İran Suriye’deki milislerinin konuşlanma alanlarını genişletiyor

Suriye’nin kuzeydoğusundaki Deyrizor’un batısında Suriye rejim güçlerine bağlı 4. Tümen’e ait bir kontrol noktası (Şarku’l Avsat)
Suriye’nin kuzeydoğusundaki Deyrizor’un batısında Suriye rejim güçlerine bağlı 4. Tümen’e ait bir kontrol noktası (Şarku’l Avsat)
TT

İran Suriye’deki milislerinin konuşlanma alanlarını genişletiyor

Suriye’nin kuzeydoğusundaki Deyrizor’un batısında Suriye rejim güçlerine bağlı 4. Tümen’e ait bir kontrol noktası (Şarku’l Avsat)
Suriye’nin kuzeydoğusundaki Deyrizor’un batısında Suriye rejim güçlerine bağlı 4. Tümen’e ait bir kontrol noktası (Şarku’l Avsat)

İsrail’in Suriye topraklarındaki İran askeri mevzilerine düzenlediği hava saldırılarını artırmasıyla birlikte son yıllarda Tahran’ın Suriye’deki rolünü sınırlandıran Rusya’nın Ukrayna savaşıyla meşgul olduğu bir ortamda İran, Suriye’deki konuşlanma faaliyetlerine hız verdi. İran bu kapsamda Suriye’nin orta kesimi, doğusu ve kuzeydoğusuna yerli ve yabancı milisler konuşlandırırken, bu mevzilenme alanlarına askeri araçlar, füze rampaları, insansız hava araçları (İHA) takviye ediyor. İranlı milislerin konuşlandığı bölgelerde inşa edilen karargahlar İran Devrim Muhafızları tarafından yönetiliyor.
İran’ın yeni askeri taktiği, Suriye topraklarındaki nüfuzunu olabildiğince geniş bir alana yaymayı hedefliyor. İran Devrim Muhafızları geçtiğimiz süreçte Lübnan Hizbullahı, Afgan Fatimiyyun Tugayı, Irak merkezli Nuceba Hareketi ve Asayib Ehlil Hak Örgütü ile Suriye merkezli Bakır Tugayı’na mensup yaklaşık 4 bin 500 milisi Humus’un doğu kırsalı, Hama Çölü, Rakka Çölü, Deyrizor ve Halep kentlerinde bulunan yaklaşık 120 askeri mevzi ve karargâha dağıttı. Devrim Muhafızları söz konusu mevzilenme alanlarına ayrıca füze rampası, ağır silah, İHA ve iletişim mekanizmaları gönderdi. Devrim Muhafızları son olarak Halep kentinde Rus ve rejim güçleri karşısında Neyrab Askeri Havaalanı’na doğru nüfuzunu genişletmesinin ardından Humus’un doğusundaki stratejik Mahin Depolarını ele geçirdi ve kendisine bağlı milislerin safında savaşan gönüllü Suriyeliler için askeri eğitim kampları inşa etti.

