Beyrut Limanı patlaması şüphelisi İspanya’da yakalandı

İspanya, Beyrut Limanı’ndaki patlamada Interpol tarafından aranan Portekizli şüpheliyi gözaltına aldıktan sonra şartlı tahliye etti

Beyrut Limanı’ndaki patlamanın etkileri (AP Arşiv)
Beyrut Limanı’ndaki patlamanın etkileri (AP Arşiv)
TT

Beyrut Limanı patlaması şüphelisi İspanya’da yakalandı

Beyrut Limanı’ndaki patlamanın etkileri (AP Arşiv)
Beyrut Limanı’ndaki patlamanın etkileri (AP Arşiv)

İspanya, Ağustos 2020 yılında Beyrut Limanı’nda 218 kişinin hayatını kaybettiği patlama ile bağlantısı olduğundan şüphelenilen ve Interpol tarafından aranan bir Portekizlinin göz altına alındığını, ardından şartlı tahliye edildiğini açıkladı.
Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Jorge Moreira (43), İspanya’dan ayrılmamak şartı ile tahliye edildi. AFP’ye açıklama yapan bir yetkili, Moreira’nın Lübnan’a iade edilmeyi beklediğini belirtti.
İspanya yargısı, Moreira’nın terör suçu işlemek ve patlayıcı kullanarak insanların ölümüne sebebiyet vermek ile müebbet hapis cezası alacağını belirtti.
Şili polisi tarafından yapılan açıklamalara göre Moreira, İspanya’dan Şili’deki Santiago Havaalanı’na gittiğinde göz altına alındı. Ancak yetkili makamlar, zanlının Şili’ye girmesini engelledi. Moreira, Interpol ile koordineli bir şeklide Madrid’e geri gönderildi.
Santiago Havaalanı Polisi Yetkilisi Christian Saez, Moreira’nın 2020 yazında Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta meydana gelen patlama ile bağlantılı olarak Lübnan’a patlayıcı madde getirdiği iddiası ile arandığını açıkladı.
Santiago’daki Interpol görevlisi Maximiliano McNamara, “Moreira için yayınlanan bülten Çarşamba gününe kadar yürürlükteydi. Kırmızı bülten, aranan kişinin yabancı bir ülkede bulunduğu halde göz altına alınmasını sağlıyor” dedi.
Portekiz merkezli Jornal de Noticias gazetesinin haberine göre Moreira, 2016 yılına kadar Mozambik’te patlayıcı madde üreten bir fabrikada çalıştı. Moreira, Gürcistan’dan Mozambik’e nakledilmesi için amonyum nitrat siparişi vermişti. Kargo, Beyrut Limanı’nda depolanmıştı.
Portekiz Temyiz Mahkemesi, Lübnan’ın Haziran 2021 tarihinde Moreira’nın iade edilmesi talebine yanıt vermemişti. Yapılan açıklamada Lübnan’ın gerekli belgeleri vaktinde sunmadığı ifade edildi.
Gazeteye göre Moreira, o sırada Portekiz’in kuzeyindeki Bragança bölgesinde yaşıyordu ve donmuş gıda ürünleri satan bir şirketin CEO’suydu.
4 Ağustos 2020 tarihinde Beyrut Limanı’nda meydana gelen patlamada en az 214 kişi hayatını kaybetti ve 6 bin 500’den fazla kişi yaralandı. Yetkililer, patlamanın amonyum nitratının tedbirsiz bir şekilde depolanmasını sonucu gerçekleştiğini açıkladı. Patlama, şehirde büyük zarara yol açtı.
Patlama hakkında yapılan araştırmalarda siyasi, güvenlik ve yargı alanındaki bazı yetkililerin amonyum nitratı depolamanın tehlike olduğunu bildiğini ancak konu hakkında harekete geçmediği iddia edildi.
Patlama ile ilgili soruşturma 4 kez askıya alınmıştı. Patlamada hayatını kaybeden kişilerin aileleri ve sivil toplum kuruluşları, Lübnanlı yetkilileri, suçluların yargılanmasını önlemek istemediklerini öne sürüyor.
2021 yılının Ocak ayında Lübnanlı bir adli kaynak, AFP’ye verdiği demeçte, Interpol’un Lübnan makamlarına patlama ile bağlantılı olduğu iddia edilen 3 kişi hakkında kırmızı bülten çıkarttıkları hakkında bilgi verdiklerini aktarmıştı.
Yargıç Gassan el-Huri’nin isteği üzerine, Beyrut’a amonyum nitrat sevkiyatı yapan geminin sahibi ve kaptanı hakkında uluslararası tutuklama emri verildi.
2 bin 750 ton amonyum nitrat kargosu, Gürcistan'dan Mozambik'e giden Moldova bandıralı bir gemiyle Kasım 2013'te Beyrut limanında durmuştu.
Gemideki kusurlar nedeniyle, Lübnan makamların amonyum nitratın limandaki depolara aktarılmasını istemişti. 2018 yılında limanda batan geminin sahibi hakkında adli işlem başlatılmıştı.



