Direniş Komiteleri Sudan siyaset sahnesinde ne kadar etkili?

Sudan Direniş Komiteleri, günler geçtikçe genel olarak siyaset sahnesini yönetip kontrol edecek geniş bir popülerlik kazanıyor

Binlerce kişi, son üç ay içerisinde Direniş Komiteleri’nin çağrılarına uyarak sokaklara akın etti (Independent Arabia / Hassan Hamed)
Binlerce kişi, son üç ay içerisinde Direniş Komiteleri’nin çağrılarına uyarak sokaklara akın etti (Independent Arabia / Hassan Hamed)
TT

Direniş Komiteleri Sudan siyaset sahnesinde ne kadar etkili?

Binlerce kişi, son üç ay içerisinde Direniş Komiteleri’nin çağrılarına uyarak sokaklara akın etti (Independent Arabia / Hassan Hamed)
Binlerce kişi, son üç ay içerisinde Direniş Komiteleri’nin çağrılarına uyarak sokaklara akın etti (Independent Arabia / Hassan Hamed)

İsra eş-Şahir
Aralık 2018’de Sudan halk hareketinin patlak vermesinden bu yana direniş komiteleri, önemli bir organ olarak sokaklarda görünmeye başladı. 2013 yılından beri Ömer el-Beşir rejimine direnen ve rejimi devirmek için sivil itaatsizlik örgütleme faaliyetlerine katılan organlardan biri olarak kabul ediliyor. Resmi olmayan bir ağ olmasına rağmen sivil demokratik geçiş sürecinde kilit bir rol oynadı. Sudan’ın tüm bölgelerinden gelen, protesto gösterisi düzenlemeye ve dayanışma sağlayamaya çalışan Sudan vatandaşlarından oluşuyor.
Bu komitelerin sahip olduğu yetkiler, onları Sudan sokaklarındaki ana etki haline getirdi. Son dönemde komitelerin önde gelen üyeleri açıkça hedef alındı, tutuklandı ve baskı altına alındı.

Beşir’in devrilmesinden önce Direniş Komiteleri
Beşir rejiminin düşüşünden önce Sudan Meslek Odaları Birliği ve Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri (ÖDBG), Sudan sokaklarındaki iki etkili taraftı. Direniş Komiteleri, o günden beri var olmasına rağmen, üye sayısının az olması nedeniyle çok etkili değildi. Bu çerçevede Kuzey Hartum bölgesindeki Direniş Komiteleri’nin bir üyesi olan Muhammed Ali, “Direniş Komiteleri, Meslek Odaları Birliği’nin görüşlerinden etkilendi ve onu, ayaklanmaya önderlik eden organ olarak kabul etti. Ancak tüm siyasi oluşumların ve partilerin, kendi kişisel çıkarları için çalıştıkları belli olduktan sonra, bu meselelerin biraz karşısında durmaya ve saflarımızı düzenlemeye karar verdik. Sokaklar, eskisi gibi bir alanda toplanma yerine komitelerin davetiyle gösteri düzenlemeye başladı. Bu durum, Direniş Komiteleri’nin şu anda sahnenin ön saflarında yer aldığı anlamına geliyor. Özellikle de üyelerinin çoğu siyasi kazanç hayali kurmayan gençler olduğu için, ‘sivil ve demokratik bir hükümete ulaşmak’ ve ‘Beşir rejiminin devrilmesinden günümüze kadar geçen üç yıl boyunca çok sayıda kurbana neden olan kafalardan kurtulmak’ olan tek bir hedef tarafından motive oluyorlar” dedi.
25 Ekim darbesinden sonra durumun tamamen değiştiğini belirten Ali, “Direniş Komiteleri, şu an sokakta çifte görev yapıyor. Çünkü komiteler ilan etmedikçe hiçbir gösteri başlamıyor. Darbeci rejimin yıkılması, geçiş dönemi sona erene ve özgür ve adil seçimlerle sivil bir yönetim sağlanana kadar çözüm bulunması çağrısı içeren birçok açıklama tarafımıza geldi. Sudan’ın her yerindeki tüm komitelerin gösterilerde ciddi ve barışçıl bir şekilde çalışma arzusunda rağmen darbeciler, bizi tekrar tekrar barıştan sapmakla suçlamaya çalışıyorlar” şeklinde konuştu.

