Mısır: Nahda Barajı’nın tek taraflı olarak doldurulması ve işletilmesi, su konusunda zorluklar oluşturuyor

Mısır Etiyopya’ya yüzde 85 oranında elektrik üretmeyi teklif ettiğini söyledi

Mısır Sulama Bakanı, BAE’deki “Su, Gıda ve Enerji Arasındaki Bağlantı” konferansındayken (Mısır Hükümeti)
Mısır Sulama Bakanı, BAE’deki “Su, Gıda ve Enerji Arasındaki Bağlantı” konferansındayken (Mısır Hükümeti)
TT

Mısır: Nahda Barajı’nın tek taraflı olarak doldurulması ve işletilmesi, su konusunda zorluklar oluşturuyor

Mısır Sulama Bakanı, BAE’deki “Su, Gıda ve Enerji Arasındaki Bağlantı” konferansındayken (Mısır Hükümeti)
Mısır Sulama Bakanı, BAE’deki “Su, Gıda ve Enerji Arasındaki Bağlantı” konferansındayken (Mısır Hükümeti)

Mısır, Nahda Barajı’nın tek taraflı olarak doldurulması ve işletilmesinin, ülkede su sektörünün yüzleştiği en önemli zorluklardan biri olduğunu belirtti. Kahire, şiddetli kuraklık zamanlarında Addis Ababa hükümetine yüzde 85 oranında elektrik sunmayı teklif ettiğini açıkladı. Nil Nehri kıyısındaki iki ülke (Mısır ve Sudan), Nahda Barajı’nın su kaynakları üzerindeki olumsuz etkisinin yanı sıra çökme olasılığı da dahil olmak üzere çevresel ve sosyal olarak neden olabileceği etkilerden endişe ediyor. Mısır, Sudan ve Etiyopya, barajı doldurma ve işletme konusunda bir anlaşmaya varma umuduyla 10 yıldan uzun bir süredir, arada duraklamalar yaşayarak müzakerelere devam ediyor ancak herhangi bir sonuca varamıyor.
Söz konusu üç ülke arasındaki müzakerelerin son oturumu geçen yıl Nisan ayında gerçekleştirildi. Mısır Su Kaynakları ve Sulama Bakanı Muhammed Abdulati, “Mısır ve Afrika ülkeleri arasındaki iş birliği, kardeşliğe ve karşılıklı tecrübe alışverişine dayalı temeller üzerine kurulan seçkin iş birliklerinin en önemlilerinden birini temsil ediyor” dedi. Bakan, ülkesinin Etiyopya’daki (Tekeze, Şaraşara ve Tana Barajı) birçok barajın yanı sıra Uganda’daki Owen Rezervuarı dahil olmak üzere, Nil Havzası ülkelerinde inşa edilen ve sayıları 15’e varan birçok barajın inşasını kabul ettiğine dikkati çekti.
Mısır Su Kaynakları ve Sulama Bakanı, Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) düzenlenen ‘Küresel Hedefler Haftası’ etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen ‘Su, Gıda ve Enerji Arasındaki Bağlantı’ başlıklı konferansta, Mısır’da 40 milyon vatandaşın ana gelir kaynağının tarıma bağlı olduğuna dikkati çekerek şunları söyledi:
“Mısır’daki Asvan Yüksek Barajı ile koordinasyonu sağlanmaksızın Nahda Barajı gibi devasa bir barajın inşa edilmesi daha önce görülmemiş bir şey. Böyle bir durum, iki baraj arasında, adil ve yasal olarak bağlayıcı bir anlaşma çerçevesinde net bir koordinasyon mekanizmasının sağlanmasını gerektirir. Ancak Etiyopya, Mısır’ın en şiddetli kuraklıklarda yüzde 85’e varan bir oranda elektrik temin etmeyi garanti etmesi de dahil olmak üzere çeşitli senaryolar sunmasına rağmen böyle bir anlaşmaya varmayı reddediyor” dedi. Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi Eylül ayı ortasında, üç ülkeyi makul bir süre içerisinde bağlayıcı bir anlaşmaya varma amacıyla, Afrika Birliği himayesindeki müzakereleri yeniden başlamaya teşvik eden bir başkanlık bildirisini kabul etti.
Mısır’ın su konusunda karşılaştığı zorlukların büyüklüğü ile ilgili olarak, Mısır Su Kaynakları ve Sulama Bakanı söz konusu zorluklarda ilk sırada Nahda Barajı’nı doldurma ve işletmeye yönelik tek taraflı eylemlerinin yanı sıra nüfus artışı, sınırlı su kaynakları ve iklim değişikliğinin olumsuz etkileri olduğuna dikkati çekti. Bakan dün akşam yaptığı açıklamada, “Mısır, dünya genelinde su yetersizliğine bağlı olarak en çok sıkıntı çeken ülkelerden biridir ve yüzde 97 oranında Nil Nehri’nden gelen sulara bağlıdır. Mısır’ın su ihtiyacı yılda yaklaşık 114 milyar metreküpe ulaşıyor, 60 milyar metreküpü su kaynakları ile karşılanıyor ve yıllık 54 milyar metreküplük açık ortaya çıkıyor. Söz konusu açık, suyun yeniden kullanımı ve yaklaşık 34 milyar metreküp ithal edilmesiyle dengeleniyor” dedi.
Mısır Kabinesi’nden yapılan açıklamaya göre, Mısır Sulama Bakanı şu açıklamada bulundu:
“Su Kaynakları ve Sulama Bakanlığı, 2037 yılına kadar su kaynaklarını yönetmeye yönelik bir plan geliştirdi. Söz konusu planda, tüm bakanlıklarla iş birliği içerisinde 50 milyonu aşan ve 100 milyona ulaşması beklenen yatırımlarla su kalitesini iyileştirmeyi, yeni su kaynakları geliştirmeyi, mevcut kaynakların kullanımını düzenlemeyi ve su sorunlarının çözümünü destekleyici bir ortam sağlamayı amaçlıyor. Bu planda, su sisteminin su sorunlarıyla yüksek seviyede esneklik ve verimlilikle başa çıkma kapasitesini artırmayı, su kullanımının düzenlenmesi gibi birçok hedefe ulaşılmasını ve su geri dönüşümünü ek üst seviyeye çıkarma ve su yönetiminin iyileştirilmesini amaçlayan birkaç büyük proje uygulanacak.”
Mısırlı Bakan, yaşamın her alanında gözle görülür ve giderek artan olumsuz etkileri göz önüne alındığında iklim değişikliğinin, şu anda dünyanın karşı karşıya olduğu en önemli sorunlardan biri olduğunu söyledi. İklim değişikliğinin, özellikle su kaynakları üzerindeki etkisinin, su kıtlığına, su kalitesinin bozulmasının yanı sıra bir kereden fazla yeniden kullanılması ihtiyacına neden olarak, salgın ve pandemik hastalıklara neden olabildiğini aynı zamanda sınırlı su kaynaklarına sahip bölgeler üzerindeki baskının artması sonucu yoksulluğun yayılmasına ve yaşam standardının düşmesine yol açabileceğini belirtti.



