Destek karşılığında buğday: Ukrayna, Mısır’ı Ruslara karşı yanında durmaya çağırıyor

Kahire’nin Moskova ve Kiev’den ithalatı yüzde 50’yi aştı ve Kiev ile olan ticaret alışverişinin hacmi 2,3 milyar doları buldu

Mısır, dünyanın en büyük buğday ithalatçısı ve Rusya ile Ukrayna, Mısır ithalatının ana kaynakları (AFP)
Mısır, dünyanın en büyük buğday ithalatçısı ve Rusya ile Ukrayna, Mısır ithalatının ana kaynakları (AFP)
TT

Destek karşılığında buğday: Ukrayna, Mısır’ı Ruslara karşı yanında durmaya çağırıyor

Mısır, dünyanın en büyük buğday ithalatçısı ve Rusya ile Ukrayna, Mısır ithalatının ana kaynakları (AFP)
Mısır, dünyanın en büyük buğday ithalatçısı ve Rusya ile Ukrayna, Mısır ithalatının ana kaynakları (AFP)

Bahaddin Ayyad
Ukrayna, en önde gelen ticaret ortaklarından Mısır’a ve bölge ülkelerine kendisini silah, yakıt, mali ve insani yardımla destekleme ve Rus işgaline karşı ‘tarafsız’ konumundan vazgeçme çağrısı yaptı.
Ukrayna’nın Kahire Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Ruslan Nichai, ülkesinin Arap Birliği’ne Moskova’ya karşı tutumunu desteklemesini isteyen bir mesaj gönderdi. Ukraynalı diplomat, “Mısır'ın ülkesi ve Rusya ile olan ticari ve ekonomik çıkarları, Kremlin'in geçen perşembe günü şafak vakti ülkesine karşı başlattığı savaş sona ermezse tehdit edilecek ve bozulacak” dedi. Diplomat, ülkesinin işgalin üçüncü günü Mısır’a bir talep listesi içeren resmi bir çağrıda bulunduğunu söyledi. Diplomata göre talep listesi, Mısır’ın ‘Ukrayna’yı silah, savunma teçhizatı, mühimmat, yakıt ve kıtadaki en büyük orduya karşı koymak için gereken teçhizatlarla destekleyerek Ukrayna ile dayanışmayı teyit etme, Ukrayna’ya insani yardım sağlamanın yanı sıra mali destek sağlama ve uluslararası insan haklarına yönelik tüm ihlalleri kayıt altına alma’ çağrısını da içerdi.

