Şebve Valisi Avad İbn Al-Vazir el-Avlaki, Şarku’l Avsat’a konuştu: ‘Arap Koalisyonu olmasaydı Bayhan kurtarılamazdı’

Şebve Valisi Avad İbn Al-Vazir el-Avlaki, hava kuvvetlerinin Bayhan savaşını hızlı şekilde çözüme kavuşturduğunu belirterek bunun geri kalan bölgeler için de önemli bir hamle olduğunu vurguladı.

Şebve Valisi Avad İbn Al-Vazir el-Avlaki.
Şebve Valisi Avad İbn Al-Vazir el-Avlaki.
TT

Şebve Valisi Avad İbn Al-Vazir el-Avlaki, Şarku’l Avsat’a konuştu: ‘Arap Koalisyonu olmasaydı Bayhan kurtarılamazdı’

Şebve Valisi Avad İbn Al-Vazir el-Avlaki.
Şebve Valisi Avad İbn Al-Vazir el-Avlaki.

Şebve Valisi Avad İbn Al-Vazir el-Avlaki, Şebve ve üç kasabasında sağlanan ilerlemeye ve gelecekte atılması planlanan adımlara ilişkin açıklamalarda bulundu. Avlaki, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte vilayetin ve üç kasabasının tamamen kurtarıldığı ve Husi milislerin yenilgiye uğratıldığını belirttiği açıklamasında, ilerleyen dönemde vilayette bir kalkınma devrimi gerçekleştirme sözü verdi.
Şarku’l Avsat’a Şebve’nin yönetim merkezi Atak’ta röportaj veren İbn Al-Vazir el-Avlaki ‘safları birleştirmenin ve Şebve’nin çıkarlarını partilerin, örgütlerin ve siyasi eğilimlerin üstünde tutmanın’ önemine dikkat çekti. Ortak düşman olan darbeci Husilere karşı duruşta herkesin büyük bir rolü olduğunu vurguladı.
Şebve Valisi, savaşta ‘belirleyici’ olarak nitelendirdiği ve kısa sürede zaferler elde eden Suudi Arabistan önderliğindeki Arap Koalisyonu uçakları olmasaydı Bayhan’ın kurtarılamayacağını vurguladı. Amalika Tugayları’nın bölgeyi kurtarmadaki büyük rolüne övgüde bulunan Avlaki, askeri birliklerin diğer vilayetlerde de ilerleyeceğinin altını çizdi.

Bayhan’ın kurtarılması
Avlaki, Bayhan’ın üç kasabasının kurtarılmasının başta Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) olmak üzere Koalisyon’daki aktif ülkeler tarafından önderlik edilen Yemen’deki meşru hükümeti destekleyen siyasi liderliğin ve Koalisyon’un güçlü takibi çerçevesinde geliştiğini söyledi.
Şebve Valisi açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Şebve vilayeti, Husi milislerden tamamen temizlendi ve mühendislik ekipleri kurtarılan üç bölgede halen tüm hızıyla çalışıyor. Bir kalkınma devrimine tanık olacağımızı umut ediyorum.
İbn Al-Vazir el-Avlaki  açıklamasının devamında Cumhurbaşkanı Abdu Rabbu Mansur Hadi liderliğindeki siyasi liderliğe ve Suudi Arabistan ve BAE liderliğindeki Koalisyon’a teşekkürlerini iletti. “Değerini kanıtlamış olan Amalika Tugayı’nın rolünü de takdir ediyoruz. Şehitlerine rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Bu, Şebve halkının unutmayacağı bir tarihtir” ifadesini kullandı.
Avlaki, Şebve yakınlarındaki askeri operasyonların devam etmesiyle ilgili bir soruya “Bazı birlikler, başka vilayetlerde de ilerleyecek gibi görünüyor. Ama bizim için Şebve’de işler halledildi” cevabını verdi.

