Fas ve Cezayir arasındaki silahlanma yarışı hangi noktada sona erecek?

İlk kurban olan barış ve kalkınmadır.

Fas ve Cezayir arasındaki silahlanma yarışı sürüyor. (AFP)
Fas ve Cezayir arasındaki silahlanma yarışı sürüyor. (AFP)
TT

Fas ve Cezayir arasındaki silahlanma yarışı hangi noktada sona erecek?

Fas ve Cezayir arasındaki silahlanma yarışı sürüyor. (AFP)
Fas ve Cezayir arasındaki silahlanma yarışı sürüyor. (AFP)

Hasan el-Eşref
2021 yılındaki küresel askeri harcamalar ilk kez 2 trilyon dolar eşiğini aşarak, ardı ardına yedinci yıl da dikkate değer şekilde artmayı sürdürdü. Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (SIPRI) yakın tarihli bir raporuna göre ‘Büyük Beşli (ABD, Çin, Hindistan, Birleşik Krallık ve Rusya)’, küresel harcamaların yüzde 62’siyle silaha en fazla harcama yapan ülkeler listesinin ilk sıralarında yer aldılar.
Çatışmalar, silahlanma, silah kontrolü ve silahsızlanma alanlarında araştırmalar yürüten bağımsız bir kurum olan aynı enstitü, pandeminin yarattığı devasa ekonomik yansımalara rağmen koronavirüs pandemisinin ikinci yılında küresel askeri harcamaların rekor seviyeye ulaştığını kaydetti.
Yapılan açıklamalara göre Afrika da bu eğilimler mevcut. Kıta’da askeri harcamalar 2021 yılında yaklaşık 40 milyar dolarlık bir bütçeyle yüzde 1,2’lik bir artış gösterdi. Kuzey Afrika ülkeleri, Kıta’nın askeri harcamalarının yarısından fazlasına tanık oluyor.
Kuzey Afrika ülkeleri arasında, iki önemkli komşu olan Fas ve Cezayir, silaha en çok harcama yapan ülkeler olarak öne çıkıyor. Cezayir, 2021 yılında askeri teçhizat ve silah alımı için 9,1 milyar dolar bütçe ayırırken Fas da aynı yıl 4,3 milyar dolar harcama yaptı.

Çılgın rekabet
Gözlemciler ve analistler, iki ülke arasındaki silah satın alma yarışının geçen yıl başlamadığını, aksine Sahra anlaşmazlığının sonucu olarak yıllar öncesinin birikimi olduğunu belirttiler. Fas, uzun bir süredir devam eden bu bölgesel soruna çözüm olarak bölge halkı için bir özerklik planı öneriyor. Cezayir ise Sahra’nın Fas egemenliğinden ayrılmasını talep eden Polisario Cephesi’ni destekliyor.
Fas Kraliyet Silahlı Kuvvetleri geçen haftalarda İsrail’den savunma amaçlı askeri ve güvenlik sistemleri satın aldı. Ayrıca fırkateyn ve savaş gemisi satın almak için İspanya ile bir anlaşma yaptı. Türk ‘Bayraktar TB2’ insansız hava araçlarına ve diğer askeri anlaşmalara ek olarak ABD’den de gelişmiş ‘JSOW’ jet füzeleri satın aldı.
Cezayir de Çin’den Rus tankları ve insansız hava araçları satın almasının yanı sıra ana silah ve askeri teçhizat tedarikçisi olan Rusya ile ‘Suhoy Su-57, Suhoy Su-34 ve Suhoy Su-34’ uçaklarını alacağı büyük askeri anlaşmalar imzaladı.
Askeri anlaşmalara yapılan harcamalar, iki ülke arasındaki bozulan ikili ilişkilerle bağlantılı. Cezayir, Rabat’a yöneltilen bir dizi suçlamanın ardından Ağustos 2021’de Fas ile diplomatik ilişkilerini tek taraflı olarak kesme kararı aldı.

