Formula 1'de her şey sil baştan

2022 Formula 1 Dünya Şampiyonası, otomobillerin görsel ve teknik bakımdan yaşadığı dönüşümün yanı sıra bazı kural değişiklikleriyle de önceki yıllardan ayrılacak.

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Formula 1'de her şey sil baştan

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Atmosferik V8 yerine turboşarjlı V6 motorların kullanılmaya başlandığı 2014'ten itibaren Mercedes takımının büyük üstünlüğüne sahne olan Formula 1'in tarihindeki en köklü değişimlerden biri yaşanacak.
Takım mühendislerinin, tasarıma ilişkin 2017'de getirilen düzenleme sonrası gösterdiği gelişimle F1 tarihinin en hızlısı haline gelen araçların dönemi, yarış içindeki geçiş sayısının azalması sebebiyle 2021'de kapandı.
Seyir zevkini düşüren bu meseleyi çözmek isteyen Uluslararası Otomobil Federasyonu (FIA) ve F1 yönetimi, çareyi, araçların aerodinamik yapısıyla ilgili radikal değişiklikler yapmakta buldu. Aerodinamik farklılıklara sahip, geniş çaplı lastikler ve jantlarla donatılan araçların piste çıkacağı 2022 sezonunda, art arda 8 yıldır takımlar şampiyonu olan Mercedes'in baskınlığının da azalması umuluyor.

Yer etkisi teknolojisi 40 yıl sonra F1'e döndü
FIA ve F1 yönetimi, gerçekleştirdiği simülasyonlar ve modellemelerle takip eden otomobilin, öndeki aracın sebep olduğu türbülanstan daha az etkilenmesinin yollarını araştırdı.
Yere basma kuvvetinin, otomobilin üst kısmındaki parçalarla oluşturulması yerine, 1977'den 1982 sezonunun bitimine kadar kullanılan 'zemin etkisi'nden elde edilmesi hedeflendi. Bunun için önceki sezonlarda kullanılan düz tabanın yerini, İtalyan fizikçi Giovanni Battista Venturi'nin soyadıyla anılan hava kanallarının bulunduğu taban alacak. Basitleştirilmiş bir difüzör kullanılacak. Ön tekerlerle gövde arasındaki kompleks aero parçalar artık bulunmayacak.
Cepheden bakıldığında kenar plakalarıyla bütünleştiği görülen ön kanat, azami 4 kademeden oluşabilecek. Üstten bakıldığında uç noktası ok gibi sivrilen ön kanat, bağlantı kolları olmaksızın doğrudan buruna bağlanacak. Arkada kıvrımlı kenar plakalarıyla bütünleşmiş, aşağı doğru daralan bir kanat olacak. Egzoz borusu ile difüzör arasında da iki parçadan oluşan bir kanatçık yer alacak.
13 inç yerine 18 inç çapındaki jantlara ve ince yanaklı lastiklere geçilecek. Türbülansı kontrol etmek için kapaklı jantlar kullanılacak. Ayrıca ön lastiklerin üstünde kanatçıklar bulunacak. Bu yolla rakibini 10 metre geriden takip eden 2022 araçlarının, yere basma gücünün yüzde 18'ini kaybedeceği hesaplanıyor. Önceki nesil otomobillerde bu oran yüzde 47'ydi.

Motor gelişimi 2026'ya kadar dondurulacak
Yeni dönemde güç ünitelerinin, gelişim sürecine ilişkin de değişikliğe gidildi. Üreticilere, 2026'ya kadar dondurulacak motor gelişimi için 1 Mart 2022'ye kadar süre tanındı. Sadece kinetik enerji dönüşüm sistemi (MGU-K), enerji deposu ve kontrol elektronikleri, 1 Eylül 2022'ye kadar güncellenebilecek.
Yeni sezondan itibaren yakıt karışımının yüzde 5,75 yerine yüzde 10'unun etanolden oluştuğu E10 standardına uygun motorlar kullanılacak.
Güvenlik tedbirlerinin arttırıldığı yeni tasarımla araçların asgari ağırlığı da 752’den 795 kiloya çıkacak. Bu hiç de azımsanmayacak bir fark. Çünkü ekstra 10 kilo kabaca 0.3 saniyeye mal oluyor.
Dolayısıyla 2022 otomobillerinin, seleflerine göre yavaş olması bekleniyor. Ayrıca padokta birçok aracın ağırlığının, hedefin üstünde olduğu konuşuluyor. Bundan ötürü takımlar 3 kiloluk bir artış konusunda uzlaştı ancak kararın FIA'dan resmi onay alması gerekiyor.

