Şebve Valisi Avad İbn Al-Vazir el-Avlaki, Şarku’l Avsat’a konuştu: ‘Arap Koalisyonu olmasaydı Bayhan kurtarılamazdı’

Şebve Valisi Avad İbn Al-Vazir el-Avlaki, hava kuvvetlerinin Bayhan savaşını hızlı şekilde çözüme kavuşturduğunu belirterek bunun geri kalan bölgeler için de önemli bir hamle olduğunu vurguladı.

Şebve Valisi Avad İbn Al-Vazir el-Avlaki.
Şebve Valisi Avad İbn Al-Vazir el-Avlaki.
TT

Şebve Valisi Avad İbn Al-Vazir el-Avlaki, Şarku’l Avsat’a konuştu: ‘Arap Koalisyonu olmasaydı Bayhan kurtarılamazdı’

Şebve Valisi Avad İbn Al-Vazir el-Avlaki.
Şebve Valisi Avad İbn Al-Vazir el-Avlaki.

Şebve Valisi Avad İbn Al-Vazir el-Avlaki, Şebve ve üç kasabasında sağlanan ilerlemeye ve gelecekte atılması planlanan adımlara ilişkin açıklamalarda bulundu. Avlaki, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte vilayetin ve üç kasabasının tamamen kurtarıldığı ve Husi milislerin yenilgiye uğratıldığını belirttiği açıklamasında, ilerleyen dönemde vilayette bir kalkınma devrimi gerçekleştirme sözü verdi.
Şarku’l Avsat’a Şebve’nin yönetim merkezi Atak’ta röportaj veren İbn Al-Vazir el-Avlaki ‘safları birleştirmenin ve Şebve’nin çıkarlarını partilerin, örgütlerin ve siyasi eğilimlerin üstünde tutmanın’ önemine dikkat çekti. Ortak düşman olan darbeci Husilere karşı duruşta herkesin büyük bir rolü olduğunu vurguladı.
Şebve Valisi, savaşta ‘belirleyici’ olarak nitelendirdiği ve kısa sürede zaferler elde eden Suudi Arabistan önderliğindeki Arap Koalisyonu uçakları olmasaydı Bayhan’ın kurtarılamayacağını vurguladı. Amalika Tugayları’nın bölgeyi kurtarmadaki büyük rolüne övgüde bulunan Avlaki, askeri birliklerin diğer vilayetlerde de ilerleyeceğinin altını çizdi.

Bayhan’ın kurtarılması
Avlaki, Bayhan’ın üç kasabasının kurtarılmasının başta Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) olmak üzere Koalisyon’daki aktif ülkeler tarafından önderlik edilen Yemen’deki meşru hükümeti destekleyen siyasi liderliğin ve Koalisyon’un güçlü takibi çerçevesinde geliştiğini söyledi.
Şebve Valisi açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Şebve vilayeti, Husi milislerden tamamen temizlendi ve mühendislik ekipleri kurtarılan üç bölgede halen tüm hızıyla çalışıyor. Bir kalkınma devrimine tanık olacağımızı umut ediyorum.
İbn Al-Vazir el-Avlaki  açıklamasının devamında Cumhurbaşkanı Abdu Rabbu Mansur Hadi liderliğindeki siyasi liderliğe ve Suudi Arabistan ve BAE liderliğindeki Koalisyon’a teşekkürlerini iletti. “Değerini kanıtlamış olan Amalika Tugayı’nın rolünü de takdir ediyoruz. Şehitlerine rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Bu, Şebve halkının unutmayacağı bir tarihtir” ifadesini kullandı.
Avlaki, Şebve yakınlarındaki askeri operasyonların devam etmesiyle ilgili bir soruya “Bazı birlikler, başka vilayetlerde de ilerleyecek gibi görünüyor. Ama bizim için Şebve’de işler halledildi” cevabını verdi.

