Petrol fiyatları Rusya ile Ukrayna arasında artan gerilimle yükselişe geçti

AA
AA
TT

Petrol fiyatları Rusya ile Ukrayna arasında artan gerilimle yükselişe geçti

AA
AA

Petrol fiyatları, Ukrayna ile Rusya arasında artan tansiyonun ardından yüzde 3'ün üzerinde yükseliş gösterdi.
Brent petrolün varili, bugün saat 22.08 itibarıyla yüzde 3,5 artışla 94,59 dolardan işlem gördü. Aynı dakikalarda Batı Teksas türü (WTI) ham petrolün varili yüzde 4 yükselişle 93,5 dolardan alıcı buldu. Petrol fiyatları 2014'ün sonundan bu yana en yüksek seviyeye ulaştı.
Avrupa ve ABD'den Ukrayna ile Rusya arasındaki gerilime ilişkin art arda gelen açıklamalar, petrol fiyatlarındaki yukarı yönlü seyirde etkili oldu.
İngiltere, Rus kuvvetlerinin Ukrayna sınırlarına yığılmasının askeri harekat tehdidini artırdığı belirterek vatandaşlarından Ukrayna'ya seyahat etmemelerini ve oradaki vatandaşlarından da ülkeden ayrılmalarını talep etti.
Avrupa Birliği (AB) yetkilileri de zorunlu olmayan personele Ukrayna'yı terk etmeleri çağrısında bulundu.
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ise "Çin Olimpiyatları" bitmeden Rusya'nın Ukrayna'yı işgale başlayabileceğini söyledi. Sullivan, Ukrayna'da işgalin her an başlayabileceğini, Amerikalıların derhal ülkeyi terk etmesi gerektiğini ve işgal durumunda tahliye operasyonu yapmayacaklarını ifade etti.
Küresel petrol talebindeki toparlanma devam ederken arzın daha da sıkılaşacağına yönelik beklentiler de petrol fiyatlarını yukarı taşıyan etmenler arasında yer aldı.
Uluslararası Enerji Ajansının (IEA) son raporunda petrol piyasalarının sıkı olduğuna işaret edildi. IEA'nın ocak ayına ilişkin "Petrol Piyasası Raporu"nda, küresel petrol talebinin 2022'de geçen yıla göre günlük 3 milyon 227 bin varil artışla yaklaşık 100 milyon 600 bin varil olmasının beklendiği aktarıldı.

Altın fiyatları artıyor
Öte yandan altın fiyatları ise artan enflasyon endişelerinin ardından artış gösterdi.
Yatırımcılar tarafından "güvenli liman" olarak değerlendirilen altının ons fiyatı yüzde 1,33 artarak 1.860 dolar seviyesine yükseldi.
ABD'de açıklanan Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ocakta yıllık bazda yüzde 7,5 artarak beklentileri geride bırakırken söz konusu yükseliş 1982'den bu yana en güçlü artışa işaret etmişti.
Beklentileri aşan enflasyon verisinin ardından ABD Merkez Bankasının (Fed) martta 50 baz puan faiz artırma ihtimali artmıştı.



Mega liman atılımı: Çin'in Peru çıkarması ticareti nasıl şekillendirecek?

Çin, Peru'da finanse ettiği mega limanla Güney Amerika'daki nüfuzunu artırmayı hedefliyor (AFP)
Çin, Peru'da finanse ettiği mega limanla Güney Amerika'daki nüfuzunu artırmayı hedefliyor (AFP)
TT

Mega liman atılımı: Çin'in Peru çıkarması ticareti nasıl şekillendirecek?

Çin, Peru'da finanse ettiği mega limanla Güney Amerika'daki nüfuzunu artırmayı hedefliyor (AFP)
Çin, Peru'da finanse ettiği mega limanla Güney Amerika'daki nüfuzunu artırmayı hedefliyor (AFP)

Donald Trump'ın başkanlık seçimlerini kazanmasıyla ABD-Çin ilişkilerinin nasıl şekilleneceği belirsizliğini korurken Pekin, Washington'ın "arka bahçesi" Güney Amerika'daki yatırımlarına devam ediyor. Çin'in finansmanıyla Peru'da inşa edilen mega liman da Washington'ın radarında. 