Tartışmalı güvenlik aracı kuralı değişti
Geçen sezonun son yarışı Abu Dabi Grand Prix'sinin son turunda pilotlar şampiyonunun değişmesine neden olan ve tartışmaya yol açan güvenlik aracı kuralı da değiştirildi. Tur yiyen otomobillere geçiş izni verilmesiyle ilgili maddedeki 'herhangi bir araç' ifadesinin yerini 'tüm araçlar' ifadesi aldı.
Böylece yarış direktörünün inisiyatif kullanmasının önüne geçildi. Bundan böyle tur yiyen araçlara geçiş izni verildiğinde herkesin turunu geri alması zorunlu olacak.
2022 öncesinde sıralama turlarında son seansa kalan pilotlar, yarışa 2. seansta en hızlı turu attıkları lastiklerle başlıyordu. Sürücüler artık yarışa istedikleri lastik çeşidiyle başlayabilecek.
Sportif kurallardaki bir diğer değişiklik de sprint yarışlarındaki puan sistemi oldu. Artık sprint yarışlarında ilk 3'e değil ilk 8'e girenlere puan verilecek. Dolayısıyla puan dağılımı 3, 2, 1 yerine 8, 7, 6, 5, 4, 3, 2, 1 şeklinde yapılacak.
Rekabetin artması amacıyla geçen sezon getirilen harcama limitine göre takımların 2022'deki Ar-Ge ve üretim bütçesi, 140 milyon doları geçemeyecek. Fakat sezonda planlandığı gibi 23 yarış yapılırsa üst sınır 142,4 milyon dolar olacak.

Rusya Grand Prix'sinin sözleşmesi feshedildi
Yeni sezonun 20 Mart'taki Bahreyn Grand Prix'siyle başlayacağı 2022 takviminin 23 yarıştan oluşması öngörülüyordu. Fakat Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı sonrası F1 yönetimi, 23-25 Eylül tarihlerinde Soçi'de düzenlenmesi planlanan grand prix'yi iptal etti.
Devamında da sözleşmesi feshedilerek bundan sonra Formula 1 yarışlarına ev sahipliği yapması engellenen Rusya'nın yerini başka bir ülkenin alıp almayacağı ise belirsizliğini koruyor.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19 ) salgını kaynaklı iptal yaşanmazsa ABD'nin Miami kenti ise tarihinde ilk kez Formula 1'e ev sahipliği yapacak.
F1 araçları, Kovid-19 nedeniyle 2 yıldır takvimden yer almayan Avustralya, Kanada, Singapur ve Japonya'daki yarışlarda piste çıkacak.

Yeni tasarımın yan etkisi 'porpoising'
Yakın takibi kolaylaştırmak için benimsenen yeni tasarım felsefesi, Formula 1'de 40 yıldır rastlanmayan 'porpoising' sorununu gündeme getirdi.
İspanya ve Bahreyn'deki sezon öncesi testlerde otomobillerin, düzlüklerde yüksek hıza çıktıktan sonra süspansiyonunun aşağı-yukarı hareket ederek yolda adeta sektikleri görüldü.
1970'lerin sonu ve 1980'lerin başında zemin etkisini kullanan F1 araçlarında buna 'porpoising' deniliyordu. Yunusların üst familyasının üyesi musurgillerin İngilizce karşılığı 'porpoise' kelimesinden türetilmiş porpoising, yunus balığının suyun yüzeyine çıkıp geri dalması hareketini tarif etmek için kullanılıyor.
Otomobillerin dalgalı suda ilerleyen tekne gibi görünmesine yol açan problem, tabandaki hava kanallarıyla elde edilen yere basma kuvvetinin, belli bir noktadan sonra aniden kaybolmasından kaynaklanıyor.
Hızlandıkça artan yere basma gücünden dolayı aracın tabanı zemine giderek yaklaşıyor. Hava akışının bir noktada kesilmesi sonucu ani bir yere basma gücü kaybı yaşanıyor. Süspansiyonun bir anda yükselmesiyle araç yolda sekiyormuş gibi hareket ediyor. Bu döngü sürekli tekrarlanıyor.
Pilotları rahatsız eden bu dalgalanma hareketinin, yüksek hızla dönülen virajlarda da yaşanması durumunda kazalara neden olmasından endişeleniliyor.
Sorundan kurtulmanın en basit yolu, otomobili yerden yükseltmek. Fakat bu da yere basma kuvvetinden feragat etmek anlamına geliyor. Takım mühendislerin problemin üstesinden nasıl geleceği merak konusu.

