AstraZeneca: Kovid-19 aşımız 1 milyon insanın hayatının kurtarılmasına katkıda bulundu

AstraZeneca Şirketi Başkan Yardımcısı Şarku’l Avsat’a şirketin, kanseri ölümcül hastalıklar listesinden çıkarmak için çalıştığını doğruladı

AstraZeneca şirketinin biyofarmasötik araştırma ve geliştirme işlerinden sorumlu Başkan Yardımcısı Mene Pangalos
AstraZeneca şirketinin biyofarmasötik araştırma ve geliştirme işlerinden sorumlu Başkan Yardımcısı Mene Pangalos
TT

AstraZeneca: Kovid-19 aşımız 1 milyon insanın hayatının kurtarılmasına katkıda bulundu

AstraZeneca şirketinin biyofarmasötik araştırma ve geliştirme işlerinden sorumlu Başkan Yardımcısı Mene Pangalos
AstraZeneca şirketinin biyofarmasötik araştırma ve geliştirme işlerinden sorumlu Başkan Yardımcısı Mene Pangalos

AstraZeneca şirketinin biyofarmasötik araştırma ve geliştirme işlerinden sorumlu Başkan Yardımcısı Mene Pangalos, şirketin yeni tip koronavirüse (Kovid-19) karşı geliştirdiği aşıdan dünya çapında 2,7 milyar dozdan fazla dağıttığını belirtti. Pangalos Şarku’l Avsat ile verdiği röportajda, bu dozlardan alan ülkelerin üçte ikisinin düşük gelirli ve düşük-orta gelirli ülkeler olduğuna dikkat çekti.
Mene Pangalos, AstraZeneca şirketinin Dubai’de, Doktora Sonrası Araştırmacılar için Araştırma ve Geliştirme Yarışması’nın lansmanını gerçekleştirmeden önce, aşının 50 milyon kişiye Kovid-19’a karşı koruma sağladığını, 5 milyon vakanın hastaneye kaldırılmasını önlediğini ve bir milyondan fazla kişinin hayatını kurtarılmasında katkıda bulunduğunu açıkladı.
Pangalos ayrıca, şirketin araştırma ve geliştirme biriminin kanseri, ölümcül hastalıklar listesinden çıkarmak için çalıştığını doğruladı.
Röportajın tam metni:  

-AstraZeneca, Oxford Üniversitesi ile iş birliği içerisinde rekor bir sürede aşı geliştirmesi başta olmak üzere, Kovid-19 ile mücadele çabalarında öncü bir rol oynadı. Bu deneyimden bahsetmek ister misiniz?
Pandemi ile mücadele kapsamında Kovid-19’a karşı güvenli ve etkili bir aşı sağlanmasına yönelik acil ihtiyacı anlayarak, 2020 yılı Nisan ayında Oxford Üniversitesi’nin küresel deneyimi ve inovasyon imkanları ile AstraZeneca’nın küresel geliştirme ve üretim imkanlarını bir araya getiren bir iş birliği imzaladık. Bu iş birliği sayesinde, şirketin pandemi sırasında herhangi bir kâr elde etmeden dünya çapında geniş ölçekte ve adil bir şekilde aşı dozlarını sağlamakta kararlıyız.
AstraZeneca, dünya çapında 2,7 milyar dozdan fazla aşı sağlamayı başardı. Bu dozların üçte ikisi düşük ve düşük-orta gelirli ülkelere gitti. COVAX girişimi ile yaptığımız iş birliği aracılığıyla 420 milyondan fazla doz sağlandı.
Bugüne kadar, Arap ülkelerine 65 milyon dozdan fazla AstraZeneca aşısı tedarik edildi.

-AstraZeneca’nın aşısının satışından kâr elde etmediğini söylediniz, bu kararı alma sebebiniz nedir ve aşıdan ne zaman kâr etmeyi planlıyorsunuz?
AstraZeneca olarak, dünya çapında Kovid-19 aşısını geniş çapta ve adil bir erişim sağlama taahhüdümüz kapsamında salgınla mücadele için sağladığımız önemli destekten gurur duyuyoruz. AstraZeneca aşısının bugüne kadar 50 milyon Kovid-19 vakasını ve 5 milyon hastaneye yatışı önlemeye yardımcı olduğu aynı zamanda bir milyondan fazla insanın hayatını kurtarmaya katkıda bulunduğu tahmin ediliyor.
2022 yılında, Kovid-19’a karşı geliştirilen AstraZeneca aşısını dünyanın çeşitli bölgelerine ulaştırmaya devam etmemizi sağlaması için makul bir fiyatlandırma sistemine geçtik. Yeni sistem, kişi başına düşen gayri safi milli gelirle uyumlu olarak kademeli bir fiyatlandırma yöntemini içeriyor. Bu sistem, ilaç şirketleri ve aşı üreticileri tarafından yaygın olarak kullanılan bir model olarak biliniyor. Ayrıca, pandemi döneminde düşük gelirli ülkelere, kar amacı olmaksızın aşı tedarik etme taahhüdümüze bağlı olduğumuzu da belirtiyoruz.

