Ürdün, Filistin ve İsrail, ABD’nin talebiyle ‘kutsal mekanlarla’ ilgili koordinasyonu görüştü

Ürdün ve Filistinli yetkililer, Yahudi yerleşimcilerin Mescid-i Aksa’ya girişinin yasaklanmasını istedi ancak İsrail kabul etmedi

Mescid-i Aksa’da önceki gece namaz kılan Müslümanlar (AFP)
Mescid-i Aksa’da önceki gece namaz kılan Müslümanlar (AFP)
TT

Ürdün, Filistin ve İsrail, ABD’nin talebiyle ‘kutsal mekanlarla’ ilgili koordinasyonu görüştü

Mescid-i Aksa’da önceki gece namaz kılan Müslümanlar (AFP)
Mescid-i Aksa’da önceki gece namaz kılan Müslümanlar (AFP)

ABD yönetiminin doğrudan talebi üzerine Ürdün, Filistin ve İsrail hükümetleri, Müslüman ve Hristiyanların kutsal mekanlarına olan ziyaret şartlarını düzenlemek üzere bir koordinasyon komitesi oluşturmayı tartışmaya başladı. Tel Aviv’deki siyasi kaynaklar, konuyla ilgili farklı düzeylerde yetkililerin katılımıyla ilk görüşmelerin yapıldığını aktardı. Kaynaklar, taraflar arasındaki görüş ayrılıklarının bir uzlaşıya varılmasını güçlendirdiğini söyledi.  
Kaynaklar, ABD’nin Ramazan ayından önce bir ‘koordinasyon grubu’ oluşturulmasını önerdiğini, ancak komisyonun oluşturulma çabalarının yetersiz kalması nedeniyle, Kudüs’teki gerginliklerin yaşandığını iddia etti. Kudüs’te yaşanan gerilimin ardından ABD, Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Yael Lambert başkanlığında, aralarında İsrail-Filistin Özel Temsilcisi Hadi Amr’ın da yer aldığı üst düzey yetkililerden oluşan bir heyeti Filistin’e gönderdi. ABD heyeti geçtiğimiz hafta boyunca, Ürdün, Filistin ve İsrailli yetkililerle toplantılar düzenledi. ABD, taraflardan ‘gerginliği azaltmak ve özellikle Mescid-i Aksa’daki şiddet olaylarını önlemek için acil bir şekilde ve koordine halinde çalışmalarını’ istedi. Ayrıca, Ramazan ayının son Cuma namazının olaysız bir şekilde geçmesi için çaba göstermelerini talep etti.  
İsrail ve Ürdün tarafları, Kudüs İşleri Komitesinin Ramazan Bayramının ardından toplanmasını kararlaştırdı. İsrail Başbakanı Naftali Bennett, çarşamba akşamı, Kudüs'teki durumu değerlendirmek amacıyla yetkililerle bir araya geldi ve güvenlik güçlerine, gerginliği azaltmak amacıyla önlem almaları talimatı verdi. Bennett, “Hükümetimiz Mescid-i Aksa’da sükunetin ve istikrarın korunmasını önemsemektedir” dedi.  
Uzmanlar, Mescid-i Aksa’daki Müslümanlarla İsrail güvenlik güçleri arasındaki gerginliğin, Batı Şeria ve Gazze’de daha geniş çaplı çatışmalara yol açabileceğini, ayrıca Ürdün-İsrail ilişkilerinde bir krize yol açabileceğini değerlendiriyor.  
Ürdün, Filistin ve İsrailli yetkililerin ilk görüşmelerinde ciddi görüş ayrılıkları ortaya çıktı. Ürdün ve Filistin tarafı, Yahudi yerleşimcilerin Mescid-i Aksa’ya girmesinin gerginliğin başlıca sebebi olduğunu savundu. Arap tarafı, Fanatik Yahudilerin, Müslümanların kutsallarına hakaret ettiği ve Mescid-i Aksa’yı yıkarak yerine Süleyman Heykeli’ni dikeceklerini söyleyerek Müslümanları kışkırttığını ifade ettiler. Ürdünlü ve Filistinli yetkililer, Yahudi yerleşimcilerin Mescid-i Aksa avlusuna girişinin yasaklanmasını talep etti, ancak İsrail tarafı bu talebin karşılanamayacağını söyledi. İsrail 2021 yılında en az 33 bin Yahudi’nin Mescid-i Aksa avlusuna girişine izin vermişti.
Ürdün ve Filistinli yetkililer ayrıca, İsrail güvenlik güçlerinin Mescid-i Aksa’ya düzenledikleri baskınların, Harem-i Şerif’te gaz bombası kullanılmasının ve namaz kılanlara şiddet uygulanmasının kabul edilemez olduğunu vurguladı. Ürdünlü temsilciler, Mescid-i Aksa Vakfı bekçilerinin sayısının arttırılmasını ve İsrail güvenlik güçlerinin kutsal mabede girişinin son bulmasını önerdi. İsrail tarafı ise, Ürdün’ün, bekçilerin sayısının arttırılması talebini kabul ederek, güvenlik güçlerinin Harem’e giriş nedeninin, Ağlama Duvarı’na doğru içeriden atılan taşlar olduğunu söyledi, ancak baskınların azalacağı sözünü verdi. İsrailli temsilci ayrıca, genelde mescidin içine girmediklerini ve ‘siyasi gösterilere’ uzaktan müdahale ettiklerini belirtti.  
İsrail güvenlik güçleri, Mescid-i Aksa ve çevresindeki kutsal mekanlardan ayrılmayı reddediyor. İsrail buradaki varlığını egemenliğinin bir göstergesi olarak değerlendiriyor. İsrail güçleri perşembe günü Kadir Gecesi’nde ibadetlerini yerine getiren bazı Müslümanlara şiddet uyguladı ve gaz bombası attı. Kadir Gecesi’nde Mescid-i Aksa’da Kudüs ve Batı Şeria’dan gelen yüzbinlerce Müslüman ibadet etti. İsrail güvenlik güçleri Mescid-i Aksa ve Eski Kudüs çevresine 3 binden fazla personel konuşlandırdı.  