Red Bull elini testlerin son günü gösterdi
Michael Masi'nin F1 yarış direktörlüğünden alınmasına neden olan tartışmalı kararı sonrası Max Verstappen'in son turda yaptığı atakla 2013'ten beri ilk, tarihindeki 5. pilotlar şampiyonluğuna ulaşan Red Bull takımı, yeni aracının potansiyelini testlerin son gününde gösterdi.
Lansman günü, renk düzeni dışında gerçek otomobiliyle alakası olmayan temsili bir modelle basının önüne çıkan Red Bull, alt kısmı kesik yan hava girişleriyle dikkati çeken RB18'i, Barselona'daki teste kadar rakiplerinden sakladı.
F1'den çekilen Honda motorlarını 2026'ya kadar Red Bull markası altında kullanacak takım, Bahreyn'deki testin son gününde görücüye çıkan aerodinamik güncelleme paketinin sonuçlarından memnun gözüktü.
Red Bull Motor Sporları Danışmanı Helmut Marko'nun, takımın garajındayken kaydedilen ''hınzır gülümseme'' görüntüsü de bunu doğrular nitelikteydi.
Testler boyunca genellikle sert hamurlu lastiklerin takıldığı RB18, Verstappen'in C5 (en yumuşak) lastikle yakaladığı 1:31.720'lik dereceyle Bahreyn'deki testin en hızlı tur zamanına imza attı.
Testlerdeki tur zamanları, otomobillerin yakıt yükü, motorun hangi kapasitede çalıştığı gibi değişkenler bilinmediğinden ortaya net bir tablo koymasa da Red Bull'un performansı, ilk yarış için favori gösterilmesine yetti.

Mercedes savaş uçağına benzeyen tasarımıyla şaşırttı
Arka arkaya 8'inci takımlar şampiyonluğunu kazanarak kendisine ait rekoru geliştiren Mercedes, geçen yıl son turda Red Bull'a kaptırdığı pilotlar şampiyonluğunun şokunu atlatmaya çalışacak.
2014'te başlayan turbo-hibrit çağındaki 160 yarıştan 111'ini kazanan ve aynı dönemde 118 pole pozisyonu elde eden Mercedes takımının, radikal tasarım değişikliği sonrası üstünlüğünü sürdürüp sürdüremeyeceği görülecek.
7 kez dünya şampiyonu Lewis Hamilton'ın, genç ve hırslı yeni takım arkadaşı George Russell ile arasındaki ilişkinin nasıl olacağı da merakla bekleniyor.
Başarıya doymayan Mercedes takımı, 2020'de geliştirdiği DAS (çift eksenli yönlendirme) sistemine sahip W11'den sonra savaş uçağını andıran yeni aracı W13'le de kendinden söz ettirdi.
Dar paketleme tasarımı sayesinde radyatör, monokok ve egzoz borularını düz bir çizgide hizalayan Mercedes, yan hava girişlerinin tabanın hemen üstünde konumlandırıldığı, rakiplerinden oldukça dar bir motor muhafazası kullanmayı başardı.
W13, testlerde geçirdiği 6 gün boyunca dayanıklılık bakımından geçer not alsa da dalgalanma sorununu en fazla yaşayan otomobiller arasındaydı. Sürücüler Hamilton ve Russell, henüz yarış kazanacak bir araca sahip olmadıklarını öne sürdü.
Mercedes testlerde iyi sinyaller vermedi ancak her zaman gücünü saklamayı tercih eden takım, önceki yıllarda olduğu gibi sessizce ilk yarışa gelip rakiplerinin önünde yer alırsa pek de sürpriz olmaz.

