İngiliz Yahudi toplumu, İsrailli aşırı sağcı Siyonist milletvekilini boykot ediyor

Aşırı sağcı çizgideki Dini Siyonizm Partisi (Tkuma) Milletvekili Bezalel Smotrich geçtiğimiz Mayıs ayında Arapların Kudüs’teki Şeyh Cerrah mahallesinden kovulmasını isteyen Siyonist yerleşimcilerle konuşurken (Getty)
Aşırı sağcı çizgideki Dini Siyonizm Partisi (Tkuma) Milletvekili Bezalel Smotrich geçtiğimiz Mayıs ayında Arapların Kudüs’teki Şeyh Cerrah mahallesinden kovulmasını isteyen Siyonist yerleşimcilerle konuşurken (Getty)
TT

İngiliz Yahudi toplumu, İsrailli aşırı sağcı Siyonist milletvekilini boykot ediyor

Aşırı sağcı çizgideki Dini Siyonizm Partisi (Tkuma) Milletvekili Bezalel Smotrich geçtiğimiz Mayıs ayında Arapların Kudüs’teki Şeyh Cerrah mahallesinden kovulmasını isteyen Siyonist yerleşimcilerle konuşurken (Getty)
Aşırı sağcı çizgideki Dini Siyonizm Partisi (Tkuma) Milletvekili Bezalel Smotrich geçtiğimiz Mayıs ayında Arapların Kudüs’teki Şeyh Cerrah mahallesinden kovulmasını isteyen Siyonist yerleşimcilerle konuşurken (Getty)

