Hizbullah ABD’nin şartlarını reddetti: Lübnan engellenirse İsrail’in gaz aramasına izin vermeyeceğiz

Hizbullah destekçisi milletvekilleri ABD’li arabulucuyu ‘tilki’ diye niteleyerek, ‘tarafsız olmadığını’ belirttiler.

Deniz sınırları müzakere hatları haritası (el-Merkeziyye Haber Ajansı)
Deniz sınırları müzakere hatları haritası (el-Merkeziyye Haber Ajansı)
TT

Hizbullah ABD’nin şartlarını reddetti: Lübnan engellenirse İsrail’in gaz aramasına izin vermeyeceğiz

Deniz sınırları müzakere hatları haritası (el-Merkeziyye Haber Ajansı)
Deniz sınırları müzakere hatları haritası (el-Merkeziyye Haber Ajansı)

Lübnan ve İsrail arasındaki deniz sınırlarını çizme müzakerelerindeki ABD’li arabulucu Amos Hochstein’ın gaz arama ve çıkarmasına izin verilmesine karşılık Lübnan’a sunduğu ‘şartları’ reddeden ve Lübnan’ın kendi sularında gaz aramasına izin verilmezse İsrail’in de bunu yapmasına izin vermeyeceğini vurgulayan Hizbullah yanlısı milletvekilleri Hochstein’ı ‘tilki’ şeklinde nitelediler, arabulucunun ‘tarafsız olmadığını’ belirttiler.
Şarku’l Avsat’ın Lübnan'ın resmi haber ajansı Ulusal Haber Ajansı’ndan (NNA) aktardığı habere göre “Mecliste grubu bulunan Direnişe Vefa Bloku Başkanı Milletvekili Muhammed Raad ile Baalbek Bloğu Başkanı Milletvekili Hüseyin el-Hac Hüseyin’in yaptıkları konuşmaları Hizbullah’ın tavrını yansıtıyor.”
(Şii) Hizbullah, ABD elçisinin son Beyrut ziyaretinde sunduğu şartları henüz kamuoyuna ilan etmeyen Lübnan yönetiminin pozisyonunu destekleyeceğini açıklamıştı.
Lübnan, Hochstein'ın ziyareti öncesinde onun başkanlık ettiği müzakere heyetinin sınır çizimiyle ilgili dolaylı müzakerelerde taleplerini bildirmesini beklemişti. Bu müzakere turunun sonuncusu Birleşmiş Milletlerin (BM) Nakura’daki (Lübnan’ın güneybatısında) binasında gerçekleşti. Görüşmede müzakere hattı 29’uncu deniz sınır hattı ele alındı. Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn, ülkesinin mutlak hakkının 23’üncü deniz sınırı hattından başladığını açıklamıştı. Nitekim Lübnan, 2010 yılında BM’ye deniz sınırlarının 23’üncü hat doğrultusunda oluşturulduğunu bildirmişti.
Arabulucu bir “Tilki” 
Hizbullah yanlısı Direnişe Vefa Bloku Başkanı Milletvekili Muhammed Raad şu ifadeleri kullandı: “ABD’li arabulucu (Hochstein) iki hasım arasındaki peyniri bölüştürmede tilki rolü oynamak ve çıkartılacak gazın parasıyla borçlarımızı ödemek adına kendi bölgesel sularımızda arama yapabilmemiz için geçtiğimiz günlerde Lübnan’a geldi. Bize  diyor ki ‘sen denizde arama yapabilirsin ama gaz çıkarsa İsrail sana ortak olabilir’”
Raad, konuşmasının devamında şunları kaydetti:
“Biz de diyoruz ki, İsrail’in sularımızın bir damlasına dahi elini uzatmasını engelleyene kadar sularımızdaki gazımızı savunmaya devam edeceğiz. Biz aciz değiliz. Düşman ve onunla iletişim halinde olanlar -ister arabulucu olsun ister olmasın- bilsin ki biz gazı arayıp istediğimiz gibi yatırım yapmadığımız sürece İsrail çevremizde gaz arayamayacak. Denizi taşla doldurun. Kendi sularımızda gaz arayamadığımız sürece İsrail’in gaz aramasına izin vermeyeceğiz. Hakkını kurtarmak için güçlü olmazsan bütün ülkelerin desteği sana fayda etmez.”
Meclis’teki Hizbullah yanlısı Baalbek Bloğu Başkanı Milletvekili Hüseyin el-Hac Hüseyin de, “Uluslararası Para Fonu (IMF) bize para vermeyi kabul ederse 3 veya 4 milyar dolar alabiliriz. Denizde elimizde yüz milyarlarca dolar değerinde gaz ve petrol kaynağı varken, Lübnanlıların ABD’nin baskısı ve siyasi şartlar defteri altında bunu çıkarması yasak. (ABD’ye hitaben) Kesinlikle zayıf değiliz. Gaz ve petrol çıkarmamızı engellemek için bize yaptığın baskıya eşlik eden siyasi şartlar defteri kabul edilemez. Bu Lübnan üzerine düşmanca bir siyasi şartlar defteridir. Bu, Lübnanlıları hala aç ve yoksul bırakıyor” diye konuştu.
Hüseyin konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı:
“Amerikalı arabulucu tarafsız değil. O, düşman bir arabulucu çünkü Siyonist düşmanını gözetiyor. O, değişmeyecek ve Lübnan safında yer almayacak. O, baskı uygulamak ve Lübnanlılara siyasi şartlar dayatmak için Lübnan’a geldi. Bunlar sır değil, gerçekler. 4’üncü Blok’ta (Lübnan bölgesel sularındaki Kuzey Cebel Lübnan’ın karşısında yer alıyor) kazı başladı sonra kazıyı durdurdular (Şubat 2020’de bir kuyuda istikşafi kazının yapılmasına atıfta bulunuyor. Kuyunun, önemli ekonomik getirisi olmayan oranda gaz içerdiği ortaya çıkmıştı). Lübnan’ın acilen petrolüne ve gazına ihtiyacı var. Enerji Bakanlığı (4’üncü Blok’ta) kazının durdurulma sebebini açıklayan hiçbir teknik ve ekonomik rapor sunmadı. Durdurma sebebi, güney sınırları, İsraille normalleşme, yerinden edilen Suriyeliler, Filistinli mültecilere vatandaşlık hakkı tanınması vatandaş sayılması gibi konularla ilgili Amerikalıların ve Batı’nın istediği siyasi şartlardır. Bu şartlara boyun eğmeyeceğiz. Kararlı duracağız. Başkalarının bize siyasi şartlarını dayatması değil, bizim siyasi şartlarımızı dayatmamız gerekir. Lübnan’ın tanık olduğu ekonomik çöküşün sebepleri arasında ABD’nin Lübnan’a uyguladığı ambargo var. Mısır'dan gaz ve Ürdün'den elektrik ithalatı konusunda konuştukları şu ana kadar sözlerden ibaret. Tüm anlaşmaların, Suriye’yi hedef alan ve Lübnan’a zarar veren Ceaser Yasası ile ilişkisi var.”



