Kahire ve Washington iklim konusundaki iş birliğini geliştirecek

Meşat, Kahire ve Washington arasındaki iş birliğini geliştirme konusunda Thorne ile görüştü (Mısır Hükümeti)
Meşat, Kahire ve Washington arasındaki iş birliğini geliştirme konusunda Thorne ile görüştü (Mısır Hükümeti)
TT

Kahire ve Washington iklim konusundaki iş birliğini geliştirecek

Meşat, Kahire ve Washington arasındaki iş birliğini geliştirme konusunda Thorne ile görüştü (Mısır Hükümeti)
Meşat, Kahire ve Washington arasındaki iş birliğini geliştirme konusunda Thorne ile görüştü (Mısır Hükümeti)

Kahire ve Washington, Kahire’nin bu yılki Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı’nın 27’nci (COP27) oturumuna hazırlıkları çerçevesinde, iklim konularında iş birliğini geliştirme fırsatlarını görüştü. Aynı zamanda Mısır, iklim değişikliğinin etkileriyle mücadele için Çek Cumhuriyeti ile iş birliğini de güçlendirdi.
Mısır Uluslararası İşbirliği Bakanı Rania el-Meşat, ABD İklim Özel Elçisi John Kerry’nin danışmanı David Thorne ile, ortak ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesi, Mısır ekonomisinde özellikle yenilenebilir enerji alanında gelecek vaat eden yatırım fırsatlarını görüştü. Yenilenebilir enerji konusundaki görüşme, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah el-Sisi’nin yenilenebilir kaynaklardan üretilen enerji hacmini, 2035 yılına kadar Mısır’ın ihtiyaçlarının yüzde 42’sine ulaştırma kararı kapsamında geldi.
Mısır Bakanlar Kurulu’nun dün yaptığı açıklamaya göre, görüşme sırasında Mısır’daki ABD Ticaret Odası ve Mısır-ABD İş Konseyi heyetinin ABD ziyaretinden nasıl yararlanılacağı ele alındı. Açıklamada, “Ortak bir Mısır-ABD iklim çalışma grubunun oluşturulmasının gölgesinde, iki ülke arasında iklim eylemi alanında iş birliğini artıran aynı zamanda Mısır’ın iklim zirvesi COP27’ye ev sahipliği yapması çerçevesinde yürütülen çalışmalara katkıda bulunan, programa hazırlanmak için Mısır ve ABD tarafı arasındaki ortak iş birliği fırsatlarını ele aldılar.
Mısır Uluslararası İşbirliği Bakanı, Mısır hükümetinin COP27 konferansını organize etmek için yaptığı hazırlıklara dikkat çekti. Mısırlı bakan, önceki gün Washington’da Mısır-ABD diplomatik ilişkilerin başlatılmasının 100’üncü yıl kutlamalarında “İklim konferansı, iklim eylemi çabalarını hızlandırmak ve gelişmekte olan ülkeler ile Afrika kıtasındaki ülkelerin yeşil ekonomiye geçişini amaçlayan planları teşvik etmek için, genelde dünya ve özelde ise Mısır ve Afrika için büyük önem taşıyor” ifadelerini kullandı. Mısır hükümetinin bu konuda ABD tarafıyla iş birliği yapma konusundaki kararlılığını da vurguladı.
Diğer yandan, Mısır Çevre Bakanı Yasmine Fuad, Çek Cumhuriyeti’nin Kahire Büyükelçisi Jacques Volek ile yaptığı görüşmede, Mısır ve Çek Cumhuriyeti arasındaki ilişkilerin derinliğini vurguladı ve iklim değişikliği ve çeşitli çevresel alanlarda iki taraf arasındaki iş birliğini memnuniyetle karşıladı. Mısırlı Bakan dün yaptığı açıklamada, COP27’nin iklim değişikliğinin etkilerini hafifletme ve bu etkilere uyum sağlama alanlarında sahada etkili sonuçlar elde etmek üzere Glasgow Konferansı’nın kararlarının uygulanması ve geliştirmesi açısından etkili bir konferans olmasını umduğunu ifade etti.
Çek Büyükelçisi ise, Çek Çevre Bakanlığı’nın bir dizi önemli çevre sorununu, tartışmak için yakında Mısır'ı ziyaret etme arzusunu doğruladı. Diğer yandan Çek Cumhuriyeti’nin yılın ikinci yarısında Avrupa Birliği başkanlığını devralıyor ve bu da COP27’nin Çeklerin büyük oranda ilgisini çekeceği anlamına geliyor.



