BAE, Bahreyn ve Mısır liderleri Husi milislerin terör eylemlerine karşı sağlam duruş çağrısında bulundu

Abu Dabi’deki zirve sırasında Dubai Emiri Şeyh Muhammed bin Raşid Al Maktum, Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed Bin Zayid Al Nahyan, Bahreyn Kralı Hamad bin İsa Al Halife ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi (WAM)
Abu Dabi’deki zirve sırasında Dubai Emiri Şeyh Muhammed bin Raşid Al Maktum, Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed Bin Zayid Al Nahyan, Bahreyn Kralı Hamad bin İsa Al Halife ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi (WAM)
TT

BAE, Bahreyn ve Mısır liderleri Husi milislerin terör eylemlerine karşı sağlam duruş çağrısında bulundu

Abu Dabi’deki zirve sırasında Dubai Emiri Şeyh Muhammed bin Raşid Al Maktum, Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed Bin Zayid Al Nahyan, Bahreyn Kralı Hamad bin İsa Al Halife ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi (WAM)
Abu Dabi’deki zirve sırasında Dubai Emiri Şeyh Muhammed bin Raşid Al Maktum, Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed Bin Zayid Al Nahyan, Bahreyn Kralı Hamad bin İsa Al Halife ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi (WAM)

Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) başkenti Abu Dabi’de dün yapılan bir zirvede, BAE Devlet Başkanı Yardımcısı, Başbakan ve Dubai Emiri Şeyh Muhammed bin Raşid Al Maktum, Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed Bin Zayed Al Nahyan, Bahreyn Kralı Hamad bin İsa Al Halife ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi bir araya geldi.
Görüşmede, bölgesel ve uluslararası arenalardaki son gelişmelerin yanı sıra Arap bölgesinin karşı karşıya olduğu ortak zorluklar karşısında koordinasyon ve iş birliğini güçlendirme yolları ele alındı.
BAE resmi haber ajansı WAM’ın haberine göre, Abu Dabi’deki Kasr el-Vatan Sarayı’nda yapılan görüşmede, Husi milislerin BAE’deki sivil ve hayati tesislere düzenlediği terör saldırıları ve ülkeye iki balistik füze fırlatmasına değinildi.
Liderler, terörist milislerin saldırılarına devam etmesinin bölgesel ve uluslararası güvenlik ve istikrar için ciddi bir tehdit oluşturduğu ve bu durumun tüm uluslararası yasa ve normları ihlal ettiğini vurguladı.
Ayrıca uluslararası toplumu bu milislere, destekçilerine ve diğer terörist güçlere karşı birleşik ve sağlam bir duruş sergilemeye çağırdı.
Bahreyn Kralı ve Mısır Cumhurbaşkanı, ülkelerinin BAE ile dayanışmasını ve güvenlik ve toprak bütünlüğünün korunmasını sağlamak için attığı tüm adımlara verdiği desteği dile getirdi.
Zirve sırasında liderler, ortak ilgi alanına giren çeşitli konularda devam eden koordinasyon ve istişarelerin öneminin altını çizdi ve bu konulara yönelik ortak bir vizyon oluşturma gereğini vurguladı.

Şeyh Muhammed bin Zayid ve Sisi’nin görüşmesi
Mısır Cumhurbaşkanı ve Abu Dabi Veliaht Prensi, Kasr el-Vatan Sarayı’nda heyetlerin de katılımıyla bir görüşme gerçekleştirdi.
Görüşmede, bölgesel ve uluslararası ortak çıkar konularına ek olarak, iki ülke arasındaki ilişki ve işbirliğini geliştirme yolları tartışıldı.
Abu Dabi Veliaht Prensi ve Mısır Cumhurbaşkanı özellikle kalkınma, ekonomi ve yatırım alanlarında ortak işbirliği yollarını gözden geçirdi.
Arap bölgesindeki bazı ülkelerin karşı karşıya olduğu, ilerlemeleri, kalkınmaları ve istikrar sağlamalarının önünde duran zorluk ve krizlere ek olarak, ortak endişe konusu olan bölgesel ve uluslararası konulardaki gelişmeleri ele alan liderler, bunlar hakkında görüş alışverişinde bulundu.
Bu bağlamda, bölge ve halkları için güvenlik, istikrar, barış ve kalkınmayı sağlamak için ortak Arap eylemini harekete geçirmenin önemini vurguladılar.
Abu Dabi Veliaht Prensi, BAE ve Mısır arasındaki tarihi kardeşlik ilişkilerinin güçlü olduğunu altını çizerek, Mısır’ın gelecek nesiller için sürdürülebilir ve müreffeh bir gelecek yaratmak için hayati ve niteliksel kalkınma projelerini uygulamada attığı hızlı adımlardan mutlu olduğunu söyledi.
Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan, Mısır’ın Husilerin BAE’ye yönelik saldırıları karşısında verdiği desteğe teşekkür ederek, “Bunlar, Mısır’ın bölgenin güvenliğini koruma konusundaki değişmezlerini somutlaştıran tutumlardır” dedi.
Abu Dabi Veliaht Prensi ayrıca, “Bölge, güvenlik ve istikrarını korumak için hepimizin işbirliğini ve istişareyi geliştirmesini gerektiren hızlı gelişmelere ve çeşitli zorluklara tanık oluyor” ifadelerini kullandı.
Sisi ise, Mısır-BAE ilişkilerinin gücünü ve Mısır’ın iki halkın ve Arap ulusunun yararına ikili işbirliği ve koordinasyon geliştirme konusundaki istediğini dile getirdi.
BAE’ye yaptığı ziyaretin, iki ülke arasındaki yakın ve seçkin ilişki ve işbirliğini her düzeyde geliştireceğini belirten Sisi, çok sayıda sivilin ölümü ve yaralanmasıyla sonuçlanan son terör saldırısı karşısında Mısır hükümeti ve halkının BAE ile dayanışmasını yineledi.
Mısır’ın, Husi milisler tarafından BAE ve vatandaşlarının güvenlik, emniyet ve istikrarını hedef alan her türlü terör eylemini kınadığını bir kez daha ifade eden Sisi, BAE’nin bununla başa çıkmak için aldığı tüm önlemleri desteklediklerini söyledi.
Sisi, Mısır’ın bölgesel krizlerin çözümüne yönelik, dış müdahaleleri baltalamak, şiddet, radikalizm ve terörist gruplarla mücadele etmek ve ulusal devlet kurumlarını korumaya dayanan değişmezlerini vurguladı.
Mısır Cumhurbaşkanı, “Arap saflarının dayanışması, birliği ve pozisyonların tutarlılığı, bir bütün olarak Arap dünyasından gelen dış tehlikeleri önlemenin en etkili yollarından biridir” dedi.
Körfez ülkelerinin güvenliğinin, Mısır ulusal güvenliğinin bir uzantısı olduğuna dikkat çeken Sisi, Körfez’i istikrarsızlaştırmaya çalışan her türlü eylemi reddettiklerini söyledi.
Görüşmenin sonunda taraflar, bölgesel müdahale ve bölge ülkeleri arasında bölünme yaratma girişimlerini ele almak için birlikte çalışmaya devam edeceklerini ifade etti.



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.