Fas-İspanya görüşmeleri, iki ülke arasındaki ilişkiler için 16 maddelik bir yol haritası belirledi

Ortak çıkar konularını tek taraflı eylemlerden uzak ele alan anlaşma

Fas Kralı'nın önceki gün Rabat'taki Kraliyet Sarayı'nda İspanya Başbakanı onuruna düzenlediği kraliyet kahvaltısından bir kare (MAP)
Fas Kralı'nın önceki gün Rabat'taki Kraliyet Sarayı'nda İspanya Başbakanı onuruna düzenlediği kraliyet kahvaltısından bir kare (MAP)
TT

Fas-İspanya görüşmeleri, iki ülke arasındaki ilişkiler için 16 maddelik bir yol haritası belirledi

Fas Kralı'nın önceki gün Rabat'taki Kraliyet Sarayı'nda İspanya Başbakanı onuruna düzenlediği kraliyet kahvaltısından bir kare (MAP)
Fas Kralı'nın önceki gün Rabat'taki Kraliyet Sarayı'nda İspanya Başbakanı onuruna düzenlediği kraliyet kahvaltısından bir kare (MAP)

İspanya Başbakanı Pedro Sanchez'in dün akşam Fas'a gerçekleştirdiği resmi ziyaret, Fas-İspanyol ilişkilerinde yeni bir sayfa açtı. Bu, iki ülkenin ilişkilerini etkileyen diplomatik krizin patlak vermesinden bir yıldan fazla bir süre sonra gerçekleşti.
Fas Kralı 6. Muhammed ile İspanya Başbakanı'nın görüşmelerinin ardından yayınlanan ortak açıklama metni 16 noktadan oluşan yol haritasına odaklandı. Ortak açıklamada, İspanya'nın Sahra sorununun Fas için öneminin ve buna uygun bir çözüm bulmak için Birleşmiş Milletler (BM) çerçevesindeki ciddi ve güvenilir çabalarının farkında olduğu belirtildi. Bu bağlamda İspanya, Fas'ın 2007'de sunduğu Fas'ın özerklik girişimini bu çatışmayı çözmenin en ciddi, gerçekçi ve inandırıcı yol olarak görüyor. Aynı açıklamada, ortak çıkar konularının tek taraflı eylemlerden veya oldubittiden uzak, güven ve istişare ruhuyla ele alınacağı belirtildi. Ayrıca, gümrük kontrolü, kara ve deniz alanında uygun düzenlemeler de dahil olmak üzere, insanların ve malların normal dolaşımına tam olarak yeniden başlamasının düzenli bir şekilde gerçekleşmesi konusunda da anlaşmaya varıldı. Ayrıca, tüm uçuşlar açılana kadar iki ülke arasındaki yolcular için deniz bağlantısının derhal ve kademeli olarak yeniden sağlanması kararlaştırıldı.
Avrupa'daki Faslı göçmenlerin İspanya üzerinden ülkelerine dönüşü için ‘Marhaba’ harekâtının hazırlıklarına başlanacak. İki taraf, hava sahası yönetimine ilişkin tartışmaların başlatılmasına ek olarak, somut ilerleme sağlamak amacıyla Atlantik cephesinde deniz sahasının tanımlanması için çalışma grubunu harekete geçirme konusunda da anlaştı.
Göç alanında işbirliğinin yeniden başlatılması ve güçlendirilmesi için yapılan ortak açıklamada, bu kapsamda göç konusunda daimi Fas-İspanya ekibi yakında bir araya gelecek. Açıklamada ayrıca, 2022-2023 dönemi için Rabat serisinin kendi başkanlıkları çerçevesinde koordinasyonun, bu alandaki örnek iş birliğini vurgulayacak şekilde, göç olgusuna kapsamlı ve dengeli bir yaklaşım uygulanması öngörüldü. Sektörel işbirliği, ekonomik, ticari, enerji, endüstriyel ve kültürel dahil olmak üzere tüm ortak çıkar alanlarında yeniden etkileşim bekleniyor.
