SDG, yılbaşından bu yana yabancı uyruklu 65 çocuğu ülkelerine teslim etti

Uluslararası örgütler, yabancı uyruklu çocukların Suriye’deki mülteci kamplarından tahliyesi için çağrıda bulundular

Suriye'nin kuzeydoğusundaki el-Hol Mülteci Kampı (Arşiv- Şarku’l Avsat)
Suriye'nin kuzeydoğusundaki el-Hol Mülteci Kampı (Arşiv- Şarku’l Avsat)
TT

SDG, yılbaşından bu yana yabancı uyruklu 65 çocuğu ülkelerine teslim etti

Suriye'nin kuzeydoğusundaki el-Hol Mülteci Kampı (Arşiv- Şarku’l Avsat)
Suriye'nin kuzeydoğusundaki el-Hol Mülteci Kampı (Arşiv- Şarku’l Avsat)

Uluslararası Af Örgütü (UAÖ) ve Çocukları Kurtarın Vakfı (Save the Children), Suriye'nin kuzeydoğusunda Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) kontrolündeki  el-Hol Mülteci Kampı’nda kalan yabancı uyruklu savaşçıların çocuklarının ve bu çocukların annelerinin, vatandaşı oldukları ülkelere geri gönderilmesi için daha fazla çaba gösterilmesi çağrısında bulundular. UAÖ, Suriye’deki mülteci kamplarında Fransa kanunlarına aykırı olarak yaşayan Fransız uyruklu çocukların derhal ülkelerine getirilmesini talep etti. Öte yandan Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ne bağlı Dış İlişkiler Departmanı, Batılı bazı ülkelerin, bu yılın başlarından bu yana, terör örgütü DEAŞ üyelerinin çocukları dahil 65 çocuğu geri aldıklarını açıkladı. Ancak güvenlik sorunları ve zorlu yaşam koşullarının ortasında bu kamplarda halen yüzlerce çocuk yaşamlarını sürdürmeye devam ediyor.
Kamışlı'daki Dış İlişkiler Departmanı, 14 Nisan’da Rusya Çocuk Hakları Komiseri Başkan yardımcısı Elena Alexandrova ve yardımcısı Sergey Igorvich’ten oluşan Rus heyetine DEAŞ üyelerinin ailelerinden 10'un üzerinde yetim Rus çocuğu teslim etti. Moskova, daha önce 23 Şubat'ta 9 yetim çocuğu daha almıştı. Dış İlişkiler Departmanı’nın istatistiklerine göre Rusya, 2018 yılından bu yana sekiz grup halinde yaklaşık 244 çocuğu ülkelerine geri getirdi.
İngiltere ise 4 Nisan’da iki çocuğu kabul etti. İngiliz uyruklu üç kardeş İngiltere hükümetinden bir heyete teslim edildi. Ancak anneleri kamplardan birinde kalmaya devam ediyor. Almanya, 30 Mart'ta Suriye’deki mülteci kamplarından Alman uyruklu 27 çocuk ve 10 kadını geri aldı. Böylece Almanya hükümetinin heyetlerine teslim edilen Alman uyruklu sayısı 22'si kadın, 69'u çocuk olmak üzere 91 kişiye ulaştı. İsveç hükümeti ise bu yıl 26 Ocak’ta dört çocuk ve iki kadın ve 14 Mart'ta iki çocuk ve iki kadını ülkelerine geri götürdü. Hollanda hükümeti de 3 Şubat'ta 11 çocuk ve 5 kadını geri aldı.
Özetle, askeri operasyonların sona ermesinden ve 2019 yılı baharında DEAŞ’ın coğrafi ve askeri kontrolünün tamamen ortadan kaldırılmasından bu yana Özbekistan, Kazakistan ve Kosova gibi birkaç ülke, DEAŞ saflarında mücadeleye katılan aşırılık yanlısı savaşçıların ailelerinden çok sayıda vatandaşını geri aldı. Diğerleri, özellikle Avrupalılar, sınırlı sayıda kadın ve çocuğu kurtarmakla yetindi.
Birleşmiş Milletler'in (BM) verilerine göre El-Hol Mülteci Kampı’nda, yarısından fazlasını 16 yaşın altındaki çocuklardan oluşan yaklaşık 56 bin kişi kalıyor ve bunların çoğunluğunu Iraklı mülteciler oluşturuyor.  Kampta ayrıca, yoğun güvenlik önlemleri alınan özel bir bölümde yaklaşık 10 bin yabancı uyruklu DEAŞ üyesinin aileleri kalıyor.
Çocukları Kurtarın Vakfı, 25 Nisan’da resmi internet sitesinde yayınladığı bir raporda, yabancı uyruklu savaşçıların çocuklarını ve bu çocukların annelerini vatandaşı oldukları ülkelere iade edilmesinin yanı sıra Suriyeli ve Iraklı ailelerin kamptan güvenli ve gönüllü bir şekilde evlerine dönüşlerini desteklemek için derhal harekete geçilmesini istedi.
Londra merkezli sivil toplum kuruluşu, el-Hol Mülteci Kampı’ndaki çocukların öldürülme ve şiddet gibi kabuslar gördüklerini ve sürekli şiddet sahnelerine maruz kalmaları nedeniyle uyumakta zorluk çektiklerini aktardı. Rapora göre çocuklar ayrıca hayat şartlarının zorluğu ve kamptaki geleceklerine dair umutsuzluk içinde olmaları nedeniyle altını ıslatma ve iştahsızlık gibi sorunlar yaşıyorlar. Bu da onları saldırgan davranışlarda bulunmaya itiyor.
Çocukları Kurtarın Vakfı Suriye Direktörü Sonia Koch, düzenlediği basın toplantısında, bu çocukların hayatlarında daha fazla gerilim ve korku yaratmadan güvenlik sorunlarının ve kamp içindeki kötüleşen koşulların ele alınması gerektiğini belirterek, “Beş yaşındaki çocukların annelerine ölmek istediklerini söylemesi kabul edilemez” ifadelerini kullandı. Bu çocukların sorunlarına kalıcı çözümün, kamptan sağ salim çıkmaları için onlara ve ailelerine destek olmak olduğuna işaret eden Koch, “Çocuklar, el-Hol Mülteci Kampı’nda her gün maruz kaldıkları şiddetle bu vahim koşullar altında yaşamaya devam edemezler” dedi.
UAÖ ise Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'u Suriye’deki mülteci kamplarında yaşayan 200 Fransız uyruklu çocuğu geri almaya ve insan haklarını yeni görev süresinin önceliklerinin merkezine koymaya çağırdı. UAÖ, 24 Nisan'da resmi internet sitesinde yayınlanan açıklamasında, “Fransa yasalarına aykırı olarak halen Suriye'de bulunan 200 Fransız uyruklu çocuğun ülkelerine geri dönmesi için çağrıda bulunuyoruz.  Bu, daha fazla Avrupa ülkesinin benimsediği bir yaklaşımdır” denildi. Paris'in büyük çoğunluğunu yetimlerin oluşturduğu yaklaşık 35 çocuğu geri aldığı ve yetişkin olanların ise bulundukları yerlerde yargılanmaları gereğini vurguladığı biliniyor.