Destek karşılığında buğday
Mısır, dünyanın en büyük buğday ithalatçısı ve Rusya ile Ukrayna da yıllık tüketiminin yüzde 50'sini aşan Mısır ithalatının ana kaynakları. Kronik boşluk ortasında buğday, savaştan doğrudan etkilenen ‘stratejik ürünler’ arasında yer alıyor. Mısır, Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın koşulları nedeniyle geçen perşembe günü yalnızca bir şirketin başvuruda bulunduğu bir ihaleyi feshetmesinden 48 saat sonra, geçen cumartesi günü 13- 26 Nisan tarihlerinde belirsiz bir miktar ithal etmek üzere uluslararası bir ihale sunduğunu belirtti.
Kahire’deki Ukrayna Maslahatgüzarı, geçen pazar günü düzenlediği basın toplantısında, “Bizi silahlarla desteklemesi için Kahire'deki Ukrayna askeri ataşeliği aracılığıyla Mısır’a resmi olarak iletilen bir destek talebi var. Destek talebini takip etmek için Dışişleri Bakanlığı ve Mısır makamlarıyla görüşüyoruz” dedi. Maslahatgüzar ayrıca, “Tarafsızlığa zaman yok, savaş ve sonuçları kızıştığında, Rusya’nın uluslararası toplumdan izolasyonu nedeniyle herkesin çıkarları bozulacak” şeklinde konuştu.
Mısır tarafından gelmesi beklenen tepki hakkında Independent Arabia’nın sorunlarını yanıtlayan Nichai, “Durum, Mısır’ın tercihi ve hür iradesine kalmış. Elbette yardımcı olacağını umuyoruz. Bize verilecek destekte tavırlarının net olmasını tercih ediyoruz. Ayrıca Rusya’nın Mısır için stratejik bir ortak olduğunu biliyoruz. Ama bu, normal zamanlarda ve şu an istisnai bir durumdayız. Şunu anlamamız gerekiyor ki saldırı, gerilim ve ekonomik yaptırımlar artarsa ​​Rusya ile işbirliği imkansız hale gelecektir. Mısır’da ed-Dabaa nükleer santrali ve Süveyş Kanalı’ndaki sanayi ve ekonomik bölge gibi önemli Rus projeleri var. Rusya’nın uluslararası toplumdan teknik olarak izole edilmesinden sonra, Rusya ile söz konusu projelerde işbirliği yapmanın imkansız olacağını anlamalıyız” değerlendirmesinde bulundu. Nichai ayrıca, Ukrayna’nın talebinin bölgedeki bir dizi dost ülkeye yönlendirildiğine de dikkat çekti.
Independent Arabia olarak, konu hakkında yorumlarını alabilmek için Mısırlı yetkililerle iletişime geçtik, ancak bir yanıt alamadık. Mısır Dışişleri Bakanlığı, Kahire’nin Arap Birliği’ni Ukrayna’daki güncel gelişmeleri görüşmek üzere temsilciler düzeyinde acil bir toplantıya çağırdığını duyurdu.
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, geçen pazar günü ‘ülkenin tüm temel gıda ürünleri için stratejik stokunu takip etmek üzere’ Başbakan Mustafa Medbuli, Tedarik ve İç Ticaret Bakanı Ali Musaylihi ve Silahlı Kuvvetlerin Mühendislik Otoritesi Başkanı Tümgeneral İhab el-Far ile bir araya geldi. Musaylihi, bu malların sağlanması hususunda devletin önceden planlaması çerçevesinde bir sorun olmadığını söylerken, ortalama beş aydan daha uzun bir süre boyunca bu malların stratejik stokunun devamlılığını sağlayacaklarının kaydetti.