-Araştırma ve geliştirme programınız, kanser hastalığını iyileştiren ilaçlara ulaşmak üzere olduğunuzu belirtiyor. Bununla ilgili daha fazla ayrıntı verebilir misiniz?
Hastalıkları mümkün olduğunca hızlı ve geniş çapta etkileyebilmek için sürekli olarak yeni araştırmalar yapıyoruz ve atılımlar üzerine çalışıyoruz. Araştırma ve geliştirme programımız, hastalıkları önlemeye ve tedavi edilebilir hale getirmeye odaklanıyor ve hastaları tedavi eden, yaşam kalitelerini iyileştiren yenilikçi ilaçlar sunuyor. Araştırma ve geliştirme için yaklaşımımız, semptomların kontrol altına alınmasından, hastalığın gidişatını değiştirmeye kadar değişiyor. Hastalığın doğal seyrini tersine çeviren erken teşhis ve tedavi edici müdahalelere odaklanıyoruz. Daha fazla hastaya erken aşamalarda ulaşarak, kanserin ilerlemesini yavaşlatmayı ve etkilerini azaltmayı hedefliyoruz.
Onkolojideki hedeflerimiz, tüm kanser türleri için tedavi sağlamaya dayanıyor. Bu konudaki çabalarımız, minimum seviyede sağlık hizmeti sunmanın ve kademeli iyileştirmeler yapmanın ötesine geçiyor. Zira bugün, kanser tedavisi standartlarını tamamen yeni seviyelere taşımak için çalışıyoruz. Onkoloji Araştırma ve Geliştirme Birimi aracılığıyla, tıbbi uygulamaları iyileştirmek ve kanserli hastaların yaşamlarında niteliksel bir iyileşme sağlamak ve kanseri, ölümcül hastalıklar listesinden çıkarmak için bilinen bilimsel sınırları aşmak için çalışıyoruz. Çalışmamızın metodolojisi, hastaların hastalık ilerlemeden erken evrelerde ve iyileşme ihtimalinin olduğu dönemlerde tespit edilerek, tedavi etmeye, tedaviye yanıt vermeyen hasta gruplarını belirleyerek hastalığın nüksetmesi veya özellikle ileri evrelerinde şiddetli durumlara gelmesi halinde verilen tedavilerin iyileştirilmesine dayanıyor.
Araştırma ve geliştirme çalışması çerçevesi, nicelik yerine kaliteye odaklanarak ilaç keşif ve geliştirme çabalarımıza rehberlik ediyor aynı zamanda şirketin ilaç keşif kültürünü geliştirmemize ve iş modelimizi geliştirmemize yardımcı oluyor.
Kanser hastalığı ile ilgili olarak, immüno-onkoloji, DNA hasarına karşı tepki, antikor-ilaç konjugatları, tümör tetikleyicileri ve tedavi direnç mekanizmaları, hücre tedavisi ve epigenetik olmak üzere 6 bilimsel platforma dayalı, sektördeki en kapsamlı ve derin onkoloji araştırma projelerinin bazılarına sahibiz. Tek ilaçlı tedavi ve çoklu ilaç tedavisine, biyobelirteçlere dayalı yenilikçi klinik deneylere ve dijital teknolojilere odaklanmamız ışığında, kanser tedavilerine ulaşmak üzere olduğumuzdan eminiz.
Onkoloji araştırma ve geliştirme birimimizin yanı sıra, biyofarmasötikler için benzer bir birimimiz daha var. Bu birim kardiyovasküler hastalıklar, böbrek ve metabolik hastalıklar, solunum ve bağışıklık sistemi hastalıklarının yanı sıra sinirbilim ve mikrobiyoloji alanlarında araştırma ve geliştirmeye odaklanıyor.
İki birim, araştırma faaliyetlerinde yakından iş birliğinde kararlılar. Tıbbi kimyadan biyometrilere, hasta güvenliğinden veri bilimi ve yapay zekaya, klinik yeniliklerden cihaz teknolojilerine kadar bilimsel yetenek ve imkanları birbirleriyle paylaşıyorlar. Bu imkanlar bir araya gelerek, hastalar için yeni ilaçlar geliştirme çalışmalarında ivme kazanmamızı sağlıyor.