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Peru Devlet Başkanı Dina Boluarte, Chancay Limanı'nın açılışını 14 Kasım'da gerçekleştirdi. 

Birleşik Krallık'ın kamu yayıncısı BBC'nin analizinde, Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi kapsamında inşa edilen mega limanın "Kuzey Amerika'yı devre dışı bırakacak yeni ticaret rotaları oluşturabileceği" ifade ediliyor. 

Şi'nin açılışa katılmasının, Pekin'in bu limana ne kadar değer verdiğinin göstergesi olduğu yorumu da yapılıyor. Boluarte ve Şi, Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) Zirvesi kapsamında bir araya gelmişti. Chancay Limanı'nın açılışı da zirveye damga vurdu. 

Şi, Çin ve Latin Amerika ülkeleri arasındaki ekonomik bağları güçlendirmeyi hedeflediklerini belirtirken, Boluarte de limanın açılışını "Peruluların gurur duyduğu tarihi bir an" diye niteledi.

BBC'nin analizinde, ABD'nin Güney Amerika'daki "komşularına ve onların ihtiyaçlarına kayıtsız kalmasının bedelini ödediği" değerlendirmesi paylaşılıyor. Washington merkezli düşünce kuruluşu Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü'nden Monica de Bolle, Pekin'in hamlesine ilişkin şu yorumu yapıyor: 

ABD, Latin Amerika'da uzun süredir etkin değil, Çin de çok hızlı adımlar attı, son 10 yılda bölgedeki durumu gerçekten yeniden şekillendirdi. Amerika'nın arka bahçesinde doğrudan Çin'le ilişki kuruluyor. Bu sorun yaratacak bir durum.

Çin devletine ait Cosco Shipping'in yürüttüğü 3,5 milyar dolarlık proje, Peru'nun Pasifik kıyısındaki balıkçı kasabası Chancay'ı devasa bir lojistik merkezine dönüştürdü. Peru'nun başkenti Lima'nın yaklaşık 70 kilometre kuzeyindeki mega liman, iki ülke arasındaki tek yönlü nakliye süresini 35 günden 23 güne indirdiği gibi, lojistik maliyetlerinde de yüzde 20'den fazla tasarruf sağlayacak. 

Ayrıca Peru'da her yıl 8 binden fazla kişinin doğrudan istihdama katılmasına ek olarak yıllık 4,5 milyar dolar gelir yaratması öngörülüyor. 

"Şanghay'dan Chancay'a" sloganıyla inşa edilen mega liman, 15 güvertesiyle Latin Amerika'nın en büyük derin deniz limanı olacak. Tüm aşamaları tamamlandığında bu mega liman sadece Peru'nun değil Şili, Ekvador, Kolombiya ve Brezilya'nın ürünlerinin de Asya'ya ulaşmasını sağlayacak.

ABD'li yetkililer, bu limanın askeri amaçlarla kullanılabileceğini de öne sürüyor. Britanya gazetesi Financial Times'ın (FT) görüştüğü ABD Güney Komutanlığı'ndan emekli General Laura Richardson, Çin donanmasının buraya gemi konuşlandırarak limanı "çift fonksiyonlu" şekilde kullanabileceğini savunuyor. 

Amerikan gazetesi Wall Street Journal, Çin'in Arjantin'den lityum, Venezuela'dan ham petrol ve Brezilya'dan demir cevheriyle soya satın aldığını hatırlatarak, Pekin'in Güney Amerika'daki projelerinin toplam değerinin 286 milyar doları bulduğuna işaret ediyor. 

ABD'nin Güney Amerika ülkelerini "ikinci plana atması" sebebiyle Pekin yönetiminden birçok diplomat ve bürokratın bölgede yoğun faaliyet gösterdiğine dikkat çekiliyor. WSJ'ye konuşan Washington'ın eski Panama Büyükelçisi John Feeley, ABD'nin bölgeye yönelik politikasını değiştirmesi gerektiğini belirterek şunları söylüyor: 

ABD, Latin Amerika'ya bir fırsat gözüyle değil bir sorun olarak bakıyor.

Independent Türkçe, BBC, Wall Street Journal, Financial Times, RT