Komitelerin dış rolü
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analiz habere göre Direniş Komiteleri, uluslararası açıdan kabul görmüş organlar haline geldi. Dış taraflar, Sudan sorununu çözmek için bir vizyon bulmak amacıyla komite üyeleriyle bir araya geldi ve onlarla oturdu. Komiteler, geçmiş günlerde Sudan’daki siyasi istişareler çatısı altında Birleşmiş Milletler Sudan misyonu UNITAMS’ın siyasi büro temsilcileriyle bir araya geldi. Komite, Facebook üzerinden yaptığı bir açıklamada, “Direniş Komiteleri’nin güncel meselelere bakış açısını ve komitelerin vizyonunu anlamak için misyonun siyasi departmanı tarafından bir dizi soru gündeme getirildi” ifadelerine yer verdi.
Açıklamada, “Temsilciler, sorunun olağanüstü hâl, baskı öldürme, tutuklama, zorla kaybetme ve bugüne kadar devam eden diğer ihlaller başta olmak üzere darbe öncesi ve sonrası uygulamalarıyla demokratik süreçte askeri bileşenin engellendiğini belirttiler” denildi.
Sudan Direniş Komiteleri, açıklamalarını “İlan edilecek siyasi tüzüğün, gerekli yönetim yapılarının mekanizma ve şekillerine tatmin edici cevaplar vereceği açık. Mevcut güvenlik komitesiyle ortaklığı, müzakereyi ve pazarlığı reddedici tutumunu teyit eden bir muhtıra da verildi” ifadeleriyle sonlandırdı.
Aynı şekilde siyasi analist Mahmud Ebu Bekir, “Direniş Komiteleri, Sudan sokaklarında önemli bir rol oynuyor. Kimse bunu inkâr edemez. Bununla da kalmayıp, komitelerin ülkedeki ekonomik krize çözüm ürettiği, ekmek ve diğer ihtiyaçları sağladığı biliniyor. Bu durum, Direniş Komiteleri’nin üyelerinin mutlak siyasi eylem için nitelikli oldukları anlamına gelmiyor. Zira birçok üye, yasal yaşları olan 18’i aşmadı ve siyasi deneyimleri sınırlı” dedi.
Ebu Bekir, “Bu, onları siyasi çalışmalardan dışlamak anlamına gelmiyor. Ancak genel olarak siyasi partileri ve politikacıları dışlama girişimleri yanlıştır. Bu durum, onların yetersiz tecrübelerini doğruluyor. Sudan’ı yaklaşan bir savaş tehlikesinden kurtarmak için herkes birbirini kabul etmelidir” şeklinde konuştu.
Mahmud Ebu Bekir, “Demokratik geçiş gerekli bir şeydir. Hepimiz onu destekliyoruz, ancak bu, bu komitelerin sokakta oldukları için diğer tüm siyasi yelpazeleri reddettiği yanılgısını kabul ettiğimiz anlamına gelmiyor” dedi.

Eylemlilik haftası
Komiteler hala siyaset sahnesine hâkim. Öyle ki yetkiyi sivillere devretmeleri ve 25 Ekim darbesinden bu yana 75 protestocuyu öldürmekle suçlananları adalete teslim etmeleri için yetkililere baskı yapmak amacıyla, gelecek pazartesi günü başlayan ve perşembe günü sona erecek olan yeni bir eylemlilik haftası ilan etti. Askeri darbe tarihinden bugüne kadar çok sayıda insan, Direniş Komiteleri’nin ayrılma çağrılarına dayalı olarak ordunun hükümeti kontrol etmesini kınayan gösterilere katıldı.
Siyasi analist Velid el-Hayr, “Yürüyüşlerin maruz kaldığı şiddetli vahşete, tutuklama, işkence ve öldürme kampanyalarına rağmen binlerce kişi, son üç ay içerisinde Direniş Komiteleri’nin çağrılarına dayanarak sokaklara akın etti. Bu durum, komitelerin Sudan’daki siyaset sahnesinde ve insanlar üzerinde güçlü bir etkisi olduğunu göstermektedir. Bu, komitelerin lehinedir. Özellikle komitelere önderlik eden gençler sokaklara dökülenler olduğu için, gün geçtikçe iktidara ulaşma ve genel olarak siyaset sahnesini kontrol etme niteliği taşıyan geniş bir popülerlik kazanacağını iddia ediyor. Bu gençler, demokratik yönetim talep eden ve diğer genç kesimleri güçlendirmeye çalışanlarla aynı kişilerdir. Kadınların bile bu komitelerdeki rolleri büyüktür. Komiteler adına konuşma konusunda nasiplerini almışlardır. Hatta ölen, yaralanan ve tecavüze uğrayan kadınlar bile vardır” açıklamasında bulundu.