-Diğer büyük ilaç şirketlerine kıyasla araştırma ve geliştirmedeki programınızı nasıl değerlendiriyorsunuz? Bunu dünya çapında nasıl desteklemeyi planlıyorsunuz?
AstraZeneca, hastaların yaşam kalitesinin arttırılmasını sağlayacak ilaçları keşfetmeye ve geliştirmeye devam etmek üzere 2021 yılında, araştırma ve geliştirme faaliyetlerine 8 milyar dolar yatırım yaptı. Bu rakam, şirketin toplam gelirinin yaklaşık yüzde 21’ine denk geliyor. Şirketin dünya çapında üç stratejik araştırma ve geliştirme merkezi bulunuyor. Bunlardan ilki, İngiltere Cambridge’deki DISC olarak bilinen araştırma merkezi, diğeri ABD Maryland Eyaleti’nin Gaithersburg ilçesinde, diğer ise İsveç’in Göteborg şehrinde bulunuyor. Aynı zamanda dünya çapında çeşitli noktalarda ek merkezler de var.
Şirket, sektördeki en verimli iş modellerinden birini sunmak için araştırma ve geliştirme ekiplerinin entegrasyonunu desteklemek ve benzersiz bilimsel imkânlar kullanarak karar alma sürecini hızlandırmak için çalışmalar yürütüyor. 2005 yılından bu yana, AstraZeneca, klinik öncesi çalışmalarından tutun da, faz 3 klinik deneyleri tamamlanmış olanlara kadar geliştirilen proje oranında 6 kat yükselme kaydedildi ve yüzde 4’ten yüzde 23’e büyüme gerçekleştirdi. Bu başarılar, şirketin 2018’den 2021’e kadar olan zaman çerçevesinde, ortalama yüzde 14’e ulaşan bir oranda sektör başarısı kaydetmesine katkıda ulundu.
Şirketin bu başarıları, sadece araştırma ve geliştirme alanında çalışan 13 bin kişi dahil olmak üzere şirketin dünya çapındaki toplam 80 bin çalışanının ortak çabaları sayesinde elde edildi. 2021 yılında, AstraZeneca bilim adamları, 2010 yılına kıyasla, 186’sı hakemli dergilerde olmak üzere toplam 871 makale yayınladı.