Ferrari için umut yılı
2007'den bu yana pilotlar, 2008'den beri de takımlar klasmanında şampiyonluk kazanamayan tarihin en başarılı ekibi Ferrari, iki yıldır tüm dikkatini 2022 sezonuna veriyor.
Handikap kuralı gereği Mercedes ve Red Bull'a göre yeni aracının gelişimi için rüzgar tünelinde daha fazla zaman geçiren Ferrari ayrıca yeni bir güç ünitesi geliştirdi.
İtalyan üreticinin, Ferrari armasını taşıyan ilk otomobili 125 S'nin üretiminin 75. yıl dönümü sebebiyle F1-75 ismini verdiği yeni aracı, içbükey olarak tasarlanan yan hava girişlerinin üst bölümüyle dikkati çekti.
F1-75'in bir diğer inovatif kısmı da iki parçadan oluşan burnu oldu. Modüler tasarım sayesinde sezon için başka bir çarpışma testine girmeye gerek kalmadan ön kanatta değişiklik yapılabilecek.
Formula 1’in ilk sezonu 1950’den bu yana düzenlenen tüm şampiyonalara katılan tek takım olan Ferrari'nin 2022 otomobili, testlerdeki dengesi ve sürekliliğiyle beğeni topladı.
Toplam 788 turla (İspanya 439, Bahreyn 349) sezon öncesi testlerinin pistte en fazla kalan takımı Ferrari, dayanıklılık konusunda da tam puan aldı.

Diğer takımlar makası kapatabilir
Çoğu yorumcu, test performansları doğrultusunda bu sezon Ferrari'nin, Red Bull ve Mercedes'le beraber zirve mücadelesi vereceğini tahmin ediyor. Fakat son 2 yıldır yükselen form grafiğine sahip McLaren de yabana atılmamalı.
McLaren MCL36, her ne kadar Bahreyn'deki testte frenlerini soğutma problemi yaşasa da Barselona'daki testten itibaren dalgalanmadan belki de en az etkilenen araç oldu. Pistteki görüntüsünden ve pilotlarının yorumlarından sürücü dostu olduğu da anlaşılan MCL36, sorunlarını çözdüğü takdirde yarış kazanabilecek bir otomobile dönüşebilir.
Ayrıca AlphaTauri, Alpine, Aston Martin gibi orta sınıfta yer alan ekipler ve Alfa Romeo, Haas, Williams'ın oluşturduğu pistin en yavaş takımlarının, 2022'deki tasarım devrimi sonrası zirveyle aralarındaki makası kapatma ihtimali de göz önünde bulundurulmalı.
Brawn GP'nin 2009'da yaptığı gibi yeni teknik yönetmeliğin gri alanlarından faydalanarak sürpriz bir şekilde rakiplerinin önüne geçen bir takımın çıkması fikri, motor sporları tutkunlarını heyecanlandırıyor.



Dünyanın en prestijli bisiklet yarışı Fransa Bisiklet Turu nedir?

En iyi genç sürücüye verilen beyaz formayı giyen Alman Florian Lipowitz, Fransa Bisiklet Turu'nun 18. etabında Col de la Loze'yi tırmanıyor (AP)
En iyi genç sürücüye verilen beyaz formayı giyen Alman Florian Lipowitz, Fransa Bisiklet Turu'nun 18. etabında Col de la Loze'yi tırmanıyor (AP)
TT

Dünyanın en prestijli bisiklet yarışı Fransa Bisiklet Turu nedir?

En iyi genç sürücüye verilen beyaz formayı giyen Alman Florian Lipowitz, Fransa Bisiklet Turu'nun 18. etabında Col de la Loze'yi tırmanıyor (AP)
En iyi genç sürücüye verilen beyaz formayı giyen Alman Florian Lipowitz, Fransa Bisiklet Turu'nun 18. etabında Col de la Loze'yi tırmanıyor (AP)

Adrenalin'den herkese merhaba. Bu hafta şu anda gerçekleştirilen ve dünyanın en prestijli spor organizasyonlarından biri olan Tour de France'i inceleyeceğiz.

