Mescid-i Aksa'da kırılan camlar için cam imalatı atölyesi

Her biri üç ay süresince titiz ve hassas bir el işçiliği gerektiren 10 ayrı tabaka

1969'da Kıble Mescidi’nde patlak veren yangından bu yana pencerelerinin yüzde 98'i yenilendi (Reuters)
1969'da Kıble Mescidi’nde patlak veren yangından bu yana pencerelerinin yüzde 98'i yenilendi (Reuters)
TT

Mescid-i Aksa'da kırılan camlar için cam imalatı atölyesi

1969'da Kıble Mescidi’nde patlak veren yangından bu yana pencerelerinin yüzde 98'i yenilendi (Reuters)
1969'da Kıble Mescidi’nde patlak veren yangından bu yana pencerelerinin yüzde 98'i yenilendi (Reuters)

Halil Musa
İsrail polisinin Ramazan ayında Mescid-i Aksa'yı basması sonucu meydana gelen kayıplar sadece insan kayıpları ile sınırlı olmayıp, Kıble Mescidi’nin kapı ve pencerelerine kadar ulaştı.
İsrail polisi, ibadet edenlere ses bombası ve biber gazı atmak amacıyla, tüfeklerinin dipçikleriyle İslam mimarisine göre tasarlanmış yaklaşık 10 farklı pencereyi kırarak tahrip etti. 
22 Nisan Cuma günü 144 bin metrekarelik bir alanı kaplayan Mescid-i Aksa'nın avlularını basan İsrail polisi, ‘kargaşa çıkardıkları’ bahanesiyle, suçluları kovalamak için Kıble Mescidi’nde ibadet edenleri çıkarmak istedi.
Ancak Mescid-i Aksa'yı ibadet eden yüzlerce Müslüman barikat kurdu ve İsrail polisinin kendilerine ulaşmasını ve dışarı çıkarmasını önlemek için buradaki kapıları kapattı.

Paramparça
Kıble Mescidi’nin üst kısmına çıkan İsrail polisleri ise mescidin 10 farklı penceresini paramparça etti. Sonrasında içeri girerek ibadet etmek için bulunan yaklaşık 500 kişiyi gözaltına aldı.
İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid, Hamas ve İslami Cihat'ı, ayaklanmaları kışkırtmak için Aksa'yı bir üs olarak kullanmak üzere, yanlarında silah ve patlayıcılar bulunduran radikalleri Aksa’ya göndermekle ve bu nedenle İsrail polisini camiye girmeye zorlamakla suçladı.
Ancak Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR), İsrail polisinin kapsamlı, gereksiz ve rastgele bir şekilde güç kullandığını belirtti.

Hassas el işçiliği
Ürdün Vakıflar Bakanlığına bağlı Mescid-i Aksa'nın İmar Heyeti’nden teknik ekipler, kırılan camların onarımı çalışmalarına başladı. Ancak bu camlardan her birinin üretimi için üç ay süresince, titiz, hassas ve zahmetli bir el işçiliği gerekiyor.
Heyetin Mescid-i Aksa duvarları içinde yer alan atölyesinde mühendis ve teknisyenler ellerindeki basit aletler ile söz konusu el yapımı pencereleri üretiyor. Her pencere iç ve dış olmak üzere iki parçadan oluşur ve alçıdan yapılmıştır.
Teknisyenler, alçıyı bu pencerelerin şekline özel 10 cm kalınlığındaki ahşap kalıplara dökmelerinin ardından bitki ve balık pulları gibi desenler oydukları süsleme kısmına geçiyor. Aynı zamanda güneş ışınlarının dolaylı bir şekilde nüfuz etmesi için 45 derecelik bir açı ile oyulmasına özen gösteriyorlar.