Trump–Netanyahu görüşmesi sonrası Gazze’de ikinci aşama tartışması

Gazze Şeridi'nin merkezindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici barınakların arasında duran bir çocuk (AFP)
Gazze Şeridi'nin merkezindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici barınakların arasında duran bir çocuk (AFP)
TT

Trump–Netanyahu görüşmesi sonrası Gazze’de ikinci aşama tartışması

Gazze Şeridi'nin merkezindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici barınakların arasında duran bir çocuk (AFP)
Gazze Şeridi'nin merkezindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici barınakların arasında duran bir çocuk (AFP)

Gazze Şeridi'nde ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasının ocak ayı ortalarında başlayabileceği yönündeki söylentiler, ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasındaki görüşmenin önemli sonuçları arasında yer aldı. Öte yandan İsrail kaynaklarından ‘aşamanın başlaması konusunda anlaşma sağlandığı, ancak uygulama mekanizmalarında hala boşluklar olduğu’ yönünde sızıntılar geldi.

Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlara göre ikinci aşamada haftalarca süren durağanlığın ardından ortaya çıkan bu olası süreç, Washington'ın anlaşmayı uygulamaya istekli olmasına bağlı. İsrail'in ikinci aşamaya devam etmeyi kabul edeceği ve şartlarını, kontrolü altındaki bölgelerde yeniden inşa hakkı verecek ve Hamas'ı silahsızlandırma bahanesiyle geri çekilmemesini sağlayacak şekilde düzenleyeceği beklentileri arasında, bu durum geçtiğimiz ekim ayında yürürlüğe giren ABD Başkanı Donald Trump’ın barış planını karmaşık hale getiriyor.

İsrail gazetesi Israel Hayom dün, Trump’ın Kaliforniya’daki Mar-a-Lago tatil köyünde Netanyahu ile yaptığı görüşmede, Gazze'deki planının ikinci aşamasını 15 Ocak'ta başlatması için Netanyahu'ya bir tarih belirlediğini bildirdi.