Hızlı kurtuluş
Şebve’nin kurtuluş operasyonlarında dikkate değer bir hıza tanık olundu. Vali, kurtuluş operasyonunun başarısını havadan Koalisyon ve karadan Amalika Tugayları güçleri olmak üzere iki ana faktöre bağladı. Söz konusu başarıda safların birleştirilmesinin önemini vurgulayan Avad İbn Al-Vazir el-Avlaki açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Vilayetin çıkarları açısından tüm Şebve halkının, siyasi bileşenlerinin ve partilerin anlayışları, Şebve’nin istikrarı ve kurtuluşunda önemli bir faktördür. Tüm grup ve partilerle bir araya geldik. Şebve’nin tüm partilerinden örgütlerin ve siyasi yönelimlerin bir araya geldiği bir anlayış hakimdi. Bu, parti liderlerinin ve siyasi bileşenlerinin düşünce, akıl ve becerilerinin ürünüdür. Bu konuda bize gösterdikleri anlayış için kendilerine teşekkür ederiz. Bu anlayışların, Şebve vilayeti ve halkına hizmet etmeye devam edeceğini umuyoruz.”
Avlaki, Koalisyon’un ve Amalika Tugayları’nın süreçteki rolüne dikkat çekti:
“Suudi Arabistan önderliğindeki Koalisyon olmasaydı, işler bu kadar çabuk çözülemezdi. Koalisyon’un havadaki rolü oldukça etkili ve anahtar konumundaydı. Hava operasyonları olmasaydı işler bu hızda belirleyici bir biçimde ilerleyemezdi. Bu zaferlerde önce Allah’tan şükrediyoruz, ardından da Amalika Tugayları ve diğer ortak kuvvetlere. Teşekkürlerimizi sunuyoruz.”
Avlaki, Husilerden kurtarılan kasabalardaki durumun normalleşme sürecinin yerel makamların takibi ve ordu güçlerinin de desteğiyle iyi bir hızla gerçekleştiğini belirtti.
“İşler yolunda ilerliyor. Kurtarılan kasabalardaki yerel makamlar, normalleştirme sürecini takip ediyor ve ordu da varlığıyla bu açıdan yardımcı oluyor” diyen Şebve Valisi, Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi’nden ve diğer yardım kuruluşlarından daha fazla insani yardıma ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Şebve Elit Kuvvetleri’nin vilayetteki güvenlik birimlerine entegrasyonuyla ilgili bir soruya yanıt veren Avlaki, “Onlar, her şeyden önce Şebve halkındandırlar” dedi.

Kalkınma savaşı
Avlaki, Şebve’deki kalkınma durumunun ise halen vatandaşların beklentilerinin altında olduğunu vurguladığı açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Bazı projeler var. Ama bunlar vatandaşın istediği düzeyde değil. İl merkezinde kesintisiz elektrik, entegre hastane, entegre altyapı ve yol yok. Vilayetin başkenti hijyenik değil. Savaş bittikten sonra artık umudumuz Koalisyon’un desteğiyle bu yönde bir devrim başlatmak. Yetersizlik nedeniyle elektriğe de çok ihtiyaç var. Vatandaşın yaşamı ile ilgili tüm konularda Koalisyon ülkelerinden cömert destek alacağımız umuyoruz. Çünkü kalkınma mücadelesi, savaştan daha az önemli değil. Üniversite binası, kendisine ayrılmış 6 kilometrekarelik bir bahçeden oluşmasına rağmen uzun yıllardır onarımdan geçiyor. İlerleyen dönemde inşayı tamamlamayı ve kolejleri tek bir yerde toplamayı planlıyoruz. Ayrıca çözülmesi gereken öğretmen sıkıntısı da var. Eğitim, güvenlik, istikrar, sağlık, tarım ve yol başlıklarına odaklanacağız. Bunlar, önceliklerimiz.”
Vilayetin kronik sorunlarından biri olan elektrik konusunda ise kalıcı çözümler sözü veren Vali, “Bu konuda vilayetin ihtiyaçlarını gündeme getirdik” diyerek devlet için istikrarlı bir gelecek projesi yapılmasını istediklerini vurguladı.
Terör ve radikalizm yanlısı gruplarla mücadele konusunda da açıklamalarda bulunan Avlaki, bu meselelerin incelenmekte olduğunu ve Şebve’nin savaştan yeni çıktığını belirttiği açıklamasını şöyle sonlandırdı:
“Şebve, savaşın etkilerini giderdikten sonra kalkınma ve güvenlik açısından diğer vilayetler için de bir model olacak. Bunun işaretlerini de yakında göreceğiz.”