İsrail polisi: Filistinlilerin saldırısında iki kişi öldü

İsrail polis araçları, Batı Şeria'da düzenlenen bir baskın sırasında (Arşiv-Reuters)
İsrail polis araçları, Batı Şeria'da düzenlenen bir baskın sırasında (Arşiv-Reuters)
TT

İsrail polisi: Filistinlilerin saldırısında iki kişi öldü

İsrail polis araçları, Batı Şeria'da düzenlenen bir baskın sırasında (Arşiv-Reuters)
İsrail polis araçları, Batı Şeria'da düzenlenen bir baskın sırasında (Arşiv-Reuters)

İsrail yetkilileri bugün, kuzey İsrail'de bir Filistinli tarafından gerçekleştirilen bıçaklı ve araçla saldırıda iki kişinin öldüğünü açıkladı.

 İşgal altındaki Batı Şeria'da İsrail polisi (Reuters)Batı Şeria'da İsrail polisi (Reuters)

İsrail acil servisleri, yaklaşık 68 yaşında bir adamın araç çarpması sonucu hayatını kaybettiğini bildirdi.

İsrail kamu yayın kuruluşu Kan ise yaklaşık 20 yaşında bir kadının bıçaklanarak öldürüldüğünü duyurdu.

 Ayrıca, iki kişinin de hafif yaralandığı belirtildi.

İsrail polisi, şüpheli saldırganın işgal altındaki Batı Şeria'da yaşayan bir Filistinli olduğunu açıkladı.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, orduya saldırganın memleketi olan Batı Şeria'daki Kabatiye kasabasında operasyon başlatma emri verdi.

Ofisinden yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: "Savunma Bakanı Yisrael Katz, cani teröristin geldiği Kabatiye’ye karşı İsrail ordusuna güçlü ve derhal harekete geçme talimatı verdi. Amaç, tüm teröristleri tespit edip etkisiz hale getirmek ve kasabadaki terörist altyapıyı çökertmektir."