Askeri harcamaları hızlandırma işaretleri
Askeri ve stratejik ilişkilerde Faslı uzman Dr. Muhammed Issam Laaroussi, iki ülke arasında Mağrip bölgesinin liderliği konusunda bir denge olduğuna dikkat çekti. Bu durumun, her iki tarafın da askeri kapasitelerini güçlendirme arzusunu artırdığını belirten Laaroussi şu ifadeleri kullandı:
“Güç dengesi ne kadar yüksek olursa iki ülke, askeri ve lojistik yeteneklerini, savunma ve saldırı kuvvetlerini ve gelişmiş yeteneklere sahip silahlarını o kadar hızlı güçlendirecektir.”
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığına göre Laaroussi, iki ülke arasındaki ‘saldırganlık’ oranına katkıda bulunan noktanın ‘Cezayir’in Sahra sorununu kışkırtması, Polisario Cephesi’ne verdiği destek ve Sahra’daki tampon bölgede sürpriz eylemler yoluyla bölgede yaşanan huzursuzluk’ olduğunu dile getirdi.
Dr. Muhammed Issam Laaroussi sözleirni şöyle sürdürdü:
“Askeri açıdan dengesizlik oluşması korkusu, özellikle verilerden de anlaşılacağı gibi daha fazlası Cezayir olmak üzere, iki ülkenin askeri harcamalarında aceleci davranmasına neden oluyor” dedi.
Laaroussi, Fas’ın ‘Afrika Aslanı’ ortak tatbikatlarında olduğu gibi ABD ve ayrıca Fransa ve diğer ülkelerle birlikte askeri ve güvenlik ittifakları yoluyla askeri dengelerinde değişikliklere giriştiğine dikkatiği açıklamasında şu değerlendirmede bulundu:
“Bu gerçek, Cezayir’in bu huzursuzluğu silahlanmaya yatırım yaparak telafi etme çabasına katkıda bulundu. Fas ise özellikle Polisario Cephesi’nin taciziyle sınırlarını güçlendirmeye çalıştı.”
‘Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da Silahlı Çatışmalar ve Jeopolitik Dönüşümlerin Dinamikleri’ kitabının yazarı olan Laaroussi  “Fas’ın elde ettiği ve diğer ülkeleri Sahra’da özerklik önerisini desteklemek için harekete geçirdiği hayati diplomatik konumun, askeri harcamalar da dahil olmak üzere çözüm arayışları için komşu Cezayir’in bir tür izolasyonuna yol açtı” dedi.
Fas ve Cezayir arasında bir savaşın veya doğrudan askeri bir çatışmanın patlak verme boyutuyla ilgili soruya, Fas’ın uluslararası güçlerle kurduğu dengeli ittifaklar da dahil olmak üzere birçok nedenden dolayı bunun olası olmadığı cevabını veren Faslı uzman, bu nedenler arasında ‘Birleşmiş Milletler Batı Sahra Özel Temsilcisi Staffan de Mistura’nın konuyu yeniden gözden geçirmesine dayanan uluslararası hamleler, bölgedeki krizler, Rusya- Ukrayna savaşı nedeniyle gergin uluslararası ortam ve büyük güçlerin Fas-Cezayir krizinin sonuçlarını kontrol etmesi’ gibi meseleler olduğuna dikkat çekti.

Yapay kinler
Askeri harcama verilerine ilişkin olarak değerlendirmelerde bulunan Mağrib Çalışma Örgütü Başkanı ve Kriz Yönetimi Hususunda Uluslararası Araştırma ve Çalışma Grubu Direktörü Dr. İdris Lakreni, Mağrip bölgesinin geleceğini ‘kasvetli’ olarak nitelendirdi. Lakreni “Büyük imkân ve kaynakların silahlanmaya harcanması, Mağrib Birliği’ni zayıflatmakta ve birliği, dünyanın farklı bölgelerine kıyasla ticaret ve ekonomik açıdan daha az bağlantılı hale getirmektedir” dedi.
Lakreni, Independet Arabia’ya yaptığı açıklamada, askeri harcamalara yönelik bu hızla bir bağlılığın, Mağrib ilişkilerindeki ve özellikle de iki komşu arasındaki ilişkilerde şüphe ve belirsizlik durumunu sürdürdüğünü dile getirdi. Dr. İdris Lakreni ayrıca bu bağlılığın bölünmeyi sürdürdüğünü, şimdiki ve gelecek nesillerde Mağrip ülkelerinin çeşitli ortak bileşenlerinin dışına çıkan yapay kinler ürettiğini vurguladı.
‘Ulusötesi Kriz Yönetimi’ kitabının yazarı Lakreni açıklamasında “Cezayir ve Fas’ın askeri harcamaları, dünyadaki ülkelerin anlaşmazlıklarına son verebildikleri, ekonomik çıkarlarını birbirine geçirebildikleri ve askeri harcamaları azaltabildikleri bir zamanda geliyor” dedi. Mağrib’in geleceği hakkında duyduğu endişeyi de dile getiren Dr. İdris Lakreni, ‘özellikle bu gerginlikleri tamamen ticari amaçlar için kullanan silah ihraç eden ülkelerin var olması dolayısıyla’ bölgenin tüm olumsuz ve sert senaryolara açık olduğunu kaydetti.
Lakreni’ye göre Mağrib bölgesi, bir dizi ekonomik ve sosyal sorunun ardında yaşam savaşı veriyor. Lakreni silahlanma fonlarının ‘yol inşası yoluyla iş olanakları yaratılması, yatırımların çekilmesi, nüfusun gıda ihtiyaçlarının güvence altına alınması ve toplumdaki savunmasız ve yoksul grupların desteklenmesi’ gibi daha uygun alanlara yönlendirilmesinin daha uygun olacağını belirtti.
Fas’ın Cezayir’den ikili anlaşmazlıklara son vermesini defalarca talep ettiğine dikkat çeken Lakreni, kapalı kara sınırlarının açılması ve Mağrip’in inşanın güçlendirilmesi gibi gerçek konulara odaklanmak için diyalog elini uzattığını vurguladı. Ancak Lakreni’ye göre Cezayir makamları, kaçmayı tercih etti ve ikili ilişkilerdeki şüphe halini daha da kötüleştiren tek taraflı diplomatik boykot yolunu seçti.
Cezayir Dışişleri Bakanlığı’nın eski tarihli bir açıklamasına göre Cezayir, ‘uzlaşma girişimine’ yanıt vererek Rabat’ı, ‘uzatıldığı iddia edilen elle resmi yalanlar ortaya koymak için tehlikeli maceralar işlemekle’ suçladı. Girişim, Fas Kralı 6. Muhammed’in 2021 yılı için yaptığı taht konuşmasında ilan edilmişti.