Gazze'de kış, çocukluğumdaki mutluluğun hatırasını silip süpürdü

Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
TT

Gazze'de kış, çocukluğumdaki mutluluğun hatırasını silip süpürdü

Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)

Çocukluğumdan beri kışı hep çok sevmişimdir. Kara bulutlar gökyüzünü kapladığında ve yağmur damlaları yere düştüğünde, ailem büyükannem ve büyükbabamın evinde toplanırdı. Dedem ateşi yakarken yanına otururdum, babaannem de çaydanlığı ateşe koyardı. Bizim için kış, bir rahatlık mevsimiydi. Hiç üşümezdik.

Gündüzleri kuzenlerimle birlikte sokaklara yayılan su birikintilerinde yalınayak koşar, yağmur bizi tepeden tırnağa ıslatırken duvarların ve ağaçların ardında gizlenerek ghommemeh (saklambaç) oynardık. Annemin hastalanmadan önce içeri girmemiz için bize bağırdığını hatırlıyorum. Geceleri büyükbabam bize 1960'lardaki seyahatlerinde geçen hikayeleri anlatırdı.

Yaşım ilerledikçe kışları arkadaşlarımla daha fazla zaman geçirmeye ve mezun olduktan sonra peşinden gitmeyi umduğumuz hedeflerimiz ve geleceğe dair hayallerimiz hakkında konuşmaya başladım. Bazen Halid, Mahmud ve ben, Muhammed Hamo'nun evinde buluşurduk, artık o bir ölü; huzur içinde yatsın. Bir ateş yakıp en sevdiğimiz içeceği, yani çayı yanan odunların üzerine koyup kağıt oynardık ya da filmler ve TV dizileri izlerdik.

Evdeyken yağmur damlalarının sesi havayı doldurduğunda veya derslerimden bunaldığımda, yağmuru izlemek ve soğuk rüzgarın tadını çıkarmak için yatak odamın balkonuna çıkardım. O balkondan günbatımını izlemek gibi bir alışkanlığım vardı. Kışın manzarayı daha da harika yapan şey, sahil boyunca dönen göçmen kuşların gökyüzünde kısa süreliğine, güzel desenler çizmesiydi.

İsrail'in Gazze'yi istilası, kışla ilgili tüm güzel duygularımı yok etti. Ailem 13 Ekim 2023'te yataklarına örtecek bir şey ya da kışlık kıyafetlerini yanına almaksızın tahliye edildi. Sonrasında birkaç battaniye satın alabildik. Her birinin bize maliyeti yaklaşık 35 dolar oldu. Küçük biraderim ve ben, tek bir battaniyenin altında örtünmek zorundaydık. Birkaç hafta sonra bir okulun arka bahçesinde uyuyorduk. Kışın rüzgarı acımasızca üzerimizden geçti. Soğuktan titreyerek uyanınca sadece hafif yağmurlar yüzünden battaniyemin sırılsıklam olduğunu gördüm. O günden beri kıştan nefret ediyorum.

Binlerce aile bizimkine benzeyen deneyimler yaşadı. Birbirine dikilmiş battaniyelerden oluşan derme çatma küçük bir çadırda 14 kişilik ailesiyle birlikte yaşayan 19 yaşındaki İsmail Abed, birkaç kez sırılsıklam halde uyandı. Aile, hava koşullarından biraz uzaklaşıp soluk almak için komşularının çadırına giderdi.

Bana "UNRWA'dan çadır alana kadar ne zaman yağmur yağsa boğuluyorduk" diyen İsmail, bu çadırı da barınağı olmayan başka bir aile grubuyla paylaşmış:

Bu yeni çadır bizi yağmurdan korudu ama rüzgarın getirdiği keskin soğuk, üzerimizi örtmeye yetecek kadar battaniyemizin olmamasıyla birleşince durum gerçekten dayanılmazdı.

