Mısır ilk nükleer reaktörünün inşasına önümüzdeki yaz başlıyor

ed-Daba Nükleer Santrali’ndeki şantiye (Şarku’l Avsat)
ed-Daba Nükleer Santrali’ndeki şantiye (Şarku’l Avsat)
TT

Mısır ilk nükleer reaktörünün inşasına önümüzdeki yaz başlıyor

ed-Daba Nükleer Santrali’ndeki şantiye (Şarku’l Avsat)
ed-Daba Nükleer Santrali’ndeki şantiye (Şarku’l Avsat)

Devlet Nükleer Enerji Şirketi Rosatom Genel Müdürü Alexey Likhachev’in bildirdiğine göre Mısır, ilk enerji reaktörünü ed-Daba Nükleer Santrali’nde önümüzdeki yaz kurmayı planlıyor. Mısır, projeyi yürüten Rusya ile işbirliği içerisinde, Akdeniz kıyısındaki Matruh’da yer alan Daba şehrinde nükleer santral açılışını gerçekleştiriyor. Santralde her biri bin 200 megavat kapasiteli dört nükleer reaktör yer alıyor.
Likhachev’in Sputnik ve Russia Today tarafından yayınlanan basın açıklamalarına göre, Daba Nükleer Santrali’ndeki ilk enerji ünitesi inşaatına Temmuz 2022’de başlanması planlanıyor.
Mısır Nükleer Santraller Kurumu Başkanı Dr. Emced el-Vekil, inşaat ruhsatı almak için gerekli tüm belgelerin tamamlanması ve Nükleer ve Radyoloji Güvenliği Düzenleme Kurumu’na teslim edilmesi ardından yetkili makamın ilk iki ünitenin 2022'nin ikinci yarısında kurulması için izin almayı beklediğini doğrulamıştı.
Vekil, Expo Dubai’nin oturum aralarında yaptığı açıklamalarda, Daba’daki reaktörlerin üçüncü nesil olduğuna, derinden savunma ilkesini benimseyen bu reaktörlerin nükleer güvenlikte üst düzeyde bulunduğuna, dolayısıyla deprem, kasırga, tsunami ve ağır çarpışmalara dayanıklı olduklarına dikkat çekti.
Uygulamada yerel katılım oranının dördüncü ünitede yüzde 35'e çıkarılmasıyla projenin, nükleer olmayan bileşenler dahil olmak üzere Mısır endüstrisinin gelişimine katkıda bulunacağına da dikkat çekti.
Mısır Elektrik ve Yenilenebilir Enerji Bakanı Muhammed Şakir, nükleer santralin ilk ünitesi ve deneme operasyonunun 2026 yılına dek tamamlanacağı beklentisini dile getirmişti.
Nükleer Santraller Kurumu Başkanı Vekil ise Aralık ayında yaptığı açıklamada daba nükleer santralinin 2030'da 4 bin 800 megavat kapasite ile faaliyete geçeceğini bildirmişti. Söz konusu proje, Mısır ile Rusya arasında 11 Aralık 2017'de yürürlüğe giren bir dizi sözleşme mucibince uygulanıyor.
Santralin kurulmasında rol alan Rus tarafının aynı zamanda santral çalıştığı sürece nükleer yakıt sağlayacağı ve ilk 10 yılda santralin işletim ve bakımını destekleyeceği öngörülüyor. Rus tarafının aynı zamanda kullanılmış nükleer yakıt depolayacak bir tesis inşa etme taahhüdünde bulunduğu biliniyor.



Katz: Suriye'deki silahlı gruplar Golan Tepeleri'ni işgal etmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)
TT

Katz: Suriye'deki silahlı gruplar Golan Tepeleri'ni işgal etmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)

Times of Israel'in haberine göre, İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, dün Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesi'nde yaptığı toplantıda, Suriye'de Golan Tepeleri'ni işgal etmeyi düşünen silahlı grupların bulunduğunu söyledi.

Katz, İsrail'in Şam ile bir güvenlik anlaşmasına veya normalleşmeye ulaşma yolunda olmadığını ve ülke içindeki Suriye güçlerinin veya çeşitli milislerin İsrail yerleşimlerine saldırmaya çalışabileceği veya Suriye Dürzi toplumunu yeniden tehdit edebileceği senaryolara hazırlandığını sözlerine ekledi.

Şarku’l Avsat’ın Times of Israel'den aktardığı habere göre Husilerin Golan Tepeleri'ne kara harekâtı düzenlemeyi düşündükleri belirtildi.

İsrail güçleri ise Beşşar Esed rejiminin Aralık 2014'te devrilmesinden bu yana Güney Suriye'de dokuz noktaya konuşlandı. Bunların çoğu, iki ülke sınırında Birleşmiş Milletler tarafından izlenen tampon bölge içinde yer alıyor. Bu noktalardan ikisi Hermon Dağı'nın Suriye tarafında bulunuyor.