Komitelerin şeytanlaştırılması
Birçok taraf, Direniş Komiteleri’ni şiddete sürüklemeye, polis ve askeri taraflarla karşı karşıya getirmeye çalıştı. Bu durum, zaman zaman yetkililer tarafından da dile getirilirken komiteler, karakolları yakmak ve durumu şiddete sürüklemekle suçlandı. Bu çerçevede ismini vermeyen bir hükümet yetkilisi, “Bizi, komiteleri şeytanlaştırmakla suçlamak yanlış. Görevliler olarak işimizi yapıyoruz ve soruşturmalarımıza dayanarak suçlamalar yapılıyor” dedi.
Ancak komitelerin farklı bir görüşü var gibi görünüyor. Öyle ki komiteler, polislerin araçlarını kendilerini yaktığını, ama eylemcileri bunu yapmakla suçladığını savundu. Komiteler ayrıca, iddialarını destekleyen videolar yayınladı.



Suriye'nin Humus kentindeki camide meydana gelen patlamada altı kişi hayatını kaybetti

Camide meydana gelen patlamadan  bir kare (SANA)
Camide meydana gelen patlamadan bir kare (SANA)
TT

Suriye'nin Humus kentindeki camide meydana gelen patlamada altı kişi hayatını kaybetti

Camide meydana gelen patlamadan  bir kare (SANA)
Camide meydana gelen patlamadan bir kare (SANA)

Reuters'ın haberine göre, yerel bir yetkili, Suriye'nin Humus vilayetindeki Alevi mahallesinde bulunan bir camide bugün meydana gelen patlamada altı kişinin öldüğünü ve 20 kişinin yaralandığını açıkladı.

Devlet medyası, güvenlik güçlerinin bölgeyi kordon altına aldığını ve soruşturma başlattığını bildirdi.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre yerel yetkililer, patlamanın intihar saldırısı veya bölgeye yerleştirilen patlayıcılar nedeniyle meydana gelmiş olabileceğini söyledi.


Mısır ve Türkiye'deki toplantılar... Gazze anlaşmasının önündeki engelleri kaldırma çabaları

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki barınaklar arasında yürüyen Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki barınaklar arasında yürüyen Filistinliler (AFP)
TT

Mısır ve Türkiye'deki toplantılar... Gazze anlaşmasının önündeki engelleri kaldırma çabaları

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki barınaklar arasında yürüyen Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki barınaklar arasında yürüyen Filistinliler (AFP)

Gazze Şeridi’nde halen tıkanmış durumda olan ateşkes anlaşmasını ilerletmek amacıyla arabulucuların temasları sürüyor. Kahire ve Ankara, anlaşma maddelerinin uygulanmasına ilişkin iki ayrı toplantıya ev sahipliği yaptı. Bu görüşmeler, yaklaşık bir hafta önce ABD’nin Miami kentinde yeni bir ilerleme sağlanması amacıyla yapılan kapsamlı toplantının ardından gerçekleştirildi.

Mısır ve Türkiye’de yapılan bu yeni toplantıların, Şarku’l Avsat’a konuşan uzmanlara göre, tıkanan anlaşmanın önündeki engelleri aşmaya yönelik girişimler niteliği taşıdığı belirtildi. Uzmanlar, İsrail’in ABD baskısı altında anlaşmanın ikinci aşamasına geçmeye itiraz etmeyebileceğini, ancak çekilmeler ve benzeri konulara ilişkin müzakereleri uzatarak uygulama sürecini aksatabileceğini vurguladı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ofisinden yapılan açıklamada, “Başbakanın talimatıyla, Esirler ve Kayıplar Koordinatörü Gal Hirsch, ordu, iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet ve Mossad yetkililerinden oluşan bir heyetin başında Kahire’ye gitti” denildi.

