İsrailli bakan, ülkesini Etiyopyalı Yahudilere 'iki yüzlü' davranmakla suçladı

"Etiyopya'da Geri Dönüş Yasası'ndan yararlanmayı hak edenler için kimse ağzını açmadı. Bu beyaz adamın iki yüzlülüğüdür"

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

İsrailli bakan, ülkesini Etiyopyalı Yahudilere 'iki yüzlü' davranmakla suçladı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İsrail Aliya ve Entegrasyon Bakanı Pnina Tamano-Shata, Rusya’nın 24 Şubat’ta başlattığı savaşın ardından ülkesinin kapıları Ukraynalı Yahudilere açılırken, Etiyopyalı Yahudilerin görmezden gelinmesini eleştirdi.
İsrail'in Maariv gazetesinde yer alan habere göre, Aliya ve Entegrasyon Bakanı Tamano-Shata, İsrail hükümetinin haftalık kabine toplantısında açıklamalarda bulundu.
Toplantıda Ukrayna'dan gelecek mülteciler konusuna yoğunlaşılması üzerine, Tamano-Shata Etiyopya'da ordu ve Tigray Halk Kurtuluş Cephesi arasında yaşanan çatışmalar sebebiyle mülteci kamplarında İsrail'e gitmeyi bekleyen sivillerin durumunu hatırlattı.
Tamano-Shata, "Ukrayna'dan Geri Dönüş Yasası kapsamındakiler için yorulmadan çalışıyorum, ancak Etiyopya Yahudileri hakkında başka bir ses duymak da istiyorum" dedi.
Geri Dönüş Yasası ile Etiyopya'dan gelecek kişilerin 'acilen kurtarılmasını' talep eden Tamano-Shata, "Fakat burada Etiyopya'da Geri Dönüş Yasası'ndan yararlanmayı hak edenler için kimse ağzını açmadı. Bu beyaz adamın iki yüzlülüğüdür" ifadelerini kullandı.
İletişim Bakanı Yoaz Hendel de mültecilerin Afrika'dan gelmesi söz konusu olduğunda kimsenin konuşmadığını belirterek, Tamano-Shata'ya destek verdi.
'Geri Dönüş Yasası' kapsamında İsrail'e göç etme hakkına sahip yaklaşık 120 ila 150 bin Ukraynalı Yahudi bulunduğu tahmin ediliyor.

İsrail hükümetinin Etiyopyalı Yahudileri ülkeye getirme planı
İsrail hükümeti 2020’de Yahudi dönüşü kanunu çerçevesinde Etiyopyalı 2 bin Yahudi'yi ülkeye getirme planını onaylamıştı.
Plan uyarınca Etiyopyalı Yahudilerin 2020 sonu ile 2021'in başında ülkeye getirileceği kaydedilmişti.
İsrail'deki Etiyopya asıllı Yahudilerin sayısı 140 bini geçiyor. 1984 ve 1991 yıllarında yaklaşık 80 bin Etiyopyalı Yahudi, İsrail'e göç etmişti. Uzun yıllar dışa kapalı şekilde yaşayan Etiyopyalı Yahudiler, İsrail dini otoriteleri tarafından geç bir dönemde tanınmıştı.
Yahudi olmayan Etiyopyalılar tarafından Amharca 'sürgündekiler' ya da 'yabancılar' anlamına gelen aşağılayıcı bir kelime olan 'Falaşa' ya da 'Beta Israel' olarak adlandırılan Etiyopyalı Yahudiler, geçen yıllarda İsrail'de ırkçılık ve ayrımcılığa maruz kaldıkları gerekçesiyle gösteriler düzenlemişti.



Trump'ın BM Daimi Temsilcisi adayı BM'yi önyargılı olmakla suçladı ve reform çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
TT

Trump'ın BM Daimi Temsilcisi adayı BM'yi önyargılı olmakla suçladı ve reform çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı ve eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, BM'nin muazzam potansiyelini överken reform yapılmasının önemini vurguladı.

Senato Dış İlişkiler Komitesi'ndeki onay oturumunda konuşan Waltz şunları söyledi: “Çin'den Rusya'ya, Avrupa'dan gelişmekte olan ülkelere kadar herkesin anlaşmazlıkları çözmek için bir araya gelebileceği bir yer olmalı. Ancak 80 yılın ardından BM, temel misyonu olan barışı sağlama görevinden uzaklaştı. BM Şartı’na ve onun temel ilkelerine geri dönmeliyiz. ‘Barışı koruma’ amacı halen önemli bir role sahip, ancak reforma da ihtiyaç var.”

Waltz, ABD'nin BM operasyonlarının yüzde 25'ini finanse ettiğini, Afrika'daki misyonların ‘milyarlarca dolara mal olduğunu ve on binlerce askeri içerdiğini’ kaydetti. Waltz, “1940'lardan bu yana var olan, yenilenmiş bir yetkisi olmayan ve görünürde bir sonu olmayan iki misyonumuz var. BM Güvenlik Konseyi'ne misyonların süresini ve maliyetlerini sınırlandırması, hedeflerini netleştirmesi ve ulus inşasına değil barışı korumaya odaklanması için baskı yapmalıyız” ifadelerini kullandı.

Waltz, Çin'le yüzleşmenin kendisi için ‘mutlak bir öncelik’ olduğunu vurguladı ve Pekin'in etkisine karşı koymak için ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile birlikte çalışma sözü verdi.

BM'de ‘antisemitizmle’ yüzleşmek

Öte yandan Waltz, BM Genel Kurulu'nun 2015-2023 yılları arasında İsrail aleyhinde 154 karar kabul ederken, diğer tüm ülkeler aleyhinde sadece 71 karar kabul ettiğine dikkat çekerek, ‘yaygın antisemitizmle’ yüzleşilmesi gerektiği çağrısında bulundu. Waltz, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) çalışanlarını 7 Ekim olaylarına karışmakla ve okullarını da ‘Yahudi karşıtı nefreti öğretmekle’ suçlayarak, ‘UNRWA'nın dağıtılması’ gerektiğini bildirdi.

Waltz, ‘İsrail ile iş yapan ABD şirketlerinin boykot edilmesi çağrısında bulunan BM Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese'nin yeniden atanmasının bu önyargının bir tezahürü olduğunu’ söyledi.

Suriye ‘değerlendirilmesi gereken bir fırsat’

Suriye konusunda ise Waltz, ABD için büyük bir fırsat olduğunu belirterek, önceliklerinin BM'deki müttefik ve ortaklarıyla birlikte çalışarak ‘Esed rejimini hedef alan ve İran'ın etkisini sınırlayan yaptırımları’ kaldırmak olacağını vurguladı.

Waltz, “Önümüzde değerlendirilmesi gereken bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Ancak kritik bir dönemden geçiyoruz. Bu bana Libya’yı hatırlatıyor, bir seçim yapmamız gerekiyor: Ya bu fırsatı değerlendiririz ya da Suriye kaosa sürüklenir ve bu da tüm bölgeyi beraberinde sürükleyebilir. Şu anda bu fırsat değerlendirilebilir” şeklinde konuştu.

Suriye konusunda ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ve diğer yetkililerle birlikte çalışmayı dört gözle beklediğini ifade eden Waltz, “Suriye'de Libya'da yaptığımızdan daha iyisini yapmayı umuyoruz” dedi.

Waltz sözlerini şöyle tamamladı: “ABD Başkanı'nın liderliğinde barış ve refahı yaymaya devam edebileceğimize ve ‘BM'yi yeniden büyük yapabileceğimize’ inanıyorum.”