Bir diğer İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth, İsrailli kaynaklara dayandırdığı haberinde Trump’ın Gazze'deki planını mümkün olan en kısa sürede uygulamaya koymayı taahhüt ettiğini ve ikinci aşamanın başlamasını Gazze Şeridi'nden son rehinenin cesedinin iadesi ile ilişkilendirmeme sözü verdiğini yazdı.

ABD merkezli Axios internet sitesi dün, iki kaynağa dayandırdığı haberinde, Netanyahu'nun, Trump'ın ekibiyle uygulama mekanizmaları konusunda anlaşmazlıkları olmasına rağmen, Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına geçilmesini kabul ettiğini bildirdi.

İsrail basını, Netanyahu ile Trump'ın yakın çevresi arasında ikinci aşamaya geçiş ve Hamas’ın ortadan kaldırılması konusunun atlanması konusunda önemli görüş ayrılıkları olduğunu ortaya koydu. Netanyahu ile görüşmesinin ardından Trump, Florida'da düzenlenen ortak basın toplantısında çoğu konuda anlaşmaya vardıklarını açıkladı. Netanyahu ile Hamas'ın silahsızlandırılması konusunda konuştuğunu da sözlerine ekleyen Trump, Hamas’ın ‘bunu yapmak için çok az zamanı olduğunu, aksi takdirde ağır bir bedel ödeyeceğini’ vurguladı. Ancak, Hamas tamamen silahsızlandırılmadan önce İsrail'in Gazze'den askerlerini çekip çekmeyeceği sorulduğunda, “Bu daha sonra konuşacağımız başka bir konu” yanıtını verdi.

vgt
ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze'deki savaşı sona erdirme planının ikinci aşaması halen bazı eksikliklerle karşı karşıya (Mısır Başkanlığı)

Al-Farabi Stratejik Araştırmalar Merkezi Genel Sekreteri Dr. Muhtar Gubbaşi, tarih belirleme konusunun Washington'ın iradesine ve İsrail'in uygulamasına bağlı olduğunu düşünüyor. Dr. Gubbaşi’ye göre pazartesi günü Trump ve Netanyahu arasında yapılan toplantıda yaşananlar, birden fazla konuda ortak koordinasyonlarına rağmen Trump'ın işleri hızla ilerletmeye istekli olduğunu gösteriyor.

Öte yandan Filistinli siyasi analist Abdulmehdi Mattava’ya göre Trump ve İsrailli yetkililerin farklı vizyonlara sahip olduğu açık. Trump, hızlı hareket etmek istiyor, ancak silahsızlanma engeliyle karşı karşıya, İsrail ise ikinci aşamayı bölmek istiyor, bu da o aşamada takılıp kalacağımız anlamına geliyor.

Mattava, ikinci aşamanın planlandığı gibi başlamasını bekliyor. Bu aşamada, sınır kapılarının açılması, yardım kamyonlarının sayısının artırılması, bir ‘barış konseyi’ ve Gazze Şeridi’ni yönetmek için bir komite atanması gibi adımlar atılacak. Bunun yanında Washington, Hamas'ın silahsızlandırılması konusunda bir anlaşmaya varılamaması halinde İsrail'in kontrolündeki bölgelerde yeniden inşa çalışmalarına başlamasına izin verecek.

Mısır Dışişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamaya göre Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati, CNN televizyonuna verdiği röportajda “Mısır, Gazze'deki ateşkesi istikrara kavuşturmak ve ikinci aşamaya geçmek, erken iyileşme ve yeniden inşa çabalarına devam etmek için çabalarını sürdürecek” dedi.

fvgb
Gazze şehrinin sahil şeridinde sıralanan ve Filistinli mültecileri sert kış koşullarından koruyan çadırlar (AFP)

Hamas Sözcüsü Hazım Kasım, Netanyahu'nun Trump ile görüşmesinden önce yaptığı açıklamada, Hamas’ın ‘Başkan Trump’ın Gazze Şeridi ve tüm bölgede barışı sağlama yeteneğine güvenmeye devam ettiğini’ söyledi.

Kasım, Trump'a ‘İsrail'e daha fazla baskı uygulayarak Şarm ei-Şeyh'te alınan kararlara uymasını sağlaması’ çağrısında bulundu.

Kasım, Hamas'ın silahsızlandırılması talepleri hakkında resmi bir yorumda bulunmadı, ancak Hamas, daha önce bunun için bazı koşullar belirlemişti.

