Kuveyt: İran, Durra Gaz Sahası'nda taraf değil

Kuveyt: İran, Durra Gaz Sahası'nda taraf değil
TT

Kuveyt: İran, Durra Gaz Sahası'nda taraf değil

Kuveyt: İran, Durra Gaz Sahası'nda taraf değil

Kuveyt Dışişleri Bakanı Ahmed Nasır el-Muhammed es-Sabah, İran'ın Durra/Araş Gaz Sahası'nda taraf olmadığını ve bu gaz sahasının tamamıyla Kuveyt ile Suudi Arabistan'a ait olduğunu söyledi.
Kuveyt resmi ajansı KUNA'ya göre, Dışişleri Bakanı Sabah, ülkesi ile İran arasında anlaşmazlık konusu olan Durra Gaz Sahası'na ilişkin bir açıklama yaptı.
İran'ın Basra Körfezi'nde yer alan Durra Gaz Sahası'yla ilgili bir taraf olmadığını kaydeden Sabah, söz konusu sahanın tamamıyla Kuveyt ve Suudi Arabistan'a ait olduğunu söyledi.
Sabah ayrıca, ülkesi ile Riyad yönetimi arasındaki anlaşmalar gereğince Durra Gaz Sahası'nda yalnızca Kuveyt ve Suudi Arabistan'ın kullanım ve işletme hakkı bulunduğunu ifade etti.

Durra/Araş Gaz Sahası'nda Kuveyt-İran anlaşmazlığı
Basra Körfezi'nde yer alan ve 1967'de keşfedilen Araş/Durra Gaz Sahası, yıllardır İran ile Kuveyt arasında soruna neden oluyor. Gaz sahasının İran tarafında yer alan kısmına Araş adı verilirken, Kuveyt tarafındaki ise Durra olarak biliniyor.
Suudi Arabistan ve Kuveyt, 21 Mart'ta Durra Gaz Sahası'nı geliştirmek için anlaşma imzalamıştı.
İran Petrol Bakanı Cevad Uci de bugün sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, ülkesinin Araş/Durra ortak gaz sahasında sondaj çalışmalarına başlayacağını duyurmuştu.



Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Ferhan, BM üye ülkelerini New York Konferansı'nın nihai belgesini desteklemeye çağırdı

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve New York konferansındaki bazı katılımcılar (AFP)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve New York konferansındaki bazı katılımcılar (AFP)
TT

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Ferhan, BM üye ülkelerini New York Konferansı'nın nihai belgesini desteklemeye çağırdı

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve New York konferansındaki bazı katılımcılar (AFP)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve New York konferansındaki bazı katılımcılar (AFP)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Filistin sorununun barışçıl çözümü ve iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin üst düzey uluslararası konferansın nihai belgesinin kabul edildiğini duyurdu. Bu karar, Suudi Arabistan ve Fransa'nın eş başkanlığında New York'taki Birleşmiş Milletler genel merkezinde düzenlenen konferansın ikinci gününün sonunda alındı.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, New York'ta düzenlenen Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 79. oturumunun kapanışından önce, Suudi Arabistan ve Fransa delegasyonlarına bildirimde bulunarak nihai belgenin onaylanmasını istedi.

Bin Ferhan, bu vesileyle yaptığı konuşmada, “Bu sonuçlar, siyasi, insani, güvenlik, ekonomik ve hukuki eksenler ile stratejik anlatı üzerinden kapsamlı önerileri yansıtmakta ve iki devletli çözümün uygulanması ve herkes için barış ve güvenliğin sağlanması konusunda entegre ve uygulanabilir bir çerçeve oluşturmaktadır” dedi. Tüm BM üye devletlerini, eylül ayında yapılacak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun bir sonraki oturumu sona ermeden önce sonuç belgesini desteklemeye çağırdı.

Prens Faysal bin Ferhan, sivillere yönelik ayrım gözetmeyen saldırılar, sivil hedeflere yönelik her türlü saldırı ve kışkırtma, tahrik ve yıkım eylemleri de dahil olmak üzere, her türlü saldırıyı kınadığını yineledi.

Belge, Gazze'deki savaşı sona erdirmek ve iki devletli çözümün etkili bir şekilde uygulanmasına dayalı olarak İsrail-Filistin çatışmasına adil, barışçıl ve kalıcı bir çözüm bulmak ve Filistinliler, İsrailliler ve bölgedeki tüm halklar için daha iyi bir gelecek inşa etmek için ortak çalışma yapma konusunda mutabakatı içeriyor.

Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre üç gün süren iki devletli çözüm konferansı, Filistin sorununun barışçıl çözümüne yönelik somut, zamanla sınırlı ve geri dönüşü olmayan adımlar atmayı, iki devletli çözümün hayata geçirilmesini ilerletmeyi ve mümkün olan en kısa sürede somut eylemlerle bağımsız bir Filistin devletini hayata geçirmeyi, Filistin halkının topraklarında onurlu bir şekilde yaşama hakkını güvence altına almayı amaçlıyor.