TSK, Rakka'nın kuzeyindeki SDG mevzilerini vurdu

Fotoğraf (AA_Arşiv)
Fotoğraf (AA_Arşiv)
TT

TSK, Rakka'nın kuzeyindeki SDG mevzilerini vurdu

Fotoğraf (AA_Arşiv)
Fotoğraf (AA_Arşiv)

Türk Silahlı Kuvvetleri, Suriye'nin kuzeydoğusunda ‘Barış Pınarı’ olarak bilinen bölgede Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) mevzilerini bombalamayı sürdürdü. Edinilen bilgilere göre, SDG milisleri, Tel Ebyad bölgesinde Selib köyünün karşısında TSK’ya ait bir zırhlı araca güdümlü roket ile saldırdı.
TSK, topçu birlikleri ve obüslerle, Bi’r Arab, Muallak, Sayda, Halidiye köyleri ile Ayn İsa Kampı civarındaki SDG mevzilerini hedef aldı. SDG’nin kayıpları bilinmezken, bir sivilin yaralandığı bildirildi. TSK’nın topçu atışları sonucu Tel Ebyad kırsalındaki Bender Han köyünde bir kişi hayatını kaybetmişti. TSK birliklerinin ayrıca Tel Ebyad’ın batı kırsalında Barış Pınarı bölgesindeki rejim ve SDG temas noktalarını da bombaladığı bildirildi. Türk ordusuna ait zırhlı bir aracın, Tel Ebyad’ın kuzeyinde Türk sınırları içinde güdümlü roket saldırısında isabet aldığı iddia edildi.  
Türkiye İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 911 kilometre olan Suriye sınırında inşa edilen güvenlik duvarının 837 kilometrelik bölümünün inşasının tamamlandığını duyurdu. Helikopterle Çaldıran-İran sınırında inşa edilen güvenlik duvarı ve güvenlik yolunu inceleyen Soylu, çalışmalar hakkında bilgi aldı.  3,5 yılı aşkın süredir doğu ve güney sınırında güvenlik duvarı çalışmalarının yürütüldüğünü belirtti. Soylu  “Bugüne kadar özellikle Ağrı, Iğdır sınırı ve içine bulunduğumuz Çaldıran sektörü dahil 191 kilometre duvar yapılmıştır. 837 kilometre duvar da Suriye sınırında gerçekleştirilmiştir. Toplam 1028 kilometre duvar şu ana kadar yapılmıştır” ifadelerini kullandı.
Sınırlardaki güvenlik duvarlarının 2023’e kadar tamamlanacağını kaydeden Soylu, ‘’ Doğu sınırımızın tamamı 2023'te Cumhuriyetimizin 100. yılında hem duvarlarla hem optik kulelerle hem termal kameralarla hem de güvenlik yollarıyla tel çitleriyle kontrol altında tutulacak. Burası sınır ve burada karakollarımız var. Ayrıca mayın tarlalarını temizliyoruz.’’ dedi.  
Suriye-Türkiye sınırında kaçakçılar oldukça aktifti, Türk hükümeti kaçakçılığı ve topraklarına yasadışı girişi önlemek amacıyla 2015 yılından itibaren Suriye sınırı boyunca beton bariyerlerden oluşan bir güvenlik duvarı inşa etmeye başladı. Türkiye, İran ve Suriye sınırlarının büyük bölümlerinde, sınır güvenliğini sağlamak amacıyla optik kuleler yerleştirmiş durumda, tel çitlerle de çevrili sınırlar termal kameralarla izleniyor. Suriye sınırını koruyan birliklere son dönemlerde, 82 adet Zırhlı 4x4 Sınır Gözetleme ve Güvenlik Aracı tahsis edildi. Türkiye’nin doğu ve güneydoğu sınırlarında 211 gözetleme kulesi ve 130 optik kule hizmete alındı. TSK İran ile olan sınırlarının 182 kilometrelik bölümünde, Suriye ve Irak’la olan sınırlarının ise 350 kilometrelik bölümünde sürekli ve aktif bir şekilde tam bir gözetleme sağlayabiliyor. 2021 yılında 451 bin yasadışı göçmenin Türkiye’ye girişi engellendi. Türkiye Göç İdaresi’nin verilerine göre bu yıl girişi engellenen yasadışı göçmen sayısı 127 bine ulaşmış durumda.



Sudan'da iki hükümet... Çözüm mü, bölünme mi?

Geçtiğimiz temmuz ayında Omdurman'daki bir çarşı (AFP)
Geçtiğimiz temmuz ayında Omdurman'daki bir çarşı (AFP)
TT

Sudan'da iki hükümet... Çözüm mü, bölünme mi?

Geçtiğimiz temmuz ayında Omdurman'daki bir çarşı (AFP)
Geçtiğimiz temmuz ayında Omdurman'daki bir çarşı (AFP)

Sudan'da iki hükümetin varlığı, iç ve dış çevrelerde akıllardan uzak bir ihtimal değildi. Bu senaryo, Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında savaşın patlak vermesinden yaklaşık bir yıl sonra, barışçıl bir çözüm için herhangi bir vizyon veya işaretin ufukta görünmemesi nedeniyle, olası birkaç senaryodan biri olarak ortaya atıldı.

ABD Barış Enstitüsü (USIP) Nisan 2024'te, Kenya'nın başkenti Nairobi'de, savaşa karşı olan geniş bir yelpazedeki siyasi ve sivil güçlerin katılımıyla bir çalıştay düzenledi. Çalıştayda savaşın gidişatı ve nereye varacağı değerlendirildi ve olası senaryolar incelendi.