İsrail heyeti, üst düzey yetkililer ve arabulucu ülkelerin temsilcileriyle bir araya geldi. Görüşmelerde, Ran Gvili’nin cesedinin geri alınmasına yönelik çabalar ve bu sürecin ayrıntıları ele alındı.

Filistinli gruplar, 10 Ekim’de başlayan ateşkesin ilk aşamasından bu yana 20 İsrailli esiri sağ olarak, 27’sinin de cesedini teslim etti. Ran Gvili’nin cesedi ise henüz bulunamadı. Hamas, Gazze’deki büyük yıkım nedeniyle aramaların zaman alacağını belirtirken, İsrail anlaşmanın ikinci aşamasını başlatmaya yönelik müzakereleri, söz konusu cesedin teslim edilmesine bağlamış durumda.

Bu gelişmelerle eş zamanlı olarak Hamas, yaptığı açıklamada, Halil el-Hayye başkanlığındaki bir heyetin Ankara’da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile görüştüğünü duyurdu. Açıklamada, söz konusu görüşmede ‘Gazze Şeridi’nde savaşı sona erdiren anlaşmanın uygulanma süreci ile sahadaki gelişmelerin’ ele alındığı ifade edildi.

Heyet, Gazze Şeridi’nde ‘İsrail’in süregelen hedef alma eylemleri ve tekrarlanan ihlallerine’ karşı uyarıda bulunarak, bunların ‘anlaşmanın ikinci aşamasına geçişi engellemeyi ve mevcut mutabakatları boşa çıkarmayı amaçladığını’ ifade etti.

Söz konusu iki temas, yaklaşık bir hafta önce ABD’nin Miami kentinde ateşkes anlaşmasının arabulucularını bir araya getiren toplantının ardından gerçekleşti. Toplantı sonrası yayımlanan ortak açıklamada, anlaşmanın uygulanmasına yönelik yolların ele alındığı bildirilmişti.

El-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde İsrail uzmanı olan Dr. Said Ukkaşe, Kahire ve Ankara’daki görüşmelerin, anlaşmanın uygulanmasını hızlandırmak, engelleri somut biçimde aşmak ve Washington’u İsrail üzerinde baskıyı artırarak tıkanan ikinci aşamaya geçmeye zorlamak açısından kritik bir zamanda yapıldığını söyledi. Ukkaşe, son kalan ceset meselesinin ise Hamas ve İsrail’in karşılıklı kazanım elde etmeye çalıştığı bir oyuna benzediğini dile getirdi.

Ukkaşe’ye göre, kulislerde dile getirildiği üzere Hamas cesedin yerini biliyor, ancak arabulucuların ve zaman baskısının etkisiyle ikinci aşamaya girerken elinde bir pazarlık unsuru tutmak istediği için teslim etmiyor. İsrail ise bundan yararlanarak, çekilmelerle bağlantılı yeni taahhütler üstlenmeden ilk aşamayı sürdürmeye devam ediyor.

Filistinli siyasi analist Abdulmehdi Mutava ise bu toplantılarda, özellikle cesedin ciddi bir engel oluşturması nedeniyle mevcut boşlukların nasıl kapatılacağının ele alındığını belirtti. Mutava, Hamas’ın Türkiye’deki temaslarının silahsızlanma düzenlemeleri ve uluslararası güçlerin sahaya girişi gibi konulara odaklandığını, Ankara’nın bu süreçte rol üstlenmeyi ve Washington ile ilişkilerini güçlendirmeyi hedeflediğini ifade etti.

r
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki yıkılmış evlerin genel görünümü (AFP)

İsrail, anlaşmayı zorlaştıran tutumlarını sürdürmeye devam ediyor. İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, ülkesinin ‘Gazze Şeridi’nden asla çekilmeyeceğini’ söyledi. Şarku’l Avsat’ın Ynet internet sitesinden aktardığına göre Katz, yerleşimleri korumak amacıyla Gazze Şeridi içinde bir güvenlik kuşağı oluşturulacağını belirterek, Hamas’ın silah bırakması gerektiğini, aksi takdirde ‘İsrail’in bu görevi bizzat üstleneceğini’ ifade etti.