Fransa Bisiklet Turu'na geçmeden önce bu etkinliğin bir parçası olduğu yol bisikleti yarışlarına bakalım.

Yol bisikleti yarışı 

Yol bisikleti yarışlarında sporcular genellikle asfalt zeminde uzun mesafeleri yüksek hızlarda kat ediyor. Bu disiplin, bisiklet sporunun en bilinen ve prestijli dalı. En meşhur örneği Tour de France olan bu yarışlarda bireysel performansın yanı sıra takım stratejileri de büyük rol oynuyor. Fiziksel dayanıklılık, taktik ve hız, yol bisikleti yarışlarında kazananı belirleyen unsurlardan bazıları. 
 

cdvfgthyj
Avustralya'lı Ben O'Connor, 18. etabı kazanan bisikletçi oldu (AP) 

Tour de France

Her yıl temmuzda başlayan ve iki gün tatil dahil 23 gün süren Fransa Bisiklet Turu, 21 etaptan oluşuyor. 3 bin 338 kilometre boyunca heyecanın dinmeyeceği organizasyonu bu yıl 23 takımdan 184 bisikletçi katılıyor. 

Bir gazetenin reklam kampanyası olarak başlayan Fransa Bisiklet Turu (Tour de France), artık dünyanın en prestijli bisiklet yarışı. 1903'te L'Auto gazetesinin talebi üzerine genç muhabir Géo Lefèvre, satışları artırmak için 6 aşamalı bir "Fransa Turu" yarışması önerdi.

İlk Tur'a katılan 60 bisikletçi Lyon, Marsilya, Toulouse, Bordeaux ve Nantes şehirlerinden geçip Paris'e geri döndü. Yarış, bitirilebileceğine dair şüphelere rağmen büyük bir sansasyon yarattı. Fakat bu bilinirlik beraberinde tartışmaları da getirdi. 1904'teki turda, 1903 şampiyonu Maurice Garin dahil ilk 4 sırayı alan bisikletçiler hile ve müdahale nedeniyle diskalifiye edildi. Garin bir daha asla kazanamadı ve 1904 şampiyonluğu Henri Cornet'e geçti.

Kaotik başlangıcının ardından Tur, üç haftalık zorlayıcı bir formata kavuştu. Organizatörler Henri Desgrange ve Lefèvre sınırları zorluyordu: İspanya'yla Fransa'yı birbirinden ayıran Pireneler sıradağlarını da yarışa dahil ettiler. Hatta anlatılanlara göre şampiyon Octave Lapize, Tourmalet geçidine tırmanırken organizatörler için "katiller" demiş. Ertesi yıl 2 bin 600 m yüksekliğindeki Galibier dahil Alpleri de eklediler ve mesafeyi 4 bin 800 kilometrenin üzerine çıkardılar. 

1919'da, kaosun ortasında düzeni sağlamak için Desgrange, liderlere ilk maillot jaune (sarı mayo) ödülünü verdi. Bu ödül, L'Auto gazetesinin kağıdının rengiyle uyumlu olduğu için seçildi. O andan itibaren seyirciler sarı mayoyu kimin giydiğine ya da giyebileceğine odaklanıyor ve bu gelenek hâlâ devam ediyor.

Bisikletçilerden saatler önce parkura çıkıp kalabalığı eğlendiren ve yarışın masraflarını karşılayan sponsor araçlarıyla geçit arabalarından oluşan tanıtım konvoyu, Tur'a 1930'da dahil oldu. 

1936 yılındaysa Fransız işçilere ücretli izin zorunlu hale getirildi ve böylece her temmuzda düzenlenen troisième semaine (üçüncü hafta) yarışı yazın bir ritüeli haline geldi.