Ankara’nın sınır dışı edilmeyeceklerine dair verdiği güvenceye rağmen Mısır İhvanı’nın korkuları sürüyor

Mısır ve Türkiye cumhurbaşkanları, Dünya Kupası’nın açılışı sırasında Katar Emiri’nin yanında el sıkışırken (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır ve Türkiye cumhurbaşkanları, Dünya Kupası’nın açılışı sırasında Katar Emiri’nin yanında el sıkışırken (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Ankara’nın sınır dışı edilmeyeceklerine dair verdiği güvenceye rağmen Mısır İhvanı’nın korkuları sürüyor

Mısır ve Türkiye cumhurbaşkanları, Dünya Kupası’nın açılışı sırasında Katar Emiri’nin yanında el sıkışırken (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır ve Türkiye cumhurbaşkanları, Dünya Kupası’nın açılışı sırasında Katar Emiri’nin yanında el sıkışırken (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Türkiye’de ikamet eden İhvan-ı Müslimin (Müslüman Kardeşler) Örgütü’nden bazı unsurların “Türk vatandaşlığı ve ikamet izni alamama ve üzerlerindeki güvenlik baskılarının artmasına ilişkin krizin devam ettiğini” söylemeleri, ‘Ankara’nın sınır dışı edilmeyeceklerine dair verdiği son güvencelere rağmen İhvan unsurlarının mevcut endişeleri’ hakkında soruları gündeme getirdi.

dwfwe
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Uluslararası Müslüman Alimler Birliği’nden bir heyet ile

bu ayın başlarında görüşmesinin ardından İhvan mensupları derin bir nefes aldıklarını ifade etmişlerdi. Nitekim bu görüşme, İhvan mensuplarına, son zamanlarda özellikle İstanbul’daki güvenlik kampanyaları ve ‘sınır dışı etme faaliyetleri’ konusunda net bir güvence mesajı verilmesine tanık olmuştu. Erdoğan “İkamet koşullarını ihlal edenler ve yasa dışı göçmenler dışında kimseye dokunulmayacağını” vurgulamıştı.

‘Mısır’daki şiddet olaylarında hüküm giyen’ İhvan’a bağlı Mısırlı Vaiz Vecdi Ganim, saatler önce iletişim sitelerinde yayınlanan bir videoda, Erdoğan ile yaptıkları görüşme dolayısıyla İhvan ve Müslüman Alimler Birliği’ni hedef alarak “toplantıya katılma yönünde kendisini davet etmemeleri ve 2014’ten beri ülkede bulunmasına rağmen Türk makamlarının kendisine ikamet veya vatandaşlık vermeyi reddetmesi sorununu bugüne kadar gündeme getirmemelerini” eleştirdi.

Ganim’in videosu ile eş zamanlı olarak, bir kısmı İhvan’a bağlı olan ve Türkiye’de ikamet eden Mısırlıların sosyal paylaşım sitelerindeki sayfaları, “Erdoğan’ın güvencelerine rağmen durumlarının kesinleşmediğine ilişkin” şikayetlerle doldu. Abdullah eş-Şerif “Türkiye’nin İhvan’a karşı son zamanlardaki uygulamalarını” eleştirirken, Amr Abdulhadi “Türkiye’deki bazı İhvan” unsurlarını eleştirerek, “onları, bazılarının Türk vatandaşlığı alamaması ile ilgili krizin sebebi olmakla” itham etti. Muhammed Muntasır “Türkiye’nin İhvan unsurları, özellikle de gençlerinin aleyhindeki uygulamalarının sonlandırılması” çağrısında bulundu. Hüseyin Rıza ise Türkiye’de ikamet sıkıntısı yaşayanlara “İstanbul’u bırakıp geçici süreliğine civar illere gitmelerini” tavsiye etti.

Geçen mayıs ayında Türkiye’de yapılan milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sona ermesinin ardından başta çoğu İhvan mensubunun yaşadığı İstanbul olmak üzere çeşitli illerde başlatılan ‘güvenlik kontrolü’ kampanyaları nedeniyle İhvan unsurları son dönemde büyük tedirginlik yaşadılar. Gerek ikameti bitip yenilemeyerek gerekse geçici vize ile giriş yapıp ikamet başvurusunda bulunmayarak ikamet şartlarını ihlal eden çok sayıda kişi gözaltına alındı.

İstanbul’da ikamet eden Mısırlı yazar ve romancı Ali es-Savi, “Türkiye’de durumlarının yasallaşmasının göz ardı edilmesinden muzdarip birçok kişi var ve bunlar örgütle bağlantılı” dedi. Savi, “Türkiye hala örgüte siyasi baskı aracı olarak yaklaşıyor, daha fazlası değil” ifadelerini kullandı. Ayrıca “Türkiye’nin siyasi her sahneden uzaklaşmış bir örgütü tercih etmek için Mısır ile ilişkileri yeniden tesis etme yönünde attığı ileriye dönük adımları feda etmeyeceğini düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.

