Tilda Swinton bir senede AIDS'le bağlantılı 43 cenazeye katıldığını açıkladı

Tilda Swinton başrolünde yer aldığı Memoria'nın 74. Cannes Film Festivali'nde prömiyerini yapması sebebiyle 16 Temmuz 2021'de Fransa'daydı (Reuters)
Tilda Swinton başrolünde yer aldığı Memoria'nın 74. Cannes Film Festivali'nde prömiyerini yapması sebebiyle 16 Temmuz 2021'de Fransa'daydı (Reuters)
TT

Tilda Swinton bir senede AIDS'le bağlantılı 43 cenazeye katıldığını açıkladı

Tilda Swinton başrolünde yer aldığı Memoria'nın 74. Cannes Film Festivali'nde prömiyerini yapması sebebiyle 16 Temmuz 2021'de Fransa'daydı (Reuters)
Tilda Swinton başrolünde yer aldığı Memoria'nın 74. Cannes Film Festivali'nde prömiyerini yapması sebebiyle 16 Temmuz 2021'de Fransa'daydı (Reuters)

1994'te "AIDS'le bağlantılı" 43 cenazeye katıldığını açıklayan Tilda Swinton, kendini It's A Sin'deki Jill'e benzetti.
Russell T. Davies'in geçen yıl Channel 4'da yayımlanan draması, AIDS krizinin zirvesinde Londra'da yaşayan bir grup genç eşcinsel erkeği konu alıyordu.
The Guardian'a verdiği yeni röportajda Kevin Hakkında Konuşmalıyız'ın (We Need to Talk About Kevin) başrol oyuncusu Swinton, 1980'lerde ve 1990'larda kariyerinin ilk aşamalarında Londra'da bir "queer topluluğu" içinde yaşamayı ele aldı.
Swinton'ın ilk iş ortaklarından biri olan film yönetmeni ve aktivist Derek Jarman, AIDS'le ilişkili komplikasyonlardan hayatını kaybetmişti. Swinton şöyle anımsadı:
"Derek 1994'te ölmüştü ve o yıl 43 cenazeye gitmiştim, hepsi AIDS'le ilgili ölümlerdi."
"Yaşadıklarımı gerçekten anlayan tek kişi, iki dünya savaşı görüp geçirmiş büyükannemdi ve 'Bu sizin kuşağınızın savaşı' demişti."
Swinton daha sonra kendisini Davies'in dramasındaki Jill karakteriyle (Lydia West'in canlandırdığı) karşılaştırdı. Jill, HIV'li kişilerin aileleri çoğu durumda onları korku veya utanç yüzünden terk ettiğinde ölmekte oldukları hastane koğuşlarını ziyaret ederdi.
Swinton, "O genç kız bendim" dedi.
"Bu bütünüyle benim deneyimimdi. 20'li yaşlarımın sonları ve 30'lu yaşlarımın atmosferi böyleydi."

'It's A Sin'de Lydia West (solda) Jill'in gerçek hayattaki haliyle beraber (Channel 4)
"En trajik olansa öz ailenin desteğinin kırılmasıydı. Pek çok kişi eve gidemiyordu, bu yüzden bizimle kaldılar ve biz de elimizden geldiğince herkese baktık."
It's A Sin'deki Jill karakteri Davies'in o dönemde "bitmek bilmeyen hastane ziyaretlerine" gittiğini söyleyen arkadaşı Jill Nalder'a dayanıyordu.
Nalder, "Bir bakıma bir aile üyesinin yerini alıyorsunuz çünkü birlikte o aile oluyorsunuz ve orada sevgi dolu bir şekilde bulunuyorsunuz" dedi.
"Yapılması istisnai bir şey değil. Ama gizli bir şeydi. Çünkü 'Tamam, gitmeliyim ama gittiğimi kimseye söylememeliyim' diye hissediyordunuz."
Independent Türkçe



Gençlerdeki sindirim sistemi kanserlerinde çarpıcı artış

Yeni bir incelemeye göre, 50 yaşın altındaki kişilerdeki gastrointestinal kanserlerde çarpıcı bir artış var (Unsplash)
Yeni bir incelemeye göre, 50 yaşın altındaki kişilerdeki gastrointestinal kanserlerde çarpıcı bir artış var (Unsplash)
TT

Gençlerdeki sindirim sistemi kanserlerinde çarpıcı artış

Yeni bir incelemeye göre, 50 yaşın altındaki kişilerdeki gastrointestinal kanserlerde çarpıcı bir artış var (Unsplash)
Yeni bir incelemeye göre, 50 yaşın altındaki kişilerdeki gastrointestinal kanserlerde çarpıcı bir artış var (Unsplash)

Yeni bir incelemeye göre, 50 yaşın altındaki kişilerdeki gastrointestinal (GI) kanserlerde çarpıcı bir artış yaşanıyor.