Suriye çölü
Şarku’l Avsat’ın Hama ve Humus çöllerindeki kaynaklardan edindiği bilgilere göre, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’in kardeşi Mahir Esed’in komutasındaki 4. Tümen komutanları ile İran Devrim Muhafızları komutanları arasında 2022’nin başında bir anlaşma yapıldı. Bu anlaşmaya göre, Humus’un doğusundaki Hasya, Tedmür, Mahin, Kuryatayn, Suhna, Kem ve Tayba bölgeleri ile Hama’nın doğusundaki Salamiya, Es-San, Esriya ve Şeyh Hilal bölgelerinde yaklaşık 11 merkezi karargâh inşa edildi.
Kaynakların aktardığına göre, karargahların inşasının ardından Lübnan Hizbullahı, Afgan Fatimiyyun Tugayı, Irak merkezli Nuceba Hareketi ve Asayib Ehlil Hak Örgütü ile Suriye merkezli Bakır Tugayı milisleri Humus’un doğusundaki Hasya, Tedmür, Mahin, Kuryatayn, Suhna, Kem ve Tayba bölgeleri ile Hama’nın doğusundaki Salamiya, Es-San, Esriya ve Şeyh Hilal bölgelerine konuşlandırıldı. Kaynaklar, söz konusu konuşlanma hamlesinin, Rusya’nın Ukrayna savaşının başlaması ve Rus güçlerin Humus’un doğusundaki bazı askeri noktalardan çekilmesiyle (nitekim son olarak Mahin Depolarından çekildi ve bu bölgeyi Devrim Muhafızlarına ve Lübnan Hizbullahı’na teslim etti) eşzamanlı olduğuna dikkat çekti. Lübnan Hizbullahı’nın çok sayıda unsurunu orta ve ağır araçlar, iletişim mekanizmaları ve İran yapımı İHA’larla birlikte bölgeye gönderdiğini belirten kaynaklar, 4. Tümen’in de Tedmür’ün doğusundaki Suhna bölgesi çevresine ve Kum ile Tayba bölgelerine tanksavar Kornet füzeleri takviye ettiğini kaydetti.
Halep kentindeki aktivistler, İranlı milislerin geçtiğimiz günlerde Halep’in doğusundaki Neyrab Askeri Havaala’nı içindeki bazı kısımları daha teslim aldığını ve İranlı komutanlar ile Suriye rejim komutanlarının bölgede incelemelerde bulunmasının ardından Havaalanı karşısındaki 32 evin güvenlik gerekçesiyle tahliye edildiğini aktardı. Aktivistlere göre bu gelişmeler, Halep’teki yaklaşık 38 mevki ve bölgenin tamamen İran nüfuzuna girmesinin ve Halep-Deyr Hafer yolu üzerinde askeri karargahlar inşa etmesinin ardından geldi. İran’ın kontrol altına aldığı bölgelerin isimleri şu şekilde: Neyrab Kampı, Kerm et-Tarab, kablo ve traktör imalatı, tank bakım alanı, Halep’in güneydoğusundaki bir seramik imalathanesi, Kerm el-Vakkaf ile Aziziye’deki karargahlar, Ramus bölgesi, beton blok imalathanesi, Ramusa bölgesindeki Ayn el-Asafir ve Topçu Fakültesi, Halep’in güneydoğusundaki El-Ensari, Han Tuman, Es-Sefire, Hanasır yolu, El-Vedihi, Zehibiyye Depoları, Halep’in kuzeydoğusundaki El-Vadihi ve Cebel Azan’daki üsler, El-Hadır Mahallesi, Meskene kasabası, Hanasır-Esriya yolu, Tel Şeyh Yusuf ve Şeyh Neccar, Handarat Kampı, Halep’in kuzeybatısında Nubul ve Zehra kasabalarındaki askeri karargahlar, Maarrat el-Artik ve El-Lirmun.
Sayılan bu bölgelere Filistin Kudüs Tugayı, Afgan Fatimiyyun Tugayı, Bakır Tugayı, Suriye Hizbullahı ve İran Devrim Muhafızlarına bağlı gruplarından çok sayıda milis konuşlandırıldı.
İran 27 Mart’ta Humus’un doğusundaki Tedmür kentinde bulunan depolarından 10 adet Muhacir İHA’sını son olarak Deyrizor kentinin güneyinde inşa ettiği ve İHA’lara özel bir kampa sevk etti. İran çevresinde sıkı güvenlik önlemleri aldığı bu kampta İHA eğitimleri veriyor.
Humus’tan bir kaynak, İran ve Lübnan Hizbullahı’nın Kalamun Dağları’ndaki bölgelerden başlayarak, Şam Kırsalı’ndaki Deyr Atiye, Humus’un doğusundaki Hasya, Kuryatayn, Mahin, Tedmür, Suhna, Halep’in doğusundaki Hanasır ve Neyrab Havaalanı ve Lübnan’ın Baalbek ve Arsal bölgelerindeki sınır hattının Suriye tarafındaki topraklara kadar uzanan yaklaşık 300 kilometrelik bir alanı kontrolü altına aldıklarını belirtti. Kaynak İran ve Lübnan Hizbullahı’nın Hama, Humus, Deyrizor, Rakka ve Halep’in doğu bölgelerinden Lübnan sınırına kadar uzanan Suriye çölünde ise 120 kilometre derinlikte bir bölgeyi kontrol ettiğini kaydetti.