Yüzyılın ortasına gelindiğinde Fransa Bisiklet Turu, artık ülkenin kültürel dokusunun bir parçasıydı: Dağ yollarında tezahürat yapan kalabalıklar, deniz kenarına yapılan geziler kadar Fransız yazının tipik bir özelliği haline gelmişti. 

fgthyju
Fransız Bernard Hinault ve ABD'li Greg Lemond, 1986'daki Tour de France'ta 18. etabın bitiş çizgisini birlikte geçiyor (Reuters) 

Tour de France, dünya savaşları sırasında düzenlenmedi ancak 1947'den sonra savaş sonrası bir rönesans yaşadı. Fransız bisikletçiler 1940'ların sonu ve 1950'lerde hakimiyet kurarken Louison Bobet, üç kez üst üste kazandı (1953–55). Jacques Anquetil 1960'ların başında 5 şampiyonluk elde etti. Anquetil ve Raymond Poulidor arasındaki rekabet efsanevi hale geldi.

Tur'un en büyük şampiyonları 1970'lerde çıktı. Acımasız yarışları nedeniyle "Yamyam" lakaplı Belçikalı Eddy Merckx, Fransa Bisiklet Turu'nu 5 kez kazandı (1969-72, 1974) ve 34 etap zaferiyle rekor kırdı.

Hakimiyeti çıtayı belirleyen Merckx, genel olarak gelmiş geçmiş en dominant bisikletçi kabul ediliyor. Onun ardından, Tour de France'ı 5 kazanan Fransız Bernard Hinault (1978–85) ve 5 kez üst üste kazanan İspanyol Miguel Indurain (1991–95) geldi. Anquetil, 1960'larda 5 zafer kazanan ilk bisikletçi olmuştu ve bu zaferleri 1957 ile 1964 yılları arasında elde etmişti.

1980'lerde ve 1990'larda Tur daha küresel hale geldikçe, dünyanın dört bir yanından şampiyonlar ortaya çıktı. Amerikalı Greg LeMond üç kez kazandı (1986, 1989, 1990) ve Avrupalı dışından gelen ilk şampiyon olarak yarışın uluslararası statüsünü pekiştirdi.

LeMond'un gelişi ve İspanya, Britanya, Kolombiya, Avustralya ve diğer ülkelerden çıkan şampiyonların sayısının artması, Tur'u kazanmanın artık sadece Fransızlar veya Belçikalıların tekelinde olmadığını açıkça gösterdi. 1990'da LeMond'un üçüncü zaferi, Tur'un gerçek bir "dünya" etkinliği haline geldiğinin kanıtı olarak geniş çapta kutlandı.

Ancak Tour de France'in muhteşem tarihinde skandallar da var. Özellikle doping, bu yarışa defalarca gölge düşüren en büyük unsur. 1998 Festina Olayı, bir dönüm noktasydı. Festina takımının arabasını durduran polis, büyük miktarda yasaklı madde buldu. Birkaç gün içinde Festina takımının tamamı yarıştan ihraç edildi. Bu olay, bisiklet sporunun en iyi takımlarından birinde yürütülen "planlı bir doping programı"nı ortaya çıkardı ve Dünya Dopingle Mücadele Ajansı'nın (WADA) kurulmasını hızlandırdı.

Daha sıkı testler yapılmaya başlansa da bisiklet sporunun güvenilirliği sarsıldı: Özellikle Fransız taraftarlar, 1998'deki kavgaları ve suçlamaları hiç unutmadıkları için yarışlara yeniden güven duymuyor. 

Doping nedeniyle mirası altüst olan en ünlü şampiyonsa Lance Armstrong. Teksaslı sporcu, kanseri yenerek 7 kez üst üste Tour de France'ı kazandı (1999-2005) ve uluslararası bir ikon haline geldi.

Ancak onlarca yıldır süren şüpheler, ABD Dopingle Mücadele Ajansı (USADA) tarafından kapsamlı bir soruşturma açılmasına neden oldu. 2012'de sporun yönetim organı Uluslararası Bisiklet Birliği (UCI), USADA'nın "spor tarihinin en sofistike, profesyonel ve başarılı doping programı"nın Armstrong'un zaferlerini mümkün kıldığı yönündeki bulgularını resmen kabul etti. Armstrong'un 7 şampiyonluğu da elinden alındı.

fghyjukı
Lance Armstrong, "Beni 1995'e, herkesin doping yaptığı günlere geri gönderseniz muhtemelen yine yapardım" diyor (Reuters)

Dönemin UCI Başkanı Pat McQuaid, kararın ardından "Lance Armstrong'un bisiklet sporunda yeri yok" açıklamasını yapmıştı.