İki ülke arasındaki ekonomik alışverişlerin ve ulaşımın kolaylaştırılması yakında yapılacak bir toplantının konusu olacak. Ortak açıklamada, bu yeni dönemde eğitim, mesleki eğitim ve yükseköğretim alanının bir öncelik oluşturduğu da belirtildi. Bu amaçla uzman bir çalışma grubu oluşturulması bekleniyor.
Kültürel işbirliğinin geliştirilmesi konusunda da anlaşmaya varıldı. Bu kapsamda kültür ve spor alanında sektörel bir çalışma grubu oluşturulacak. Üç Kültür Vakfı Yönetim Kurulu'na yeni bir ivme kazandırılacak.
Ortak açıklamada, güncellenen veya etkinleştirilen toplantı ve görev gücü faaliyet raporlarının üst düzey toplantıya sunulacağı belirtildi.
Bu kapsamda iki ülke, 1991 yılında imzalanan İyi Komşuluk, Dostluk ve İşbirliği Antlaşması'nın önümüzdeki yıllarda ikili ilişkilere yön verecek ilke, sınırlama ve öncelikler temelinde güncellenmesi konusunda iletişime geçecek. Anlaşmanın uygulanmasını sağlamak için Kral 6. Muhammed ve İspanya Başbakanı, 3 aylık bir süre içinde bu beyanın uygulanmasını sağlamakla görevli bir komite atayacak.
Ortak açıklamada, İspanya Başbakanı'nın Fas hükümdarına 14 Mart'ta mektup gönderdiği ve aralarında en son 31 Mart'ta bir telefon görüşmesi yapıldığı belirtildi.
Ortak açıklamada ayrıca “İspanya ve Fas'ın, onları birleştiren stratejik bağların büyüklüğü ve önemi ile halklarının barış, güvenlik ve refah için meşru isteklerinin farkında olmaları, bugün ikili ilişkilerinde yeni bir aşamayı başlatıyorlar” ifadeleri yer aldı.
Açıklamada, iki ülke ilişkilerinde yeni sayfanın ‘şeffaflık, kalıcı diyalog, karşılıklı saygı ve iki taraf arasında imzalanan taahhüt ve anlaşmaların uygulanması ilkelerine dayandığına’ dikkat çekildi. Kral 6. Muhammed'in iki ülke ilişkilerinde eşi görülmemiş bir aşama başlatma çağrısına, İspanya Kralı 6. Felipe'nin ‘bu yeni ilişkiyi somutlaştırmak için birlikte yürüme’ çağrısı ile yanıt verdiği belirtildi.
Bu gelişme aynı zamanda İspanya Başbakanı Pedro Sanchez'in ‘daha sağlam temeller üzerine ilişki kurma’ iradesini de yansıtırken, iki ülke kalıcı ve iddialı bir yol haritası geliştirme niyetinde olduklarını gösterdi.
İki ülke ilişkileri, geçtiğimiz Nisan ayında İspanya'nın ayrılıkçı Polisario Cephesi Genel Sekreteri İbrahim Gali'yi gizli bir şekilde kabul etmesi ve Fas'ın Madrid Büyükelçisi Karima Benyaiş'i çağırmasına yol açmasından bu yana siyasi bir kriz yaşadı.



Kürt heyeti başkanı Şarku’l Avsat'a konuştu: Şam’daki toplantıda parlamentoya katılım sağlamayı teklif ettik… Ayrıca anayasal bildirgeye yönelik çekincemizi gündeme getirdik

Şam’a giden Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi heyetinin baş müzakerecisi Fevze Yusuf (Şarku’l Avsat)
Şam’a giden Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi heyetinin baş müzakerecisi Fevze Yusuf (Şarku’l Avsat)
TT

Kürt heyeti başkanı Şarku’l Avsat'a konuştu: Şam’daki toplantıda parlamentoya katılım sağlamayı teklif ettik… Ayrıca anayasal bildirgeye yönelik çekincemizi gündeme getirdik

Şam’a giden Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi heyetinin baş müzakerecisi Fevze Yusuf (Şarku’l Avsat)
Şam’a giden Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi heyetinin baş müzakerecisi Fevze Yusuf (Şarku’l Avsat)