Hamas, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanının devam etmesi üzerine ‘etnik temizlik’ uygulamasını kınadı

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail ordusunun bombaladığı bölgeyi inceleyen Filistinli bir kız çocuğu, 22 Kasım 2025 (Reuters)
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail ordusunun bombaladığı bölgeyi inceleyen Filistinli bir kız çocuğu, 22 Kasım 2025 (Reuters)
TT

Hamas, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanının devam etmesi üzerine ‘etnik temizlik’ uygulamasını kınadı

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail ordusunun bombaladığı bölgeyi inceleyen Filistinli bir kız çocuğu, 22 Kasım 2025 (Reuters)
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail ordusunun bombaladığı bölgeyi inceleyen Filistinli bir kız çocuğu, 22 Kasım 2025 (Reuters)

Hamas Sözcüsü bugün yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi'nin doğu bölgelerinde ve orta kesiminde ‘etnik temizlik’ yaptığını söyledi.

Sözcü Hazım Kasım, “İşgal güçleri, sarı hattın dışındaki sivilleri hedef alıyor. Bu sabahtan itibaren dört vatandaş öldürüldü, yıkım operasyonları yoğunlaştı ve doğu bölgelerinden vatandaşlar yerlerinden edildi” ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın Filistin resmi haber ajansı WAFA’dan aktardığına göre, bu sabah İsrail'in Gazze ve Han Yunus şehirlerini hedef alan bombardımanında dört Filistinli hayatını kaybetti, çok sayıda kişi yaralandı.

dcgtrhy
Gazze şehrinde İsrail ateşiyle öldürülen Filistinli genç Ahmed el-Hevari'nin cenazesine katılan Filistinliler (Reuters)

Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal, AFP’ye yaptığı açıklamada, “Bu sabah üç kişinin cenazesi hastanelere getirildi; ikisi Han Yunus’un doğusundaki Beni Suheyle kasabasında İsrail’e ait bir insansız hava aracı (İHA) tarafından, bir diğeri ise Gazze kentinin doğusundaki et-Tuffah mahallesinde İsrail tankının açtığı ateş sonucu hayatını kaybetti” dedi.

Han Yunus’taki Nasır Hastanesi, iki ölü ve biri ağır olmak üzere üç yaralıyı kabul ettiğini duyurdu. Gazze kentindeki Şifa Hastanesi’nin Müdürü Dr. Muhammed Ebu Selmiye de et-Tuffah mahallesinde sivillere yönelik tank ateşi nedeniyle bir ölü ve çok sayıda yaralının hastaneye ulaştığını doğruladı.

Gazze'deki bir güvenlik kaynağı AFP'ye, ‘işgal uçaklarının bu sabah Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus ve Refah'ın güneydoğusundaki bölgelere birkaç hava saldırısı düzenlediğini’ söyledi. Kaynak, İsrail ordusunun ‘ez-Zeytun, Şucaiyye ve et-Tuffah (Gazze şehrinin doğusu) mahallelerinde ve Han Yunus ile Refah'ta savaş sırasında hasar gören onlarca binayı ve evi yıkmaya devam ettiğini’ belirtti.

İsrail güçleri, Refah şehrinin büyük bir kısmını ve Han Yunus'un doğu bölgelerini kontrol altında tutuyor. İsrail, 7 Ekim 2023'teki saldırının ardından Gazze Şeridi'ne savaş açtı. O günden bu yana, Birleşmiş Milletler'in (BM) güvenilir bulduğu Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki savaşında en az 69 bin 756 kişi hayatını kaybetti.


Mısır Temsilciler Meclisi seçimlerinin ikinci aşamasında oy verme işlemi başladı

Şarkiyye vilayetine bağlı Fakus şehrinde bir seçim komitesinin girişi (Facebook)
Şarkiyye vilayetine bağlı Fakus şehrinde bir seçim komitesinin girişi (Facebook)
TT

Mısır Temsilciler Meclisi seçimlerinin ikinci aşamasında oy verme işlemi başladı

Şarkiyye vilayetine bağlı Fakus şehrinde bir seçim komitesinin girişi (Facebook)
Şarkiyye vilayetine bağlı Fakus şehrinde bir seçim komitesinin girişi (Facebook)

Mısırlılar bugün, 2025 Temsilciler Meclisi seçimlerinin ikinci aşamasında oy kullanmaya başladı.

İki gün sürecek seçimler, 73 seçim bölgesi ve 5 bin 287 alt komiteden oluşan 13 vilayette gerçekleştiriliyor. Şarku’l Avsat’ın Kahire el-İhbariyye televizyonundan aktardığına göre, bu aşamada bin 316 aday bireysel sistem altında yarışıyor ve Kahire ile Kuzey, Orta ve Güney Delta ve Doğu Delta'nın iki seçim bölgesinde bir liste yer alıyor.

Mısır Ulusal Seçim Komisyonu, vatandaşlara seçimlere katılım çağrısında bulunarak, sürecin bütünlüğünü sağlama ve seçmenlerin iradesini tam şeffaflık içinde sandığa yansıtma konusundaki kararlılığını vurguladı.

