Dünya'ya "yılbaşı hediyesi": 2014 YE15 asteroidi yaklaşıyor

NASA, asteroitleri Dünya'ya çarpmadan önce tespit edecek yeni sistemini yaklaşık iki hafta önce tanıtmıştı (Pixabay/Temsili fotoğraf)
NASA, asteroitleri Dünya'ya çarpmadan önce tespit edecek yeni sistemini yaklaşık iki hafta önce tanıtmıştı (Pixabay/Temsili fotoğraf)
TT

Dünya'ya "yılbaşı hediyesi": 2014 YE15 asteroidi yaklaşıyor

NASA, asteroitleri Dünya'ya çarpmadan önce tespit edecek yeni sistemini yaklaşık iki hafta önce tanıtmıştı (Pixabay/Temsili fotoğraf)
NASA, asteroitleri Dünya'ya çarpmadan önce tespit edecek yeni sistemini yaklaşık iki hafta önce tanıtmıştı (Pixabay/Temsili fotoğraf)

Uzay, Dünya'ya "yılbaşı hediyesini" 6 Ocak'ta veriyor.
NASA verileri otobüs büyüklüğündeki asteroidin, Dünya'nın yaklaşık 7 milyon 400 bin kilometre yakınından geçeceğini gösterdi.
İlk kez 2014'te keşfedilen 2014 YE15 adlı göktaşı, Dünya'yla Merkür arasında Güneş yörüngesinde hareket eden Aten asteroitleri adlı grubun bir üyesi.
Çapı kabaca 12 metre olan asteroidin bir tehdit oluşturmadığı düşünülüyor.
Daha önce de yaklaşık 149 metrelik 2017 AE3 denen asteroidin, 29 Aralık'ta Dünya'nın 3 milyon 540 bin kilometre uzağından geçeceği açıklanmıştı.
NASA, büyüklüğü 150 metreyi aşan ve Dünya'ya en fazla 7,5 milyon kilometre mesafede olan nesneleri "potansiyel tehlike" kabul ediyor.
Uzay ajansı asteroit geçişlerini sürekli takip ediyor. Zira göktaşları, Dünya için tehlikeli olabiliyor.
Örneğin 2013'te Rusya'nın Çelyabinsk bölgesine düşen 17 metre çapındaki asteroit, 26 ila 33 atom bombasıyla aynı etkiyi yaratmıştı.
Bölgenin 15 ila 20 kilometre üzerinde patlayan göktaşı, bir şok dalgası yaratarak binaların pencerelerinin patlamasına neden olmuş ve olayda 1500 kişi ufak yaralar almıştı.
Independent Türkçe, RT, Inverse, Newsweek



"Asya tek boynuzlu atı"nın genom haritası ilk kez çıkarıldı: Yok olmalarını engelleyebilir mi?

Laos'ta 1999'da kameralara yakalanan saolanın en iyi tahminlere göre 100'den az üyesi kaldı (Ban Vangban Village/Wildlife Conservation Society)
Laos'ta 1999'da kameralara yakalanan saolanın en iyi tahminlere göre 100'den az üyesi kaldı (Ban Vangban Village/Wildlife Conservation Society)
TT

"Asya tek boynuzlu atı"nın genom haritası ilk kez çıkarıldı: Yok olmalarını engelleyebilir mi?

Laos'ta 1999'da kameralara yakalanan saolanın en iyi tahminlere göre 100'den az üyesi kaldı (Ban Vangban Village/Wildlife Conservation Society)
Laos'ta 1999'da kameralara yakalanan saolanın en iyi tahminlere göre 100'den az üyesi kaldı (Ban Vangban Village/Wildlife Conservation Society)

Son derece nadir rastlanan "Asya tek boynuzlu atı" saolanın ilk defa genom haritası çıkarıldı. Yeni çalışma nesli kritik tehlike altındaki türün yaşamasını sağlayabilir. 

