Mikati ve Sinyora’dan seçim listesi oluşturma hamlesi

Mikati ve Sinyora seçim listelerini Sünni ağırlıklı bölgelerde oluşturmaya çalışıyorlar.

Eski Lübnan Başbakanı Fuad Sinyora. (Reuters)
Eski Lübnan Başbakanı Fuad Sinyora. (Reuters)
TT

Mikati ve Sinyora’dan seçim listesi oluşturma hamlesi

Eski Lübnan Başbakanı Fuad Sinyora. (Reuters)
Eski Lübnan Başbakanı Fuad Sinyora. (Reuters)

Eski Lübnan Başbakanı Fuad Sinyora, Paris dönüşünde Başbakan Necib Mikati ve eski Başbakan Tammam Selam ile dayanışma içerisinde hareket ediyor. Sinyora, Müstakbel Hareket lideri Saad Hariri’nin seçimlere katılmama kararınedeniyle Sünni ağırlıklı seçim bölgelerinde oluşan boşluğu doldurmayı amaçlıyor. Kendisi, söylentilerin aksine Beyrut’un ikinci bölgesindeki seçim savaşına katılacak listenin başında yer alacak.
Şarku’l Avsat’ın başbakanlığa yakın kaynaklardan edindiği bilgilere göre Selam eşliğinde Mikati ve Sinyora arasında sağlanan uzlaşı, nihayet geçen çarşamba günü Sinyora Paris’ten döner dönmez gerçekleştirilen bir toplantıda sağlandı. Ancak Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı üyesi ve Lübnan’ın Birlemiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Navaf Selam ile yaptığı görüşme dışında Fransa’nın başkentine yönelik ziyaretinde gerçekleştirdiği toplantıların detaylarına girilmedi.
Sinyora’nın Paris ziyareti, 15 Mayıs’ta yapılacak olan parlamento seçimlerine katılmaya hazırlanan ana siyasi güçlerin ilgi odağı olmasına rağmen kaynaklara göre bu konuda söylenenlerin çoğu ‘çabalama aşamasında’ kaldı. Kaynaklar, amacın ‘koşulları yeniden inşa etmek ve Hariri’nin aday olma isteksizliği nedeniyle bıraktığı boşluğu mümkün olduğunca doldurmaya çalışmak’ olduğuna dikkat çektiler. Ayrıca, adayların isimlerinin halen değerlendirmeye tabi olması dolayısıyla seçim listelerine ışık tutmak için henüz çok erken olduğunu vurguladılar. Kaynaklara göre adayların isimlerinin yer aldığı listeler en kısa sürede hazırlanacak ve en geç gelecek ayın dördüne kadar İçişleri Bakanlığı’na sunulacak. 
Sinyora’nın henüz Beyrut’un ikinci seçim dairesi adaylığından geri çekilmediği, diğer yandan adaylık sürecinde olmadığı ve bunun Mikati için de geçerli olduğu açıklandı. Kaynaklar, bunun sebebiniSinyora’nın kendisini ‘Başbakan Hariri’nin temsil ettiği siyasi Haririzm’in siyasi varisi olarak sunmamakta’ ısrarcı olmasına bağladı. Kaynaklar ayrıcaHariri’nin siyasi arenadan emekli olmasının ardından Sinyora’nın adaylığının, ‘Hariri ile aynı seçim dairesinde aday olmak istediği gerekçesiyle ‘bulanık suda balık avlamaya’ çalışanlarla aralarındaki uçurumu derinleştirmek için bir bahane sağlayacağını söyledi.
Kaynaklara göre Sinyora, Sayda- Jezzine’deki seçim savaşına yaklaşmayacağı ve güneyin başkentindeki memleketinde gerçekleşen rekabetten uzak duracağı bir mesafe belirleyecek. Kaynaklar ayrıca bu durumun kendisi ve Müstakbel Bloğu Başkanı Bahiyye Hariri arasındaki uçurumu derinleştirmektenkaçınarak Beyrut’tan aday olmaması gerektiği yönündeki düşüncelerden kaynaklandığını aktardılar. Öyle ki Bahiyye Hariri, Müstakbel’in yandaşları önünde ‘partinin tavrını değiştirmeyeceğini ve Mavi Hareket’in liderinin aldığı karara bağlı kalacağını yineledi. 