Mısır’ın krize bakışı
Rus güçlerin geçen perşembe günü başlattığı işgalin ardından Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada Mısır, Ukrayna’daki durumla ilgili art arda yaşanan gelişmeleri büyük endişeyle takip ettiğini belirtti. Mısır, diyalog diline, diplomatik çözümlere ve krizin siyasi çözümünü uluslararası güvenlik ve istikrarı koruyacak şekilde hızlandıracak çabalara öncelik verilmesinin önemli olduğunu dile getirdi.
Ukraynalı diplomat, “İki ülke arasında, turizm ve diğer insani yardım alışverişlerine ek olarak geçen yıl 2,3 milyar dolara ulaşan bir ticaret alışverişi var” dedi. Ruslan Nichai, “Savaş devam ederse sorunlar yaşanacak. Karadeniz’den nakliye yapma zorluğu nedeniyle Rusya veya Ukrayna ile de takas olmayacak. Bu durum, Mısır ve Arap ülkelerinin gıda güvenliğini etkileyecek. Ayrıca geçen yıl 1,3 milyon sayıya ulaşan Ukraynalı turistlerin yokluğu, Mısır’ın turizme bağlı milli gelirinde büyük kayıplara neden olacak. Tarafsızlık olamaz. Ukrayna ve Rusya’dan ticaret alışverişi ve turizm mevcut. Şu an tarafsızlık zamanı değil” dedi.
Ukrayna’nın Kahire Büyükelçisi Maslahatgüzarı, Mısır’ın çıkarlarının savaşın sonlanmasından yana olduğunu vurguladı. Maslahatgüzar, “Bize, her türlü şekilde insani ve tıbbi yardım sağlanmalı. Bize, kendi seçimlerine göre silahlar konusunda yardım edilmeli” ifadelerini kullandı. Nichai, “Mısır’ın gıda güvenliği buğday, mısır ve ayçiçek yağı yoluyla büyük ölçüde Ukrayna’ya bağlı” dedi.
Mısır hükümetine Ukrayna’nın yanında yer alması için yaptığı açık çağrıya rağmen Ukraynalı diplomat, Kahire’yi ‘ateşkes ve barış görüşmelerinin başlatılması adına siyasi bir rol oynamaya’ çağırdı. Nichai, “Ateşkes durumunda buna uymaya hazırız. Kahire’nin Ruslarla görüşmelere ev sahipliği yapmasını memnuniyetle karşılıyoruz ve Mısır'da da olsa Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Kahire’de görüşmeye hazırız” şeklinde konuştu. Diplomat, “Türkiye, İsrail ve Avrupa ülkeleri gibi birçok ülkeden başkentlerinde görüşmeler yapılması için teklifler var” dedi.
Uluslararası ekonomi araştırmacısı Samer Adil, “Ukrayna- Rusya krizinin sadece buğdayda değil, genel olarak Arap gıda güvenliği üzerinde bir etkisi var. Ancak tedarik ve nakliye zincirlerinde, özellikle Mısır, Libya, Lübnan ve Cezayir’de bir enflasyon dalgasına ve gıda ürünlerinin fiyatlarında artışa yol açacak” dedi. Adil, “Ancak Mısır’ın dört aylık bir buğday için stratejik bir stoku var ve ardından buğday hasat mevsimi başlıyor. Mısır ve Arap ülkeleri ABD, Kanada ve Avustralya gibi alternatif kaynaklara yönelebilir” dedi.
Samer Adil, “Arap ülkeleri, Ukrayna krizinden sonra gıda güvenliği kaynaklarını çeşitlendirme ikilemiyle karşı karşıya. Ancak orta ve uzun vadede yeni planlarla, ithalat kaynaklarını çeşitlendirerek daha az risk taşıyan ülkelere yönelip Afrika’ya yatırım yapmaya ve şimdiden yeterli rezervleri sağlamaya yönlendirilmelidir” ifadelerini kullandı.
Araştırmacı, gıda güvenliği belgesi aracılığıyla Mısır ve Arap ülkelerine ‘kriz konusundaki tavırlarını değiştirmeleri ve tarafsızlıklarından vazgeçmeleri’ için baskı yapma olasılığını uzak bir ihtimal olarak nitelendirdi. Samer Adil ayrıca, Avrupa’da gaz fiyatlarındaki artışın Mısır ve gaz ihraç eden ülkeler için bir fırsat sağlayabileceğine dikkat çekti.