Ben-Gvir, Mescid-i Aksa'yı Harem-i İbrahim Camii gibi bölmeye mi hazırlanıyor?

İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir Mescid-i Aksa'da (İsrail Kanal 12 televizyonu)
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir Mescid-i Aksa'da (İsrail Kanal 12 televizyonu)
TT

Ben-Gvir, Mescid-i Aksa'yı Harem-i İbrahim Camii gibi bölmeye mi hazırlanıyor?

İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir Mescid-i Aksa'da (İsrail Kanal 12 televizyonu)
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir Mescid-i Aksa'da (İsrail Kanal 12 televizyonu)

İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir dün Mescid-i Aksa'ya girerek, orada halka açık bir Talmud ayini gerçekleştirdi. Ben-Gvir bölgedeki mevcut duruma meydan okuyarak, Gazze Şeridi'nin tamamının işgal edilmesini ve Mescid-i Aksa'da olduğu gibi bu bölgeye de İsrail egemenliğinin dayatılmasını istedi.

Ben-Gvir, arka planda Kubbetu’s Sahra'nın göründüğü bir videoda şunları söyledi: “Burada, egemenlik ve yönetimin mümkün olduğunu kanıtladığımız bu yerden, Gazze Şeridi'nin tamamının işgal edilmesi, tüm bölge üzerinde egemenlik ilan edilmesi, tüm Hamas üyelerinin sınır dışı edilmesi ve gönüllü göçün teşvik edilmesi gerektiğini ilan ediyorum. Ancak bu şekilde esirleri geri alabilir ve savaşta galip gelebiliriz.”

Ben-Gvir, İbrani takvimine göre ‘9 Av orucu’ gününde, Yahudilerin Tevrat'a göre ‘Tapınağın yıkılışının yıldönümünü’ andıkları gün, yüzlerce yerleşimciyle birlikte Mescid-i Aksa'ya girdi. İsrail polisi müdahale etmeden açık bir ayin yönetti.

Yedioth Ahronoth gazetesi, Kudüs’te düzeni sağlamakla görevli polisin Ben-Gvir'in önderlik ettiği ayine müdahale etmediğini, ancak bölgeyi ziyaret etme kurallarının ihlal edildiği 30'dan fazla vakayla ilgilendiğini yazdı.

Tapınak Dağı Aktivistleri Örgütü olarak bilinen aşırıcı gruplar, Ben-Gvir'in Mescid-i Aksa'da dua ederken çekilmiş bir videosunu yayınladı. Bu, Ben-Gvir'in orada dua ederken ilk kez kamuoyuna açık bir şekilde gösterildiği an oldu. Daha önce üç kez Tapınak Dağı'nda dua ettiğini açıklamasına rağmen, kamuoyuna açık bir şekilde görülmemişti.

Harem-i İbrahim Camii

Filistinliler, İsraillilerin Mescid-i Aksa'yı, el-Halil'deki Harem-i İbrahim Camii'nde olduğu gibi bölme ihtimalinden korkuyor.

