadı

İranlılar, İsrail hava saldırısında öldürülen iki Kızılay üyesinin cenaze töreninde (DPA)
İranlılar, İsrail hava saldırısında öldürülen iki Kızılay üyesinin cenaze töreninde (DPA)

Arap dışişleri bakanları, dün İstanbul'da düzenlenen toplantıda, İsrail'in İran'a yönelik saldırısını kınayarak, bunun BM üyesi bir ülkenin egemenliğine yönelik açık bir ihlal ve bölgesel barış ve güvenliğe yönelik tehdit olduğunu belirtti.

Arap bakanlar, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının yansımalarını ve bölgenin güvenliğini görüşmek üzere İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Dışişleri Bakanları Konseyi'nin 51. oturumu çerçevesinde düzenlenen olağanüstü toplantının ardından yaptıkları açıklamada, “İsrail'in İran'a yönelik saldırılarının durdurulması ve gerginliğin azaltılması ile ateşkese varılması için bölgesel ve uluslararası çabaların yoğunlaştırılması gerektiğini vurguluyoruz” ifadelerini kullandılar.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (Arşiv-AFP)İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (AFP)

Açıklamada, İran nükleer sorunu konusunda bir anlaşmaya varmak için müzakerelere geri dönülmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca uluslararası toplum ve Güvenlik Konseyi'nin, "uluslararası hukukun açık bir ihlali ve bölgesel güvenliğe tehdit" oluşturan İsrail saldırısını durdurma sorumluluklarını yerine getirmeleri çağrısı yapıldı.

Arap dışişleri bakanları bölgedeki krizleri çözmenin tek yolunun, uluslararası hukuk kurallarına uygun diplomasi ve diyalog olduğunu belirtti. Mevcut krizin askeri yollarla çözülemeyeceğini vurguladılar.

Açıklamada, bölgede kapsamlı bir barışın ancak Gazze'ye yönelik saldırganlığın durdurulmasıyla başlayarak, tüm çatışma ve gerginlik nedenlerinin ele alınmasıyla sağlanabileceği belirtildi. İsrail'in bölgeyi daha fazla çatışma ve gerginliğe doğru ittiği ve "İsrail'in saldırgan politikalarını durdurmak için etkili uluslararası eylem çağrısında bulunduğu" belirtildi.

Arap Dışişleri Bakanları, küresel ekonomi ve enerji nakil hatları üzerindeki yansımalardan kaçınmak için uluslararası su yollarında seyrüsefer özgürlüğüne saygı gösterilmesi gerektiğini vurguladılar. Ayrıca UAEA gözetimindeki nükleer tesislerin hedef alınmasından kaçınılması gerektiğini vurguladılar.

Bakanlar, bölgedeki nükleer emisyon ve sızıntıların tehlikeleri ve bunların yıkıcı insani ve çevresel sonuçları konusunda uyarıda bulunarak, Ortadoğu'nun nükleer silahlardan ve diğer kitle imha silahlarından arındırılmasının önemini vurguladılar.