Birleşik Krallık’taki Yahudi liderlerin büyük bir kısmı, İsrail’de aşırı sağcı görüşleriyle öne çıkan Dini Siyonizm Partisi (Tkuma) Milletvekili Bezalel Smotrich’in İngiltere ziyaretini boykot ederek, Smotrich’in ırkçı tutumları nedeniyle İngiltere’yi terk etmesi talep edildi.
İngiltere’deki Yahudi kuruluşların çoğunu içeren İngiltere Yahudi Temsilciler Kurulu yaptığı yazılı açıklamada Smotrich’in faaliyetleri ve söylemlerinden dolayı Yahudiliğe aykırı ve kınanması gereken davranışlarda bulunduğunu ifade etti.
İngiliz Yahudi Temsilciler Kurulu tarafından yapılan açıklamada, “Smotrich'in nefret dolu görüşlerini ve iğrenç ideolojisini reddediyoruz. İngiliz Yahudi cemaatinin tüm üyelerini ona kapıyı göstermeye davet ediyoruz. Bezalel uçağına geri dön ve sonsuza dek bir rezalet olarak anıl. Hoş karşılanmıyorsun hoş gelmedin” ifadelerine yer verildi.
İsrail hükümeti tarafından yapılmak istenen din değiştirme reformuna karşı çıkan Smotrich, bu muhalefetine destek amacıyla Avrupa turuna çıktığını ve Londra’ya gittiğini açıkladı. Smotrich Yahudilerin asimile olacağından endişe ettiğini belirtti.
Aşırılıkçı görüşleri ile tanınan Smotrich nisan ayında, İsrail topraklarının Yahudilere ait olduğunu kabul etmeyen Müslümanların bu topraklarda ikamet etmeye devam etmeyeceklerini belirtmişti. Smotrich ayrıca defalarca Araplara ve eşcinsellere karşı tepkilere neden olan yorumlar yapmasıyla tanınıyor.
Büyük Britanya ve İrlanda Siyonist Federasyonu, “Smotrich’in LGBTQ+ topluluğunu, Yahudileri veya Arap İsraillileri hedef alması da dahil olmak üzere aşırı sağcı, nefret ve bölünme siyasetinin ne ülkemizde ne de toplumumuzda yeri yok” açıklamasını yaptı.
Birleşik Krallık’ta yaşayan Yahudi toplumunun bu tutumu İsrail sağında ise öfkeye yol açtı. Geçmişte İsrailli siyasetçilere karşı bu denli sert bir tavır alınmadı. İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid, olayı üzüntüyle karşıladığını belirterek, “Geçmişte Knesset'e (İsrail meclisi) giren ırkçıların potansiyel zararları konusunda uyardık. O gün Smotrich gibi insanların İsrail'in itibarını zedelemesinin yanı sıra uluslararası ilişkilerine ve dünyadaki Yahudilerle olan ilişkilerine zarar verdiğini söyledim” şeklinde konuştu.
Smotrich, aşırı sağcı milletvekili Itamar Ben-Gvir ve diğer isimlerle Rav Meir Kahane’nin sahip olduğu ve İsrail yasalarında terörist olarak kabul edilen ‘Arapları Sınır Dışı Etme Teorisi Hareketi’nin öğrencilerinden. Smotrich, alenen Filistinlilerin anavatanlarından kovulması çağrısında bulunurken, 2000 yılında, 1967'den bu yana işgal altındaki bölgeler de dahil olmak üzere ülke genelinde Filistinlilere saldırılar konusunda uzmanlaşmış Regavim Derneği’ni kurdu.
Geçtiğimiz Çarşamba günü İngiltere’ye giden Smotrich, özellikle din değiştirme meselesiyle ilgili konulardaki geniş kapsamlı değişikliklerin ışığında İngiltere'yi ziyaret ettiğini söyledi. Aşırı sağcı milletvekili, ziyareti sırasında Siyonist harekete en yakın Haredi mezhebinden Habad ile buluştu.
İngiltere, İsrail, ABD ve Fransa'dan sonra dünyanın en büyük dördüncü Yahudi topluluğu ve dünyanın en güçlü Yahudi gruplarından biri. İngiliz Yahudi örgütleri tek bir çatı altında toplandı.
İngiltere Yahudi Temsilciler Kurulu’nun cesur açıklaması, İsrailli aşırı sağcılara tokat gibi geldi. Smotrich, İsrail medyasına verdiği röportajlarda, İngiltere’de “bu sol görüşlü konsey dışında” büyük bir memnuniyetle karşılandığını söyleyerek sert bir tavır takındı. Milletvekili açılamasında, “Bana olan bu düşmanlığın nereden geldiğini biliyorum. Yahudilerin dinlerinden, kökenlerinden ve tarihi vatanlarından duydukları gurur hakkında söylediklerimden korkuyorlar çünkü rakiplerine boyun eğmeyi seçtiler. İngiltere’de onları yönlendiren siyasi meseleler ve iç çatışmalar var. Nihayetinde, bu, sessizliği ele geçiren ve üreten küçük, korkak bir grup” diyerek bahsi geçen kurulun hiçbir etkilerinin olmadığını iddia etti.
Smotrich, aldığı davetlerin sayısını bağlı olarak bir veya iki hafta kadar İngiltere’de kalabileceğini söyledi.
Londra merkezli Birleşik Yahudi İsrail Girişimi (UJIA) Başkanı İngiliz Yahudileri Temsilciler Kurulu yetkilisi Michael Weiger, dün resmi İsrail radyosuna yaptığı açıklamada, Smotrich'in iddialarını reddederek, “bu şahsın görüşleri ve kibirli tavrı tahammül edilemez” dedi. Weiger, “Biz burada dünya Yahudileriyle birlikte bize karşı düşmanlık tezahürlerine, Yahudi düşmanlığına ve ırkçılığa karşı savaşıyoruz. Uluslararası Af Örgütü'nün İsrail'i bir apartheid devleti olarak gören tutumunun yanlış olduğuna dünyayı ikna etmeye çalışıyoruz. Tam bu sırada Smotrich İngiltere'ye geliyor, Araplara karşı ırkçı tutumunu ifade ediyor ve programlarımızı bozuyor. Yahudilere yönelik ırkçılıkla mücadele etmek ve Araplara yönelik Yahudi ırkçılığına sessiz kalmak mantıklı değil” ifadelerini kullandı.
Weiger, İngiliz Yahudileri Temsilciler Kurulu’nun ve UJIA’nın solcu bir örgüt olduğu iddialarını yalanlayarak “Dindar, laik, sağcı, liberal ve solcu, Ortodoks ve reformistleri içeren büyük bir Yahudi platformuyuz. Yahudi değerlerine bağlı olduğumuz için onun ırkçı fikirlerinden uzağız” dedi.
Geçtiğimiz Çarşamba günü İngiltere’ye gelen Smotrich, İsrail hükümetinin Yahudiliğe aidiyet sisteminde önerdiği reformlara karşı iki ülkedeki Yahudileri toplamak için dün Fransa'ya gitti. Smotrich, Yahudiliğe geçen insanları kabul etme işini kolaylaştırmak isterken bu konuda yalnızca Ortodoks dini liderliğin otoritesini tanıyor.