Suriye'nin başkenti Şam'da bu ayın başında uzun zamandır beklenen ve tarihi olarak nitelenen bir toplantı yapıldı. Bu toplantı, Suriye hükümetinden yetkililer ile Fevze Yusuf başkanlığındaki Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi heyetini bir araya getirdi. Toplantıda, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi arasında, Amerikan himayesinde imzalanan anlaşmanın uygulanması için alt komitelerin oluşturulması ve ihtilaflı meselelerin çözümüne yönelik müzakereler için ortak bir zemin bulunması konuları ele alındı.

Fevze Yusuf Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, görüşmelerin olumlu geçtiğini ve DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu (DMUK), ABD ve bölgesel güçlerin bilgisi ve desteğiyle yapıldığını belirtti. Ayrıca Kurban Bayramı tatilinden sonra alt komitelerin kurulmasına karar verildiğini ifade etti.

Yusuf, “Her iki taraf arasında, merkezi komite denetiminde tüm alanlarda uzmanlaşmış komitelerin oluşturulması konusunda bir uzlaşı sağlandı. Zira birçok konu ve dosya, her iki tarafın uzmanlarına ihtiyaç duyuyor. Böylece Özerk Yönetim’in Suriye devlet yapılarıyla bütünleştirilmesi için ortak bir vizyona ulaşmak hedefleniyor” ifadelerini kullandı.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, geçtiğimiz mart ayında Şam’da hükümet ile SDG arasında yapılan anlaşmayı imzalarken (Arşiv – SANA)Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, geçtiğimiz mart ayında Şam’da hükümet ile SDG arasında yapılan anlaşmayı imzalarken (Arşiv – SANA)

Birleşmeye dair farklı yaklaşımlar

Geçtiğimiz mart ayında Şara ile Mazlum Abdi arasında imzalanan anlaşma, kuzeydoğu Suriye’deki tüm sivil ve askerî kurumların yeni devlet yapısına dâhil edilmesini öngörüyor. Bu kurumlar arasında sınır kapıları, havaalanları, petrol ve gaz sahaları da yer alıyor. Anlaşma kapsamında kurulması planlanan komitelerden biri, Özerk Yönetim’deki kurumların ve bu kurumlarda çalışan personelin devletin resmî kurum ve dairelerine nasıl entegre edileceğini ele alacak ‘idari komite’ olacak. Bir diğer komite, öğrencilerin, okulların ve eğitim kurumlarının Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlanması ile diplomalarının ve eğitim kademelerinin tanınmasını sağlayacak. Ayrıca güvenlik ve askerî güçlerle ilgili bir komite de oluşturulacak ve bu komite, söz konusu güçlerin Savunma ve İçişleri Bakanlığı yapısına nasıl entegre edileceğini belirleyecek. İhtiyaca göre daha sonra başka komiteler de kurulacak.

Özerk Yönetim bölgeleri, Suriye’nin kuzeydoğusunda yer alan dört vilayete dağılmış durumda: Halep’in doğu kırsalı, Deyrizor’un kuzey ve doğu kırsalı, Rakka şehir merkezi ve Tabka. Bunlara ilave olarak Haseke vilayeti ve Kamışlı şehri. Bu bölgeler, yedi sivil yerel meclis tarafından yönetiliyor.

Suriye hükümetinden resmî bir heyet ile Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'ni bir araya getiren tarihi toplantıdan (sosyal medyada paylaşıldı)Suriye hükümetinden resmî bir heyet ile Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'ni bir araya getiren tarihi toplantıdan (sosyal medyada paylaşıldı)

Söz konusu kurumların ve çalışanlarının geleceği hakkında konuşan Fevze Yusuf, bu yapıların birleşme süreci boyunca geçiş dönemini yöneteceğini açıkladı. Yusuf, “Anlaşılan o ki, bizim birleşme ve bütünleşme anlayışımız Şam’ın bakış açısından farklılık gösteriyor. Hükümet, birleşme meselesini Özerk Yönetim’in lağvedilmesi ve askerî güçlerinin tasfiyesi olarak anlıyor. Oysa biz, bütünleşmeyi mevcut kurumlarımızın bu aşamayı yönetmeye devam etmesi ve ileride devletin bir parçası hâline gelmesi olarak görüyoruz” şeklinde konuştu.