Witkoff Hamas'ın silahsızlanmaya hazır olduğunu belirtirken Hamas yalanladı

ABD elçisi Steve Witkoff Hamas tarafından alıkonulan İsraillilerin aileleriyle görüşmek üzere Tel Aviv'de (AFP)
ABD elçisi Steve Witkoff Hamas tarafından alıkonulan İsraillilerin aileleriyle görüşmek üzere Tel Aviv'de (AFP)
TT

Witkoff Hamas'ın silahsızlanmaya hazır olduğunu belirtirken Hamas yalanladı

ABD elçisi Steve Witkoff Hamas tarafından alıkonulan İsraillilerin aileleriyle görüşmek üzere Tel Aviv'de (AFP)
ABD elçisi Steve Witkoff Hamas tarafından alıkonulan İsraillilerin aileleriyle görüşmek üzere Tel Aviv'de (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump'ın Ortadoğu temsilcisi Steve Witkoff, Cumartesi günü Tel Aviv'de esir aileleriyle yaptığı görüşmede, yönetiminin savaşı genişletmeyi değil, kesin olarak sona erdirmeyi planladığını vurgulayarak "Yönümüzü değiştiriyoruz. Ya hep ya hiç" dedi.

Perşembe gününden bu yana İsrail'de bulunan, Başbakan Binyamin Netanyahu ve diğer yetkililerle görüşen, Cuma günü Gazze Şeridi'ni ziyaret eden ve Cumartesi günü de kaçırılanların aileleriyle bir araya gelen Witkoff şunları söyledi: “İsrail halkının çoğunluğu kaçırılanların evlerine dönmesini istiyor ve Gazze'deki halkın çoğunluğu da bunu istiyor çünkü Gazze Şeridi'ni restore etmek ve yeniden inşa etmek istiyorlar.”

Witkoff esir aileleriyle yaklaşık üç saat süren bir görüşme gerçekleştirdi. Hamas'ın esir Ivitar David'i fiziksel olarak kötü durumda ve bir deri bir kemik kalmış bir halde gösteren videoların yayınlanmasından bir gün sonra Rom Breslawski'yi de benzer bir durumda gösteren videolar yayınlanmış, bu videolar İsrail'de fırtınalar koparmış, geniş tepkilere yol açmış, büyük tartışmalara neden olmuş ve esir aileleri sert bir açıklamayla İsrail hükümetinden Gazze Şeridi'ndeki çılgınlığa son vermesini talep etmişti.

sfgthy
Hamas tarafından alıkonulan İsrailli bir esirin eşi Cumartesi günü Tel Aviv'de düzenlenen bir oturma eylemi sırasında dikenli tellerin arkasında oturuyor. (Reuters)

Witkoff Tel Aviv'deki Esir Meydanı'nda öfkeli ailelere seslendi: "Onların (Hamas'ın) müzakerelere oturmamak için hiçbir nedeni olmayacak. Kıtlıktan bahsediyorlar ama ortada kıtlık falan yok. Plan savaşı genişletmek değil, sona erdirmek. Müzakerelerin gidişatının şu şekilde değiştirilmesi gerektiğine inanıyoruz: (ya hep ya hiç) olarak değiştirilmesi gerektiğine inanıyoruz."