1994 yılında, aşırı sağcı yerleşimci Baruch Goldstein'ın içinde 29 kişiyi öldürdüğü bir katliamın ardından İsrail, Harem-i İbrahim Camii'ni bölmüştü.

İsrail, caminin bir bölümünü radikal yerleşimcilerin ibadet ettiği bir Yahudi sinagoguna dönüştürdü.

fevrtg
Kudüs'teki kutsal tapınağın kapılarından birinin yanında ibadet eden Yahudiler, 3 Ağustos (AP)

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın Din İşleri ve İslami İlişkiler Danışmanı Mahmud el-Habbaş, bölgedeki dini savaşın daha da alevlenmemesi için uyarıda bulunurken, Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne, ABD yönetiminden ‘çok geç olmadan’ bu saldırıyı durdurmak için acil ve derhal müdahale etmesini istedi.

Filistin Devlet Başkanlığı, Ben-Gvir'in Mescid-i Aksa'ya girmesini şiddetle kınadığını ifade ederek, “Bu provokatif davranış, İsrail hükümetinin gerginliği artırma politikalarını sürdürme konusundaki ısrarını yansıtmakta ve aşırılık yanlısı doğasını teyit etmektedir” değerlendirmesinde bulundu. Filistin Devleti Başkanlığı, ABD liderliğindeki uluslararası topluma, ‘tekrarlanan bu ihlalleri durdurma ve İsrail'i uluslararası sözleşmeleri ihlalinden dolayı sorumlu tutma’ çağrısında bulundu.

Kınamalar arka arkaya geliyor

Ben-Gvir'in Mescid-i Aksa baskını ve orada ayin yapması, Filistinlilerin yanı sıra, Arap dünyasında da öfkeli tepkilere yol açtı:

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, İsrail işgal hükümeti yetkilileri tarafından tekrarlanan bu ihlallerin bölgedeki çatışmayı körüklediği uyarısında bulunarak, Suudi Arabistan’ın bu uygulamaları ‘en güçlü şekilde’ kınadığını ifade etti.

Suudi Arabistan, uluslararası topluma ‘barış çabalarını baltalayan ve uluslararası yasa ve normları ihlal eden bu ihlalleri durdurmak için derhal harekete geçme’ çağrısını yineledi.

Ürdün Dışişleri Bakanlığı ise yaptığı resmî açıklamada, ‘yaşananların Mescid-i Aksa’daki statükonun ve uluslararası hukukun açık bir ihlali olduğunu’ vurgulayarak, Mescid-i Aksa'ya yapılan baskını kınadı. Açıklamada ayrıca, ‘144 dönümlük alanıyla Mescid-i Aksa'nın Müslümanlara özel bir ibadet yeri olduğu ve İsrail'in bunun üzerinde hiçbir egemenliği olmadığı’ vurgulandı.

frtgh
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir Mescid-i Aksa'da (İsrail medyası)

Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) saldırıyı kınayarak, bunu ‘Müslümanların duygularına yönelik ciddi bir provokasyon ve Haşimilerin Kudüs'teki kutsal mekânlar üzerindeki himayesinin ihlali’ olarak nitelendirdi. Ayrı ayrı yapılan açıklamalarda, bu tür uygulamaların tansiyonu yükselttiği ve sükûnet ve istikrarı sağlamaya yönelik tüm çabaları baltaladığı vurgulandı.

Dünya İslam Birliği (Rabıta) Genel Sekreteri Şeyh Dr. Muhammed el-İsa, bu ‘iğrenç suçu’ kınadı ve ‘İsrail işgal hükümeti güçlerinin suç teşkil eden ihlallerine devam etmesinin sonuçları’ konusunda uyarıda bulundu.

Bu gelişmeler, uluslararası hukuka göre 1967'den beri işgal altındaki Filistin topraklarının bir parçası olan ve tanınmış uluslararası anlaşmalar uyarınca Ürdün'ün himayesi altında bulunan Mescid-i Aksa'ya yönelik devam eden saldırıların sonuçlarına karşı tekrarlanan uyarıların ardından geldi.