Dopingden yakalanan başka şampiyonlar da var. Örneğin 2010 şampiyonu Alberto Contador, clenbuterol kullanımı nedeniyle bir unvanından mahrum bırakıldı ve çeşitli dönemlerden birçok bisikletçi doping testlerinde başarısız oldu. Doping, Tur'un her dönemini lekeleme tehdidi oluşturan hassas bir konu olmaya devam ediyor.

Güvenlik sorunları da tartışmalara yol açıyor. Dağ inişleri ve dar yollar, kazaların ciddi sonuçlara yol açabileceği anlamına geliyor. 1995'te İtalyan Fabio Casartelli, yüksek hızda bir iniş kazasında trajik bir şekilde hayatını kaybetti ve bu olay, daha sonra kaskların zorunlu hale getirilmesine neden oldu. 

Son yıllarda seyircilerin müdahaleleri de kazalara neden oluyor. Örneğin, 2023 Turu'nda, yola eğilen bir taraftar 15. etapta büyük bir zincirleme kazaya neden oldu: Sarı mayonun favorisi Jonas Vingegaard da dahil Jumbo-Visma takımının bisikletçileri sert bir şekilde düştü ve takım daha sonra yasal işlem başlatmayı bile düşündü.

Polis, coşkulu kalabalık ve bisikletçilerin güvenliğini arasında denge kurmak zorunda: Organizatörler, hayranların parkura geçmemelerini ve tehlikeli duman bombaları kullanmamalarını istese de uzun dağ etaplarını denetlemek, yarış yetkilileri için "sağlık ve güvenlik kabusu" olmaya devam ediyor.

Tur, aynı zamanda siyasi veya sosyal protestolar için beklenmedik bir sahne haline geldi. Dikkat çeken olaylar arasında iklim aktivistlerinin eylemleri de yer aldı. 2022'deki 10. etapta, Dernière Rénovation grubundan birkaç protestocu kendilerini yola yapıştırarak yarışan grubu engelledi ve iklim değişikliği konusunda acil önlem alınmasını talep etti. Yarış, protestocular kaldırılana kadar durduruldu. Bu eylemler dünya çapında manşetlere taşındı ve diğerlerini gelecekteki yarışlarda benzer aksaklıklar yaratmaya teşvik etti. 

Uluslararası politika da yarışta yer buldu: Bu yıl 17. etap boyunca düzinelerce seyirci, bisikletçiler geçerken Filistin bayrakları sallayıp "Özgür Filistin" yazılı pankartlar açtı, sloganlar attı ve İsrail destekli Israel–Premier Tech takımının ihraç edilmesini istedi. Bu takımdaki bir İsrailli bisikletçi kendini güvende hissetmediğinden şikayet etti.

dfghyju
Dieulefit adlı yaklaşık 3 bin nüfuslu bir kasabada mağaza işleten Vanessa Huguenin, Tur'un görünürlüğünden yararlanmak için bu etkinliğin yaklaşık iki aydır planlandığını söyledi (Reuters)

Tour de France gelişmeye devam ediyor. Modern takımlar son derece taktiksel ve genellikle veriye dayalı stratejilerle yönetiliyor. Güç ölçerlerin, aerodinamik analizlerin ve gerçek zamanlı radyo iletişiminin kullanımı, yarışları çok kontrollü hale getirdi. Hatta geleneksellikten yana bazıları bunun yarışın spontanlığını yok ettiği eleştirisinde bulunuyor.

2025'te Groupama-FDJ patronu Marc Madiot, sürekli iletişimin bisikletçileri “uzaktan kontrol ettiğini” ve kaza riskini artırdığını savunarak, yarış radyolarının ve güç ölçerlerin yasaklanmasını önererek tartışmayı yeniden alevlendirdi. Onun yorumları daha geniş bir tartışmayı yansıtıyor: Radyolar olmadan bisikletçiler daha içgüdüsel kararlar almak zorunda kalabilirler ancak takımlar radyoların kazaları veya mekanik arızaları hemen bildirerek güvenliği de artırdığını savunuyorlar.

Yararlanılan kaynaklar: The Guardian, Rouleur, AP, Aspetar, Reuters