-Lansmanını yapacağınız “Doktora Sonrası Araştırmacılar için Araştırma ve Geliştirme Yarışması’ndan bahseder misiniz? Yarışmanın hedefleri neler? Neden lasmanını Dubai’de başlatmayı seçtiniz?
Son iki yılda tanık olduğumuz olaylar, tıp biliminin sınırlarını zorlamaya yönelik acil ihtiyaca dikkat çekti. Hastalıkların anlaşılmasına yönelik hızlı gelişmeler ve mevcut teknolojik ve bilimsel gelişmeler, neyin mümkün olduğuna ilişkin bakış açımızı temelden bir değişikliğe neden oldu. Bu nedenle, yeni nesil bilim insanlarını desteklemek ve fikirlerini hastalar için somut faydalara dönüştürülmelerinde yardımcı olmak için, doktora sonrası araştırma yarışmasını başlatmaktan heyecan duyuyoruz. Yarışmayı Expo 2020 Dubai küresel platformundan başlatma seçimimiz, bu yarışmanın küresel çapta olduğunu vurgulamayı amaçlıyor.
Bakış açımıza göre coğrafi konumun, küresel keşiflere engel teşkil etmemesi gerekiyor. Dünyanın neresinde olurlarsa olsun yetenekli katılımcılardan yaratıcı fikirler arıyoruz. Aynı zamanda yeni yetenekleri şirkete çekme ve bünyemizde tutmanın yanı sıra olağanüstü yetenekler ve beceriler geliştirme, yeni çalışma yöntemleri oluşturma konusunda kararlıyız. AstraZeneca, Birleşik Krallık, İsveç ve ABD’deki stratejik araştırma merkezlerinin yanı sıra Çin ve Japonya’daki geliştirme tesisleri de dahil olmak üzere, dünya çapında 40 ülkede araştırma ve geliştirme konusunda çalışmalar yürütüyor.
Doktora Sonrası Araştırmacılar için Araştırma ve Geliştirme Yarışması, gelecekte oldukça karmaşık hastalıkları tedavi edebilme umuduyla, hastalıkları önleyebilecek ve seyrini değiştirebilecek öncü keşiflere ulaşılmasını amaçlıyor. Son sınıf yüksek lisans ve doktora öğrencileri ile doktora sonrası araştırmacıları, AstraZeneca’nın temel hastalık alanlarında ilaç keşfine ve ilaçları geliştirmesine yön verecek yenilikçi fikirler önermeye davet ediyoruz.
Azaltılan listeye kalan adaylara AstraZeneca’dan ve dünya çapında yaşam bilimleri alanlarında önde gelen uzmanlardan oluşan bir jüri önünde, araştırma önerilerini sunma fırsatı verilecek. Aynı zamanda, AstraZeneca’daki doktora sonrası araştırmacılar grubuna katılma ve araştırmaları için finansman alma fırsatları da olacak. Söz konusu jüri, tamamen bilimsel kriterlere göre başvuruları gözden geçirecek ve araştırma önerilerinin hastaların, toplumun ve sağlık sistemlerinin yaşamlarını olumlu yönde etkileme imkanlarını değerlendirecek.
Kazananlar, AstraZeneca bilim topluluğuna katılabilecek, şirketin kurum içi uzmanlığına ve deneyimine, farmasötik bileşiklerine, gelişmiş araçlarına ve teknolojilerine erişebilecek ayrıca fikirlerini ve yeniliklerini somut başarılara dönüştürmek için şirketten danışmanlık ve rehberlik de alabilecek.
Kazananlar, AstraZeneca’dan bir grup akademik danışman ve uzmanın desteğini alarak, becerilerini kullanmak için tam bir özgürlüğe ve bağımsızlığa sahip olacaklar. Aynı zamanda bilim ve inovasyon alanlarında gelişmeye devam edebilmeleri ve istenen gelişmeleri sağlamaları için yeni çalışma metodolojilerini hızla öğrenmeleri için gerekli desteği de alacaklar.
Bu fırsatı erken kariyer dönemlere yönelik yetenek programlarını vurgulamak için de kullanmak istiyorum. Kariyer gelişimlerinin tüm aşamalarında, çok çeşitli akademik yetenekleri destekleyen, yüksek kaliteli bir dizi erken dönem kariyer programımız bulunuyor. Her yıl, başlangıç seviyesindeki stajyerler, öğrenciler, lisans öğrencileri, doktora bursiyerleri veya doktora sonrası araştırmacılar dahil olmak üzere 500’den fazla genç bilim insanına destek sağlıyoruz. Bu bağlamda şu çalışmaları yapıyoruz:
● STEM (Science, Technology, Engineering, Mathematics) eğitimi: 500'den fazla çalışanımız, gelecek nesil bilim insanlarına ilham vermek, daha iyi ve daha sürdürülebilir bir toplum inşa etmek yolunda, küresel araştırma ve geliştirmenin değeri ve öneminin anlaşılmasını sağlamak için STEM gönüllüleri olarak hizmet veriyor.
●Mezunların eğitimi: Kariyerlerinin başlarında yetenekleri desteklemekte kararlıyız. Onlara sektörde çalışma imkanının beraberinde getirdiği pratik deneyimleri kazanmaları için mesleki eğitim olanaklar sağlıyoruz. Aynı zamanda bilim alanında bulunan kariyer yollarına ilişkin farkındalığı artırmayı amacıyla okullarda bilinçlendirme kampanyaları yürütüyoruz.
● Üniversite mezunlarına yönelik eğitimler: Araştırma ve geliştirmenin tüm alanlarında iki yıl içinde üç farklı uygulamalı eğitimi tamamlama imkanı sağlanıyor. Bu çalışmalarda kapsamlı ve derin deneyimler kazanmaları, profesyonel tavsiye ve rehberlik almalarına odaklanılıyor.
● Doktora sonrası aşamada yapılan araştırmalar: İki ila üç yıla uzayan programlarımız, ilaç keşfi ve geliştirme çabalarını destekleyen, temel bilimsel zorlukları ele almayı amaçlayan doktora sonrası projeleri finanse ediyor.
● 2020 yılında kaydedilen rakamlara göre, AstraZeneca’nın çeşitli birimlerinde 140’tan fazla doktora sonrası araştırmacı görevlendirildi ve araştırmacıların yüzde 50’den fazlası dünyanın en iyi 100 üniversitesinden geliyor.
● Programın tamamlanmasının ardından, doktora çıkışlı mezunların yüzde 95’inden fazlası bilim/teknoloji ve bilim uzmanlık alanlarında kariyerlere devam ediyor.