Witkoff Hamas'ın silahsızlanmayı kabul ettiğini ve buna açık olduğunu iddia ederek bunun savaşı sona erdirmeye yardımcı olacağını öne sürdü.

Witkoff “Plan hepsini tek bir anlaşmayla geri getirmek, kısmi anlaşma yok" şeklinde konuştu.

Hamas ise Witkoff'a silahsızlanmaya hazır olduğunu reddeden bir açıklamayla karşılık verdi: “Bazı medya kuruluşlarının ABD elçisi Steve Witkoff'tan alıntı yaparak hareketin silahsızlanmaya hazır olduğunu ifade ettiğine dair yayınlarına cevaben, direnişin ve silahlarının işgal var olduğu sürece ulusal ve yasal bir hak olduğunu ve uluslararası sözleşmeler ve normlar tarafından tanındığını bir kez daha teyit ediyoruz. Hamas, başta başkenti Kudüs olan bağımsız, tam egemen bir Filistin devleti kurulması olmak üzere ulusal haklarımız tam olarak iade edilene kadar direnişten ve silahlardan vazgeçmeyeceğiz."

dfgthy
Hamas tarafından alıkonulan İsrailli esir aileleri Tel Aviv'de protesto gösterisi düzenledi. (Reuters)

 Witkoff'un Gazze Şeridi'ne yaptığı ziyareti kamuoyunu yanıltmaya yönelik bir oyun olarak nitelendiren Hamas, ABD yönetiminin Gazze Şeridi'ndeki açlık ve soykırım “suçunun”  ortağı olduğunu vurgulamıştı.

Witkoff'un açıklamaları ve Hamas'ın inkârı, kapsamlı bir anlaşmaya varılması olasılığı konusunda pek çok şüpheye yol açsa da “(Hamas) buna aldırmıyor, ancak Netanyahu'nun hareketin silahsızlandırılmasını şart koştuğu savaşı sona erdirmesi koşuluyla.”

Durumun karmaşıklığına rağmen ailelere Başkan Trump'ın esrleri geri getirmeye her şeyden çok kararlı olduğu konusunda güvence veren Witkoff, “Onun görevi hepsini geri getirmek. Hamas verdiği sözleri tutacak gibi görünmüyor. Onlarla yapılan müzakereler hayal kırıklığı yarattı ve şimdi ya her şeyi yapmamız ya da hiçbir şey yapmamamız gerektiğini düşünüyoruz" şeklinde konuştu.

dfgthy
ABD elçisi Steve Witkoff Hamas tarafından alıkonulan İsrailli esir aileleriyle görüşmek üzere Tel Aviv'de (AP)

Hamas'ın yayınladığı videoların ardından esir aileleri Cumartesi günü Tel Aviv'de gösteri düzenledi. İlk videoda yer alan esir Rom Breslavsky'nin kuzeni, "Ölüm yaşamdan daha kolay hale geldi. Ailem tamamen çöktü" dedi. İkinci videoda yer alan Ivitar'ın kız kardeşi “Kalbime milyonlarca yumruk yedim” dedi.

Esir Metan Tsengaukar'ın annesi şunları söyledi: "Eğer hepsini şimdi çıkarmazsak, uzun süre hayatta kalamazlar. Eğer önceki anlaşma siyaset yüzünden başarısız olmasaydı, kaçırılanların hepsi evlerinde olacaktı." Tutuklu Matan Angrist'in annesi oğlunun bir deri bir kemik kaldığını söyledi. Angrist, “Bize sürekli bunun Hamas propagandası olduğunu söylüyorlar” dedi. Kaçırılan Nimrod Cohen'in annesi ise şunları söyledi: “Bu Holokost 2025.”

Ailelerin akrabalarından biri Witkoff'a şunları söyledi: "En son üç ay önce görüştük ve işler düzelmedi, daha da kötüleşti. Çocuklarımız açlıktan ölüyor. Basit bir sorumuz var: Bunun ne zaman sona ermesi bekleniyor?" Witkoff cevap verdi: "Hayal kırıklığınızı anlıyorum. Keşke size bir haberim olsaydı. Ancak durum karmaşık. Ayrıntılarını açıklayamayacağım pek çok neden var."

fgthyu
Hamas tarafından alıkonulan İsrailli esirlerin aileleri Cumartesi günü Tel Aviv'de (AFP)

Yedioth Ahronoth'un bir katılımcıdan aktardığına göre Witkoff ile başka görüşmeler de yapıldı ancak bazı aileler Witkoff'un sözleri karşısında hayal kırıklığına uğradı. Witkoff'la yapılan toplantıda yeralan katılımcılardan bir şu değerlendirmeyi yaptı: "Bu toplantıdan hiçbir şey beklemiyordum. Hamas'ın bir anlaşma istemeyen terörist bir örgüt olduğunu ilan eden sloganları tekrarlıyor. Aileler öfkelerini dile getirdi ve Witkoff çabalardan bahsetti. Ancak gerçekte yeni bir şey yok" dedi.

