Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Tayland Başbakanı işbirliği fırsatlarını görüştü

Riyad ve Bangkok arasındaki diplomatik ilişkiler yeniden kurulacak

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Tayland Başbakanı (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Tayland Başbakanı (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Tayland Başbakanı işbirliği fırsatlarını görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Tayland Başbakanı (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Tayland Başbakanı (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, ülkeye resmi bir ziyarette bulunan Tayland Başbakanı ve Savunma Bakanı General Prayut Çan-oça ile dün Yemame Sarayı’nda bir görüşme gerçekleştirdi.
Resmi görüşmenin ardından yapılan ortak açıklamaya göre, Veliaht Prens ve Tayland Başbakanı, iki ülke arasındaki dostluk bağlarını güçlendirmenin ve Suudi Arabistan-Tayland ilişkilerinde yeni bir sayfa açmanın önemi konusunda mutabık kaldı.
Tayland Başbakanı, ülkesinin Suudi Arabistan ile dostluk bağlarına son derece önem verdiğini, iki taraf arasındaki tüm çözülmemiş sorunları sona erdirmeye istekli olduğunu ve 1989 ve 1990 yılları arasında Tayland’da meydana gelen ve Suudi Arabistan ile ilişkileri etkileyen trajik olaylardan duyduğu üzüntüyü dile getirdi.
Tayland hükümetinin önceki sorunları çözmek için büyük çaba sarf ettiğini söyleyen Prayut Çan-oça, talihsiz olaylarla ilgili yeni ipuçları ortaya çıkması durumunda ilgili makamların dava açmaya hazır olduğunu belirtti.
Prayut Çan-oça, “Tayland, 1961 tarihli Diplomatik İlişkiler Hakkında Viyana Sözleşmesi uyarınca ülkedeki Suudi diplomatik misyonun üyelerini korumaya kararlıdır” dedi.
İki taraf, bölgesel ve uluslararası sorunları gözden geçirdi ve iki ülke arasındaki ilişkileri her alanda güçlendirmenin yollarını tartıştı. İlişkileri daha geniş ufuklara taşımak amacıyla iki ülkedeki hükümet yetkilileri ve özel sektör arasındaki temasları ve işbirliğini yoğunlaştırma konusunda anlaştı.
Veliaht Prens ve Tayland Başbakanı, yakın gelecekte iki başkentte büyükelçilerin atanması ve işbirliğini güçlendirmek için bir istişare mekanizması kurulması da dahil olmak üzere ilişkileri geliştirecek önemli adımlar üzerinde anlaştı.
Ayrıca, Suudi Arabistan’ın 2030 Vizyonu ve Tayland’ın dinamik, döngüsel ve yeşil bir ekonomi politikasını içeren kalkınma öncelikleri ışığında yatırım alanları ve mevcut fırsatlarına değinerek, iki ülke arasındaki ekonomik ve ticari ilişkileri güçlendirme ve geliştirmenin yollarını tartıştı.
İki taraf, yapıcı diyalog ve kültürel çeşitliliği teşvik etmekle birlikte iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi ve iki halk arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesinin önemini vurguladı.
Uluslararası örgütler ve forumlarda destek ve koordinasyon alışverişinde bulunmaya devam etme konusunda mutabık kalan taraflar, tüm devletlerin Birleşmiş Milletler Antlaşması’na, uluslararası meşruiyet ilkelerine ve iyi komşuluk ilkelerine bağlılığının, devletlerin birlik ve egemenliğine saygı duymanın, iç işlerine karışmama ve anlaşmazlıkları barışçıl yollarla çözmeye çalışmak için çaba göstermenin önemini vurguladı.
Her iki ülkenin de bölgelerindeki yapıcı rollerini, özellikle Tayland’ın ASEAN’daki etkili rolünü ve Suudi Arabistan’ın barış ve güvenliğin korunmasındaki öncü rolünün yanı sıra insani ve kalkınma çabalarını memnuniyetle karşıladılar.
Tayland Başbakanı, Suudi Arabistan’ı G20 zirvesi toplantılarını organize etme ve gerçekleştirme başarısına ek olarak tüm ekonomik, kalkınma, çevre, sağlık, enerji ve diğer alanlarda sonuçlanan olumlu kararlarından dolayı tebrik etti.
Veliaht Prens de, Tayland’ın bu yıl Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) ve Çok Sektörlü Teknik ve Ekonomik İşbirliği Girişimi Bengal Körfezi’ne (BIMSTEC) başarılı bir şekilde ev sahipliği yapacağına olan güvenini dile getirdi.
Veliaht Prens, bunun yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sonrası dönemde bölgesel ve küresel ekonomiyi içeren sürdürülebilir ve dengeli büyümenin sağlanmasına önemli ölçüde katkıda bulunacağının altını çizdi.
Tayland Başbakanı, Veliaht Prens Muhammed bin Selman tarafından başlatılan ve ülkenin iklim değişikliği kriziyle mücadele de dahil olmak üzere ortak uluslararası meselelerdeki liderlik rolünü ifade eden ‘Yeşil Suudi Arabistan’ ve ‘Yeşil Ortadoğu’ girişimlerini memnuniyetle karşıladı, bunların bölge ve sakinleri üzerindeki büyük etkilerine övgüde bulundu.
Veliaht Prens de, Tayland’ın kaynak kullanımının verimliliğini artırmayı, atıkları zenginliğe dönüştürmeyi, biyolojik çeşitliliği yenilemeyi ve çevre üzerindeki olumsuz etkileri azaltmayı amaçlayan biyo-döngüsel yeşil ekonomiyi içeren politikasını memnuniyetle karşıladı.

Suudi Dışişleri Bakanı Taylandlı mevkidaşı ile bir araya geldi
Öte yandan, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, “Tayland Başbakanı’nın ziyareti, görüşlerin yakınlaşması ve iki ülkenin çözüm bekleyen sorunları sona erdirmek için anlayış ve istişare konusundaki istekliliği çerçevesinde gerçekleşti. Bu önemli ziyaret, bölgesel ve uluslararası gelişmeler ile bu konuda yapılan çabalar hakkında görüş alışverişinde bulunmakla birlikte iki ülkeyi ilgilendiren birçok konuda ortak ikili koordinasyonun güçlendirilmesini de amaçlamaktadır” şeklinde bir açıklama yaptı.
Dışişleri Bakanı, iki ülkenin güvenlik ve istikrarın korunması, terör ve radikalizmle mücadele, terör kaynakları ve finansmanının kurutulması ile ilgili her konuda ikili eylemleri yoğunlaştırmayı dört gözle beklediğini vurguladı.
Suudi Arabistan’ın, uluslararası barış ve güvenliği sağlayan her konuda uluslararası çabaları sürdürmek için dünyadaki tüm ortaklarla çalışmaya istekli olduğunu belirtti.
Bakan, bu ziyaretin aynı zamanda iki ülke arasındaki ekonomik işbirliği seviyesini yükseltmeyi amaçladığını dile getirerek, 2020 yılında Suudi Arabistan’ın Tayland’a yaptığı ihracat hacminin 4 milyar doları, Tayland’ın Suudi Arabistan’a yaptığı ihracat hacminin ise 1,65 milyar doları bulduğunu bildirdi.
Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, dün Riyad’da Taylandlı mevkidaşı Don Pramudwinai ile bir araya geldi.
Görüşmede, bölgesel ve uluslararası konularda görüş alışverişinde bulunmanın yanı sıra iki dost ülke ve halkların istikrar ve refahını sağlamak için birçok alanda işbirliği ilişkilerini geliştirmenin yolları tartışıldı.



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.