İlk kez 1992'de tanımlanan saola (Pseudoryx nghetinhensis), en yakın zamanda keşfedilen büyük memeli türü. Vietnam ve Laos'un dağlık ormanlarında yaşayan bu sığır türü, boynuzlarının yanı sıra çok nadir görülmesi nedeniyle "Asya tek boynuzlu atı" diye biliniyor.

Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği'ne (IUCN) göre nesli kritik tehlike altındaki bu türün 100'den daha az üyesi kaldığı tahmin ediliyor. Üstelik en son 2013'te görülmesi, soyunun çoktan tükenmiş olabileceği ihtimalini de gündeme getiriyor. 

Uluslararası bir araştırma ekibi, avcıların evlerinden toplanan saola kalıntılarından alınan parçaları analiz ederek 26 saolanın tam genomunu çıkardı. Türünün ilk örneği olan bu çalışma, saolanın geçmişini anlama ve geleceğini güvence altına alma yolunda kritik bilgiler sundu. 

Bulguları hakemli dergi Cell'de 5 Mayıs Pazartesi günü yayımlanan çalışmaya göre saolalar 5 bin ila 20 bin yıl önce iki ayrı popülasyona ayrılmış. 

Makalenin başyazarı Genís Garcia Erill "Saolanın önemli genetik farklılıklara sahip iki popülasyona ayrıldığını görmek bizi epey şaşırttı" diyerek ekliyor: 

Bu daha önce hiç bilinmiyordu ve genetik veriler olmadan bilmemizin yolu yoktu. Bu önemli bir sonuç çünkü türün genetik varyasyonunun nasıl dağıldığını etkiliyor.

Bilim insanları ayrıca iki popülasyonun da Son Buzul Çağı'ndan itibaren azaldığını saptadı. Ekip, toplam saola nüfusunun 10 bin yıldır hiçbir zaman 5 binin üstüne çıkmadığını tahmin ediyor.

Bu durum, iki grubun da genetik çeşitliliğini kaybettiği anlamına geliyor. Ancak her biri genetik kodlarının farklı kısımlarını kaybetmiş. Araştırmacılara göre bu, nesillerinin tükenmesini önlemede kritik bir rol oynayabilir. 

Garcia Erill "Bir popülasyonda kaybolan genetik varyasyon diğerini tamamlıyor. Yani eğer bunları karıştırırsak, diğerindeki eksiklik giderilebilir" diye açıklıyor.

Bilim insanları saolaların hayatta kalması için esaret altında çiftleşmelerini sağlayacak bir program geliştirmeye çalışıyor. Yeni çalışmayı yürüten ekibin hesaplamalarına göre böyle bir program, tükenme riski karşısında en etkili çözümü sunuyor. 

Çalışmanın bir diğer yazarı Rasmus Heller şöyle diyor:

Gelecekteki bir popülasyonun temelini oluşturmak için en az bir düzine saolayı (ideal olarak her iki popülasyonun karışımı) bir araya getirebilirsek, modellerimiz türlerin uzun vadede hayatta kalma şansının yüksek olacağını gösteriyor.

En son 2013'te görülen bir türün 12 üyesini bulmak zorlu bir iş. Ancak araştırmacılar, yeni çalışmanın bu sorunu çözebileceğine inanıyor. Saolanın genetik haritasının çıkarılması, daha kapsamlı arama çalışmalarının önünü açabilir. 

Makalenin yazarlarından Minh Duc Le, "Birçok araştırmacı, suda ve hatta aynı habitatta yaşayan kan emiciler olan sülüklerde, saola DNA'sının izlerini bulmayı deneyip başaramadı" diyerek ekliyor:

Bu tekniklerin hepsi küçük DNA parçalarını tespit etmeye dayanıyor ama artık saola genomunun tamamını bildiğimize göre, bu parçaları bulmak için çok daha geniş bir el kitabımız var.

Independent Türkçe, Science Alert, Phys.org, Cell