Diğer yandan Şarku’l Avsat’ın Sayda’daki kaynaklardan edindiği bilgilere göre Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri, Milletvekili Bahiyye Hariri ile temasa geçerek aday olmama ve ‘Müstakbel’i temsil eden birini aday gösterme konusundaki pozisyonunu yeniden gözden geçirmeye ikna etmeye çalıştı. Ancak Hariri tavrında ısrarını sürdürdü. Kaynaklar, Bahiyye Hariri’nin kendisine başvuranlara Başbakan Hariri’nin kararını atlamanın bir yolu olmadığı için kimseyi desteklemeyeceğini veya aday göstermediğini söylediğini ifade etti. Bu nedenle Sinyora, Beyrut’un ikinci bölgesi için seçimlerin tek liste üzerinden yapılacağını teyit etmek üzere Beyrut’a dönüşünde İslami Grup’ın lideri eski milletvekili İmad el-Hut ile temasa geçti. Aynı şekilde Paris’e seyahat hazırlıklarının öncesinde, partinin lideri Velid Canbolad ile görüşmesi sonrasında Terakki Sosyalist Partisi ile iletişim kurmak için vakit kaybetmeden Beyrut Aileler Birliği ve eski bakanlar Raşid Derbas ve Ahmed Fatfat ile de temasa geçti.
Hükümet başkanlarının Canbolad ile ittifakı desteklediği, seçimlerdeki işbirliklerinin ortak seçim bölgelerinde bu ittifakın bir yansıması olarak geldiği belirtildi. Bu durum Milletvekili Faysal es-Saye’nin Dürzi koltuğuna aday olarak desteklendiği bir listeye dahil olmasına yansıyacak.
Bu çerçevede ise şu soru ortaya çıkıyor:Asgari gıda güvenliğinin sağlanmasına ilişkin korkular yaşanıyorken Sinyora, Lübnan halkının büyük çoğunluğu gibi yaşam endişesi içinde olan Beyrut sokaklarını uyandırabilecek mi? Zira bu korkular, parlamento seçimlerinin zamanında tamamlanmasını tehdit eden güvenlik durumunun gözden kaçmasına neden olabilir.
Toplumsal çöküşün devam etmesi, siyasi güçlerin ve beraberinde sivil hareketin seçmenleri kitlesel olarak oy kullanmaya teşvik etmek için hazırladığı seferberlik kampanyalarını sekteye uğratabilir. Özellikle kamuoyu yoklamaları alanında çalışan kurumlar, fikirlerini ifade etmekte isteksiz olan seçmenlerle iletişim kurmakta zorlanıyor ve sadece seçim dönemlerinde mağduriyetlerini görmeye gelen adaylara suçlamada bulunuyor.
Aynı şekilde Yüksek İslam Şeriat Konseyi, Şeyh Abdullatif Deryan başkanlığındaki son toplantısı sırasında seçmenlere oy kullanma çağrısı yaptı. Konsey, seçimlerin‘çoğu bölgede önceki seçim döngüsüne göre daha düşük’ oy yüzdesine bağlı olarak askıda kalan değişimin başlangıcı olduğunu söyledi. Beyrut’ta seçim kaygıları devam ederken Sinyora’nın Mikati ile ortaklaşa çalıştığı ve oluşumda Selam’ın da eşlik ettiği liste, Şii İkilisi tarafından desteklenen liste ve İslami Yardım Projeleri Derneği (Ahbaş) listesi arasındaki rekabet de hız kazandı. Sivil hareket ise seçim yarışına bağımsızlar listesinde katılmaya hazırlanıyor. Buna rağmen Beyrut’tan kaynakların belirttiğine göre Ahbaş’ın tek başına yarışma kararı bu anlama gelmiyor. 
Beyrut’tan kaynaklar, Sinyora’nın (yandaşlarına seçimleri boykot etmeme çağrısı yapan ama onları sandık başına gitmeye davet etmekten de kaçınan) Hariri dışında başbakanlar kulübü ile koordineli şekilde sponsor olduğu listeyle ilgili olarak da değerlendirmede bulundular. Hariri’nin siyasi yörüngesindeki sokakların seçim sürecinde oy kullanma yönündeki arzusuna dikkat çektiler. 
Bu çerçevede bir yandan Beyrut sokaklarının genel havasını, diğer yandan da seçim sürecine katılımın boyutunu ve Sinyora’nın oluşturmaya sponsor olduğu listeye sokak tepkisini test etmek konusunda bir beklenti hali mevcut. Eski bakanlar Halid Kabbani, Hassan Mneimneh ve Amerikan Üniversitesi Profesörü Lina et-Tannir’in listeye girmek için öne çıkan isimler olduğu ve Beyrut’taki aileler tarafından da desteklendiği belirtildi.
Ancak Lübnan Kuvvetleri Partisi ile Müstakbel yandaşları arasındaki gergin ilişkiyi göz ardı etmek de mümkün değil. Bu durum, aynı zamanda Sinyora ve Mikati’nin karşısına da çatlakları onarmak ve ilişkileri yeniden kurmak için zor bir görev koyuyor. Bu zorluksa muhalefet ekseni ve müttefiki ‘Özgür Yurtsever Hareket’in devleti özgürleştirme projesi karşısında birleşik listelerde seçimlere girmek yerine dünün müttefikleri ile bugünün muhalifleri arasında bir düello alanına dönüşebilecek ortak seçim bölgelerinin var olmasından kaynaklanıyor.