Yerel yönetimlerin, onları yöneten halkın bir parçası olan kişiler aracılığıyla yürütülen bir yönetişim sistemi olduğunu vurgulayan Yusuf, bu kişilerin bölgenin sorunlarını çok iyi bildiklerini belirtti. Yusuf, “Başka bir ifadeyle, bu yönetimlerin gelişme ve Şam’la anayasal düzenlemelere dayalı olarak koordinasyon kurma hakkını korumak ve varlıklarını hukuken ve meşru biçimde sürdürmelerini teminat altına almak istiyoruz” dedi.

Askerî ve güvenlik güçlerinin, Savunma Bakanlığı bünyesinde tek bir yapı olarak birleştirilmesi, ancak özgünlüklerinin ve coğrafi dağılımlarının korunması hakkında ise Yusuf şu yorumu yaptı: “SDG’yi diğer silahlı gruplarla sayı, nitelik, silah ve savaş tecrübesi bakımından karşılaştırmak mümkün değil. SDG güçleri, ABD öncülüğündeki DMUK güçleri tarafından eğitildi. Bu güçler, geleceğin Suriye ordusunun çekirdeğini oluşturacak. Çünkü bu güçler disiplinli, örgütlü ve yıllar boyunca bölgelerini ve Suriye sınırlarını koruma noktasında yeterliliklerini ispatladılar.”

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi bölgelerini gösteren bir trafik levhası (Şarku’l Avsat)Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi bölgelerini gösteren bir trafik levhası (Şarku’l Avsat)

Yusuf, hükümet tarafının anlaşma maddelerini uygulama konusunda ciddiyet gösterdiğini ve askerî seçenekler ile güvenlikçi çözümleri dışladığını belirtti. Her iki taraf da Savunma Bakanlığı’na bağlı güçlerle SDG arasında askerî bir çatışma yaşanmamasının, uzlaşıların ve tüm Suriye topraklarında egemen ve güçlü bir devlet inşasının önünü açacak stratejik bir tercih olduğunu ve bu tercihin korunması gerektiğini vurguladı.

Zaman çizelgesine dair anlaşmazlık noktası

Ancak Şara ile Abdi arasında imzalanan anlaşma, yıl sonuna kadar uygulanması gereken bir takvim öngörüyor. Peki, bu takvim hakkında durum ne? Yusuf, birçok mesele ve dosyanın hâlâ karmaşık olduğunu ve daha fazla zamana ihtiyaç duyulduğunu, örneğin, askerî ve güvenlik güçlerinin nasıl entegre edileceği meselesinin zamana yayıldığını kaydetti. Yusuf'a göre bu güçler, Suriye topraklarının üçte biri büyüklüğündeki bir alana dağılmış durumda. Hapishanelerin boşaltılması ve kampların tasfiye edilmesi meseleleri ise daha da uzun bir zamana ihtiyaç duyuyor.

Şarku'l Avsat'a konuşan Yusuf, Şara ile Abdi’nin anlaşmayı ilan etmesinin ardından Özerk Yönetim’in hükümet heyetiyle ilk toplantısını Haseke’de gerçekleştirdiğini, burada görüş alışverişinde bulunulduğunu aktardı. En acil çözüm gerektiren meselelerden birinin ortaokul ve lise diplomalarına ilişkin bitirme sınavları meselesi olduğunu ve hükümet heyetinin bunu çözmeye istekli olduğunu, ancak bugüne kadar, yani üç ay geçmesine rağmen, sınav sürecinin Özerk Yönetim bölgelerinde nasıl yürütüleceğine dair hiçbir resmî kararın çıkmadığını ve binlerce öğrencinin geleceğinin tehlikede olduğunu söyledi.