-AstraZeneca’nın Arap dünyasına yönelik herhangi bir projesi var mı? Üniversiteler, hükümetler veya belirli şirketlerle iş birliği yapıyor musunuz? İş birliği söz konusuysa hangi projeler üzerinde yapıyorsunuz?
AstraZeneca’nın Arap dünyasında güçlü bir varlığa ve köklü bir bağlılığı sahip. Yerel iş birlikleri ve yatırımlar aracılığı ile Arap dünyasındaki varlığımızı güçlendirmeye, klinik denemeler ve yerel araştırma geliştirme çalışmaları ile hasta odaklı yaklaşımımızı vurgulamaya devam ediyoruz.
Güçlü bir sağlık sistemi oluşturmaya katkıda bulunarak ve önceliklerimizi ulusal sağlık gündemleriyle uyumlu tutarak, sağlık hizmetleri sektöründeki zorluklarla mücadele etme konusunda kararlıyız. Hastaların yeni ilaçlara sorunsuz bir şekilde erişimini sağlamak amacıyla hükümet yetkilileri, bakanlıklar ve diğer sağlık kurumlarıyla yakın bir iş birliği kapsamında çalışıyoruz. Hedeflerimiz, daha iyi sonuçlar elde etmek için erken teşhis yeteneklerini geliştirmek, daha doğru tedaviler uygulamak ve proaktif dijital izleme sistemleri tasarlamak için, dijital veri ve teknolojilere dayanarak ve sağlık hizmeti deneyiminde devrim yaratarak, sağlık sektörü için yeni bir vizyon oluşturmayı içeriyor.
Önceliklerimiz, hastalara ilaç tedarikinin sürekli olmasının sağlanmasına ve istisnasız olarak herkesin sağlığının korunmasına dayanıyor. Ortaklarımız aracılığıyla Arap ülkelerine Kovid-19’a karşı 65 milyon dozdan fazla AstraZeneca aşı sağladık.
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), enfeksiyona maruz kalmadan önce Kovid-19’a karşı koruma sağlayan uzun süre etkili antikor kombinasyonu olan Covishield aşısının dozlarını alan dünyadaki ilk ülke oldu. Aynı şekilde Mısır’da Covishield aşısını alan ilk ülkelerden biri oldu.

-Dünya çapındaki araştırma ve geliştirme faaliyetlerini nasıl teşvik etmek ve desteklemek için ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
A.Catalyst Ağı, AstraZeneca şirketine bağlı 20’den fazla araştırma merkezini içeriyor ve fiziksel konumlar ve sanal ortaklıkların bir karışımını içeren dinamik, birbirine bağlı küresel bir ağı temsil ediyor. A.Catalyst Ağı, hükümetler, yeni kurulan şirketler ve teknoloji ortakları da dahil olmak üzere bir dizi oluşumu, inovasyonu hızlandırmak, sağlık hizmetlerine erişimi geliştirmek ve hasta ve toplum durumunu iyileştirmek için kapsamlı ve iş birliği içinde çalışma sağlamak üzere birbirine bağlıyor. Ağda yer alan merkezlerden her birinin benzersiz sistemleri bulunuyor. Bu merkezler farklı sıkıntılara odaklanıyor aynı zamanda bulundukları lokasyonun özelliklerine ve ihtiyaçlarına göre farklı hedefler üzerine çalışabiliyor. 2020 yılında, inovasyon ortaklarımızdan biri olan İngiltere merkezli Gindis şirketi ile yaptığımız anlaşmanın ardından Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi ülkeleri bölgesinde bir araştırma merkezi açtık. Merkezin, A.Catalyst Ağı ile dünya çapındaki ortaklarımızın sağladığı çok sayıda kaynağa ve bilgiye erişimi bulunuyor. HealthGATE uygulamasının piyasaya sürülmesi ve EduGATE uygulamasının genişletilmesi, söz konusu kapsamlı biyomedikal sistem içindeki entegrasyonun güçlendirilmesine, yerel tıbbi yeteneklerin artırılmasına, sağlık alanı uzmanlarının yeteneklerinin artırılmasına ve hastaların yaşamlarının iyileştirilmesine katkıda bulunuyor. HealthGATE eğitim, teşhis ve hastaların tedavisini desteklemek üzere tasarlanmış bir dijital hizmetken, EduGATE yerel sağlık hizmeti sağlayıcılarının bir listesini içeren aynı zamanda yenilikçi araçlara ve destekleyici öğrenme yeteneklerine erişim sağlayan dijital bir topluluğu temsil ediyor.
Şu anda, ilaç keşfini hızlandırmak için dünya çapında akademi çevreleri, biyoteknoloji şirketleri, sektördeki diğer ilaç şirketleri, sağlık sistemleri ve hükümetlerden 2 binden fazla aktif iş birlikçi ile çalışıyoruz. Bu iş birlikçilerin bin 200’ü Avrupa’da, 600’ü ABD’de ve 130’u Asya-Pasifik bölgesinden katılım gösteriyor.
Şirketin Açık İnovasyon (Open Innovation) programı, AstraZeneca bünyesinde ve dışarısındaki iş birlikçilerin fikirlerini paylaşabilecekleri ve projeler üzerinde iş birliği yapabilecekleri açık bir araştırma ortamı sağlıyor. Açık İnovasyon programının 2014’teki lansmanından bu yana, 6 farklı kıtada 40 farklı ülkeden gelen bilim adamları tarafından sunulan binden fazla öneriyi gözden geçirdik. İş birliği yapılmasına karar verilen bilim adamları, AstraZeneca’nın varlıklarını kullanarak araştırma projelerine finansman sağlamak üzere 75 milyon dolarlık fon aldı. Söz konusu program kapsamında, şu anda devam eden veya planlanan 35 klinik araştırma ve 425’ten fazla klinik deney öncesi araştırmayı içeriyor.