Desenlerin korunması
Mescid-i Aksa İmar Dairesi Müdürü Bessam El-Hallak, tek bir pencerenin üç aylık bir çalışma gerektirdiğini, çünkü her pencerenin diğerinden farklı el süslemelerine sahip olduğunu söylüyor.
Pencerelerin iç kısımlarının bitki desenlerinin işlendiği vitrayların kullanıldığı geometrik boşluklarla oyulmuş alçıdan yapıldığını ve bitki resimlerinin işlendiğini belirten Hallak, dış cephenin güneş ışıklarının girmesini sağlamak için camla kaplı alçıdan yapıldığını da belirtiyor.
Kıble Mescidi’nin dört farklı cephede 56 penceresi, Kubbet'üs-Sahra’nın ise 16 penceresi bulunuyor.
1969'da Kıble Mescidi’nde çıkan yangından bu yana Mescid-i Aksa İmar Komitesi pencerelerdeki süslemelerin orijinalliğini koruyarak yüzde 98'ini yeniledi.



Gazze hastaneleri kapanma tehdidiyle karşı karşıya

Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırısında hayatını kaybeden yakınlarının cenazeleri başında yas tutan Filistinliler (Reuters)
Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırısında hayatını kaybeden yakınlarının cenazeleri başında yas tutan Filistinliler (Reuters)
TT

Gazze hastaneleri kapanma tehdidiyle karşı karşıya

Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırısında hayatını kaybeden yakınlarının cenazeleri başında yas tutan Filistinliler (Reuters)
Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırısında hayatını kaybeden yakınlarının cenazeleri başında yas tutan Filistinliler (Reuters)

Gazze Şeridi'ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü, bu sabah İsrail'in Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerine düzenlediği saldırılar ve ağır topçu bombardımanında aralarında çocukların da bulunduğu 19 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi. Bu arada Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı dün (Cuma) yaptığı açıklamada, yakıt yetersizliği nedeniyle 48 saat içinde tüm hastanelerin çalışmayı durduracağı ya da hizmetlerini azaltacağı uyarısında bulundu. Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre İsrail, bir yıldan uzun bir süredir savaş yürüttüğü Gazze Şeridi'ne yakıt girmesine izin vermiyor.

Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal AFP'ye yaptığı açıklamada, “İsrail'in gece yarısından sonra sabaha kadar Gazze Şeridi'ne düzenlediği bir dizi şiddetli hava saldırısında 19 vatandaş şehit oldu ve 40'tan fazla kişi de yaralandı” dedi.

Daha önce Filistin televizyonu, Gazze şehrinin doğusundaki ez-Zeytun mahallesinde bir evi hedef alan İsrail bombardımanında altı kişinin öldüğünü ve birkaç kişinin de yaralandığını bildirmişti.

Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı, İsrail'in dün şafak vaktinden bu yana Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerine düzenlediği saldırılarda 38 kişinin öldüğünü açıkladı.

Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) perşembe günü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, eski Savunma Bakanı Yoav Gallant ve Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları Komutanı Muhammed ed-Dayf hakkında, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerine eşi benzeri görülmemiş bir saldırı başlatmasından bu yana Gazze Şeridi'ndeki çatışmalarda insanlığa karşı suç ve savaş suçu işledikleri şüphesiyle yakalama kararı çıkarmasının ardından uluslararası tepkiler devam ediyor.

Gazze Şeridi'ndeki Sahra Hastaneleri Genel Müdürü Dr. Mervan el-Hams, “İşgalcilerin yakıt girişini engellemesi nedeniyle Gazze Şeridi'ndeki tüm hastanelerin 48 saat içinde çalışmayı durduracağı ya da hizmetlerini azaltacağı konusunda acil bir uyarıda bulunuyoruz” dedi.

Sivil Savunma Müdürlüğü, İsrail'in biri Gazze Şehri'nin doğusunda diğeri de şehrin güneyinde bulunan iki evi hedef alan saldırısında ölen on iki kişinin cesedine ulaşıldığını ve onlarca kişinin de yaralandığını duyurdu.

İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, 7 Ekim 2023'teki saldırıya karışan beş Hamas mensubunu öldürdüğünü bildirdi.

Filistinli tıbbi kaynaklara göre saldırıda onlarca kişi öldü ve yaralandı.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), sekizi yoğun bakımda olmak üzere 80 hastanın ve Gazze Şeridi'nin kuzeyinde kısmen faaliyet gösteren iki hastaneden biri olan Kemal Advan Hastanesi'ndeki personelin durumuyla ilgili ‘ciddi endişelerini’ dile getirdi.