Arap Birliği, barışçıl bir çözüm istiyor
Arap Birliği, Mısır’ın Ukrayna’da devam eden krizi görüşme talebine yanıt olarak, 28 Şubat sabahı Kuveyt başkanlığında daimî temsilciler düzeyinde acil bir toplantı yaptı. Toplantıya dair yapılan açıklamada, “Arap ülkelerini krizin iki tarafına bağlayan yakın ilişkiler ortasında ve iki dost halk düzeyinde, gelişmelerin, uluslararası barış ve güvenlik üzerindeki etkilerinin ve ayrıca bölge ülkeleri üzerindeki doğrudan etkisinin gözden geçirildiği kapsamlı müzakereler yapıldı” ifadelerine yer verildi.
Toplantı sonunda Arap Birliği, ‘dünyanın bu önemli bölgesindeki halkların güvenliğini ve emniyetini koruyacak şekilde’ krizi diyalog ve diplomasi yoluyla çözmeye yönelik tüm çabaları onayladı. Ayrıca insani durumun kötüleşmesine ilişkin endişelere dikkat çekilirken, mevcut koşullarda bölgedeki toplulukların güvenliğini ve emniyetini sağlamak için Arap ülkeleri arasında devam eden iş birliği ve koordinasyonun önemine dikkat çekildi.
Toplantıda, ‘krizlere diplomatik bir çözüm bulmak amacıyla, ilgili taraflarla gerekli istişareleri ve temasları yürütmek için bakanlar düzeyinde bir Arap temas grubu oluşturulması’ ve ‘gerekli adımların atılması için Genel Sekreterliğin görevlendirilmesi’ tavsiye edildi.
Arap Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Hüsam Zeki, toplantı sırasında yaptığı konuşmada, “Tüm tarafların tutumlarının farkındayız, tamamı dost ülkelerdir. Askeri güce başvurmadan herkesi memnun edecek düzenlemelere ulaşmak için çalışmaların yoğunlaştırılması gerektiğine inanıyoruz. Çünkü savaşların yüksek ve üzücü maliyetleri var” dedi. Zeki ayrıca, uluslararası hukuka ve Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’ne saygı çerçevesinde, ‘durumu ele almanın en iyi yolu olan ve mevcut siyasi ve diplomatik krizi sona erdirmeyi amaçlayan ciddi uluslararası eylemlerde bulunma, istikrarı yeniden sağlama ve herkes için güvenliği sağlama” çağrısında bulundu.

* Şarku’l Avsat okurları için Independent Arabia’dan tercüme edilmiştir.



Iraklı silahlı gruplar, İran'ın baskısıyla ‘arenaların birliğini’ yeniden canlandırmak istiyor

 Irak'taki Ketaib Hizbullah örgütüne mensup bir milis (X)
Irak'taki Ketaib Hizbullah örgütüne mensup bir milis (X)
TT

Iraklı silahlı gruplar, İran'ın baskısıyla ‘arenaların birliğini’ yeniden canlandırmak istiyor

 Irak'taki Ketaib Hizbullah örgütüne mensup bir milis (X)
Irak'taki Ketaib Hizbullah örgütüne mensup bir milis (X)

Irak'taki Ketaib Hizbullah, Lübnan'daki Hizbullah’ın direnişin silahsızlandırılmasını reddetme kararını savundu ve modern ve gelişmiş bir silah cephanesi ile desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Iraklı siyasetçiler ise bölgede olası bir çatışmaya hazırlık olarak, vekil güçler arasında ‘birlikteliği’ yeniden canlandırmak için İran'ın bir planı olduğunu ifade ettiler.

Ketaib Hizbullah Genel Sekreteri Ebu Hüseyin el-Hamidavi, herhangi bir tehditle yüzleşmek için ‘direnişin cephaneliğini’ gelişmiş silahlarla destekleme ve teknik kapasitesini güçlendirme çağrısında bulundu. Bu, Lübnan hükümetinin Hizbullah’ın silahsızlandırılmasına yönelik çabaları sürerken gerçekleşti.

El-Hamidavi yaptığı basın açıklamasında şunları söyledi: “Suriye'deki rejimin düşüşü, ABD ve İsrail'in Yemen halkına yönelik saldırısı, İran'a karşı haince yürütülen savaş ve sistematik uluslararası baskı gibi son gelişmeler, halkları boyun eğdirmek ve iradelerini elinden almak için yapılan girişimlerden başka bir şey değil.”

El-Hamidavi, “İşgalcilere direnmek ve saldırganları caydırmak, yasalar ve şeriat tarafından güvence altına alınmış meşru bir haktır. Halkların silahları, namuslarını, kutsallarını ve topraklarını savunmak için bir kalkan olmaya devam edecektir. Bu nedenle, direnişin cephaneliğini gelişmiş silahlarla desteklemek, teknik kapasitesini güçlendirmek, savunma ve imha kabiliyetini artırmak, en yüksek hazırlık düzeyine ulaşmak ve her türlü tehdide karşı koymak için gerekli” ifadelerini kullandı.