Irak hükümeti, Hizbullah ve Husileri terör örgütleri listesine dahil etmekten sorumlu yetkilileri görevden aldı

Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)
Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)
TT

Irak hükümeti, Hizbullah ve Husileri terör örgütleri listesine dahil etmekten sorumlu yetkilileri görevden aldı

Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)
Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)

Irak hükümeti dün yaptığı açıklamada, yaklaşık iki hafta önce Yemen’deki Husiler ile Lübnan’daki Hizbullah’ı ‘terör örgütü’ olarak sınıflandıran bir kararın yayımlanmasına ilişkin olarak bazı yetkililerin görevden alınmasını içeren yaptırımların onaylandığını duyurdu.

Irak Bakanlar Kurulu, resmî gazetede yayımlanmasının ardından özellikle hükümeti oluşturan ve söz konusu gruplara yakınlığıyla bilinen siyasi çevreler arasında geniş tartışmalara yol açan kararla ilgili kurulan soruşturma komisyonunun tavsiyelerini kabul etti.

Söz konusu sınıflandırmanın, iki grubun mal varlıklarının dondurulmasını da içermesi üzerine hükümet, kararın ‘yanlışlıkla’ yayımlandığını belirtmişti. Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani, karardaki hataya ilişkin acil soruşturma başlatılması, sorumluların tespit edilmesi ve ihmali bulunanların hesap vermesi talimatını vermişti.

Hükümetin dün yayımladığı açıklamada, Bakanlar Kurulu’nun, Irak Resmi Gazetesi’nin 17 Kasım 2025 tarihli 4848 sayısında yer alan ve Teröristlerin Mallarının Dondurulması Komisyonu’nun 2025/61 sayılı kararına ilişkin soruşturma komisyonu tavsiyelerini onayladığı belirtildi. Tavsiyeler kapsamında, ilgili bazı yetkililerin görevden alınması ve bazılarının ise başka görevlere atanması gibi idari yaptırımların yer aldığı kaydedildi.

Diğer yandan Irak Ulusal Güvenlik Servisi dün yaptığı açıklamada, komşu bir ülkeden geldiği belirtilen ve DEAŞ terör örgütü bünyesindeki ‘en tehlikeli bomba uzmanlarından biri’ olarak tanımlanan bir kişinin yakalandığını duyurdu.

Irak Ulusal Güvenlik Servisi, Irak Haber Ajansı’na (INA) yaptığı açıklamada, 10 aydan uzun süren takip ve hassas izleme faaliyetlerini içeren nitelikli bir istihbarat operasyonu sonucunda, komşu ülkelerden birinden dönüşünün ardından DEAŞ’ın üst düzey isimlerinden birinin gözaltına alındığını bildirdi. Açıklamada, yakalanan kişinin yüksek derecede tehlikeli unsurlar arasında yer aldığı, adının terör örgütü lider kadrolarına ait listelerde bulunduğu ve 2004 yılından itibaren Bağdat’ta El Kaide unsurları içinde faaliyet göstermeye başladığı belirtildi. Ebu İlya lakabını kullanan şüphelinin, patlayıcı düzeneklerin hazırlanmasında uzmanlaştığı, beş kişiden oluşan bir hücreye liderlik ederek saldırıların gerçekleştirilmesinde rol aldığı kaydedildi.

