Litvanya Rusya’dan gaz ithalatını tamamen durdurdu

Enerji Bakanı Dainius Kreves (Litvanya medyası)
Enerji Bakanı Dainius Kreves (Litvanya medyası)
TT

Litvanya Rusya’dan gaz ithalatını tamamen durdurdu

Enerji Bakanı Dainius Kreves (Litvanya medyası)
Enerji Bakanı Dainius Kreves (Litvanya medyası)

Litvanya Enerji Bakanlığı, Moskova’nın ruble dayatmasına tepki olarak Litvanya’nın, Rusya'dan gaz ithalatını tamamen durdurdu.
Bloomberg haber ajansı dün (Cumartesi), Litvanya gaz şebekesinin bu Nisan itibariyle Rus gazı olmadan çalışacağını bildirdi.
Litvanya Enerji Bakanı Dainius Krevis konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Avrupa Birliği’nde Gazprom’dan (Rus gaz şirketi) tedarik alan ülkeler arasında Rus gazından tam bağımsızlık elde eden ilk ülkeyiz. Bu, tutarlı ve uzun vadeli bir enerji politikasının ve zamanında alınan altyapı kararlarının bir sonucu olarak başarılmış bir şey”.
Litvanya’nın gaz ihtiyacı Baltık Denizi’ndeki bir LNG terminalinden karşılanacak.
Litvanya, Rusya anakarasından Kaliningrad şehrine boru hattı üzerinden gaz taşımaya devam edecek.

Avrupa ara yol buldu
Ukrayna işgali nedeniyle Rusya'ya sert yaptırımlar uygulayan Batılı ülkelerle Moskova arasındaki ruble krizinde Avrupa’da şimdilik ara yol bulundu.
Şarku’l Avsat’ın Almanya’nın Sesi’nden (DW) aktardığı habere göre Rusya, doğal gaz ve petrolde kendisine bağımlı olan Avrupa ülkelerine, enerji ödemelerini artık sadece ruble üzerinden kabul edeceğini bildirmiş, Avrupa ülkeleri ise bunun mevcut anlaşmalara aykırı olacağı ve kabul edilmeyeceği tepkisi vermişti. Bunun üzerine taraflar çeşitli görüşmeler gerçekleştirmiş ve Almanya ve İtalya başbakanları dün yaptıkları açıklamayla Rus lider Putin'den güvenceler aldıklarını bildirmişti.
Gazprombank dövizi rubleye dönüştürecek
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in bugün imzaladığı kararnameyle doğal gaz ödemeleri 1 Nisan'dan itibaren Rus para birimi ruble cinsinden yapılacak.
Kararname uyarınca Batılı ülkeler Rusya'dan doğal gaz alımına ancak Gazprombank'ta "K-hesabı" diye adlandırılan özel bir hesap açarak devam edebilecek. Böylece alıcı için Rusya'dan doğal gaz ödemeleri yine euro veya dolar olarak yapılabilecek. Rus enerji devi Gazprom'a bağlı olan Gazprombank, Batı'nın yaptırım listesine almadığı bankalar arasında bulunuyor.
Gazprombank, bir tür aracı işlevi görerek parayı müşteri adına rubleye çevirecek ve ödemeyi Rus doğal gaz tröstü Gazprom'a ruble cinsinden iletecek. Kararnameye göre, Gazprombank böyle bir hesabı yabancı alıcıların gıyabında açabilecek.

Scholz: Ödemeleri Euro cinsinden yapacağız
Putin, ödemelerin eksik kalması durumunda bunun anlaşmaların feshi sonucu doğuracağını belirterek "Ödemeler yapılmazsa bu alıcının anlaşmayı ihlal etmesi olarak değerlendirilir ve gerekli her tür sonucu beraberinde getirir" dedi.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Putin'in açıklamaları sonrasında verdiği demeçte, doğal gaz alımlarının Euro ya da Dolar cinsinden yapılacağını ve bunu Putin'e çok açık bir şekilde dile getirdiğini kaydetti.

Avusturya da Rusya'ya olan bağımlılığı azaltmak istiyor
Avusturya Şansölyesi Karl Nehammer de Rusya'ya enerji bağımlılığının korkunç bir şey olduğunun altını çizerek, yaptırımların onları uygulayan devletleri değil, uygulananları zayıflatması gerektiğine dikkati çekti.
Karl Nehammer Avusturya'nın da gelecekte Rus gazına bağımlı olmaması için gaz arzını çeşitlendirmeye çalıştığını belirtti.
Avusturya'nın Batı Balkan ülkeleriyle uzun bir ortak tarihe sahip olduğunu hatırlatan Nehammer, "Sadece olası Avrupa perspektifleri hakkında konuşmamız değil, aynı zamanda bir şeyler yapmamız gerekiyor. Dolayısıyla burada vites değiştirmemiz, harekete geçmemiz ve bu ülkelerdeki insanlara bir bakış açısı kazandırmamız jeostratejik çıkarlar açısından bizim için önemli." şeklinde konuştu.
Putin 31 Mart’taki açıklamasında şunları söylemişti:
“Rus gazı ithaltçıları, 1 Nisan'dan itibaren Rus bankalarında ruble hesabı açıp buradan ödeme yapmak zorunda. Doğalgaz ödemeleri ruble ile yapılmadığı takdirde bu ülkelerin kontratları askıya alınacak. Rusya'nın büyümesini engellemeyi amaçlayan yaptırımlar önceden hazırlanmıştı. Batılı ülkeler, yaptırımlar için yeni bahaneler üretmeyi sürdürecekler.”
Bununla birlikte IFAX haber ajansı, Putin'in doğalgaz ödemeleri için özel hesaplarını Gazprombank'ta açılmasının talimatını verdiğini bildirdi.