İsrail, İsrail yerleşimlerini korumak ve Lübnan Hizbullahı veya diğer İran destekli milisler de dahil olmak üzere düşman güçlerin eline geçmesi durumunda tehdit oluşturabilecek silahları güvence altına almak için Suriye topraklarının 15 kilometreye kadar uzanan bölgelerinde faaliyet gösterdiğini açıkladı.

Golan Tepeleri, Suriye'nin güneybatı köşesinde, Şam'ın 60 kilometre batısında yer almakta ve yaklaşık bin 860 kilometrekarelik bir alanı kaplamaktadır.

İsrail, Haziran 1967'deki "Haziran Gerilemesi" olarak bilinen savaş sırasında Golan Tepeleri'nin yaklaşık bin 250 kilometrekarelik bir alanını işgal etti ve ardından 1981'de fiilen ilhak etti; ancak bu hamle Birleşmiş Milletler tarafından tanınmadı ve burası işgal edilmiş Suriye toprağı olarak görülmeye devam edildi.


İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)
TT

İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesi toplantısında yaptığı açıklamada, Suriye’deki bazı silahlı grupların Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşündüğünü söyledi. Şarku’l Avsat’ın Times of Israel’den aktardığına göre Katz, İsrail’in Şam ile güvenlik anlaşması ya da normalleşme yolunda olmadığını belirterek, Suriye ordusu ya da ülkedeki farklı milislerin İsrail yerleşimlerine saldırma veya Suriye’deki Dürzi toplumunu yeniden tehdit etme ihtimaline karşı hazırlık yapıldığını ifade etti.

Katz, Husilerin de Golan Tepeleri’ne yönelik olası bir kara harekâtını değerlendirdiğini söyledi.

Öte yandan, İsrail güçleri Aralık 2024’te Beşşar Esad rejiminin çöküşünün ardından Suriye’nin güneyinde dokuz noktada konuşlandı. Bu noktaların büyük bölümü, iki ülke arasındaki sınırda Birleşmiş Milletler tarafından izlenen tampon bölgede yer alırken, konuşlanma alanları arasında Cebel Hermon’un (Şeyh Dağı) Suriye tarafındaki iki nokta da bulunuyor.

İsrail, bu birliklerin İsrail yerleşimlerini korumak ve düşman unsurların eline geçtiğinde tehdit oluşturabilecek silahları güvence altına almak amacıyla Suriye topraklarında yaklaşık 15 kilometre derinliğe kadar faaliyet yürüttüğünü açıkladı. Bu potansiyel tehdit unsurları arasında Lübnan Hizbullahı ile İran destekli diğer milis gruplar da yer alıyor.

Suriye’nin güneybatısında bulunan Golan Tepeleri, başkent Şam’ın yaklaşık 60 kilometre batısında yer alıyor ve toplamda 1.860 kilometrekarelik bir alanı kaplıyor. İsrail, Haziran 1967 Savaşı sırasında bölgenin yaklaşık 1.250 kilometrekarelik kısmını işgal etmiş, 1981’de ise fiilen ilhak etmişti. Ancak bu ilhak, bölgeyi hâlen işgal altındaki Suriye toprağı olarak kabul eden Birleşmiş Milletler tarafından tanınmıyor.


BM: İsrail–Hizbullah ateşkesi kırılgan, belirsizlik devam ediyor

İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
TT

BM: İsrail–Hizbullah ateşkesi kırılgan, belirsizlik devam ediyor

İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)

Birleşmiş Milletler’in Lübnan Özel Koordinatörü Jeanine Hennis-Plasschaert, Perşembe günü yaptığı açıklamada, hükümetin aldığı önemli kararlar ve Lübnan Silahlı Kuvvetleri’nin güçlendirilmiş varlığına rağmen ülkenin güneyindeki belirsizlik ortamının devam ettiğini belirtti. Hennis-Plasschaert, bu iki unsurun “normalleşme yolunda temel bir zemin oluşturduğunu” söyledi.

Hennis-Plasschaert, “Birçok Lübnanlı için çatışma düşük yoğunlukla da olsa sürüyor. Mevcut durum devam ettiği sürece, düşmanlıkların yeniden tırmanma ihtimali ortadan kalkmış değil” ifadelerini kullandı.

BM yetkilisi, mevcut fırsatın değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Diyalog ve müzakereler tüm sorunları çözemeyebilir; ancak taraflar arasında karşılıklı anlayışın oluşmasına katkı sağlar ve en önemlisi, istenen güvenlik ve istikrara giden yolu açar” dedi.

İsrail ile Hizbullah arasında geçen yıl Kasım ayında, Gazze’deki savaşın yol açtığı bir yılı aşkın karşılıklı bombardımanın ardından ABD arabuluculuğunda ateşkes sağlanmıştı. Ancak İsrail, anlaşmaya rağmen Güney Lübnan’daki bazı noktalarda varlığını sürdürürken, ülkenin güneyi ve doğusuna yönelik saldırılarına devam ediyor.