Soruşturmalarda, söz konusu kişinin patlayıcıların cep telefonlarıyla irtibatlandırılması ve hazırlanmasından sorumlu olduğu, Bağdat’ta faaliyet gösterdiği dönem boyunca 100’den fazla patlayıcı düzeneği teslim ettiği ve başkentin farklı bölgelerini hedef alan terör eylemlerinin doğrudan uygulanmasına katkı sağladığı tespit edildi.


Eski rejimin kalıntıları Yeni Suriye’nin inşasını zorlaştırıyor

Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
TT

Eski rejimin kalıntıları Yeni Suriye’nin inşasını zorlaştırıyor

Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)

Suriye’deki yeni yönetim, büyük şehirlerin kalabalık sokakları ile kırılgan, yoksul kırsal kesimler ve Suriye genelindeki yaygın yıkım arasında, önceki dönemin karmaşıklığından kaynaklanan muazzam zorluklarla karşı karşıya.

Beşşar Esed rejiminin düşüşünü günlerce kutlayan mahallelerin göz alıcı görüntüsünün ardında, daha az gürültülü ve daha karmaşık başka bir mücadele sürüyor. Bir güvenlik kaynağına göre bu mücadelede DEaŞ ve göçmenler (yabancı savaşçılar) en önemli zorlukları oluşturuyor.

Ancak bazıları DEAŞ’ı ve genel olarak aşırılığı güvenlik yaklaşımıyla çözülebilecek ‘teknik bir sorun’ olarak görürken, diğerleri ‘asıl sorunun, eğitim veya aile sistemi ya da herhangi bir örgütlü yaşam biçimi olmaksızın, birkaç yıldır normal sosyal bağlamın dışında gelişen devasa bir insan kitlesini absorbe edecek planlar yapmakta yattığını’ düşünüyor.

Zorluk, yıkıma uğrayan bölgeleri yeniden inşa etmek ve geçim kaynakları yaratmak, özellikle de siyasi ve sosyal kimliklerin radikal grupların mirasıyla iç içe geçmiş olduğu ve bu yüzden potansiyel çatışmalar için verimli bir zemin oluşturan İdlib gibi kırsal bölgelerde yatıyor.

ABD, Irak'tan çekilmeden önce Sünni aşiretlerinden oluşan ve el-Kaide'ye karşı savaşan Sahva Silahlı Güçleri deneyimi, radikalizmden etkilenenleri siyasi ve güvenlik yapılarına dönüştürerek Suriye için olası bir model sunarken, militarizasyondan siyasete ve hizipçilikten devletçiliğe geçiş, yeni Suriye'nin karşı karşıya olduğu en büyük zorluk olmaya devam ediyor.


Sudanlı güçler savaşı sona erdirmek için “İlkeler Bildirgesi” imzaladı

Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)
Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)
TT

Sudanlı güçler savaşı sona erdirmek için “İlkeler Bildirgesi” imzaladı

Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)
Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)

Sudan'daki Sumud İttifakı’nın siyasi ve sivil güçleri, Sudan'daki savaşı sona erdirmek ve İslamcıların rejimini siyaset sahnesinden kalıcı olarak silmek için dün Kenya'nın başkenti Nairobi'de Abdulvahid en-Nur liderliğindeki Sudan Kurtuluş Hareketi (SLM/A) ve Arap Sosyalist Baas Partisi ile ortak bir ‘İlkeler Bildirgesi’ imzaladı. Savaşa karşı çıkan Sudanlı tarafların çoğunluğunu bir araya getiren bu ilk yakınlaşma aylar süren istişarelerin ve görüşmelerin ardından gerçekleşti.

Savaşın derhal sona erdirilmesinin ‘ulusal öncelik olduğu’ vurgulanan bildirgede, savaşan taraflar olan Sudan ordusuna ve Hızlı Destek Kuvvetleri’ne (HDK) geçtiğimiz ağustos ayında Uluslararası Dörtlü (ABD, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır) tarafından önerilen yol haritasına uymaları için daha fazla baskı uygulanmasının önemine işaret edildi.

İlkeler Bildirgesi’nde savaşan taraflara önerilen üç aylık insani ateşkesin hızla uygulanması, koşulsuz olarak derhal ateşkesin sağlanması ve bunun kalıcı bir ateşkese dönüştürülmesi için çalışılması çağrısı yer aldı.