Göz dalmasının nedeni beynin aksayan temizliği mi?

Araştırmacılar beynin "mola vermeye" ihtiyaç duyduğunu söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar beynin "mola vermeye" ihtiyaç duyduğunu söylüyor (Pexels)
TT

Göz dalmasının nedeni beynin aksayan temizliği mi?

Araştırmacılar beynin "mola vermeye" ihtiyaç duyduğunu söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar beynin "mola vermeye" ihtiyaç duyduğunu söylüyor (Pexels)

Bilim insanları göz dalmasının arkasında beynin gecikmiş temizlik işlemlerinin olabileceğini tespit etti.

Özellikle uykusuz kalındığında gün içinde kısa süreli dalmalar ve dikkat kaybı sık yaşanan bir durum.

Ancak uzmanlar, bu kısa süreli "kapanma" anlarında beyinde neler yaşandığını tam olarak bilmiyordu. 

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nden (MIT) araştırmacılar bu gizemi gidermek adına 26 katılımcıyla bir çalışma yürüttü. 

Katılımcılar önce evlerinde düzgün bir gece uykusu çektikten, ardından laboratuvarda uykusuz bir gece geçirdikten sonra incelendi.

Deneylerde katılımcılardan bir ses duyunca veya ekrandaki artı işaretleri kareye dönünce olabildiğince kısa sürede tepki vermeleri istendi.

Bilim insanları hem elektroensefalogram (EEG) başlıkları hem de fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) tarayıcıları kullanarak bu deneyler sırasında beynin elektriksel aktivitesini ve fizyolojik değişimlerini izledi.

Bulguları hakemli dergi Nature Neuroscience'ta yayımlanan araştırmada, beklendiği gibi katılımcılar uykusuzken testlerde daha düşük performans sergiledi.

Göz dalması, katılımcılar uykusunu aldığında zaman zaman görülse de uykusuz olduklarında çok daha yaygındı. 

Çalışmadaki en kritik bulguysa, bu dikkat dağınıklığı anlarında beyinden bir beyin-omurilik sıvısı dalgasının akmasıydı. Bilim insanları katılımcıların dikkati yerine geldikten bir-iki saniye sonra sıvının geri döndüğünü gözlemledi.

Genellikle derin uykudayken görülen bu olayın, beynin gün içinde biriken metabolik atıkları atmasını sağladığı tahmin ediliyor.

Bilim insanları bu göz dalması anlarında beynin, normalde uykuda yaptığı işini gerçekleştirdiğini ve bunun karşılığında bir süreliğine dikkat kaybı yaşattığını düşünüyor.

Çalışmaya liderlik eden Zinong Yang, "Burada beynin uykuya çok ihtiyaç duyması ve bazı bilişsel işlevleri geri kazanmak için uyku benzeri bir duruma girmeye çalışması gibi bir olay yaşanıyor" diyerek ekliyor:

Beynin sıvı sistemi, organı yüksek dikkat ve yoğun sıvı akışı arasında gidip gelmeye zorlayarak işlevlerini geri kazanmaya çalışıyor.