Hızlı kurtuluş
Şebve’nin kurtuluş operasyonlarında dikkate değer bir hıza tanık olundu. Vali, kurtuluş operasyonunun başarısını havadan Koalisyon ve karadan Amalika Tugayları güçleri olmak üzere iki ana faktöre bağladı. Söz konusu başarıda safların birleştirilmesinin önemini vurgulayan Avad İbn Al-Vazir el-Avlaki açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Vilayetin çıkarları açısından tüm Şebve halkının, siyasi bileşenlerinin ve partilerin anlayışları, Şebve’nin istikrarı ve kurtuluşunda önemli bir faktördür. Tüm grup ve partilerle bir araya geldik. Şebve’nin tüm partilerinden örgütlerin ve siyasi yönelimlerin bir araya geldiği bir anlayış hakimdi. Bu, parti liderlerinin ve siyasi bileşenlerinin düşünce, akıl ve becerilerinin ürünüdür. Bu konuda bize gösterdikleri anlayış için kendilerine teşekkür ederiz. Bu anlayışların, Şebve vilayeti ve halkına hizmet etmeye devam edeceğini umuyoruz.”
Avlaki, Koalisyon’un ve Amalika Tugayları’nın süreçteki rolüne dikkat çekti:
“Suudi Arabistan önderliğindeki Koalisyon olmasaydı, işler bu kadar çabuk çözülemezdi. Koalisyon’un havadaki rolü oldukça etkili ve anahtar konumundaydı. Hava operasyonları olmasaydı işler bu hızda belirleyici bir biçimde ilerleyemezdi. Bu zaferlerde önce Allah’tan şükrediyoruz, ardından da Amalika Tugayları ve diğer ortak kuvvetlere. Teşekkürlerimizi sunuyoruz.”
Avlaki, Husilerden kurtarılan kasabalardaki durumun normalleşme sürecinin yerel makamların takibi ve ordu güçlerinin de desteğiyle iyi bir hızla gerçekleştiğini belirtti.
“İşler yolunda ilerliyor. Kurtarılan kasabalardaki yerel makamlar, normalleştirme sürecini takip ediyor ve ordu da varlığıyla bu açıdan yardımcı oluyor” diyen Şebve Valisi, Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi’nden ve diğer yardım kuruluşlarından daha fazla insani yardıma ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Şebve Elit Kuvvetleri’nin vilayetteki güvenlik birimlerine entegrasyonuyla ilgili bir soruya yanıt veren Avlaki, “Onlar, her şeyden önce Şebve halkındandırlar” dedi.

Kalkınma savaşı
Avlaki, Şebve’deki kalkınma durumunun ise halen vatandaşların beklentilerinin altında olduğunu vurguladığı açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Bazı projeler var. Ama bunlar vatandaşın istediği düzeyde değil. İl merkezinde kesintisiz elektrik, entegre hastane, entegre altyapı ve yol yok. Vilayetin başkenti hijyenik değil. Savaş bittikten sonra artık umudumuz Koalisyon’un desteğiyle bu yönde bir devrim başlatmak. Yetersizlik nedeniyle elektriğe de çok ihtiyaç var. Vatandaşın yaşamı ile ilgili tüm konularda Koalisyon ülkelerinden cömert destek alacağımız umuyoruz. Çünkü kalkınma mücadelesi, savaştan daha az önemli değil. Üniversite binası, kendisine ayrılmış 6 kilometrekarelik bir bahçeden oluşmasına rağmen uzun yıllardır onarımdan geçiyor. İlerleyen dönemde inşayı tamamlamayı ve kolejleri tek bir yerde toplamayı planlıyoruz. Ayrıca çözülmesi gereken öğretmen sıkıntısı da var. Eğitim, güvenlik, istikrar, sağlık, tarım ve yol başlıklarına odaklanacağız. Bunlar, önceliklerimiz.”
Vilayetin kronik sorunlarından biri olan elektrik konusunda ise kalıcı çözümler sözü veren Vali, “Bu konuda vilayetin ihtiyaçlarını gündeme getirdik” diyerek devlet için istikrarlı bir gelecek projesi yapılmasını istediklerini vurguladı.
Terör ve radikalizm yanlısı gruplarla mücadele konusunda da açıklamalarda bulunan Avlaki, bu meselelerin incelenmekte olduğunu ve Şebve’nin savaştan yeni çıktığını belirttiği açıklamasını şöyle sonlandırdı:
“Şebve, savaşın etkilerini giderdikten sonra kalkınma ve güvenlik açısından diğer vilayetler için de bir model olacak. Bunun işaretlerini de yakında göreceğiz.”



