Suriye'de Ukrayna'da savaşma propagandası yapan ‘Rus adamları’ kimler?

Bir Rus subayı, Hama kırsalındaki Suriyeli milis lideri Nabel el-Abdullah'ı ödüllendirdi (Şarku'l Avsat)
Bir Rus subayı, Hama kırsalındaki Suriyeli milis lideri Nabel el-Abdullah'ı ödüllendirdi (Şarku'l Avsat)
TT

Suriye'de Ukrayna'da savaşma propagandası yapan ‘Rus adamları’ kimler?

Bir Rus subayı, Hama kırsalındaki Suriyeli milis lideri Nabel el-Abdullah'ı ödüllendirdi (Şarku'l Avsat)
Bir Rus subayı, Hama kırsalındaki Suriyeli milis lideri Nabel el-Abdullah'ı ödüllendirdi (Şarku'l Avsat)

Rejim güçlerini destekleyen Suriyeli bazı isimlerin ve yerel milis liderlerinin Rusya ile yakın ilişkileri olduğu biliniyor. Bu isimler, Suriye rejimine bağlı bölgelerdeki genç Suriyelilerin ikna edilmesini teşvik etmek ve onları Ukrayna'da savaşmak üzere silah altına almak için Rusya'nın Ukrayna'ya karşı savaşını destekleyen pozisyonlarını açıklamaya ve Suriye'nin birçok bölgesinde yürüyüşler başlatmaya dayalı bir kampanya başlattılar. Bunların arasında Suriye'ye müdahalesi, Suriye rejimini kurtarması ve muhalif gruplarla mücadelesine atıfta bulunarak ‘Rusya'ya Sadakat ve Güzel Dönüş’ başlığı altında kampanya yürüten bölgeler var.
Suriye’nin merkezindeki Hama kırsalında yer alan Maharda ve Sukaylebiye kentleri günlerdir kiliselerin önünde halk yürüyüşlerine, etkinliklere ve kutlamalara sahne oldu. Hristiyan din adamları, Simon el-Vekil ve Nabel el-Abdullah liderliğindeki ‘Ulusal Savunma Kuvvetleri’ de bu yürüyüşlere katıldı. Yürüyüşlerde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in fotoğrafları, Rusya'yı destekleyen sloganlar ve afişler aracılığıyla Ukrayna'ya karşı savaşında Rusya'yı destekleyen tutumlarını ifade ettiler. Aynı zamanda, Suriye rejiminin kontrolü altındaki çeşitli bölgelerdeki rejim yanlısı milislerin birçok lideri, üyelerini askere almaya, Rusya'ya seyahat etmeye ve Ukrayna'ya karşı savaşa katılmaya ikna etmek için periyodik toplantılar yapmaya başladı. Askere alım ofisleri açıp, cazip maddi maaşlar ve özel ayrıcalıklar karşılığında listeler oluşturuyorlar.
Kaynaklar Şarku'l Avsat’a yaptıkları açıklamada, Hama kırsalındaki Sukaylebiye kentinde rejime destek veren Milli Savunma Milisleri Komutanı Nabel Abdullah, birkaç gün önce, Suriye'nin batısındaki Lazkiye kırsalındaki Rus Hmeymim Üssü’ne resmi ziyarette bulunduğunu söyledi. Açıklamaya göre söz konusu kişilerin Hama kırsalından Rusya'ya gitmek, altı aylık bir sözleşme kapsamında bin 500 dolar karşılığında Ukrayna'daki kuvvetlerinin saflarında savaşmak isteyenlerin isimlerini kaydettirmek ve Hmeymim'deki Rus üssünün liderliğine sunmak için Rus tarafından onay aldı.
 Kaynaklar “Birkaç genç, milis liderleri Nabel Abdullah tarafından Sukaylebiye şehrinde ve diğerleri batı Hama kırsalında kurulan ofislere kaydolmaya ve Ukrayna'da savaşmak için askere alınmayı kabul etmeye başladı” ifadelerini kullandı. Ayrıca milis liderleri, Ukrayna’daki Rus kuvvetleri saflarında savaşa katılmak isteyenlerin isimlerinin rejimin güvenlik kovuşturmaları listesinden çıkarılmasını ve rejim kuvvetlerinin saflarında askerlikten muaf tutulmalarını sağladı. Kaynaklar, kayıt yaptıranların sayısını açıklamadı.