Rusya, Ukrayna'daki hedeflerine her zamankinden daha yakın

Bir genç, Rusya'nın Ukrayna'nın dört bölgesini ilhak etmesinin birinci yıl dönümünü anma yürüyüşü öncesinde Kızıl Meydan'da Rus bayrağı sallıyor, Moskova, Rusya, 29 Eylül 2023
Bir genç, Rusya'nın Ukrayna'nın dört bölgesini ilhak etmesinin birinci yıl dönümünü anma yürüyüşü öncesinde Kızıl Meydan'da Rus bayrağı sallıyor, Moskova, Rusya, 29 Eylül 2023
TT

Rusya, Ukrayna'daki hedeflerine her zamankinden daha yakın

Bir genç, Rusya'nın Ukrayna'nın dört bölgesini ilhak etmesinin birinci yıl dönümünü anma yürüyüşü öncesinde Kızıl Meydan'da Rus bayrağı sallıyor, Moskova, Rusya, 29 Eylül 2023
Bir genç, Rusya'nın Ukrayna'nın dört bölgesini ilhak etmesinin birinci yıl dönümünü anma yürüyüşü öncesinde Kızıl Meydan'da Rus bayrağı sallıyor, Moskova, Rusya, 29 Eylül 2023

Ömer Önhon

Başkan Donald Trump ikinci kez göreve geldiğinde herkes onun politikalarının uluslararası alanda büyük bir yankı uyandıracağını tahmin ediyordu. Gerçekten de birkaç hafta geçmeden Trump’ın politikalarının hem üslup hem de uygulama açısından yarattığı şok dalgaları tüm beklentileri aştı.

Trump, seçim kampanyası sırasında iktidardan uzak kaldığı yılları “çok sayıda felaketle dolu bir dönem” olarak niteledi. Eğer kendisi başkan olsaydı bunların hiçbirinin yaşanmayacağını, yani Rusya’nın Ukrayna'yı işgal etmeyeceğini, Gazze'de savaş çıkmayacağını söyledi.

Bunu asla bilemeyeceğiz çünkü zamanı geriye döndürmenin bir yolu yok. Ancak Trump'ın bu çatışmaları bitirme konusundaki vaatlerini yerine getirip getiremeyeceğini göreceğiz.

Trump'ın hem siyasi hem de ekonomik politikaları, davranışları gibi keskin ve alışılmışın dışında. Ancak, diplomatik üslubuyla, girişimleri ve beklenmedik hamleleriyle herkesi şaşırtarak, işleri ilerletmeyi başarıyor.

Trump'ın Ukrayna yol haritasının temel unsurları şöyle:

- Savaşı savaşarak değil, diplomatik yollarla sonlandırmak

- Ukrayna'nın 2014 öncesi sınırlarına dönmesi gerçekçi olmadığından, Kırım ve doğu Ukrayna'nın ülke sınırları içerisinde kalması pek mümkün görünmüyor.

- Ukrayna'nın NATO üyesi olma şansı artık kalmadı.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio başkanlığındaki ABD heyeti, 18 Şubat'ta Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Devlet Bakanı Musaid el-Ayban'ın ev sahipliğinde Riyad'da düzenlenen toplantıda Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile bir araya geldi. Yaklaşık 5 saat süren görüşmelerin ardından ilk turun sona erdiği belirtilerek yeniden bir araya gelme kararı alındı. Yani süreç başladı.