Savi Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda sözlerini şöyle sürdürdü:

“İhvan örgütünün, Türkiye’deki mevcut durumunu iyileştiren bir pazarlık konusu olmasını sağlayacak artık herhangi bir siyasi avantajı yok. Şu anda alternatif bir dayanak ve varoluşsal bir gerekçe olarak, Türkiye’de kendisine mümkün olduğunca uzun bir süre istikrar garanti edecek olan yatırım kartına güveniyor. Bu, her şeyin dizginlerini elinde tutan İhvan liderlerine bağlı, örgütün en geniş kesimini temsil eden gençlere ve örgütün yöntemini reddeden bazı kişilere değil. Bu insanların çoğu sınır dışı edilme korkusuyla oldukça kötü koşullarda yaşıyor.”

Mısır-Türkiye yakınlaşması, Türkiye’deki İhvan üyeleri arasında, Türk yetkililerin kendilerini Mısır’a sınır dışı edeceğine ilişkin derin endişelere yol açmıştı. Zira birçoğu Mısır’da cezai hükümlerle karşı karşıya ya da Mısır yargısı tarafından aranıyor.

Fotoğraf altı: Erdoğan ve Müslüman Alimler Birliği’nin heyeti arasında geçen görüşmeden (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

Radikal hareketler ve uluslararası terörizm konusunda uzman Mısırlı araştırmacı Munir Edib’e göre “İhvan’a sadık unsurlar var ve Türkiye onlara ikamet veya vatandaşlık vermeyi reddediyor. Çünkü bunların bir kısmı, Erdoğan’ın İhvan’a verdiği son güvencelerden sonra bile Türk hükümetine rahatsızlık verebilir.”

Edib Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “Türkiye, Mısır’da terör listesinde yer alan Yahya Musa ve Alaa es-Semahi’ye ikamet ve vatandaşlık vermeyecek. Aynı şey radikal fikirleri ve Mısır’da hakkındaki mahkeme kararı nedeniyle Vecdi Ganim için de geçerli” ifadelerini kullandı. Edib, bunun delili olarak “özellikle bu kişilerin aleyhinde Mısır’da şiddetle bağlantılı hükümler olduğu göz önüne alınırsa, Türkiye’nin bu kişilere vatandaşlık vermesinin Ankara’yı dışarıda ve ABD karşısında zor bir duruma sokacağını” söyledi.

2017’de bir Mısır mahkemesi, Vecdi Ganim ve İhvan’ın bazı üyelerini “Mısır’da terör eylemleri gerçekleştirmek için Vecdi Ganim Hücresi adlı bir oluşum kurmaktan” suçlu bularak ölüm cezasına çarptırmıştı. Mısır Savcılığı, Ganim ve diğerlerini “2013 ile Ekim 2015 arasında illegal bir grup kurmakla” suçlamış, bu grubun “amacının, anayasa ve kanun hükümlerinin çiğnenmesi, devlet kurumlarının ve kamu kurumlarının görevlerini yapmasına engel olunması, vatandaşların kişisel hürriyetlerine saldırılması ve millî birlik ve toplumsal barışın zedelenmesi yönünde çağrı yapmak” olduğunu belirtmişti. Ganim, geçtiğimiz haziran ayında bir videoda “Türk makamlarının dokuz yıldır yaptığı vatandaşlık talebini reddetmesine üzüldüğünü” söylemişti.

Öte yandan Savi “Vecdi Ganim’in (saatler önce yeni bir videoda) sınır dışı edilme korkusuyla vaziyetini yasallaştırma konusunda kendisine yardım eli uzatmaması sebebiyle örgüte sitem etmesi, Türkiye’nin Mısır ile başlattığı siyasi yola bağlılığının ve cezai olarak aranan bazı kişiler üzerindeki baskıları artırmasının yanı sıra, İhvan’ın mevcut güçsüzlüğünün, Türk karar mercilerinin üzerindeki zayıf etkisinin ve önceden sahip olduğu imtiyazların sona erdiğinin bir göstergesidir. Şu anda Türkiye’deki bazı İhvan mensupları arasında ciddi bir endişe var. Türkiye’de bulunan İhvan mensubu bazı gençler, örgütün liderlerine öfkeli. Çünkü vatandaşlık adaylarının isim listesini Türk makamlarına sunan örgüt ve baş kaldıran -veya örgütün kararlarını reddeden ya da Türkiye’deki örgüt liderlerine biat etmeyen- herhangi bir ismin reddedilmesi Türkiye’deki bazı İhvan liderlerinin elinde” ifadelerini kullandı.