Öte yandan İsrail'in engellerinin ikinci aşamanın hızlı ilerlemesini geciktireceğini, ancak Mısır'ın bu engelleri aşmak için çabalarını sürdüreceğini düşünen Gubbaşi, “İsrail'in Trump ile yapılan görüşmenin sonuçlarına bağlılığı ışığında, ikinci aşamanın başlangıç tarihi veya gecikmesi konusunda her şey mümkün” diye ekledi.


Sudan hükümeti "2026 acil durum bütçesini" onayladı ve bunu "mucize" olarak nitelendirdi

Sudan hükümeti Başbakan Dr. Kamil Idris başkanlığında toplantısını gerçekleştirdi (SUNA)
Sudan hükümeti Başbakan Dr. Kamil Idris başkanlığında toplantısını gerçekleştirdi (SUNA)
TT

Sudan hükümeti "2026 acil durum bütçesini" onayladı ve bunu "mucize" olarak nitelendirdi

Sudan hükümeti Başbakan Dr. Kamil Idris başkanlığında toplantısını gerçekleştirdi (SUNA)
Sudan hükümeti Başbakan Dr. Kamil Idris başkanlığında toplantısını gerçekleştirdi (SUNA)

Sudan Başbakanı Dr. Kamil Idris, dün Bakanlar Kurulu tarafından onaylanan 2026 mali yılı için acil durum bütçesini "mucize" olarak nitelendirdi.

Maliye Bakanlığı'nı, olağanüstü koşullar altında harcamaları kontrol altına aldığı, devlet kaynaklarını etkin bir şekilde yönettiği ve gelirleri artırdığı için övdü.

Sudan Başbakanı, ilk "mucizenin" bütçenin yaklaşık yüzde 9'luk bir GSYİH büyüme oranı beklentisi olduğunu, ikincisinin ise 2026 yılı boyunca ortalama enflasyon oranının yüzde 65'e düşürülmesi olduğunu belirtti.

Maliye Bakanı Dr. Cibril İbrahim, bütçenin ücretlerin iyileştirilmesini ve hizmet sektörünün giriş seviyesinde iş imkanlarının sağlanmasını içerdiğini belirterek, gelir tabanının genişletilmesinin yatay genişlemeye bağlı olduğunu ve vatandaşlara yeni vergi yükleri getirmeyi gerektirmediğini açıkladı. Bütçe ayrıca, 2025 yılındaki %101,9'luk orana kıyasla, 2026 yılı için ortalama enflasyon oranını %65'e düşürmeyi hedefliyor.

İbrahim, bütçenin kamu maliyesini reforme etmeye, belirli harcamalara ve kamu giderlerine öncelik vermeye, silahlı kuvvetlerin ve güvenlik hizmetlerinin ihtiyaçlarını karşılamaya, bakanlıkların ve hükümet birimlerinin temel ihtiyaçlarını karşılamaya, ayrıca komşu ülkelerdeki yerinden edilmiş ve mülteci Sudanlıların koşullarını iyileştirmeye ve onlara insani yardım sağlama maliyetlerini karşılamaya odaklandığını belirtti.

Maliye Bakanı, savaşın devam eden zorluklarına rağmen 2025 bütçesinin performansının beklentileri aştığını, kamu gelirlerinin %147'lik bir performans oranına ulaştığını ve harcamaların temel ihtiyaçlara yönelik olarak sürdürüldüğünü açıkladı. Bakan, bütçenin Hartum'a dönüş için uygun bir ortam yaratmaya ve Hartum Havalimanı'nı rehabilite etmeye yönelik olduğunu ifade etti.


Tunus'ta olağanüstü hal bir ay daha uzatıldı

Tunus bayrağı (Reuters)
Tunus bayrağı (Reuters)
TT

Tunus'ta olağanüstü hal bir ay daha uzatıldı

Tunus bayrağı (Reuters)
Tunus bayrağı (Reuters)

Tunus, ülkedeki olağanüstü hal uygulamasını yarından 30 Ocak'a kadar geçerli olarak bir ay daha uzattı.

Uzatma kararı, Cumhurbaşkanı Kays Said tarafından Resmi Gazete'de yayımlandı. Önceki uzatma, 2025 yılının tamamını kapsıyordu.

Ülkede olağanüstü hal, 24 Kasım 2015 tarihinde başkent merkezinde başkanlık güvenlik otobüsünü hedef alan ve 12 güvenlik görevlisi ile saldırının failinin de öldüğü ve DEAŞ’ın üstlendiği terörist bombalı saldırıdan bu yana on yıldan fazla bir süredir yürürlükte.