BAE’den Ramazan küresel bağış kampanyası: 1 milyar öğün

BAE Dünya çapında yoksullara ve ihtiyaç sahiplerine gıda desteği sağlamak için ‘Bir Milyar Öğün’ girişimi başlatıyor

‘Bir Milyar Öğün’ girişimi, geçtiğimiz Ramazan ayında gerçekleştirilen ‘100 Milyon Öğün’ kampanyasının başarısından yararlanıyor. (Şarku’l Avsat)
‘Bir Milyar Öğün’ girişimi, geçtiğimiz Ramazan ayında gerçekleştirilen ‘100 Milyon Öğün’ kampanyasının başarısından yararlanıyor. (Şarku’l Avsat)
TT

BAE’den Ramazan küresel bağış kampanyası: 1 milyar öğün

‘Bir Milyar Öğün’ girişimi, geçtiğimiz Ramazan ayında gerçekleştirilen ‘100 Milyon Öğün’ kampanyasının başarısından yararlanıyor. (Şarku’l Avsat)
‘Bir Milyar Öğün’ girişimi, geçtiğimiz Ramazan ayında gerçekleştirilen ‘100 Milyon Öğün’ kampanyasının başarısından yararlanıyor. (Şarku’l Avsat)

Cumartesi günü (2 Nisan) itibariyle Ramazan ayının başlaması ile eş zamanlı olarak Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) tarafından “Bir Milyar Öğün” adıyla bir insani yardım kampanyası başlatıldı.
Kampanyanın, dünyadaki açlığın ortadan kaldırılması hedefi de dahil olmak üzere, Birleşmiş Milletler’nin (BM) 2030 yılı için belirlenen sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşılmasına katkı sağlaması bekleniyor.
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Başbakanı ve Dubai Emiri Şeyh Muhammed bin Raşid Al Maktum, dünya çapında 50 ülkedeki yoksullara ve ihtiyaç sahiplerine bir milyara yakın gıda desteği sağlamayı amaçlayan ‘Bir Milyar Öğün’ kampanyasını başlattı.
Al Maktum, kampanya hakkında “Allah’ın izniyle, dünya çapında 50 ülkede gıda sağlamak ve açlıkla mücadele etmek için düzenlenen en büyük kampanya olan ‘Bir Milyar Öğün’ bugün başlıyor. Zira Ramazan, her gün aç uyuyan 800 milyon insanın yaşadığı sıkıntıları hissettiğimiz oruç ayıdır” dedi.
Şeyh Muhammed bin Raşid “Açlık ve gıda güvenliği nedeniyle gerçek bir insani kriz var, Bir Milyar Öğün kampanyasının sloganı ‘Komşusu açken, tok yatan bizden değildir’ olarak belirlendi. BAE’den dünyaya bir milyar insani mesajımız var.  Hedefimiz dünyanın en asil halkı olmaktır” ifadelerini sözlerine ekledi.
Girişim, BAE merkezli ve uluslararası kurumlar, heyetler, şirketler, iş insanlarından hayırseverleri bağış yapmaya teşvik ediyor.
Şeyh Muhammed bin Raşid Al Maktum, 10 Mart’ta yaptığı açıklamada, son iki yılda 100 Milyon Öğün ve 10 Milyon Öğün kampanyalarının yoksullar ve ihtiyaç sahipleri için gıda güvenliği ağının sağlanmasına katkıda bulunmadaki başarısının ardından, BAE’nin dünyaya karşı ahlaki bir sorumluluk ve insani yükümlülüğü olarak Bir Milyar Öğün kampanyasının başlatılacağını duyurmuştu.
Şeyh Muhammed bin Raşid Küresel Girişimler Vakfı (MBRGI) Genel Sekreteri Muhammed el-Karkavi, BAE’nin dünya genelinde insanların yaşam kalitesini iyileştirme, insanların onurunu koruma ve en çok yardıma ihtiyaç duyan toplumlardaki acıları hafifletme taahhüdüne istinaden, insani mesajını küresel olarak güçlendirmeye devam ettiğini belirtti.
Karkavi, Bir Milyar Öğün gibi insani yardım girişimlerinin, BAE’nin insani krizlere karşı mücadele edilmesi ve üstesinden gelinmesi için uluslararası çabalara etkili bir şekilde katkıda sağlayan konumunu güçlendireceğini söyledi. Aynı zamanda ülkesinin, bölgede ve dünya genelinde çeşitli düzeylerde insani krizlere yönelik çözümlere tam destek sağlama konusundaki kararlılığını da dile getirdi.
Muhammed el-Karkavi, yardımlaşmanın BAE’nin ulusal kültürü olduğunu, cömertliğin BAE halkının, liderliğin ve insanların bir özelliği olduğunu ve yardım ellerinin ülke içinde ve dışında iyiliklerle uzatıldığını sözlerine ekledi. Hayırsever kurum ve bireylere, yardım hedeflerine ve insani hedeflerine ulaşmak için Bir Milyar Öğün kampanyasına katkıda bulunma çağrısında bulundu.
Bir Milyar Öğün kampanyası tüm birey ve kurumların yardım çalışmalarına katılımına kapı aralıyor. Nihai hedeflere ulaşıncaya kadar her türlü katılım ve bağış imkanının açık kalmasını sağlayarak, en çok ihtiyacı olanları ve yetersiz beslenmeden mustarip olanları desteklemek üzere sürdürülebilir bir seçenek sunuyor.
Şeyh Muhammed bin Raşid Küresel Girişimler Vakfı’nın organize ettiği Bir Milyar Öğün kampanyası, en iyi sadakanın yemek yedirmek olduğunu vurgulayan mübarek Ramazan ayı ruhu çerçevesinde, yoksullara ve ihtiyaç sahiplerine her türlü gıda desteğini sağlayarak dünyadaki en şiddetli ihtiyaç sahibi gruplarına destek olmayı amaçlıyor.
Bir Milyar Öğün girişimi, geçtiğimiz yıl Ramazan ayında gerçekleştirilen 100 Milyon Öğün kampanyasının beklentileri aşan başarısından faydalanıyor. 100 Milyon Öğün kampanyasında, belirlenen hedefler aşılmış, tamamı dünyanın çeşitli ülkelerinde dağıtılan 220 milyon öğün sağlamak için yeterli miktarda bağış toplanmıştı. Bir Milyar Öğün girişimiyle, dünyanın ihtiyaç sahibi olan birçok bölgesinde, başta çocuklar, mülteciler, yerinden edilmiş kişiler, afet ve kriz mağdurları olmak üzere zayıf gruplarda, açlık ve yetersiz beslenme ile mücadeleye katkıda bulunmak için toplam öğün sayısının bir milyar öğüne tamamlanması için çalışmalar yürütülecek. Bir Milyar Öğün girişimi kapsamında, dünya çapında 50 ülkede, önceki kampanyaya kıyasla 780 milyon ek öğün sağlanması ve dağıtılması için bağış toplanması bekleniyor.



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.