Kendi çadırımızda o kadar kalabalıktık ki ısınmak için ateş yakacak yerimiz yoktu. Kışın yemek pişirmek bile daha zordu. İsrail işgali, Gazze Şeridi'ne girmesini engellediği için yemek pişirecek gazımız yoktu. Yemek pişirmek için ateş yaktığımız yerin üstü örtülü değildi, bu yüzden ne zaman yağmur yağsa ateş sönerdi.

Bir çadırda yaşamak, yiyecekleri sıçanlardan ve hamamböceklerinden saklayabileceğimiz bir buzdolabına veya başka bir güvenli yere sahip olmadığımız için her gün yiyecek alışverişine çıkmamız gerektiği anlamına geliyordu. Pazardaki un veya pirinç gibi temel yiyecekleri eve getirmek için bazen yağmurda iki saate yakın yürümek zorunda kalıyorduk.

Gazze'nin kuzeyindeki dostlarımdan Muhammed Ebu el-Mehza, kış boyunca defalarca yerinden edildi. Aralık 2023'te Muhammed'in ailesi, Gazze'nin batısındaki eş-Şati kampından zorunlu bir şekilde tahliye edilince yağmurda yürüyerek Şeyh Rıdvan mahallesine gitti.

Bana "Ben de dahil tüm ailem ertesi gün hastaydı" dedi:

İlaç o kadar az ki iyileşmemiz için 10 günden fazla süre geçmesi gerekti.

23 yaşındaki Usame Adas, eylülde ailesiyle birlikte Gazze'nin kuzeyinden güneyine tahliye edildi. Güneyde kimseyi tanımıyorlardı, bu yüzden denizden yaklaşık 20 metre uzakta bir çadır kurdular. Sahilden gelen rüzgarlar geceleri iliklere işleyen bir soğuktu, bu yüzden aile kuzeye dönebilecekleri günü bekledi.

Ateşkes ilan edildiğinde Usame evine döndü ve dört katlı binalarının tamamen yıkıldığını gördü. Ailesinin dönüşüne hazırlanmak yerine, hemen güneye yürümek zorunda kaldı ve babasından çadırı kurmak için daha iyi bir yer aramasını istedi. Aile hâlâ güvenli bir sığınağa sahip olamadan, yerinden edilmiş bir halde bekliyor. Deyr el-Balah'ın doğusundaki el-Maşala bölgesindeki yeni çadırları onları yağmurdan daha iyi koruyabilse de rüzgar boşluklardan içeri sızıyor. Usame bana "Bu kış nasıl hayatta kalacağımı bilmiyorum" dedi:

Şiddetli yağmurlar henüz başlamadı ama yine de yağmur şimdiden çadırın içine giriyor.

İlk damlanın düşmesinden beri bu mevsimin bitmesi için dua ediyorum. Kış eskiden sıcaklığın, kahkahanın ve geçici güzelliklerin mevsimiydi ancak artık Gazze'de bir korku, mücadele ve tahammül zamanı haline geldi. Kış artık bir direnç hikayesi anlatıyor: Kökünden koparılan hayatları, her şeye rağmen hayatta kalmayı ve bir gün bu mevsimin eski rahatlığını beraberinde getirip Gazze'nin çocuklarının yağmurda tekrar korkmadan yalınayak koşacağı umudunu...

Independent Türkçe 


Kürt Merkez Partisi lideri Şam'da basın toplantısı düzenledi

SDG lideri Mazlum Abdi ile Suriye Kürt Ulusal Konseyi liderleri arasında daha önceki bir toplantı
SDG lideri Mazlum Abdi ile Suriye Kürt Ulusal Konseyi liderleri arasında daha önceki bir toplantı
TT

Kürt Merkez Partisi lideri Şam'da basın toplantısı düzenledi

SDG lideri Mazlum Abdi ile Suriye Kürt Ulusal Konseyi liderleri arasında daha önceki bir toplantı
SDG lideri Mazlum Abdi ile Suriye Kürt Ulusal Konseyi liderleri arasında daha önceki bir toplantı

Suriye Kürt Merkez Partisi Genel Sekreteri Şelal Gedo, Suriye hükümetinin resmi daveti üzerine başkent Şam'ı ziyaret etti ve dün akşam Şam'da bir basın toplantısı düzenledi. Gedo, “Şam'a gelmek için davete ihtiyacımız olmasa da, Suriye hükümetinin konuğu olarak buradayız. Suriye bizim ülkemiz, Şam bizim başkentimiz ve biz buradan çalışacağız” dedi.

