İsrail Genelkurmay Başkanı  Kochavi: İran’a muhtemel operasyonlar için hazırlık süreci hızlı bir şekilde ilerliyor 

İsrail Hava Kuvvetleri komutanlığı devir teslim töreninden bir kare (İsrail ordusu Twitter hesabı)  
İsrail Hava Kuvvetleri komutanlığı devir teslim töreninden bir kare (İsrail ordusu Twitter hesabı)  
TT

İsrail Genelkurmay Başkanı  Kochavi: İran’a muhtemel operasyonlar için hazırlık süreci hızlı bir şekilde ilerliyor 

İsrail Hava Kuvvetleri komutanlığı devir teslim töreninden bir kare (İsrail ordusu Twitter hesabı)  
İsrail Hava Kuvvetleri komutanlığı devir teslim töreninden bir kare (İsrail ordusu Twitter hesabı)  

İsrail Başbakanı Naftali Bennett'in, Dışişleri Bakanı Yair Lapid’e görevini devrettikten sonra da ‘İsrail'in İran tehdidine karşı koyma stratejisinden sorumlu olmaya devam edeceği’ duyuruldu. 
Tomer Bar'ın, İsrail Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nı, görev süresi dolan Amikam Norkin'den devralması münasebetiyle düzenlenen törende, İran’a karşı geçmişte düzenlenen operasyonlar ve gelecekteki muhtemel operasyonlara değinildi.  
Hava Kuvvetlerinin yeni komutanı Tomer Bar, hava kuvvetlerinin yakın ve uzak hedeflere yönelik operasyonlar için tamamen hazır olduğunu vurguladı. İsrail Genelkurmay Başkanı Aviv Kochavi, ‘’İran’a muhtemel operasyonlar için hazırlık süreci şu anda hızlı bir şekilde ilerliyor’’ dedi. Hava kuvvetlerinin devir teslim töreninde konuşan Kochavi, “İsrail hava kuvvetleri son yıllarda önemli bir gelişim kaydetti, ancak geleceğe uyum sağlamak için atılacak adımlar var. Ordumuz Suriye ve Ortadoğu’nun farklı yerlerinde İran mevzilerine ve milislerine sert darbeler indirdi. Düşmana yönelik hava operasyonu yeteneklerimizi güçlendirdik ve güçlendirmeye devam edeceğiz. Hava kuvvetleri bu savaşlarda merkezi bir rol üstlenmeye devam edecek, hava operasyonlarımız İran’ın Suriye’ye askerlerini konuşlandırarak İsrail’i tehdit etmesini engellemede önemli bir rol oynadı” ifadelerini kullandı.  
Kochavi, İsrail ordusunun ‘daima hazır’ olmasının sağlanması için haftada bir kez olmak üzere sürekli tatbikatlar yapıldığını vurguladı. İsrail ordusunun dün Eilat şehrinde, askeri araçlar ve savaş uçaklarının katılımıyla yeni bir askeri manevra yaptığına işaret etti. Kochavi, söz konusu manevranın, ‘sürekli teyakkuz’ çerçevesinde 2022 tatbikatlarının bir parçası olarak planlandığını açıkladı. 
Öte yandan Başbakanlık ofisinden yapılan açıklamada, Başbakan Naftali Bennett’in dün Hindistan Başbakanı Narendra Modi ile telefonda görüştüğü belirtildi. Görüşmede iki ülke ilişkilerinin yanı sıra İran’ın nükleer dosyasının ele alındığı kaydedildi. Bennett’in bu dosyaya özel önem gösterdiği ve görevini Dışişleri Bakanı Yair Lapid’e devrettikten sonra da İran dosyasını takip etmeye devam edeceği vurgulandı. Bennett’in, ‘İsrail'in İran tehdidine karşı koyma stratejisinden sorumlu olmaya devam edeceği’ belirtildi. Bilindiği üzere koalisyon hükümeti kurulduğunda, Başbakan Naftali Bennett’in görevini iki yıl iki ay sonra müttefiki olan Yair Lapid’e devretmesi üzerinde anlaşılmıştı. Bu süre 2023 Ağustos ayında doluyor. Bennett söz konusu anlaşmaya göre içişleri bakanı olacak ancak İran dosyası kendi yetki alanında kalmaya devam edecek.
İsrail'in Kanal 12 televizyonunda yapılan analizde, Bennett ve Lapid arasındaki bu anlaşmanın "İsrail tarihinde istisnai ve eşi görülmemiş bir karar" olduğu, çünkü İran'la ilgili meselelere her zaman başbakanın karar verdiği belirtildi. Bennett’in bu talebi, başbakanlık koltuğunu devrettikten sonra hükümetteki pozisyonunu güçlendirmek amacıyla öne sürmüş olabileceğine işaret edildi. İran dosyasının doğrudan güvenlik meselesi olduğunu düşünen Savunma Bakanı Benny Gantz’ın bu durumdan rahatsız olduğu, nitekim Gantz’ın bu konunun kendi yetkisinde olması gerektiğini düşündüğü ifade edildi. Gantz’a yakın bir kaynağın, İran dosyasının Bennett’e tevdi edilmesinin koalisyon içinde gerginliğe neden olduğunu aktardığı belirtildi. Koalisyon üyelerinin çoğunun, Bennett’in Lapid’e görev tesliminin gerçekleşemeyebileceğini öngördüğü de iddia edildi.  