Yusuf ayrıca, Özerk Yönetim’in adem-i merkeziyet talebinin ayrılıkçılık ve bölünme anlamına geldiği yönündeki suçlamalara yanıt vererek, ‘Özerk Yönetim’in Şam’da bulunmasının ve Özerk Yönetim heyetinin orada yer almasının, Suriye devletine bağlılığın en büyük kanıtı ve delili olduğunu’ belirtti.

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim liderleri, Suriye'nin kuzeyindeki Rakka kentinde yer alan yönetim binası önünde düzenlenen basın açıklaması sırasında (Şarku’l Avsat)Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim liderleri, Suriye'nin kuzeyindeki Rakka kentinde yer alan yönetim binası önünde düzenlenen basın açıklaması sırasında (Şarku’l Avsat)

Yusuf, “Biz Suriye’nin bir parçasıyız ve bu bizim için ilkesel bir duruş. Adem-i merkeziyetçilik birlikle çelişmez. Hepimiz Suriyeliyiz. Ancak her bölgenin kendine has etnik ve dini çeşitliliğe dayalı özellikleri var” dedi. Yusuf, bu farklılıkların göz önünde bulundurulması gerektiğini, birçok gelişmiş ülkede adem-i merkeziyetçi sistemlerin uygulandığını ve bu ülkelerin güçlü devletler olduğunu söyledi. Adem-i merkeziyetçilik kavramının, sanki bölünme ve ayrılık anlamına geliyormuş gibi çarpıtıldığını ifade etti.

Askerî ve idarî dosyaların yanı sıra bu komiteler, ekonomik meseleleri ve petrol ile enerji sahalarının devrini de ele alacak. SDG, ülkenin petrol zenginliğinin yaklaşık yüzde 85’ini, ayrıca doğal gaz sahalarının ve üretiminin yüzde 45’ini kontrol ediyor. Bu sahalar arasında doğu Suriye’de Deyrizor kırsalında yer alan el-Ömer ve et-Tank sahaları da bulunuyor.

Yusuf, hükümet tarafıyla, hazırlanmakta olan Suriye parlamentosunun yapısına katılımları konusunu görüştüklerini açıkladı. Görüşmelerin, Kurban Bayramı tatilinden sonra başlamasının muhtemel olduğunu belirten Yusuf, Özerk Yönetim heyetinin anayasal bildiri konusundaki çekincelerini hükümet tarafına ilettiğini söyledi.

Yusuf, “Adem-i merkeziyetçilik, parlamentoya katılım ve anayasal bildiri meselelerine bazı satırlarda değindik. Ancak bu toplantı türünün ilkiydi. Bu nedenle genel çerçeveyi ele aldık. Bu oturum bir hazırlık niteliğindeydi. Sonraki toplantılarda daha derin tartışmalara gireceğiz” ifadelerini kullandı.

 Özerk Yönetim ve askeri güçlerinin kontrolü altındaki başlıca kentlerden biri olan Kamışlı'nın girişi (Şarku’l Avsat)Özerk Yönetim ve askeri güçlerinin kontrolü altındaki başlıca kentlerden biri olan Kamışlı'nın girişi (Şarku’l Avsat)

Fevze Yusuf, Özerk Yönetim’in, sunulan anayasal bildiri taslağından memnun olmadığını ve bu konuda itirazları olduğunu söyledi. Zira Özerk Yönetim bu bildirinin, merkeziyetçi bir yönetimi dayattığını düşünüyor. Onlara göre anayasa, yetki ve sorumlulukların adil biçimde paylaşılmasını sağlamalı, farklı siyasi görüşlerin özgürce ifade edilmesine izin vermeli, Suriye’deki tüm etnik ve dini toplulukların haklarını tanımalı ve demokratik, adem-i merkeziyetçi bir yönetim sistemini benimsemeli.

Yusuf sözlerini şöyle tamamladı: “Biz diyaloğa hazırız. Hükümet tarafının müzakerelerin yeniden başlatılması için yeni bir tarih belirlemesini ve komitelerin çalışmalara başlamasını bekliyoruz.”