Witkoff'un açıklamaları ABD yönetiminin aşamalı değil kapsamlı bir anlaşmaya yöneldiği yönündeki haberleri doğrularken, İsrail hükümetinin bakanlarının Gazze Şeridi'ni tamamen işgal etme çağrılarıyla da çelişiyor.

Cuma günü, Hamas'ın askeri kanadı El Kassam Tugayları, Rom Breslawski'nin başka bir videosunu yayınladıktan bir gün sonra, Ivitar David'in bir deri bir kemik kaldığı bir klip yayınladı. Videoda David dar bir odada bir yatakta otururken görülüyordu ve kemikleri büyük ölçüde dışarı çıkmıştı.

El Kassam videoda elindeki mahkumların bizim yediğimizden yiyip içtiğimizden içtiklerini söyleyerek, devam eden videoda İsrail ablukası ışığında Gazze'den yetersiz beslenme belirtileri gösteren çocukların görüntüleriyle eşlik etti.

İsrailli muhalefet lideri Yair Lapid videoya tepki göstererek şunları söyledi: “Hükümetin her üyesi bugün yatmadan önce Evitar'ın videosunu izlemeli ve Evitar'ın tünelde hayatta kalmaya çalıştığını düşünerek uyumaya çalışmalıdır.”

Videolar, müzakerelerin tıkanmasının ardından Hamas'ın durgun suları hareketlendirme girişimi olarak nitelendirdi.

Amerikan ve İsrail basınına göre Tel Aviv ve Washington bir sonraki adıma karar vermeden önce biraz daha bekleyecek ve büyük olasılıkla arabuluculardan bir tür ilerleme duymayı bekleyecekler.

CNN'e konuşan bir kaynak, Netanyahu'nun Hamas'ın ateşkes anlaşmasını kabul etmemesi halinde ordunun Gazze Şeridi'nde ne gibi adımlar atacağına ilişkin kararı ertelediğini ve bu hafta herhangi bir karar alınmayacağını söyledi.

Bu gelişme, Gazze Şeridi'ndeki operasyonun gidişatı konusunda İsrail hükümeti içinde yaşanan anlaşmazlıkların ortasında gerçekleşti.

Hamas'ın anlaşmayı kabul etmemesi halinde masadaki fikirlerden birinin Gazze Şehri ve diğer nüfus merkezlerini kuşatmak, bir diğerinin ise şehri “işgal etmek” olduğunu belirten kaynak, farklı planları destekleyen bakanlar olduğunu da sözlerine ekledi.

dfvfd

Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, Gazze'yi kuşatma planını destekliyor ve işgal etmeyi reddediyor; bu tutum siyasi düzeyde anlaşmazlıklara ve çatışmalara yol açıyor.

i24NEWS'e göre Zamir siyasi düzeye şunları söyledi “Gazze'yi kuşatmaya hazırlanıyorum ama işgal etmeye değil.” Bu açıklama işgal ve ilhak çağrısı yapan siyasi düzeyle arasında anlaşmazlıklara yol açtı.

 Gazze'de açıklamalarda bulunan Zamir şu ifadeleri kullandı: "Önümüzdeki günlerde kaçırılanların serbest bırakılması için bir anlaşmaya varıp varamayacağımızı öğreneceğimizi tahmin ediyorum. Aksi takdirde çatışmalar aralıksız devam edecek."

Güçlerin elde ettiği başarıların bize operasyonel esneklik sağladığını ifade eden Zamir grubun “yıpratma tuzaklarına” düşmeden Hamas'ı “giderek artan bir sıkıntıya” sokmayı hedeflediklerini de sözlerine ekledi.

İsrail Yayın Kurumu (IBC) Zamir ile siyasi liderlik arasındaki görüş ayrılıklarını doğruladı.

Nahum Berenai Yediot Aharonot'ta şunları yazdı: "Herkes süreçin nereye gideceğine dair bir karar bekliyor, bir anlaşma, kuşatma ya da işgal. Bu bir karar verileceği anlamına gelmiyor. Netanyahu genellikle diğer seçeneği, yani karar vermemeyi tercih ediyor. Bu durumda Zamir'in karar vermesi gerekecek. Bence o ne istediğini biliyor."