Öte yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, salı akşamı Refah’ta patlayıcı infilakı sonucu bir İsrail subayının yaralanmasından Hamas’ı sorumlu tutmaya çalıştı ve ekim ayında yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasının ihlal edildiğini öne sürdü. Hamas ise patlamanın İsrail’in tamamen kontrolü altındaki bir bölgede meydana geldiğini, olayın ‘savaş kalıntılarından’ kaynaklanmış olabileceğini belirtti.

Netanyahu’nun Hamas’a yönelik suçlamaları, ABD’de Başkan Donald Trump ile yapması beklenen görüşmeden birkaç gün önce geldi. İsrail basınında yer alan haberlere göre Netanyahu, Trump’ı İsrail ile Hamas’ın kontrol alanları arasında kalıcı sınır olarak sarı hattın kabul edilmesine ikna etmeyi hedefliyor. Bu durumun, Gazze Şeridi’nin yüzde 58’inin İsrail tarafından işgal edilmesi anlamına geleceği ifade ediliyor.

Ukkaşe, İsrail’in Trump ile yapılacak görüşmenin ardından ikinci aşamaya geçilmesine karşı çıkmadığını açıklayabileceğini, ancak bunun teorik düzeyde kalacağını belirterek, uygulamada müzakere takvimini ve maddelerin hayata geçirilmesini uzatacağını, bu süreçte belirleyici unsurun ABD baskısı olacağını söyledi.

Mutava ise İsrail’in engelleyici tutumunu sürdüreceğini, Trump’ın da tüm sorunların tek seferde çözülemeyeceğinin farkında olduğunu dile getirdi. Mutava’ya göre, devam eden toplantılar engelleri aşamalı olarak çözmeyi amaçlıyor ve Trump, anlaşmanın çökmediğini göstermek için ikinci aşamanın gelecek ocak ayında başlatılmasını istiyor.


İsrail ordusu Gazze'de iki Filistinliyi öldürdü

 Gazze'nin Beyt Lahya kentinin kuzeydoğusundaki Yeşil Hat içinde İsrail ordusu tarafından gerçekleştirilen patlamaların ardından duman yükseliyor (AFP)
Gazze'nin Beyt Lahya kentinin kuzeydoğusundaki Yeşil Hat içinde İsrail ordusu tarafından gerçekleştirilen patlamaların ardından duman yükseliyor (AFP)
TT

İsrail ordusu Gazze'de iki Filistinliyi öldürdü

 Gazze'nin Beyt Lahya kentinin kuzeydoğusundaki Yeşil Hat içinde İsrail ordusu tarafından gerçekleştirilen patlamaların ardından duman yükseliyor (AFP)
Gazze'nin Beyt Lahya kentinin kuzeydoğusundaki Yeşil Hat içinde İsrail ordusu tarafından gerçekleştirilen patlamaların ardından duman yükseliyor (AFP)

İsrail ordusu bugün Gazze Şeridi'nde iki Filistinliyi öldürdüğünü açıkladı.

İsrail ordusu, iki "teröristin" Gazze'nin güneyindeki "sarı hat"ı geçerek İsrail güçlerine yaklaştığını belirtti.

Açıklamada, iki adamın "acil bir tehdit" oluşturduğu ve kimliklerinin tespit edilmesinin ardından "etkisiz hale getirildiği" belirtildi.

İsrail güçleri, Filistinli Hamas grubuyla 10 Ekim'de yürürlüğe giren ateşkesin ardından Gazze Şeridi'ndeki sarı hattın gerisine çekildi.

Beton bloklar ve sarı işaretlerle belirlenen hat, Gazze Şeridi'nde yeni bir toprak bölünmesini temsil ediyor ve kıyı şeridine doğru 1,5 ila 6,5 ​​kilometre uzanıyor. Böylece İsrail, Gazze'nin alanının yarısından biraz fazlasını kontrol ediyor.

İsrail Genelkurmay Başkanı Eyyal Zamir, geçtiğimiz günlerde Sarı Hat’ı Gazze Şeridi ile yeni sınır olarak ilan etti.

Ateşkese rağmen, Gazze'de ara sıra yaşanan olaylar can kayıplarına yol açmaya devam ederken, İsrail ordusu da Hamas liderlerini ve merkezlerini hedef almayı sürdürüyor.