Suriye Dışişleri Bakanlığı: SDG ile yapılan görüşmeler somut sonuç vermedi

Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)
Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)
TT

Suriye Dışişleri Bakanlığı: SDG ile yapılan görüşmeler somut sonuç vermedi

Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)
Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)

Suriye Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkili bugün yaptığı açıklamada, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile yapılan görüşmelerin henüz somut sonuç vermediğini belirterek, ülkenin kuzeydoğusundaki kurumların devlet kurumlarına entegre edilmesi konusundaki söylemlerin, icraat adımları atılmadan teorik ifadelerden ibaret kaldığını kaydetti.

Suriye Haber Ajansı'na (SANA) konuşan kaynak, Suriye'nin birliğine yapılan tekrarlanan vurgunun, ülkenin kuzeydoğusundaki gerçeklikle çeliştiğini, burada devlet çerçevesinin dışında ayrı ayrı yönetilen idari, güvenlik ve askeri kurumların bulunduğunu ve bunun da sorunu çözmek yerine "bölünmeyi sürdürdüğünü" söyledi.

 SDG mensupları, Suriye'nin kuzeydoğusunda (AFP)SDG mensupları, Suriye'nin kuzeydoğusunda (AFP)

Sözlerine şöyle devam etti: "SDG liderliğinin Suriye devletiyle diyaloğun devam edeceğine dair sürekli işaretlerine rağmen, bu görüşmeler somut sonuçlar vermedi. Bu söylemin, gerçek bir durgunluk ve uygulamaya geçme konusunda gerçek bir irade eksikliği ışığında, medya amaçlı ve siyasi baskıları absorbe etmek için kullanıldığı görülüyor."

Sözlerine şöyle sürdürdü: “Kuzeydoğu Suriye'deki kurumların devlet kurumlarına entegre edilmesiyle ilgili konuşmalar, somut adımlar veya net zaman çizelgelerinden yoksun, teorik ifadeler alanında kalmıştır. Bu durum, SDG ile imzalanan 10 Mart anlaşmasına olan bağlılığın ciddiyeti konusunda şüpheler uyandırıyor.”

Petrol dosyasına gelince, Dışişleri Bakanlığı'ndaki resmi kaynak, SDG liderliğinin petrolün tüm Suriyelilere ait olduğu yönündeki tekrarlanan iddialarının, “devlet kurumları içinde yönetilmediği ve gelirleri genel bütçeye dahil edilmediği sürece” güvenilirliğini kaybettiğini belirtti.

Şarku’l Avsat’ın SANA’dan aktardığına göre kaynak, görüşlerin yakınlaşmasından bahsetmenin, “zaman sınırlı uygulama mekanizmalarına sahip net, resmi anlaşmalara dönüştürülmedikçe anlamsız kaldığını” vurguladı.

Ayrıca, askeri dosyadaki anlaşmalardan bahsetmenin, "Suriye ordusu çerçevesinin dışında, bağımsız liderliğe ve yabancı bağlara sahip silahlı grupların varlığının devam etmesiyle bağdaşmadığını, bunun egemenliği zayıflattığını ve istikrarı engellediğini" ifade etti.

Suriye Dışişleri Bakanlığı kaynağı, aynı durumun "sınır geçişlerinin tek taraflı kontrolü ve bunların pazarlık kozu olarak kullanılması için de geçerli olduğunu, bunun da ulusal egemenlik ilkelerine aykırı olduğunu" belirtti.


Suriye'nin Humus kentindeki camide meydana gelen patlamada altı kişi hayatını kaybetti

Camide meydana gelen patlamadan  bir kare (SANA)
Camide meydana gelen patlamadan bir kare (SANA)
TT

Suriye'nin Humus kentindeki camide meydana gelen patlamada altı kişi hayatını kaybetti

Camide meydana gelen patlamadan  bir kare (SANA)
Camide meydana gelen patlamadan bir kare (SANA)

Reuters'ın haberine göre, yerel bir yetkili, Suriye'nin Humus vilayetindeki Alevi mahallesinde bulunan bir camide bugün meydana gelen patlamada altı kişinin öldüğünü ve 20 kişinin yaralandığını açıkladı.

Devlet medyası, güvenlik güçlerinin bölgeyi kordon altına aldığını ve soruşturma başlattığını bildirdi.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre yerel yetkililer, patlamanın intihar saldırısı veya bölgeye yerleştirilen patlayıcılar nedeniyle meydana gelmiş olabileceğini söyledi.