Lahbib: İsrail'in Gazze'de uluslararası insani yardım kuruluşlarını yasaklama planları, yardımların engellenmesi anlamına geliyor

İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)
İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)
TT

Lahbib: İsrail'in Gazze'de uluslararası insani yardım kuruluşlarını yasaklama planları, yardımların engellenmesi anlamına geliyor

İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)
İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)

Avrupa Komisyonu Eşitlik, Hazırlık ve Kriz Yönetimi Komiseri Hadja Lahbib bugün yaptığı açıklamada, İsrail’in Gazze Şeridi’nde uluslararası insani yardım kuruluşlarını yasaklama planlarının, hayat kurtaran yardımların bölgeye ulaşmasını engelleyeceğini belirtti.

Lahbib, X platformundaki hesabından yaptığı paylaşımda, Avrupa Birliği’nin (AB) tutumunun net olduğunu vurgulayarak, “Sivil toplum kuruluşlarının mevcut haliyle kayıt altına alınması yasasının uygulanması mümkün değil” dedi.

Lahbib, insani yardımların önündeki tüm engellerin kaldırılması gerektiğini vurguladı ve “Uluslararası insancıl hukuk, herhangi bir belirsizliğe yer bırakmıyor; yardımlar ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmalı” ifadesini kullandı.

İsrail medyası, hükümetin dün yaptığı açıklamaya dayanarak, Sınır Tanımayan Doktorlar, ActionAid ve Oxfam gibi onlarca insani yardım örgütünün lisanslarının iptal edileceğini ve bunların ‘terörle bağlantılı’ olduğu gerekçesiyle kapatılabileceğini duyurmuştu.

Bazı uluslararası yardım kuruluşları, kayıtlarının iptal edilmesi riskiyle karşı karşıya bulunuyor. Eğer 31 Aralık’a kadar İsrail makamlarının belirlediği yeni kriterlere uyum sağlamazlarsa, 60 gün içinde faaliyetlerini durdurmak veya Gazze Şeridi ve Batı Şeria’daki çalışmalarına kısıtlama getirmek zorunda kalabilirler.


Süveyda’da el bombası patladı: 1 ölü, 2 yaralı

Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)
Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)
TT

Süveyda’da el bombası patladı: 1 ölü, 2 yaralı

Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)
Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)

Şarku’l Avsat Suriye devlet televizyonu El-İhbariyye'den aktardığı habere göre bugün (Çarşamba) Süveyda kentinde meydana gelen el bombası patlamasında bir kişi hayatını kaybetti, iki kişi yaralandı.


Sinvar'a yakınlığı bulunan ve serbest bırakılan bir mahkum, Gazze'deki Hamas içinde bir isyana öncülük ediyor ve bu durum bazı Hamas liderlerini öfkelendiriyor

Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)
Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)
TT

Sinvar'a yakınlığı bulunan ve serbest bırakılan bir mahkum, Gazze'deki Hamas içinde bir isyana öncülük ediyor ve bu durum bazı Hamas liderlerini öfkelendiriyor

Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)
Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)

Gazze Şeridi'ndeki Hamas hareketi, iki yıl süren İsrail savaşı sırasında liderlerinin suikastlara kurban gitmesinin ardından bir dizi liderlik değişikliği yaşıyor. Bu durum, hareketin eski lideri olan ve Ekim 2024'te Refah'ta İsrail güçleriyle çıkan çatışmalarda beklenmedik bir şekilde öldürülen Yahya Sinvar'a yakın kişilerin daha fazla öne çıkmasına neden oldu.