Merkez Partisi Genel Sekreteri Gedo, basın toplantısında ziyaretin amacının ‘Şam'da siyasi büro toplantısını düzenlemek’ olduğunu duyurdu.

Şam ile Kürtler arasındaki diyaloga aşina olan kaynaklar, toplantıların diğer Kürt siyasi taraflardan ayrı olarak, yani geleneksel olarak olduğu gibi tek bir heyet aracılığıyla değil, ayrı ayrı yapılacağını doğruladı. Merkez Partisi heyeti, hükümetle görüşmek üzere Şam'a gelen ilk Kürt heyeti oldu.

Gedo, Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) çatısı altındaki bazı güçlerin Şam'ı bugün Suriye Kürtlerinin mücadelesinin ana sahnesi olarak gördüğünü ve ‘eski Suriye rejiminin bizi yıkıma uğrattığı’ için tüm Suriye halkının Suriye’yi yeniden inşa etmek için güçlerini birleştirmesi gerektiğini söyledi.

Gedo, açıklamaları sırasında ENKS’nin Suriye hükümetine karşı olmadığını, Merkez Partisi heyetinin bu ziyaret sırasında yalnızca kendi görüşlerini ifade ettiğini ve ‘ziyaretimizin ortak Kürt heyetini etkilemeyeceğini’ belirtti.

Suriye Ulusal Diyalog Konferansı Hazırlık Komitesi Sözcüsü Hasan Dugaym ile ENKS temsilcileri arasında yapılan istişare toplantısından bir kare (X platformu)

Gedo, parti heyetinin Şam ziyaretiyle ilgili olarak Dışişleri Bakanlığı'ndaki siyasi organla yaptıkları toplantıya değindi ve diğer toplantılarda Dışişleri Bakanlığı yetkilileriyle ve Suriye hükümetindeki eğitim ve enformasyon bakanları gibi bakanlarla bir araya geleceklerini belirtti.

Gedo, sözlerini şöyle sürdürdü:

“10 Mart’ta imzalanan anlaşma önemli ve uygulanmalı. Bunun olması, Kürtler dahil tüm Suriye halkının çıkarına olacak. Kürt Merkez Partisi olarak 10 Mart anlaşmasının uygulanmasının önemini görüyoruz.”

Kürt yetkili, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ve Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi (KDSDÖY) tarafından okulların (Suriye hükümetinin müfredatını öğreten) kapatılması ve zorunlu askerlik hizmetinin getirilmesi gibi ‘kabul edilemez provokasyonları’ eleştirdi.

ENKS'nin önceki tüm ihlallere ilişkin açıklamalarında net bir tutum sergilediğini belirten Gedo, “Herkes bu açıklamalara ulaşabilir” dedi.

ENKS’nin gelecekteki ihlallere ilişkin tutumunu açıklamaya devam edeceğini vurgulayan Gedo, basın toplantısında şunları söyledi:

“SDF ve KDSDÖY ile hiçbir ilişkimiz yok, çünkü her ikisi de Demokratik Birlik Partisi'nin (PYD) uzantıları.”


Gazze'nin doğusundaki el-Tuffah mahallesine İsrail tarafından düzenlenen bombalı saldırıda iki kişi hayatını kaybetti.

İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes sırasında eğitimin yeniden başladığı dönemde Gazze'deki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kamptan, 2 Aralık 2025 (AFP)
İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes sırasında eğitimin yeniden başladığı dönemde Gazze'deki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kamptan, 2 Aralık 2025 (AFP)
TT

Gazze'nin doğusundaki el-Tuffah mahallesine İsrail tarafından düzenlenen bombalı saldırıda iki kişi hayatını kaybetti.

İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes sırasında eğitimin yeniden başladığı dönemde Gazze'deki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kamptan, 2 Aralık 2025 (AFP)
İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes sırasında eğitimin yeniden başladığı dönemde Gazze'deki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kamptan, 2 Aralık 2025 (AFP)

Gazze Şeridi Sivil Savunma Genel Müdürlüğü dün akşamı yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusundaki el-Tuffah mahallesindeki bir eve düzenlediği topçu ateşi sonucu iki kişinin öldüğünü, 15'ten fazla kişinin de yaralandığını bildirdi.

Filistin Haber Ajansı WAFA daha önce, Gazze Şeridi'nde şafak vaktinden sonra "İsrail'in ateşkes anlaşmasını ihlal etmesi" sonucu dört kişinin hayatını kaybettiğini bildirmişti.

Batı Şeria'da iki genç öldürüldü

Bu arada İsrail ordusu dün işgal altındaki Batı Şeria'da askerlerine iki ayrı olayda saldıran iki genci öldürdüğünü duyurdu. Filistin Yönetimi ise öldürülen iki gencin 17 ve 18 yaşlarında olduğunu bildirdi.

İlk olay, 1967'den beri İsrail işgali altında olan Batı Şeria'nın güneyindeki el Halil yakınlarında pazartesi akşamı meydana geldi. Ordudan yapılan açıklamaya göre olayda bir kadın asker, bir aracın çarpması sonucu hafif yaralandı.

56u
Gazze Şeridi'nin doğusundaki evlerinin enkazı arasında yerlerinden edilmiş Filistinli aileler için kurulan geçici çadırlar, Aralık 2025 (EPA)

Açıklamada, saatler süren kovalamacanın ardından sürücünün "kaçmaya çalışırken kendisini durdurmaya çalıştıkları sırada" öldürüldüğü ve askerlere ateş açarak karşılık verdiği belirtildi.

Filistin Sağlık Bakanlığı, Batı Şeria Sivil İşler Genel Müdürlüğü'nün kendilerine "İsrail güçleri tarafından el Halil'de vurularak öldürülen 17 yaşındaki Muhand Tarık Muhammed Zügayr'in şehit edildiğini ve ardından cesedinin alıkonulduğunun" bildirdiğini açıkladı.

Orduya göre ikinci olay, Batı Şeria'nın merkezindeki Ramallah yakınlarında meydana geldi.

Sağlık Bakanlığı, İsrail ateşiyle öldürülen Beyt Rima kasabasından 18 yaşındaki Muhammed Raslan Asmar'ın ölümünü doğruladı. Ordu şu anda cesedini tutuyor. Bir ihbar üzerine ordu, Atarot yerleşim yerinin yakınlarına asker gönderildi. Askeri açıklamaya göre, şüpheli tarafından askerler bıçaklandı ve askerler de Asmar'ı vurarak öldürdü.

İki ev yıkıldı

İşgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyindeki Nablus ve Tubas kentlerinde İsrail ordusu, "iki ayrı saldırı" gerçekleştirdiğini iddia ettiği iki gencin evini gece yarısı ve şafak vakti yıktı.

6u7ı
Gazze Şeridi'nin merkezindeki yerlerinden edilmiş Filistinliler için kurulan Nuseyrat mülteci kampında yıkılan binaların enkazı arasında yürüyen insanlar, 2 Aralık 2025 (AFP)

İsrail ordusu, AFP’nin sorularına yanıt olarak, 20 Şubat 2025'te Bat Yam ve Holon'da (Tel Aviv yakınlarında) otobüslere "patlayıcı yerleştirmek ve saldırı planlamaktan sorumlu" olduğunu söylediği Abdulkerim Sanoubar'ın Nablus'taki evini yıktığını doğruladı.

Açıklamada, Sanoubar'ın "geçtiğimiz temmuz ayından bu yana İsrail hapishanesinde tutulduğu" belirtildi.