Yeni milis grubu
Suriyeli aktivistler, İran Devrim Muhafızlarının geçtiğimiz süreçte Fecru’l İslam (İslam’ın Doğuşu) isimli yeni bir milis grubu kurduğunu ve gruba İranlı komutanların liderlik ettiğini bildirdi. Aktivistlerin aktardığına göre bu gruptaki milisler Afgan Fatimiyyun Tugayı, Irak Nuceba Hareketi ve Lübnan Hizbullahı’nın seçkin unsurlarından ve İran destekli Alevi grupların mensupları ile Şii gençlerden seçildi. Grubun görevi, Hama, Humus, Halep, Deyrizor, Tedmür, Suhna ve Humus’un doğusunda İran’a ait askeri depoları korumak.
Suriye’nin batısındaki kıyı kenti Lazkiye’den kaynaklar, askeri ve ekonomi uzmanlarının yer aldığı İranlı bir heyetin Suriye’nin batısında Akdeniz’e kıyısı bulunan Tartus ve Lazkiye kentlerini ziyaret ettiğini, rejim güçlerinden komutanlar ve hükümet yetkilileriyle görüştüğünü ve Lazkiye Limanı ile Tartus ve Lazkiye’nin diğer bölgelerini gezdiğini aktardı. Kaynaklara göre İran heyetinin ziyareti, kereste ve doğal meyve suları fabrikaları ve İran’ın Lazkiye Limanı’na dönüşüne gerekçe oluşturmak için limanda depolar inşa etmek gibi ekonomi ve yatırım projelerin üretilmesini hedefliyor. İran Lazkiye Limanı’nı, askeri ve lojistik malzemelerin Suriye ve Lübnan’a taşınmasında kullanmayı planlıyor. İsrail’in 7 ve 28 Aralık 2021 tarihlerinde limandaki İran silah sevkiyatlarını hedef aldığı hava saldırılarının ardından Rusya, Ocak 2022’de limanda tam hakimiyet kurarak İranlı güçleri buradan çıkarmış ve Rus askeri polisler liman içinde rutin devriye faaliyeti icra etmeye başlamıştı.



Mücteba Hamaney gerçekten babasının yerine mi hazırlanıyor?

Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)
Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)
TT

Mücteba Hamaney gerçekten babasının yerine mi hazırlanıyor?

Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)
Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin ölümüyle birlikte ülkenin yönetimine dair sorular ortaya atılırken en çok zikredilen isimlerden biri de Yüce Lider'in oğlu Mücteba Hamaney oldu. 

Hiçbir resmi rolü bulunmasa da ülkenin en etkili figürlerinden biri gibi görülen Hamaney, pek çok İranlı için gizemini koruyor. Zira kendisi ne kamuoyunda sıklıkla görülüyor ne de konuşma yapıyor. 

ABD'nin Wall Street Journal (WSJ) gazetesi, 85 yaşındaki Ayetullah Ali Hamaney'in 54 yaşındaki oğlunu mercek altına aldı.

Mücteba Hamaney'in, kendi kişisel gücü olmadığı ve itaatkar bir tavır gösterdiği söylenen Reisi'nin döneminde istihbarat ve güvenlik yapılarındaki nüfuzunu artırdığını bildirdi. 

İran Yüce Liderliği için Reisi'nin hazırlandığının düşünüldüğü ancak helikopterin düşmesiyle birlikte bu konudaki soru işaretlerinin arttığı aktarıldı. 

WSJ'nin konuştuğu uzmanlara göre Mücteba Hamaney'in, babasının yerine geçme ihtimali düşük ve spot ışıklarının altından kaçınarak daha da güç kazanması bekleniyor.

Alman Uluslararası Politika ve Güvenlik Politikaları Enstitüsü'nde çalışan İran uzmanı Hamidreza Azizi şöyle düşünüyor:

Son 20 yıldır işler, Mücteba ve etrafındaki şebekenin kontrolünde. Şimdi Hamaney için asıl mesele, Reisi'yle aynı özelliklere sahip birini bulmak. Böylece Mücteba toplumun gözünün önünde olmadan gücünü koruyup artırabilir.