İran: Avrupa Troykası ile birkaç gün içinde görüşmeler yapma konusunda anlaştık

Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)
Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)
TT

İran: Avrupa Troykası ile birkaç gün içinde görüşmeler yapma konusunda anlaştık

Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)
Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)

İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, İran, İngiltere, Fransa ve Almanya'nın cuma günü İstanbul'da nükleer müzakereleri yeniden başlatacağını açıkladı. Bu açıklama, Avrupa'nın üç büyük ülkesi olan İngiltere, Fransa ve Almanya'nın müzakerelerin yeniden başlamaması halinde İran'a uluslararası yaptırımların yeniden uygulanacağı uyarısının ardından geldi.

İran resmi basınına göre Dışişleri Bakanlığı sözcüsü İsmail Bekayi, “İran, İngiltere, Fransa ve Almanya arasındaki toplantının, dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde yapılacağını” açıkladı.

İran medyası dün, Batılı güçlerin BM yaptırımlarına hızlı bir şekilde geri dönüş için "snapback" mekanizmasını devreye sokmak üzere ağustos sonuna kadar süre vermesinin ardından, Tahran'ın Avrupa Troykası ile müzakereleri yeniden başlatma konusunda anlaştığı haberini verdi. Devrim Muhafızları'na bağlı Tesnim Haber Ajansı, konuya hakim bir kaynağın "Görüşmelerin prensibi üzerinde anlaşmaya varıldı, ancak zaman ve yer konusunda istişareler devam ediyor" dediğini belirtti.

Birkaç gün önce, Avrupa Troyka'nın dışişleri bakanları ve Avrupa Birliği'nin dışişleri politika sorumlusu, geçen ay İsrail ve ABD'nin İran'ın nükleer tesislerine düzenlediği saldırıdan bu yana İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ile ilk telefon görüşmesini gerçekleştirdi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Avrupa Troykası, Çin ve Rusya ile birlikte, 2015 yılında İran ile imzalanan ve 2018 yılında ABD'nin çekildiği nükleer anlaşmanın kalan taraflarını oluşturuyor. Anlaşma uyarınca, İran'ın nükleer programına kısıtlamalar getirilmesi karşılığında yaptırımlar kaldırılmıştı.

Avrupa Birliği, İran ile İsrail arasında hava savaşı öncesinde devam eden nükleer müzakerelerin yeniden başlamaması veya somut sonuç alınmaması halinde, BM'nin yaptırımlarını otomatik olarak yeniden uygulamaya koyan “Snapback” mekanizması yoluyla, ağustos ayı sonuna kadar İran'a BM yaptırımlarını yeniden uygulayacağını açıkladı.

Arakçi birkaç gün önce yaptığı açıklamada, “Avrupa Birliği ve Avrupa Troyka'sı bir rol oynamak istiyorsa, sorumlu davranmalı ve ahlaki ve hukuki hiçbir temeli olmayan (yaptırımların yeniden uygulanması) politikası da dahil olmak üzere, modası geçmiş tehdit ve baskı politikalarından vazgeçmelidir” ifadelerini kullandı.

2015 nükleer anlaşmasını onaylayan BM kararının maddelerine göre, Avrupa Troykası 18 Ekim 2025 tarihine kadar BM'nin Tahran'a yaptırımlarını yeniden uygulayabilir.

İran Parlamentosu Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu üyesi Vahid Ahmedi, üç Avrupa ülkesinin “uluslararası hukuk açısından mekanizmayı devreye sokma hakkına sahip olmadığını”ifade etti. İran Observer haber sitesine verdiği demeçte, Tahran'ın ABD ile müzakerelere dönmek için üç temel şart koyduğunu belirtti. “Birincisi, İran topraklarına yönelik saldırının uluslararası platformlarda kınanması, ikincisi, 12 gün süren savaşın yol açtığı zarar ve kayıpların belirlenmesi, üçüncüsü, gelecekte İran topraklarına yönelik herhangi bir saldırının tekrarlanmayacağına dair net garantiler verilmesi.”

İsrail-İran savaşından önce Tahran ve Washington, Umman'ın arabuluculuğunda beş tur nükleer müzakere gerçekleştirdi, ancak Batı güçlerinin silahlanma tehlikesini ortadan kaldırmak için İran'ın uranyum zenginleştirmesini sıfıra indirmesini talep etmesi gibi önemli engellerle karşılaştı.

ABD saldırılarından önce İran, uranyumu yüzde 60 saflıkta zenginleştiriyordu. Bu uranyumun saflığı, silah geliştirmeye imkan veren yüzde 90'a kadar kolaylıkla yükseltilebilir.

Tahran, nükleer programının sadece sivil amaçlara yönelik olduğunu söylüyor. Batılı güçler ise bu düzeyde zenginleştirmenin sivil bir gerekçesi olmadığını belirtiyor.

Birleşmiş Milletler'in en üst düzey denetim kurumu olan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ise nükleer silah üretmeden uranyumu bu düzeye kadar zenginleştiren başka bir ülke olmadığını vurguluyor.