Kaynaklar, ‘Simon el-Vekil ve Nabel el-Abdullah'ın Ulusal Savunma Milislerinin liderleri olduğuna’ dikkat çekti. Kaynaklar tarafından yapılan açıklamaya göre bu isimler Hama kırsalındaki Hıristiyan gruba mensuplar, Rus güçleri ve Lazkiye kırsalındaki Hmeymim üssü ile yakın ilişkileri var. Başta Rusya'ya ‘Sadakat Madalyası’ olmak üzere Rus kuvvetleri tarafından madalya ve takdir belgeleri verildi. 2012 yılının başında Milli Savunma adı altında rejim güçlerine destek için milis grupları oluşturmuşlardı. Bu milisler, Rejim güçlerinin sivillere yönelik baskın ve tutuklama kampanyalarına katılımının yanı sıra, mülkleri yağmalama ve Suriyeli muhalif gruplara karşı birçok savaşa katıldılar.
Başka kaynaklar ise Suriye parlamentosu rejim üyesi ve Rusya'ya yakın olan Ahmed ed-Derviş ve İdlib'in doğusunda rejim güçlerini destekleyen milislerden birinin lideri Halid ed-Daher tarafından yürütülen geniş bir tanıtım kampanyasının Suriyeli gençleri kayıt olmaya ve Ukrayna'da meydana gelen savaşa Rusya için katılmaya teşvik ettiğini söyledi. Katılmak isteyenlerin güvenlik ve adli kovuşturmalardan korunmasını, ailelerine onur kartları verilmesini, Rus kuvvetleri saflarında seyahat etmek ve savaşmak isteyenlere aylık bin 500 dolar maaş verilmesini sağladılar. Maaşların 2 bin doları aşabileceğine işaret edildi.
Öte yandan Humus kırsalındaki kaynaklardan biri, “İster Humus bölgelerinde ister Şam kırsalında olsun, artık hiç kimse, Rusya'nın ülke dışında Rusya için savaşma konusunda Rusya'nın vaatlerine ve onların Suriyeli ajanlarına güvenmiyor (ve ben de bunlardan biriyim). Çünkü Rusya, bir yılı aşkın bir süre önce Libya'daki askeri operasyonlara katılan ve 6 aylık sözleşmelerin süresinin dolmasının ardından maaşlarını alamadan Suriye'ye geri dönen Suriyeli savaşçılara verdiği sözleri henüz tutmuş değil. Çok sayıda kişi savaşta yaralanmış ve şu ana kadar gerekli tedaviyi görmemiş olmasına ve ilgili makamlara defalarca başvurmalarına rağmen vaat edilen ödemeler yapılmadı” dedi.
Kaynak, son zamanlarda Humus'ta açılan ve 3 yıl önce rejimle yerleşim operasyonları yürütenlerden biri olan Menhal es-Saluh tarafından denetlenen askere alma bürosuna katılımın olduğuna dikkat çekti. Halk çevrelerinde es-Saluh liderliğindeki teşvik kampanyalarına rağmen, Rus tarafıyla özellikle Hmeymim üssüyle büyük ilişkiler çok zayıf olduğunu ifade etti.
Muhalif ‘İzleme Birimi 80'den bir yetkili olan Ebu Suteyf el-Hattabi şunları söyledi: “25. Tümen'de irtibat subayı olan Albay Yunus Muhammed, Nemr/Kaplan Kuvvetleri olarak bilinen ve Rusya tarafından desteklenen Tuğgeneral Suheyl el-Hasan ve aynı tümende 16'ncı Tugay'da Özel Görevler Komutanı Tuğgeneral Salih el-Abdullah, Rusya'ya seyahat etmek ve saflarında Ukrayna'ya karşı savaşmak isteyen unsurların isim listelerini hazırlamakla görevlendirildi. Buna ek olarak, son günlerde çok sayıda 25'inci Tümen üyesi Masyaf bölgesi yakınlarındaki askeri noktalara nakledildi, unsurlar Rusya'ya gönderilmek ve Ukrayna'ya karşı savaşa katılmak için 15 günlük askeri eğitimlere tabi tutuldu.
Hattabi, Rus kuvvetleri saflarında Ukrayna kuvvetlerine karşı savaşmak üzere rejim bölgelerindeki gençleri işe almak için kayıt ofislerinin sayısının Hama kırsalında (Masyaf - Sukaylebiye) 12’ye ulaştığına dikkat çekti. Humus ofisi, Duma ofisi, Rusya'ya yakın Ahmed el-Avde’nin doğrudan gözetimi altında Dera ofisi, doğu İdlib kırsalındaki Abu Dahur bölgesinde bulunan Halid ez-Zahir'in ofisi, Halep şehirlerinde ve Rakka kırsalındaki Ma'dan bölgesinde Halid el-Humud ve Türki Buhamed'in ofisi, Lazkiye kırsalında İmam el-Bustani Derneği'ndeki ofisler Rusya saflarında savaşçı toplamak için açlışıyor. Gerçek sayı hakkında bilgi veremeyen Hattabi, Suriye rejiminin kontrolündeki bölgelere bağlı kuruluşların vasıtasıyla toplanan savaşçıların sayısının 5 bini aşmış olabileceğine dikkati çekti.



