Hamaney, İran'ın gelecek planlarının nükleer müzakerelere bağlanmamasını istedi

İran lideri Ayetullah Ali Hamaney, Viyana'daki nükleer müzakerelerin iyi gittiğini ancak ülkenin gelecek planlarının görüşmelerin sonucuna bağlanmaması gerektiğini söyledi.

Video konferans yöntemi ile bir konuşma yaparken Hamaney'in internet sitesinde yayınlanan bir fotoğraf (arşiv)
Video konferans yöntemi ile bir konuşma yaparken Hamaney'in internet sitesinde yayınlanan bir fotoğraf (arşiv)
TT

Hamaney, İran'ın gelecek planlarının nükleer müzakerelere bağlanmamasını istedi

Video konferans yöntemi ile bir konuşma yaparken Hamaney'in internet sitesinde yayınlanan bir fotoğraf (arşiv)
Video konferans yöntemi ile bir konuşma yaparken Hamaney'in internet sitesinde yayınlanan bir fotoğraf (arşiv)

İran devlet televizyonuna göre, Hamaney, başkent Tahran'daki konutunda üst düzey hükümet ve askeri yetkilileri kabul etti.
Hamaney, burada yaptığı konuşmada, Viyana'da yapılan nükleer müzakereleri değerlendirdi.
Müzakerelerin yolunda gittiğini işaret eden Hamaney, "Müzakere heyetimiz, Cumhurbaşkanı, Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi ve diğer yetkilileri sonuçlar hakkında bilgilendiriyor, kararlar alınıyor ve ilerleme sağlanıyor. Müzakere heyetimiz şu ana kadar karşı tarafın aşırı taleplerine direnmiş ve inşallah buna devam edecektir." dedi.
ABD'nin 2018'de nükleer anlaşmadan tek taraflı çekildiğini hatırlatan Hamaney, "Yükümlülüklerini ihlal eden karşı taraftır. Şu anda onlar bu ihlalleri nedeniyle sıkışıp kalmış ve çıkmaza girmiş bir vaziyetteler. Çıkmaza giren biz değiliz." ifadelerini kullandı.
Hükümet yetkililerinin, ülkenin gelecek planlarını müzakerelerin sonucuna bağlamaması gerektiğini vurgulayan Hamaney, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Planlarınızı nükleer müzakereler nedeniyle askıya almayın. Müzakereler olumlu, yarı olumlu veya olumsuz sonuçlansa da planlarınızın aksamasına izin vermeyin. İşinizi yapın."
Filistinlilerin son günlerde Tel Aviv başta olmak üzere çeşitli kentlerde İsraillilere yönelik eylemlerine övgüyle değinen Hamaney, "Bu hareketler, ABD ve takipçilerinin çabalarına rağmen Filistin'in hala ayakta olduğunu ve asla unutulmayacağını göstermiştir." diye konuştu.
Hamaney ayrıca Yemen'de varılan ateşkesi "çok iyi" olarak nitelendirdi. 

İran ile nükleer müzakereler
Nükleer anlaşmanın yeniden tam anlamıyla uygulanmasını sağlama ve ABD'nin anlaşmaya dönüşünün ele alındığı nükleer görüşmeler, Rusya, Çin, Almanya, Fransa, İngiltere ve İran'dan üst düzey temsilcilerin katılımıyla Avusturya'nın başkenti Viyana'da yapılıyor.
Eski ABD Başkanı Donald Trump döneminde 2018'de anlaşmadan tek taraflı çekilen Washington ise Avrupa Birliği (AB) aracılığıyla görüşmelere dolaylı katılım sağlıyor.
Washington, Tahran'ın anlaşmadaki taahhütlerine geri dönmesini isterken, İran nükleer anlaşmadan ayrılan taraf olarak öncelikle ABD'nin anlaşmaya dönerek tüm yaptırımları kaldırmasını ve anlaşmadan tekrar ayrılmayacağına dair güvence vermesini talep ediyor.
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, 11 Mart'ta "dış etkenler" nedeniyle Viyana'da İran nükleer anlaşmasının yeniden uygulanması için yürütülen müzakerelerin durdurulduğunu açıklamıştı.
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, 27 Mart'ta yaptığı açıklamada, Viyana'daki nükleer görüşmelerde anlaşmaya varılması için ABD'nin "yabancı terör örgütleri" listesinde yer alan Devrim Muhafızları Ordusu ile İranlı kişi ve kuruluşlara yönelik tüm yaptırımların kaldırılması gerektiğini belirtmişti.



Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
TT

Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)

Sudanlı üst düzey istihbarat yetkilisi Ahmed Hasan Muhammed, ülkesinin İran’ın Kızıldeniz kıyısında bir deniz üssü kurma talebini reddettiğini söyledi.

İran’ın bu talebi kabul edilseydi, söz konusu üs, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından birinde deniz trafiğini izlemesine olanak tanıyacaktı.

Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal gazetesinden aktardığına göre Muhammed konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi;

“İran, Sudan ordusuna isyancılara karşı mücadelede kullanılmak üzere silahlı insansız hava araçları (SİHA) sağladı. Tahran, üssü inşa etme izni karşılığında, Sudan’a helikopter taşıyan bir savaş gemisi de dahil olmak üzere gelişmiş silahlar teklif etti. İranlılar üssü istihbarat toplamak için kullanmak istediklerini söyledi. Oraya savaş gemileri de yerleştirmek istediler. Ancak Hartum, İran’ın bu teklifini reddetti.”

Muhammed gazeteye yaptığı açıklamada, “Sudan İran’dan SİHA satın aldı. Çünkü insan kaybını azaltmak ve uluslararası insancıl hukuka saygı göstermek için daha isabetli silahlara ihtiyacımız vardı” diye ekledi.

Kızıldeniz’deki bir deniz üssü, Yemen’deki Husilerin ticari gemilere saldırı başlatmasına yardımcı olurken, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından biri üzerindeki hakimiyetini artırmasına olanak tanıyabilir.

İran destekli Husiler, Kızıldeniz’deki saldırıları Gazze’de savaşan İsrail ve müttefiklerini cezalandırma amacıyla gerçekleştirdiklerini ifade ediyor.

sddeb
Yemen televizyonu tarafından yayınlanan bir görüntüde, Husi saldırısından sonra batan bir İngiliz kargo gemisi görülüyor (EPA)

Sudan’ın, devrilen eski Devlet Başkanı Ömer El Beşir döneminde, İran ve Filistin’deki müttefiki Hamas ile yakın ilişkileri vardı.

Beşir'in 2019 darbesiyle devrilmesinin ardından, ülkenin askeri cuntasının başı olan Orgeneral Abdulfettah el Burhan, uluslararası yaptırımları sona erdirmek amacıyla ABD ile yakınlaşma başlattı.

Ayrıca İsrail ile ilişkileri normalleştirmek için harekete geçti.

İran’ın deniz üssünü inşa etme talebi, bölge ülkelerinin Sudan’da 10 aydır devam eden iç savaştan faydalanarak, Ortadoğu ile Sahra Altı Afrika ülkeleri arasında stratejik bir kavşak noktası olan ülkede yer edinmeye çalıştıklarını gösteriyor.

Burhan liderliğindeki Sudan ordusu, Nisan ortasından bu yana Orgeneral Muhamed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri ile savaşıyor.

Çatışma on binlerce insanın ölümüne, milyonlarca Sudanlının yerinden edilmesine ve dünyanın en kötü insani krizlerinden birine neden oldu.

Çatışmaları takip eden bölge yetkilileri ve analistlere göre, Sudan’ın İran’dan aldığı SİHA’lar, Hızlı Destek Kuvvetleri nedeniyle ordunun uğradığı kayıpların ardından, Burhan’ın bir miktar başarı elde etmesine yardımcı oldu.

Son haftalarda hükümet, Hartum ve Omdurman’daki önemli bölgelerin kontrolünü yeniden ele geçirdi.

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, hem Sudan ordusunu, hem de Hızlı Destek Kuvvetleri’ni savaş suçu işlemekle suçladı.

Washington ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Sudan’ın batısındaki Darfur bölgesinde cinayet, tecavüz ve etnik temizlik de dahil olmak üzere insanlığa karşı suçlar işlemekle itham etti.

Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri, Sudan ordusunu, sivillerin yerleşimleri havadan hedef almak ve Sudanlı sivilleri çaresizce ihtiyaç duydukları insani yardımdan mahrum bırakmakla eleştirdi.

BM kuruluşları ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Darfur’da etnik amaçlı saldırılar da dahil olmak üzere zulüm yapmakla suçladı.

Çatışmanın tarafları olan Sudan ordusu ve Hızlı Destek Kuvvetleri, ABD ve BM’nin suçlamalarını reddetti.

ABD Şubat ayında yaptığı açıklamada, İran’ın Sudan ordusuna silah sevkiyatıyla ilgili endişelerini dile getirdi.

ABD’nin Hartum Büyükelçisi John Godfrey, İran’ın Hartum’a yardım ettiğine ilişkin haberlerin ‘son derece rahatsız edici’ olduğunu söyledi.