Seçimlerin ikinci aşamasına dahil olan vilayetler, Ulusal Seçim Komisyonu’nun verilerine göre Kahire, Kalubiyye, Dakahliye, Garbiye, Menufiye, Kafr eş-Şeyh, Şarkiye, Dimyat, Port Said, İsmailiye, Süveyş, Güney Sina ve Kuzey Sina’dan oluşuyor.

gju
Parlamento seçimlerinin ilk turunda oy verme merkezlerinin önünde bekleyen Mısırlı kadınlar (Gençlik Partisi Koordinasyon Komitesi)

Temsilciler Meclisi seçimlerinin ikinci aşaması, ilk turda 19 seçim bölgesindeki sonuçların ‘önemli ihlaller’ gerekçesiyle iptal edilmesinin ardından geliyor. Bu ihlaller arasında sandıkların önünde yapılan usulsüz propaganda ile adaylara oy sayım tutanaklarının nüshalarının verilmemesi gibi durumlar yer aldı. Gözlemciler bu adımı ‘emsalsiz’ olarak nitelendirdi.

Bu seçim bölgelerindeki sonuçların iptal edilmesi, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi'nin ‘azami şeffaflık’ sağlanması için yaptığı doğrudan çağrının ardından gerçekleşti.


Irak Sünni güçleri seçim sonrası pozisyonları koordine etmek için birleşik bir blok oluşturuyor

Bağdat'taki Irak seçimlerine ait kampanya posterleri (AFP)
Bağdat'taki Irak seçimlerine ait kampanya posterleri (AFP)
TT

Irak Sünni güçleri seçim sonrası pozisyonları koordine etmek için birleşik bir blok oluşturuyor

Bağdat'taki Irak seçimlerine ait kampanya posterleri (AFP)
Bağdat'taki Irak seçimlerine ait kampanya posterleri (AFP)

Irak'taki en önde gelen Sünni siyasi güçlerin liderleri dün, ayrı listelerle katıldıkları parlamento seçimlerinin ardından "vizyon ve kararları birleştirmeyi" amaçlayan "Ulusal Siyasi Konsey" bloğunun kurulduğunu duyurdu.

Bağdat'ta, beş büyük Sünni partinin liderlerinin katıldığı bir toplantı düzenlendi. Toplantıda, seçilmiş parlamentoda Sünni güçler arasında en fazla sandalyeye sahip olan (27 sandalye) "Takaddüm" hareketinin lideri eski Meclis Başkanı Muhammed el-Halbusi ve ABD yaptırımlarına tabi olan "Egemenlik İttifakı"nın başkanı iş adamı Hamis el-Hancer de yer aldı.

Irak Haber Ajansı'nın (IRA) ve AFP’ye göre katılımcılar, "çeşitli önemli ulusal meselelerle ilgili pozisyonları koordine eden ve vizyon ve kararları birleştiren kapsayıcı bir çatı örgüt olarak Ulusal Siyasi Konsey'i oluşturma" konusunda anlaştılar.

Konseyin "tüm ulusal ortaklara açık olacağını ve Irak'ın birliğini ve istikrarını güvence altına alan ve tüm bileşenlerinin haklarını istisnasız koruyan temel ilkelere bağlı kalacağını" teyit ettiler.

Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre Saddam Hüseyin rejimini deviren Amerikan işgalinden iki yıl sonra, 2005'te Irak'ta yapılan ilk çok partili seçimlerden bu yana, etkili siyasi güçler arasında uygulanan kota sistemine göre, Parlamento Başkanı Sünni, Başbakan Şii (yürütme erkinin fiili temsilcisi) ve Cumhurbaşkanı Kürtlerden oluşuyor.

Saddam Hüseyin'in devrilmesinden bu yana, Irak'taki Şii çoğunluk ülke siyasetine hâkim hale geldi.

Geçtiğimiz hafta, İran'a yakın Şii partilerden oluşan "Koordinasyon Çerçevesi" ittifakı, en büyük parlamento bloğunun kurulduğunu ve başbakan seçme sürecini başlatma niyetini duyurdu.

Ertesi gün, geçici Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani, 11 Kasım seçimlerinde 329 parlamento sandalyesinden 46'sını alarak en fazla sandalye kazanan koalisyonunun "en büyük parlamento bloğuna" katıldığını duyurdu.

Bu blok, parlamentodaki sandalyelerin yarısından fazlasını, yani 175'ten fazla sandalyeyi kazandı.