Şarku’l Avsat'a konuşan Hamas kaynaklarına göre, serbest bırakılan mahkum Ali el-Amudi, siyasi büro üyesi ve savaş öncesinde hareketin medya departmanından sorumlu olan serbest bırakılan mahkum Ali el-Amudi, kendisi ve Sinvar'a yakın bir dizi kişinin Gazze Şeridi'ndeki hareketi yönetmekle görevlendirilmesinin ardından, Gazze Şeridi'ndeki siyasi bürosunun başına geçti. Bu kişilerin çoğu, Şeridin güneyindeki Han Yunus'ta yaşıyor.

Hamas lideri Yahya Sinvar ve İsmail Haniye'in 2017'de Gazze'de çekilmiş fotoğrafı (Arşiv- Reuters)Hamas lideri Yahya Sinvar ve İsmail Haniye'in 2017'de Gazze'de çekilmiş fotoğrafı (Arşiv- Reuters)

2011 Gilad Şalit esir takasıyla serbest bırakılan eski bir mahkum olan el-Amudi, Gazze Şeridi yönetiminin merkez figürü haline geldi. İsrail hapishanelerinde kaldıkları süre boyunca ve serbest bırakıldıktan sonra Sinvar'a çok yakındı ve sık sık toplantılarına ve diğer etkinliklerine eşlik etti.

Bazı kaynaklar, Gazze Şeridi'nde siyasi büro için gerçek bir seçim yapılmadığını, bunun yerine sürecin atama, onaylama ve istişare yoluyla yürütüldüğünü söylüyor.

Bazı kaynaklar operasyonun “iç yönetmelikleri ihlal ederek” gerçekleştirildiğini söylerken, diğerleri amacın “iç eksiklikleri gidermek” olduğunu ve “seçilenlerin hepsinin Tevfik Ebu Naim, Salah Ebu Şarik ve diğerleri gibi Sinvar'a yakın kişiler olduğunu” açıkladı.

Kaynaklar, el-Amudi'nin şu anda Gazze'deki Hamas içinde “devrim” olarak nitelendirilebilecek bir harekete öncülük ettiğini söylüyor. Özellikle İsrail saldırılarında yaralanan ilçe idari organlarının başındaki bazı yerel liderleri görevden aldı ve yerlerine atamalar yaptı. Savaş sırasında sorumluluklarının bir kısmından vazgeçen diğer kişiler için de aynı şeyi yaptı. Suikasta uğrayan, başka nedenlerle görevden alınan veya farklı görevlere atanan eski liderlerin yerine geçecek kişileri aramaya devam ediyor.

Bazı kaynaklara göre, bu adımlar Gazze Şeridi içindeki yerel Hamas liderlerinin yanı sıra yurtdışındaki liderler arasında da öfkeye yol açtı. Şeridin dışındaki siyasi büro üyelerinden bazıları yerel liderlere, "Olanlar kabul edilemez ve iç hukuka aykırıdır; önümüzdeki günlerde hareketin liderinin seçilmesini beklemeliyiz ki, bir yıl sonra yapılacak genel seçimlere kadar bazı bölgelerin liderliğindeki boşlukların geçici olarak doldurulması konusunda bir anlaşmaya varılabilsin" şeklinde bilgi verdi.

İzzeddin el-Haddad (Fotoğraf el-Kassam tarafından yayınlandı)İzzeddin el-Haddad (Fotoğraf el-Kassam tarafından yayınlandı)

Kaynaklar, Gazze Şeridi'ndeki Hamas içinde siyasi düzeyde hüküm süren "kaosun" aksine, askeri kanadında istikrarlı bir durumun söz konusu olduğunu ve yeniden yapılanmanın sorunsuz ve sistematik bir şekilde devam ettiğini belirtiyor. İzzeddin Kassam Tugayları'nın yeni Genelkurmay Başkanı İzzeddin Haddad'ın savaş sırasında suikasta kurban giden veya öldürülenlerin yerine yeni atamalar yapmak üzere bir dizi toplantı düzenlediğini ve çeşitli kararlar aldığını ifade ediyorlar. Ayrıca, tüm taraflarla sürekli iletişim kurarak siyasi düzeydeki farklılıkların veya anlaşmazlıkların üstesinden gelmeye ve böylece her düzeyde istikrarı sağlamaya çalışıyor.