Bitcoin dalgalanmalara rağmen 110 bin doları aştı

Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)
Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)
TT

Bitcoin dalgalanmalara rağmen 110 bin doları aştı

Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)
Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)

Kripto para piyasası haftaya kayda değer bir yükselişle başladı. Bitcoinin fiyatı yüzde 2,1 oranında artarak 110 bin dolar seviyesini yeniden gördü. Bu seviye, yatırımcılar açısından psikolojik ve teknik açıdan önemli bir eşik olarak görülüyor. Söz konusu yükseliş, tahvil piyasalarında yaşanan artan dalgalanmalar ve hem ABD hem de Japonya’da kamu borçlarının sürdürülebilirliğine dair artan endişeler eşliğinde gerçekleşti.

ABD’de bütçe açığının artması ve devlet tahvili ihraçlarının hız kazanması, tahvil piyasası üzerinde ciddi bir baskı oluşturdu. Diğer yandan uzun vadeli borçlanma araçlarının getirileri yükselmeye devam ediyor. Bu durum yatırımcıların enflasyon kaygılarını ve yabancı talepteki düşüşü yansıtıyor. Japonya’da ise tahvil getirileri, tarihsel olarak düşük seyreden bantlarını aşmaya başladı. Bu gelişme, onlarca yıldır sürdürülen genişleyici para politikasının sona erdirilebileceğine dair spekülasyonları beraberinde getirdi.

Kripto para analizi alanında önde gelen isimlerden Michael van de Poppe’nin sosyal medya üzerinden yaptığı bir paylaşıma göre, Bitcoinin 110 bin dolar seviyesine geri dönmesi, güçlü bir yükseliş ivmesine işaret ediyor. Aynı zamanda alternatif kripto paralar da bu olumlu eğilime katılıyor.

Söz konusu hareket, birçok piyasa izleme platformunun bildirdiğine göre, 95 bin ila 100 bin dolar arasında dalgalanan birkaç haftalık yatay seyrin ardından geldi. Binance platformunun verilerine göre, BTC/USD paritesi 110 bin 125 dolar seviyesinde kaydedilirken, günlük işlem hacmi yaklaşık 38 milyar dolara ulaştı.

Bu bağlamda Bitcoin, hem yüksek performanslı bir dijital varlık hem de alternatif bir değer saklama aracı olarak yeniden gündeme geliyor. Analistler, küresel piyasalarda yaşanan dönüşümlerin dijital para birimlerinin cazibesini artırdığını belirtiyor. Özellikle Bitcoine bağlı borsa yatırım fonlarına kurumsal sermaye akışının devam etmesi dikkat çekiyor. Bu fonların yönettiği varlıkların toplam değeri kısa süre önce 104 milyar doları aştı.

Dikkat çekici olan, bu yükselişin kısa vadeli bir spekülasyon dalgasının sonucu gibi görünmemesi. Aksine bu yükseliş, yatırımcılar tarafından ‘güvenli liman’ kavramının yeniden kapsamlı biçimde değerlendirilmesi çerçevesinde gerçekleşiyor. Zira artık geleneksel devlet borçlanma araçları -başta Amerikan hazine tahvilleri olmak üzere- aynı güven düzeyine sahip değil. Özellikle yüksek enflasyon ve kronik bütçe açıklarıyla karakterize edilen bir ortamda bu güven daha da zayıflamış durumda.

Hafta sonunda ise Bitcoinin fiyatı, 111 bin doların üzerindeki seviyelerden 108 bin 600 dolara kadar geriledi. Bu düşüş, ABD Başkanı Donald Trump’ın Avrupa mallarına ve Amerika dışında üretilen iPhone cihazlarına ağır gümrük vergileri uygulama tehdidine doğrudan bir tepki olarak gerçekleşti.

Bu ani riskten kaçınma eğilimine yönelik genel ruh halindeki dönüşüm, kripto para piyasasında 500 milyon dolardan fazla alım pozisyonunun silinmesine yol açtı. Bitcoin, Ether, Cardano, Solana ve Dogecoin’e bağlı vadeli işlem sözleşmeleri ciddi kayıplar yaşadı.

Ancak bu sabah atmosfer değişti. BTSE platformunun operasyonlardan sorumlu yöneticisi Jeff Mei, Telegram üzerinden yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bir yandan, hafta sonu yaşanan düşüşler bize kripto para piyasasının jeopolitik ve ekonomik şoklara ne kadar hızlı tepki verdiğini gösterdi. Diğer yandan, gümrük muafiyet sürelerinin uzatılması yönünde atılan adımlar, en kötü dönemin geride kaldığına dair inancı güçlendiriyor. Bu da yatırımcıların temkinli bir şekilde yeniden birikim yapmaya başlamasına yol açtı.”