WHO Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus'a göre, hastane perşembe günü bir insansız hava aracı (İHA) saldırısının hedefi oldu. Söz konusu saldırı, bir elektrik jeneratörünün ve bir su deposunun tahrip olmasına yol açtı.

Kemal Advan Hastanesi Müdürü Hüsam Ebu Safiye AFP'ye yaptığı açıklamada, kurumunun dün yine İsrail hava saldırılarının hedefi olduğunu, bir doktor ve hastaların yaralandığını söyledi.

İsrail ordusu, Hamas savaşçılarının yeniden toparlanmasını önlemek amacıyla 6 Ekim'de Gazze Şeridi'nin kuzeyinde büyük bir kara operasyonu başlattı.

‘Masum çocuklar’

Bilal isimli Filistinli, kurbanların götürüldüğü el-Ehli Arap Hastanesi'nin salonlarından birinde şunları söyledi: “Tüm ailem öldürüldü. Aileden geriye bir tek ben kaldım. Adaletsizliği durdurun.”

AFP'ye konuşan bir başka adam ise hastane yatağında hareketsiz yatan bir çocuğun yanında otururken, “Orada masum çocuklar vardı (...) Onların suçu neydi?” diye sordu.

Birleşmiş Milletler’in (BM) güvenilir bulduğu Hamas yönetimindeki Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda şimdiye kadar çoğu sivil kadın ve çocuk olmak üzere en az 44 bin 56 kişi hayatını kaybetti.

AFP'nin İsrail'in resmi verilerinden aktardığına göre, Hamas'ın İsrail yerleşimlerine yönelik saldırısında çoğu sivil bin 206 kişi öldü.

Saldırı sırasında 251 kişi esir alınarak Gazze Şeridi'ne götürüldü. Bunlardan 97'si Gazze Şeridi'nde kaldı ve İsrail ordusu kalan esirlerden 34'ünün öldüğünü tahmin ediyor.

‘Tehlikeli bir emsal’

Savaşın başlamasından bir yıldan fazla bir süre sonra, UCM'nin perşembe günü aldığı karar İsrail'i çileden çıkardı.

Netanyahu perşembe akşamı yaptığı açıklamada, “Hiçbir bariz İsrail karşıtı karar bizi, özellikle de beni, ülkemizi savunmaya devam etmekten alıkoyamaz. Baskılara boyun eğmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Gallant kararı, ‘terörizmi teşvik eden tehlikeli bir emsal’ olarak değerlendirdi.

ABD Başkanı Joe Biden, ‘utanç verici’ olarak nitelendirdiği kararı kınadı. Macaristan Başbakanı Viktor Orban ise dün yaptığı açıklamada, Netanyahu'yu karara ‘meydan okuyarak’ Macaristan'ı ziyaret etmeye davet edeceğini söyledi.

Netanyahu, Orban'ın tutumunu memnuniyetle karşılayarak, bunun ‘ahlaki netliği’ yansıttığını söyledi.

Macaristan da dahil olmak üzere UCM'ye üye 124 ülke teorik olarak üç yetkiliyi kendi topraklarına girmeleri halinde gözaltına almakla yükümlü.

İngiliz hükümeti dün Netanyahu'nun yakalama kararı kapsamında gözaltına alınabileceğini ima etti.

İrlanda Başbakanı Simon Harris, ülkesini ziyaret etmesi halinde Netanyahu'yu gözaltına alacağını söyledi.

Harris, RTE devlet televizyonunda UCM üyesi olan İrlanda'nın Netanyahu'yu ülkeyi ziyaret etmesi halinde gözaltına alıp almayacağı sorusuna “Evet, kesinlikle” yanıtını verdi.

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni dün yaptığı açıklamada, G7 dışişleri bakanlarının pazartesi ve salı günleri Roma yakınlarında bir araya geldiklerinde mahkemenin yakalama kararlarını görüşeceklerini duyurdu.

İran kararı, ‘Siyonist varlık için siyasi bir ölüm’ olarak değerlendirirken, Çin mahkemeyi ‘objektif ve adil bir duruş’ sergilemeye çağırdı.

Hamas mahkemenin kararını memnuniyetle karşılayarak, bunu ‘tarihi ve önemli’ bir adım olarak nitelendirdi.