Kaynaklara göre Haddad, bazı bölgelerdeki tugay komutanları da dahil olmak üzere çeşitli liderlik pozisyonlarındaki boşlukları doldurmak için çalışırken, asıl komutanlarının suikast sonucu öldürülmesinin ardından bu tugayları yönetmek üzere atanmış diğer kişileri de görevde tutuyor.

Savaş sırasında İsrail, Gazze Şeridi'ndeki (Kuzey, Merkez, Han Yunus ve Refah) tugay komutanlarının çoğunu, İzzeddin Haddad'ın komuta ettiği Gazze Şehri Tugayı hariç, suikast sonucu öldürdü. Yerine Muhanned Receb atandı.

Savaş sırasında İsrail, Gazze Şeridi'ndeki (Kuzey, Merkez, Han Yunus ve Refah) tugay komutanlarının çoğunu suikastla öldürdü. Bunun istisnası, Muhannad Receb'ın yerine geçen İzzeddin el-Haddad'ın komutasındaki “Gazze Şehri Tugayı”ydı.

Gazze'deki Hamas savaşçıları (Arşiv-Reuters)Gazze'deki Hamas savaşçıları (Arşiv-Reuters)

Çeşitli kanatları ve kademeleriyle Hamas, İsrail'in çeşitli kaynaklarını hedef alması sonucu mali krizden muzdarip olmuş durumda. Bununla birlikte, savaş sırasında veya sonrasında, farklı oranlarda ve zamanlarda da olsa, maaş ve ödenekleri tamamen kesmedi.

Gerçekte Hamas, 7 Ekim 2023 saldırısının ardından, 1987'deki kuruluşundan bu yana eşi benzeri görülmemiş son derece karmaşık bir dönemle karşı karşıya. Hareketin gözlemcilerine göre, Gazze Şeridi'ne sınır komşusu İsrail tesislerine ve kasabalarına yönelik saldırılarla başlayan bu saldırı, İsrail'i uzun süreli bir savaşa sürükledi.

Yazar ve siyasi analist Mustafa İbrahim, hareketin “askeri yenilginin, örgütsel tükenmişliğin, siyasi karmaşanın ve geleceği ile rolü hakkındaki varoluşsal kaygının iç içe geçtiği bir aşamaya girdiği” değerlendirmesinde bulunuyor.

İbrahim, İsrail savaşının, Hamas'ın siyasi büro üyelerinin ve Gazze Şeridi'ni yıllarca yöneten idari komitelerin başkanlarının çoğunu kaybetmesinin ardından, liderlik ve karar alma yapısını vurduğunu açıkladı. Bu durum, doldurulması kolay olmayan derin bir liderlik boşluğu yarattı ve hareket içinde geleceği ve bir sonraki aşama hakkında anlaşmazlıkları ortaya çıkardı: Bu bir yönetim aşaması mı, örgütsel hayatta kalma aşaması mı yoksa sadece uzun süreli bir krizi yönetme aşaması mı olacak?

Hamas'tan birkaç kaynak Şarku’l Avsat'a şunları söyledi: "İşlerin iyi ve sorunsuz gittiğini söylemek mümkün değil. Birçok zorluk var ve yaşananlar, hiçbir şey bırakmayan ve hareketin liderlerinin çoğunun suikastına neden olan yıkıcı bir savaşın ışığında normal. Geniş bir liderliğe ve Filistin içinde ve dışında geniş bir halk tabanına sahip bir hareket için liderlik boşluğu normaldir ve bir yıl sonra kapsamlı seçimler yapılana kadar mevcut farklılıklar da normaldir."