İsrail’in Batı Şeria'daki saldırısında 6 Filistinli öldürüldü

 Batı Şeria'daki İsrail askerleri (AFP)
Batı Şeria'daki İsrail askerleri (AFP)
TT

İsrail’in Batı Şeria'daki saldırısında 6 Filistinli öldürüldü

 Batı Şeria'daki İsrail askerleri (AFP)
Batı Şeria'daki İsrail askerleri (AFP)

Cenin Valisi Kemal Ebu Rub dün (Perşembe) Reuters'a yaptığı açıklamada, İsrail güçlerinin işgal altındaki Batı Şeria'nın Qabatiya kasabasına düzenlediği saldırıda 6 Filistinlinin öldüğünü ve 18 kişinin de yaralandığını duyurdu.

Vali, yaralılardan dördünün durumunun kritik olduğunu ve İsrail güçlerinin bölgedeki altyapıyı tahrip ettikten sonra Qabatiya'dan çekildiğini belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'ten aktardığına göre Ebu Rub, “İşgal ordusu, kameralar tarafından kaydedilen görüntülerde, bazılarına acımasız ve karmaşık bir şekilde kötü muamele ettikten sonra, dört şehidin cenazesine el koydu" dedi.

İsrail ordusundan şu ana kadar olayla ilgili herhangi bir açıklama gelmedi.

Gazze'deki savaşın patlak vermesinden bu yana Batı Şeria'da şiddet artmış, İsrail güçleri neredeyse her gün binlerce kişinin tutuklandığı baskınlar düzenlemiş ve güvenlik güçleri ile Filistinli militanlar arasında çatışmalar yaşanmıştır.