Riyad görüşmesinde tek konu Ukrayna değildi. ABD-Rusya ilişkileri, olası iş birliği alanları ve Ukrayna'daki savaşın nasıl sonlandırılacağı konuşuldu. Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Rus mevkidaşıyla sürecin kolaylaştırılmasını sağlayacak şu dört ilke üzerinde anlaştıklarını duyurdu:

- Washington ve Moskova'daki diplomatik misyonlarının faaliyetlerini yeniden aktif hale getirmek.

- Ukrayna'daki çatışmanın sona erdirilmesine yönelik müzakerelere yardımcı olmak üzere üst düzey bir ekip atamak.

- Ukrayna'daki çatışmanın sona ermesinin ardından jeopolitik ve ekonomik iş birliği imkânlarını araştırmak.

- Bu sürece katılmaya devam etmek ve üretken bir şekilde ilerlemesini sağlamak.

ABD, Rusya'nın işgal ettiği ve on binlerce Ukraynalının ülkelerini savunurken öldüğü Ukrayna'ya danışmadan Riyad'a gitti. ABD, nasıl ilerleyeceği ve Rusya'dan ne talep edeceği konusundaki tartışmalarla zaman kaybetmemek adına Avrupa'nın kilit ülkeleriyle birlikte, Ukrayna'yı devre dışı bıraktı.

ABD, nasıl ilerleyeceği ve Rusya'dan ne isteyeceği konusundaki tartışmalar ile zaman kaybetmemek adına Avrupa'nın kilit ülkeleriyle birlikte, Ukrayna'yı devre dışı bıraktı.

Aynı gün, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenski'yi Ankara'da ağırladı. Görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında Erdoğan, Mart 2022'de Rusya ile Ukrayna arasında Ankara'nın ev sahipliğinde gerçekleştirilen ve Karadeniz Tahıl Girişimi gibi somut sonuçlar veren doğrudan görüşmeleri hatırlattı. Erdoğan, Başkan Trump'ın savaşı sona erdirme yönündeki diplomatik girişiminin Türkiye'nin son üç yıldır benimsediği politika ile uyumlu olduğunu söyledi. Türkiye’nin, önümüzdeki dönemde Rusya, Ukrayna ve ABD arasında gerçekleşecek görüşmelere ev sahipliği yapmak istediğini belirtti.

Zelenski ise Ukrayna'nın arkasından hiçbir karar alınamayacağı uyarısında bulunarak, Ukrayna'nın Rusya tarafından işgal edilen topraklarından hukuken vazgeçmeyeceğini söyledi.

Trump, savaşta milyonlarca insanın öldürülmesini durdurmak istediğini söylüyor ancak aynı zamanda yaklaşımının ve politikasının önemli bir özelliği haline gelen finansal boyutları da gündeme getiriyor. Donald Trump, Fox News'e verdiği son röportajda, Rusların Ukrayna'yı işgalinden bu yana ABD'nin sağladığı tüm desteğe karşılık Ukrayna'dan 500 milyar dolar değerinde nadir toprak madenleri istediğini söyledi. Ukrayna'nın nadir toprak madenleri açısından zengin bir ülke olduğu ve Rusya'nın işgal ettiği topraklarda bu madenlerden büyük miktarlarda bulunduğu biliniyor. Trump, Ukrayna'nın teklifini temelde kabul ettiğini söylerken, Ukrayna tarafı bunu kabul ettiğini teyit etmedi.

Ukrayna savaşının başlangıcından bu yana ABD ve Avrupa Ukrayna savaşına yoğun bir şekilde dahil oldu. Rusya'nın Ukrayna'da kazanmaması gerektiği sloganıyla Ukrayna'yı çeşitli yollarla silahlandırıp, bunun için tahsis ettiği büyük maddi kaynaklar ile desteklemeye başladı. Avrupa, 70 milyon avro insani yardım, 62 milyar avro da askeri yardım sağladı. ABD ise 50 milyar avro maddi ve insani yardım, 64 milyar avro da askeri yardımda bulundu. Bu miktarlar hesaplama yöntemlerine bağlı olarak daha da yüksek olabilir.