Mevcut durumu ‘yıkmak’

Ben-Gvir, İsrail ve Ürdün'ün Doğu Kudüs dahil Batı Şeria'yı işgal ettikten sonra Mescid-i Aksa’da mevcut durumu olduğu gibi korumak konusunda anlaşmaya vardığından beri, İsrail hükümetinde açıkça Mescid-i Aksa'da ayin yapan ilk bakan oldu.

Mevcut durum, İsrail ve Ürdün Krallığı arasında onlarca yıldır geçerli olan bir anlaşma ile belirlenmiştir. Bu anlaşmaya göre, Yahudiler ve diğer gayrimüslimler, belirli saatlerde ve belirli sayıda olmak kaydıyla, herhangi bir dini tören veya dua yapmadan Mescid-i Aksa'da dolaşabilirler.

Ben-Gvir, 2022 yılında hükümette göreve geldiğinden beri bu durumu değiştirmeyi ve Mescid-i Aksa'da ibadet edebilmeyi taahhüt etmiş, önce İsrail hükümetine, ardından Ürdün Krallığı’na, Filistinlilere ve genel olarak Müslümanlara meydan okumuştur.

Ben-Gvir, 7 Ekim 2023'ten sonra 7 kez Mescid-i Aksa'ya girdi ve neredeyse her seferinde Başbakan Binyamin Netanyahu'nun ofisi, ‘Mescid-i Aksa’daki mevcut durumun değişmediğini’ açıkladı. Bu sefer de Netanyahu'nun ofisi, baskından birkaç saat sonra, “İsrail'in Kudüs'teki mevcut durumu koruma politikası değişmedi ve değişmeyecek” açıklamasını yaptı.

Ancak İsrail Kanal 12 televizyonu, Ben-Gvir'in aslında her seferinde durumu ihlal ettiğini, Maariv gazetesi ise mevcut durumu bozduğunu söyledi.

‘Niteliksel ve tehlikeli bir dönüşüm’

Ben-Gvir, ‘Gazze Şeridi'nde zafer için’ dua etti. Necef ve Celile Kalkınma Bakanı Yitzhak Wasserlauf da onunla birlikte dua etti ve dua ettiği sırada ağlarken fotoğrafı çekildi. Knesset üyeleri ve yaklaşık 3 bin Yahudi de onunla birlikteydi.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, Ben-Gvir'in önderliğinde 3 bin 23 İsraillinin Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlediğini bildirdi.

Filistin Evkaf ve Din İşleri Bakanlığı, İsrailli bakanı, açıkça belirlenmiş sistematik bir planla İslam ve Hristiyan kutsal mekanlarını kontrol altına almak için yoğun çaba sarf etmekle suçladı.

devrr
Kudüs'teki kutsal tapınağın kapılarından birinin yanında ayin yapan Yahudiler, 2 Ağustos (AFP)

Kudüs Valiliği, dün Mescid-i Aksa’da yaşananların ‘İsrail'in Mescid-i Aksa’ya yönelik sürekli saldırganlığının niteliksel ve tehlikeli bir dönüşümünü oluşturduğunu’ belirtti.

Valilik tarafından yapılan açıklamada, “Ben-Gvir ve diğerleri, Talmud duaları okudular, ayin yaptılar ve Mescid-i Aksa’nın ortasına, üzerinde Tanrı'nın Evrensel Evi yazan bayraklar astılar. Bu, tamamen İslami bir mekâna Tevrat'ın sembollerini dayatmaya yönelik tehlikeli bir girişimdir” denildi.

Açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı: “Bugün yaşananlar sıradan bir saldırı değil; bilakis, işgalci yetkililerin son yıllarda ısrarla sürdürdüğü zamansal bölünmenin ardından, İsrail'in kutsal Mescid-i Aksa üzerinde zorla Yahudi egemenliğini dayatma ve burayı Müslümanlar ile yerleşimciler arasında mekânsal olarak bölme planının önemli bir aşamasını temsil ediyor.”