Araştırmacılar ayrıca sıvı beyinden ayrılmadan önce katılımcıların göz bebeklerinin daraldığını ve ardından normale döndüğünü de gözlemledi. Bu esnada solunum ve kalp atış hızının da düştüğü saptandı.

Bilim insanları bulguların iyi bir gece uykusunun öneminin altını çizdiğini belirtiyor. 

Imperial College London'dan Bill Wisden, yer almadığı araştırma hakkında "Uykusuzlukla birlikte beyin sıvısı akışındaki bu değişikliklerin iyi ve koruyucu mu, yoksa kötü ve patolojik mi olduğu net değil" ifadelerini kullanıyor.

Independent Türkçe, Science Alert, Guardian, Nature Neuroscience


İzlenme listelerini altüst eden hapishane dizisine ikinci sezon

Gerçek olaylardan esinlenen yetişkinliğe geçiş draması Yirmi Yıl Önce'de bir komedyen, parlak zekası sayesinde acımasız bir ıslahevinde nasıl hayatta kaldığını anlatıyor (HOT / Netflix)
Gerçek olaylardan esinlenen yetişkinliğe geçiş draması Yirmi Yıl Önce'de bir komedyen, parlak zekası sayesinde acımasız bir ıslahevinde nasıl hayatta kaldığını anlatıyor (HOT / Netflix)
TT

İzlenme listelerini altüst eden hapishane dizisine ikinci sezon

Gerçek olaylardan esinlenen yetişkinliğe geçiş draması Yirmi Yıl Önce'de bir komedyen, parlak zekası sayesinde acımasız bir ıslahevinde nasıl hayatta kaldığını anlatıyor (HOT / Netflix)
Gerçek olaylardan esinlenen yetişkinliğe geçiş draması Yirmi Yıl Önce'de bir komedyen, parlak zekası sayesinde acımasız bir ıslahevinde nasıl hayatta kaldığını anlatıyor (HOT / Netflix)

İsrail yapımı hapishane dizisi Yirmi Yıl Önce (Bad Boy), Netflix'teki küresel başarısının ardından ikinci sezonuyla geri dönüyor.

Orijinal Euphoria'nın da yaratıcısı Ron Leshem'in imzasını taşıyan yapımın yeni sezonu, yerel kanal HOT tarafından onaylandı.

Başrolünü Daniel Chen'in üstlendiği Yirmi Yıl Önce, oyuncunun kendi hayat hikayesinden esinleniyor. Dizi, acımasız bir ıslahevine giren Dean'in hikayesini anlatıyor. 

Dean, burada cinayet suçundan hüküm giymiş Zoro adlı esrarengiz bir gençle bağ kurarken, zekasını ve yaratıcılığını keşfediyor. Aradan geçen 20 yılın ardından ise bu özellikleri onu ünlü bir komedyene dönüştürüyor.

Netflix, 8 bölümden oluşan ilk sezonun İsrail'de yayımlanmasının ardından dizinin uluslararası yayın haklarını satın almıştı. Platformun verilerine göre Yirmi Yıl Önce, 45 ülkede Netflix'in en çok izlenen 10 yapımı arasına girmeyi başardı. İkinci sezonun Netflix tarafından alınıp alınmayacağına dair bir açıklama henüz yapılmadı.

Yapım şirketi Sipur'un CEO'su Emilio Schenker, ikinci sezonun "dünya genelinde izleyicilerin kalbini kazanan hikayenin devamı" olduğunu söyleyerek ekledi:

Bu, yerel hikayelerimizin sınırları ve kültürleri aşma gücünün bir başka kanıtı. HOT'la verimli ortaklığımızı sürdürmekten ve bu olağanüstü yolculuğun bir sonraki bölümünü anlatmaktan gurur duyuyoruz.

Yirmi Yıl Önce, İsrail Film Akademisi tarafından birçok ödüle layık görülürken, Emmy'ye de aday gösterilmişti.

Yaratıcı Ron Leshem daha önce dizinin, gençlik ıslahevleri üzerine yapılan gazetecilik araştırmalarından ilham aldığını açıklamıştı.