Ne toplu olarak AB ne de bireysel olarak Avrupa ülkeleri ABD olmadan Ukrayna'daki savaş çabalarını desteklemeyi sürdürebilirler. Bu nedenle, Riyad toplantısından bir gün önce İngiltere, Almanya, İtalya, Polonya, İspanya, Hollanda ve Danimarka liderlerinin yanı sıra Avrupa Konseyi ve Avrupa Komisyonu Başkanları ile NATO Genel Sekreteri, Paris'te Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un ev sahipliğinde düzenlenen gayrı resmi toplantıda bir araya geldi. Liderler Ukrayna'ya desteğin sürdürülmesi konusunda mutabık kaldılar ancak bunun nasıl yapılacağına dair somut bir plan ortaya koyamadılar. Haberlerde Ukrayna'ya hangi güvenlik garantilerinin sağlanacağı ve nasıl sağlanacağı gibi çeşitli konularda farklı yaklaşımların olduğu aktarıldı.

scdfrgthy
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, 18 Şubat'ta Riyad'ın ev sahipliğinde düzenlenen ikili görüşmelerde Washington ve Moskova heyetleri arasında arabuluculuk yapıyor (Reuters)

Ne toplu olarak AB ne de bireysel olarak Avrupa ülkeleri ABD olmadan Ukrayna'daki savaş çabalarını desteklemeyi sürdürebilirler

Riyad'daki görüşmelerin ardından Trump, sosyal medyada Zelenski'ye yönelik sert eleştirilerini artırdı. Onu “seçilmemiş bir diktatöre dönüşen sıradan bir komedyen” olarak tanımladı. ABD Başkanı'nın, Ukrayna dahil hiçbir taraf ile istişare etme niyeti olmaksızın Rusya ile anlaşmaya varmakta kararlı olduğu artık açık ve net.

Bu yaklaşım Putin'in benzeri görülmemiş bir diplomatik zafer elde etmesine yardımcı olacaktır. Zira Rusya Devlet Başkanı, taviz vermeye gerek olmadığına dair artan kanaati ile kendisini hedeflerine her zamankinden daha yakın hissedecektir. Nitekim Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, arkasında kim olursa olsun, Moskova'nın Ukrayna'da hiçbir barış gücü bulunmasını kabul etmeyeceğini vurguladı.

Bu sahnenin gölgesinde Ukrayna kendisini daha da kırılgan bir konumda buluyor; işgal altındaki topraklarını geri alma ihtimalini yitirdiği gibi, Zelenski'nin siyasi geleceği de tehlikede. Ukrayna, doğal zenginlikleri ile Trump'a tazminat ödemek zorunda kalabilir.

Putin ise kararlı duruşunu sürdürdü ve Rusya stratejik hedeflerine bir adım daha yaklaştı. Moskova bugün vizyonunu dayatma konusunda daha özgüvenli görünüyor. Riyad görüşmesinin ardından Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, kimliği ne olursa olsun Ukrayna'da herhangi bir barış gücü bulunmasının kendileri için kabul edilemez olduğunu net bir dille dile getirdi.

Buna karşılık, ABD ile Avrupalı müttefikleri arasındaki gerginlik tırmandı; bu durum, yakın zamanda düzenlenen Münih Güvenlik Konferansı'nda belirgin bir şekilde görüldü. ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance, demokratik değerler, ifade özgürlüğü ve sivil haklar konusunda Avrupa'yı sert bir şekilde eleştirdi. Öyle ki, ön sırada oturan Alman Savunma Bakanı, onun sözünü kesip, yüksek sesle itiraz ederek, “Bu kabul edilemez” dedi. Ancak Vance itirazlardan etkilenmedi ve konuşmasını sürdürdü.

Emekli Türk büyükelçi Ebru Barutçu, ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance'in konuşmasını, ABD daimi temsilcilerinin BM İnsan Hakları Konseyi'nde Çin'in insan hakları ihlallerine yönelik konuşmalarına benzetti.

ABD ile Avrupalı müttefikleri arasındaki ilişkiler büyük olasılıkla inişli çıkışlı bir yolda ilerleyecek ve bu durum yeni bir Avrupa güvenlik çerçevesi hakkındaki tartışmaları beraberinde getirecek. Buna karşılık Avrupa kendi savunmasını sağlamak için alternatif stratejiler arayışına girebilir.