Araştırmacılar perşembe günü The Journal of the American Medical Association'da (JAMA) yayımlanan incelemede, kalınbağırsak veya pankreas kanseri gibi gastrointestinal kanserlerin "ABD'de erken yaşta ortaya çıkan kanserler arasında en hızlı artış gösterenler" olduğunu belirtiyor.

Erken yaşta ortaya çıkan gastrointestinal kanserler arasında ABD birinciliğini, kolon veya rektumda gelişen kalınbağırsak kanseri 2022'de aldı ve 20 bin 800'ü aşkın kişiye teşhis kondu.

Mide zarında gelişen mide kanseri o yıl 2 bin 689 kişide teşhis edilirken, onu 2 bin 657'yle pankreas kanseri ve 875'le yemek borusu kanseri izledi.

Erken yaşta görülen gastrointestinal kanserlerin çoğu obezite, kötü beslenme ve orta derecede hareketsiz bir yaşam tarzı gibi, değiştirilebilecek risk faktörleriyle bağlantılı. Sigara ve içki içmek de diğer risk faktörleri arasında.

Dana-Farber Kanser Enstitüsü Genç Yaşta Ortaya Çıkan Kalınbağırsak Kanseri Merkezi Direktörü Dr. Kimmie Ng, ortak yazarlarından olduğu inceleme hakkında NBC News'a yaptığı açıklamada, "İnsanların bebekken, çocukken ve ergenlik çağındayken yaptıkları ya da maruz kaldıkları şeyler, muhtemelen genç yetişkinlikte kansere yakalanma risklerine katkı sağlıyor" diyor.

Aile geçmişi ve kalıtsal sendromlar gibi, hastaların üzerinde kontrol sahibi olmadığı risk faktörleri de var. Erken yaşta görülen kalınbağırsak kanserinden muzdarip kişilerde bağırsak iltihabı olabilir.

Araştırmacılar incelemede şöyle yazıyor:

Erken yaşta ortaya çıkan GI kanser hastalarının durumu, daha geç yaşta ortaya çıkan GI kanser hastalarına benzer veya daha kötü seyrediyor. Bu da gelişmiş önleme ve erken teşhis yöntemlerine duyulan ihtiyacı vurguluyor.

Amerikan Kanser Derneği (American Cancer Society/ACS), kalınbağısak kanseri riski ortalama düzeyde olan kişilerin 45 yaşında düzenli taramaya başlamasını öneriyor. ACS, 2018'den önce taramaların 50 yaşında başlamasını tavsiye ediyordu.

Kâr amacı gütmeyen Kalınbağırsak Kanseri Birliği'nin baş tıbbi danışmanı Dr. John Marshall, yer almadığı inceleme hakkında NBC News'a "Eskiden bu yaş grubunda hiç görülmezdi ama şimdi 20, 30 ve 40'lı yaşlarında kolon kanserine yakalananların sayısında kayda değer bir artış var" diyor.

Gastrointestinal kanseri olan genç hastaların hayatta kalma oranlarının, neden yaşlılardan daha kötü olduğu belirsizliğini koruyor.

New Jersey'deki Rutgers Kanser Enstitüsü ve RWJBarnabas Health'ten gastrointestinal onkoloji direktörü Dr. Howard Hochster, NBC News'a, dahil olmadığı inceleme hakkında şu ifadeleri kullanıyor: 

Bana göre bu, hastalığı daha ileri bir aşamada saptamamızdan kaynaklanıyor çünkü spesifik olmayan bu şikayetlerde bulunan genç bir kişiyi görünce, gerçekten kolon veya diğer GI kanserler akla gelmiyor.

Ancak Ng, kanserin evresi hesaba katıldığında bile genç hastaların hayatta kalma oranlarının daha kötü göründüğünü söyleyerek bunun biyolojik bir nedeni olup olmadığını sorguluyor.

Independent Türkçe