Çalıştayda 3 senaryo ortaya kondu; İlki, savaşın, çatışmanın iki tarafından biri olan Sudan ordusu veya HDK’nin askeri zaferiyle sona ermesi idi. Ancak bu seçenek, savaşın niteliği ve dış müdahalelerin açıkça ortaya çıkması nedeniyle dışlandı.

frgty6u7
Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında Hartum'da yaşanan çatışmalarda ağır hasar gören bina (AFP)

İkinci senaryo, müzakere ve savaştı. Bu senaryoda, sahadaki güç dengesinde radikal bir değişiklik ya da ‘zayıf denge’ meydana gelir ve müzakere masasında savaşın durdurulması yönünde bir adım atılır. Her iki taraf da çatışmalardan yorgun düşmüş olsa da, ordu ve İslamcı müttefiklerinin, düşmanlıkları durdurmayı ve sivilleri koruyarak insani yardım ulaştırmayı amaçlayan Cidde Platformu’na defalarca ret cevabı vermeleri nedeniyle, bu seçenek o dönemde mümkün olmadı.

Çalıştayda yapılan uzun tartışmaların ardından odaklanılan üçüncü senaryo, Sudan'da iki hükümetin varlığıdır. Bu senaryo en olası olanıdır ve ülkedeki çatışmaların şiddetini azaltabilir ve taraflar arasında müzakere masasına oturmak için yollar açabilir.

Geçtiğimiz hafta, Sudan Kurucu İttifakı, HDK Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) başkanlığında, ülkenin batısındaki Güney Darfur eyaletinin başkenti Nyala'yı merkez alan paralel bir hükümet kurduğunu duyurdu. Ancak, ülkeyi bölünmeye maruz bırakma korkusuyla, resmi devlet kurumları dışında herhangi bir otorite kurulmasına bölgede önceden karşı çıkılmıştı.

Siyasi analist Mahir Ebu’l Cuh, Port Sudan ve Nyala'da meşruiyet için çekişen iki hükümetin varlığının artık bir gerçek olduğunu ve her ikisinin de meşru olmadığını, bu nedenle herhangi bir yasal tanıma olmaksızın ele alınacağını söyledi.

dfrgty6
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, askerleriyle birlikte daha önceki bir Hartum ziyareti sırasında (Arşiv – Sudan ordusu sayfası)

Ebu’l Cuh, “Arap ve Afrika ülkeleri Sudan'ın bölünmesini istemiyor ve bölünmeye izin vermeyecek. Böylece bölgede parçalanmanın önü açılmayacak” ifadelerini kullandı.

Ebu’l Cuh, “Port Sudan'da ordunun liderliğindeki fiili hükümetin para birimi ve kimlik belgelerinin değiştirilmesi ve kontrol ettiği bölgelerde lise sınavlarının yapılmasıyla ilgili olarak attığı adımlar, HDK’yi bir ittifak kurmak ve paralel bir otorite oluşturmak için gerekçeler ve mazeretler bulmaya itti” dedi.

Siyasi analist Ebu’l Cuh, uluslararası toplumun ‘Sudan'da iki hükümetin varlığının çatışmanın sonucu olduğunu; nedeni olmadığını, çözümün her iki tarafın da varlığında yattığını ve bunun bölgesel ve uluslararası tarafların çıkarlarına uygun olduğunu anladığını, bu nedenle her iki hükümetle de muhatap olunmasının muhtemel olduğunu’ belirtti.

Ebu’l Cuh, ABD, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır'dan oluşan dörtlünün ertelenen toplantısının amacının ‘bölge ülkelerinin endişelerini ve çıkarlarını uzlaşma formülüyle ele almak, bunları krizin çözümüne katkıları çerçevesinde değerlendirmek ve ateşkesle başlayıp Sudan'da demokratik federal sivil yönetimin yeniden tesis edilmesiyle devam etmek’ olduğunu bildirdi.

Ebu’l Cuh, HDK’nin ‘taktiksel’ bir çerçeve içinde ‘iki hükümetin varlığı’ senaryosunu hedeflediğini ve bunun amacının ‘müzakerelerin (eğer gerçekleşirse) fiili durum olarak iki otorite arasında veya her iki tarafın askeri liderleri arasında yapılması’ olduğunu söyledi.

Siyasi ve askeri analist Hüsameddin Bedevi ise Sudan'da iki hükümetin varlığının, uluslararası toplumun barışçıl çözüm şansını artıracağını düşündüğü bir senaryo olduğunu, ancak aynı zamanda düşmanlığın ileri aşamalarına ve çatışmanın uzamasına yol açabilecek olumsuz sonuçlar doğurabileceğini ifade etti.

Bedevi, “Silahlı çatışmanın devam etmesi ve uluslararası aktörlerin çekişmeleri, tarafları kontrol haritasını genişletmeye ve kendi sosyal çevrelerini temsil eden bölgelerde askeri varlık göstermeye itti” dedi.

Bedevi, “Her iki taraf da uluslararası meşruiyet arıyor ve kontrolündeki bölgelerde sivilleri koruduğu mesajını dünyaya iletmeye çalışıyor” diye konuştu.

Diğer yandan Darfur Bölgesi Valisi ve Sudan Kurtuluş Hareketi lideri Mini Arko Minawi, HDK tarafından ilan edilen paralel hükümetin bir veya iki yıl devam etmesi halinde fiili bir hükümet haline geleceğini ve uluslararası alanda tanınacağını, insani yardımların ulaştırılmasını kolaylaştırmak için ateşkesin dayatılacağını söylemişti.