Filistinliler yardım kuyruğunda katlediliyor: Kıyamet günü gibi

GHF'nin erzak noktalarında yaşanan saldırılar dünya gündeminden düşmüyor (AFP)
GHF'nin erzak noktalarında yaşanan saldırılar dünya gündeminden düşmüyor (AFP)
TT

Filistinliler yardım kuyruğunda katlediliyor: Kıyamet günü gibi

GHF'nin erzak noktalarında yaşanan saldırılar dünya gündeminden düşmüyor (AFP)
GHF'nin erzak noktalarında yaşanan saldırılar dünya gündeminden düşmüyor (AFP)

Gazze'deki sağlık çalışanları, ABD ve İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'nın (GHF) erzak dağıtım noktalarında her gün Filistinlilerin öldürüldüğünü anlatıyor.

Han Yunus’taki Nasser Hastanesi’nden Dr. Muhammed Sakr, haftalardır yüzlerce kişinin acile getirildiğini belirterek şunları söylüyor: 

Görüntüler gerçekten şok edici, kıyamet gününün dehşetini andırıyor. Bazen yarım saat içinde 100 ila 150 arasında, ağır yaralanmalardan ölümlere kadar çeşitli vakalar geliyor. Bu yaralanma ve ölümlerin yaklaşık yüzde 95'i ‘Amerikan gıda dağıtım merkezleri’ olarak adlandırılan erzak noktalarından geliyor.

Gazze Sağlık Bakanlığı’nın paylaştığı verilere göre, GHF’nin faaliyetlerini başlattığı 27 Mayıs’tan 2 Temmuz’a kadar en az 640 kişi erzak dağıtım merkezlerine giderken öldürüldü. 4 bin 500’den fazla kişinin de yaralandığı aktarılıyor. 

Guardian’a konuşan doktor, GHF’nin yarattığı kaosun halihazırda çökmenin eşiğindeki sağlık sistemine daha fazla yük bindirdiğini belirtiyor: 

Zaten her yatakta bir hasta var ve bu ek vakalar bize inanılmaz bir yük getiriyor. Hastaları acil servisin zemininde tedavi etmek zorunda kalıyoruz. Yaralanmaların çoğu göğüs ve kafaya ateşli silahla yapılan saldırılarla oluşmuş. Bazı hastalar bacakları ve kolları ampute edilmiş halde geliyor.

Uluslararası Kızılhaç Komitesi’nden yapılan açıklamada da doktorların büyük bir yük altında ve çok zor koşullarda çalıştığı ifade ediliyor. Özellikle yaralı sayısında ciddi artış olduğuna dikkat çekiliyor: 

Bir aydan biraz fazla bir sürede tedavi edilen hasta sayısı, önceki yıl boyunca meydana gelen tüm kazalarda tedavi edilen toplam hasta sayısını aştı. Yaralılar arasında bebekler, gençler, yaşlılar ve anneler var. Yaralıların çoğunu genç erkekler ve çocuklar oluşturuyor. Birçok kişi sadece aileleri için yiyecek veya yardım almaya çalıştıklarını söylüyor.

Komitenin Refah’taki hastanesinde çalışan sağlık görevlilerinden Haytam Hasan, günde 30 ya da 40 kişinin ameliyathaneye alındığını belirtiyor.

İsrail ordusu, 7 Ekim 2023’ten beri sürdürdüğü saldırılarda Gazze’deki 36 hastanenin neredeyse yarısını kullanılmaz hale getirdi. Kalan hastanelerse çok düşük kapasitede çalışıyor. Bunlara ek olarak Gazze Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre İsrail, savaşın başından bu yana en az 1580 doktoru ve sağlık görevlisini öldürdü.

Filistinli yetkililer, Netzarim ve Refah bölgelerindeki GHF'ye ait erzak dağıtım noktalarının "insani yardım" kisvesi altındaki ölüm tuzaklarına dönüştüğünü ve İsrail'in sivilleri kasıtlı olarak hedef aldığını savunuyor. İsrail ordusuysa iddiaları reddederek kurallara uymayan kişilere "uyarı ateşi" açıldığını öne sürüyor.

Diğer yandan İsrail Savunma Bakanı Israel Katz, pazartesi günü yaptığı açıklamada, orduya Gazze'nin güneyindeki Refah şehrinde "insani yardım kenti" kurulması talimatını verdiğini duyurmuştu. Gazze'deki tüm sivillerin kademeli olarak bu bölgeye toplanması, daha sonra da başka ülkelere sürülmesi hedefleniyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze'yi "Ortadoğu'nun Rivierasına" çevirme planı da tepki çekmişti. Trump, Filistinlilerin çevre ülkelere yerleştirilmesiyle bölgenin kontrolünün ABD'ye geçmesini ve Gazze'nin turizm merkezine dönüştürülmesini önermişti. 

Reuters’ın görüştüğü Gazzeliler, ABD ve İsrail’in sürgün planını kabul etmeyeceklerini söylüyor. Filistinli Mansur Ebu Hayer, şu ifadeleri kullanıyor: 

Burası bizim toprağımız. Kime bırakacağız, nereye gideceğiz?

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel, Reuters