İran destekli Iraklı örgütün bu tutumu, Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım'ın ‘direnişin silahlarını teslim etmeyi’ reddettiğini açıklamasından bir gün sonra geldi. Kasım, Lübnan hükümetini ‘Hizbullah'ı silahsızlandırma’ kararıyla ‘İsrail projesine hizmet etmekle’ eleştirdi.

Ketaib Hizbullah mensupları, Eylül 2024'te Bağdat'ta düzenlenen geçit töreninde (Reuters)Ketaib Hizbullah mensupları, Eylül 2024'te Bağdat'ta düzenlenen geçit töreninde (Reuters)

Arenaların birliği

Iraklı gözlemciler, Ketaib Hizbullah’ın Hizbullah ile uyumlu tutumunun, İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Ali Laricani'nin geçen hafta iki ülkeye yaptığı ziyaretle aynı zamana denk geldiğini ifade etti. Gözlemciler, nispeten sakin bir dönemin ardından ortaya çıkan bu yeni tutumları, İran'ın bölgedeki temsilcileri arasında ‘arenaların birliği’ ilkesini yeniden tesis etme girişimi olarak değerlendirdi.

Adının açıklanmasını istemeyen bir Iraklı siyasetçi, Laricani'nin ziyaretinin sadece iki ülke arasında bir mutabakat zaptı imzalamak amacıyla yapılmadığını, bunun ülkesinin ABD ile gelecekte karşılaşabileceği endişelerini teyit etmek için bir bahane olduğunu ve Irak'ın bu konudaki tutumunu öğrenmek istediğini söyledi.

Diğer yandan Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Irak Ulusal Güvenlik Danışmanı Kasım el-Araci ile İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Ali Laricani arasında bir güvenlik mutabakat zaptının imza törenine katıldı.

ABD Dışişleri Bakanlığı, mutabakatı reddettiğini açıklayarak, ABD'nin hedefleriyle çelişen ve Irak'taki mevcut güvenlik kurumlarını güçlendirme çabalarına aykırı olan her türlü adıma karşı olduğunu vurguladı.

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Irak ile İran arasındaki sınır iş birliğini koordine etmek için bir mutabakat zaptının imza törenine katıldı. (Irak Başbakanlığı)Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Irak ile İran arasındaki sınır iş birliğini koordine etmek için bir mutabakat zaptının imza törenine katıldı. (Irak Başbakanlığı)

İran'ın endişeleri

Şarku’l Avsat’a konuşan Iraklı siyasetçi, “Söz konusu mutabakat zaptıyla İran, Amerikalılara Bağdat ile ilişkilerinin hiçbir koşulda gerilemeyeceğini ima etmek istiyor” dedi.

Iraklı siyasetçi şöyle devam etti: “Mutabakat zaptının imzalanma nedeni, Tahran'ın ABD'nin İsrail hava desteğiyle karadan işgal etme olasılığından korkması olabilir. Bu da Tahran'ın, düşündüğü olasılıklar arasında yer alan bu karadan işgali önlemek için mutabakat zaptını imzalamasına neden oldu.”

Iraklı siyasetçiler, İran'ın Halk Seferberlik Güçleri’ni (Haşdi Şabi) korumadaki ısrarının bu endişelerle bağlantılı olduğunu yaygın olarak tartışıyor.

İran Dini Lideri Ali Hamaney'in Danışmanı Ali Ekber Velayeti, ülkesinin Lübnan hükümetinin Hizbullah’ın silahsızlandırılması kararını reddettiğini doğruladı. Velayeti, Irak'taki Haşdi Şabi’nin Lübnan'daki Hizbullah’ın rolünü üstlendiğini belirterek, “Haşdi Şabi olmasaydı, Amerikalılar Irak'ı yutardı” dedi.