Independent Türkçe, Deadline, Fandomwire


Avengers: Doomsday'e geri sayım: Türe yazılmış bir aşk mektubu

Kanadalı oyuncu Simu Liu, Son Bir Nefes (Last Breath), Atlas ve Barbie gibi filmlerdeki rolleriyle de tanınıyor (Walt Disney Studios Motion Pictures)
Kanadalı oyuncu Simu Liu, Son Bir Nefes (Last Breath), Atlas ve Barbie gibi filmlerdeki rolleriyle de tanınıyor (Walt Disney Studios Motion Pictures)
TT

Avengers: Doomsday'e geri sayım: Türe yazılmış bir aşk mektubu

Kanadalı oyuncu Simu Liu, Son Bir Nefes (Last Breath), Atlas ve Barbie gibi filmlerdeki rolleriyle de tanınıyor (Walt Disney Studios Motion Pictures)
Kanadalı oyuncu Simu Liu, Son Bir Nefes (Last Breath), Atlas ve Barbie gibi filmlerdeki rolleriyle de tanınıyor (Walt Disney Studios Motion Pictures)

Canlandırdığı Shang-Chi karakteriyle tanınan Simu Liu, 2026'da vizyona girecek Avengers: Doomsday'de aynı rolü yeniden üstlenmeye hazırlanıyor.

Yeni bir röportajda konuşan Liu, Marvel Sinematik Evreni'nden birçok oyuncuyla tekrar bir araya geleceğini söyleyerek, Joe ve Anthony Russo kardeşlerin yönettiği filmde izleyicileri nelerin beklediğine dair ipuçları verdi.

"Muhteşem bir deneyim"

"Filmde o kadar çok oyuncu var ki..." diyen 36 yaşındaki Liu, ScreenRant'e verdiği röportajda şunları söyledi:

Birçoğuyla çalışabilmek benim için inanılmaz çünkü çocukken onları izleyerek büyüdüm. Şimdi onlarla aynı yapımda yer almak muhteşem bir deneyim.

Liu, filmde Chris Hemsworth (Thor), Anthony Mackie (Captain America), Vanessa Kirby (Susan Storm), Paul Rudd (Ant-Man) ve Florence Pugh (Yelena) gibi isimlerle kamera karşısına geçmesi bekleniyor.

"Süper kahraman filmlerine bir saygı duruşu"

Oyuncu, filmi "süper kahraman türüne yazılmış bir aşk mektubu" diye tanımladı:

Bence Avengers: Doomsday, süper kahraman filmlerine bir saygı duruşu niteliğinde. Bu türü seven herkes için çok eğlenceli bir deneyim olacak.

Liu, filmin aynı zamanda "çizgi roman okuyarak büyüyen, kendini dışlanmış hisseden ama hikayelerde umut bulan" insanlara adandığını söyledi:

Bu tür hikayeler, kendini hiçbir yere ait hissetmeyen herkes için anlam taşıyor. Bu türün kalbimde her zaman özel bir yeri olacak.

Oyuncu kadrosunda yok yok

Avengers: Doomsday 18 Aralık 2026'da vizyona girecek. Russo kardeşlerin merakla beklenen filminin senaryosunu Michael Waldron ve Stephen McFeely kaleme aldı.

Filmin geniş kadrosunda ayrıca Lewis Pullman (Sentry), Danny Ramirez (Joaquín Torres / Falcon), Joseph Quinn (Johnny Storm), David Harbour (Red Guardian), Winston Duke (M’Baku), Hannah John-Kamen (Ghost), Tom Hiddleston (Loki), Patrick Stewart (Professor X), Ian McKellen (Magneto), Alan Cumming (Nightcrawler), Rebecca Romijn (Mystique), James Marsden (Cyclops) ve Channing Tatum (Gambit) yer alıyor.

Oyuncu kadrosu, martta yapılan bir canlı yayınla açıklanmıştı. Yayında, her 7 dakikada bir oyuncu ismi yazılı yeni bir koltuk ortaya çıkmış ve izleyiciler karakterlerin kim olacağını heyecanla takip etmişti.

2021'den sonra ilk

Liu, 2021'de vizyona giren Shang-Chi ve 10 Halka Efsanesi'nden (Shang-Chi and the Legend of the Ten Rings) beri karaktere hayat vermemişti.

Shang-Chi ve 10 Halka Efsanesi'nin devam filmi ise üç yılı aşkın süredir geliştirme aşamasında. Yönetmen Destin Daniel Cretton, Disney'le anlaşması kapsamında projeyi üstlenmiş durumda ancak şu sıralar Örümcek-Adam 4'le (Spider-Man 4) meşgul.

Simu Liu, eylülde yaptığı açıklamada Shang-Chi 2'nin hâlâ planlandığını doğrulamış ancak filmin yakın zamanda izleyiciyle buluşmasının pek olası olmadığını söylemişti.

Independent Türkçe, Deadline, ScreenRant, GamesRadar