Mücteba Hamaney'in haziran sonunda düzenlenmesi planlanan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de önemli bir rol oynaması bekleniyor. 

İran'ın geçici cumhurbaşkanı Muhammed Muhbir'in de Mücteba Hamaney'e sadık bir isim olduğuna işaret ediliyor. 68 yaşındaki Muhbir seçimlere kadar tüm meselelerde belirleyici olacak üç kişilik bir konseyin parçası.

Yüce Lider'e bağlı, milyar dolarlık yatırım fonu Setad'ın başkanlığını neredeyse 15 yıl boyunca yürüttü. 

Haberde 1969'da Meşhad'da doğan Mücteba Hamaney'in geçmişine de değinildi. Yüce Lider'in sitesine göre, Şah Rıza Pehlevi döneminde evlerine düzenlenen baskınlardan birinde babasının dövüldüğünü gördü. 

1979'de devrimden sonra Tahran'a taşınan ailenin babası hızla yükselirken oğlu da 1980-1988'de Irak'la yürütülen savaşta cepheye gitti. 

Daha sonra Devrim Muhafızları'nda önemli görevlere gelecek kişilerle burada tanışan Mücteba'nın nüfuzu özellikle 2000'lerin ortalarında geniş çaplı olarak konuşulmaya başladı. 

Değişimciler, 2005 ve 2009'da Mahmud Ahmedinecad'ın kendilerine karşı kazandığı zaferlerin Mücteba Hamaney tarafından ayarlandığını öne sürdü.

ABD, 2019'da Devrim Muhafızları ve Besic milisleriyle "babasının istikrarı bozan bölgesel hırslarını ve ülke içindeki baskıya dair hedeflerini ilerletmeye" çalıştığı gerekçesiyle onu yaptırım listesine aldı. 

2022'de Mehsa Emini'nin gözaltında ölmesinin ardından ülke çapında patlak veren gösterilerde nefret objesi oldu. Ev hapsinde tutulan eski cumhurbaşkanı adayı Mir Hüseyin Musevi, Yüce Lider'e seslenerek o pozisyona oğlunu hazırladığı haberlerini yalanlamasını istedi. Ancak yanıt gelmedi. 

Ali Hamaney hakkında kitap yazan ABD ve İran yurttaşı Mehdi Khalaji bütün bunlara rağmen söylentilere karşı çıkıyor:

Mücteba'nın yeni Yüce Lider olma arzusuna dair fikirler tamamıyla bir mit. Tarihsel deneyime dayanarak Hamaney'in ne kendi oğlunu ne de başkasını işaret edeceğini sanmıyorum.

İslam Cumhuriyeti'ni kuran Ruhullah Humeyni ve yerine geçen Ali Hamaney'in Yüce Liderlik pozisyonunun babadan oğula geçmesine karşı çıkmasını İslam'a aykırı görmesi de Khalaji'nin tahminlerini güçlendiriyor. 

Mücteba Hamaney'in yönetim deneyimi ve dini yeterliliği de bu göreve uygun görülmüyor.

Tennessee Üniversitesi'nden Saeid Golkar şöyle diyor:

Önemli kararların alındığı yerlerde onlarca yıldır tecrübe edinen Mücteba Hamaney'in rejimdeki bağlantıları eşsiz. Ancak onun atanması monarşiyi geri getirerek Hamaney'in mirasını lekeler.

Bazı uzmanlar da Ahmed Humeyni'nin Mücteba Hamaney'den de güçlü görüldüğünü ancak babasının 1989'da ölmesiyle birlikte işlerin değiştiğini bildiriyor. Hamaney ve dönemin cumhurbaşkanı Ekber Haşimi Rafsancani'yle sorunlar yaşayan Ahmed Humeyni, 1995'te henüz 45 yaşındayken hayatını yitirmişti. Kalp krizinin ölüme neden olduğu bildirilmişti.

Independent Türkçe, WSJ, BBC Türkçe