Avrupa ve ABD’nin Yeni İstikrar Hükümeti’ni tanıması neden gecikti?

Libyalılar ‘meşruiyete bağlılık’ çağrısı yaptı.

Libya’daki Yeni İstikrar Hükümeti Başkanı Fethi Başağa. (Temsilciler Meclisi)
Libya’daki Yeni İstikrar Hükümeti Başkanı Fethi Başağa. (Temsilciler Meclisi)
TT

Avrupa ve ABD’nin Yeni İstikrar Hükümeti’ni tanıması neden gecikti?

Libya’daki Yeni İstikrar Hükümeti Başkanı Fethi Başağa. (Temsilciler Meclisi)
Libya’daki Yeni İstikrar Hükümeti Başkanı Fethi Başağa. (Temsilciler Meclisi)

Fethi Başağa liderliğindeki Libya İstikrar Hükümeti’nin Temsilciler Meclisi’nin güvenini kazanmasından iki ay sonra hükümet, halen uluslararası alanda tanınma bekliyor. İstikrar Hükümeti ayrıca Abdulhamid Dibeybe liderliğindeki geçici Birlik Hükümeti’nin tanınmadığı süreçte, Trablus’a girmek için girişimlerini sürdürüyor.
Libya meselesiyle ilgilenen birçok uluslararası aktör, iktidar için rekabet eden iki hükümetin başkanlarıyla ‘asayı ortasından tutma’ mantığı ile ilgileniyor. Bunun karşısında Başağa’yı destekleyen Libyalı politikacılar, Avrupa ve ABD’nin ‘parlamenter meşruiyete sahip olduğu göz önüne alındığında’ yeni hükümetle iş yapmasını neyin engellediğini merak ediyor.
Bu noktada Birleşmiş Milletler’in (BM) Libya misyonunun çabalarının ve Birlik Hükümeti de dahil olmak üzere Şubat 2021’in başlarında Cenevre’de Libya Siyasi Diyalog Forumu tarafından onaylanan yol haritasının uluslararası açıdan desteklediğini belirtmek gerekiyor.
BM Libya Özel Temsilcisi Stephanie Williams ülkede iki hükümet olmasının  yol açtığı keskin bölünmeye dikkat çekerken, “Hükümetleri destekleme veya tanıma işinde değiliz” dedi. Williams, BM’nin Libya’daki yürütme makamına ilişkin anlaşmazlıkta belirli bir tavır takınmadığını ve anayasal temelde görüşmeler yapmaya odaklandığını vurguladı.
Genel seçimlerin yapılmasına ilişkin ‘anayasal kural’ önerisi üzerinde uzlaşmaya varma umuduyla, BM misyonunun tavrının ‘zaman zaman uzlaştırıcı’ olduğuna dikkat çeken Williams, ancak şu ana kadar Dibeybe hükümetini destekleyen bazı tarafların tutumlarının sertleşmesi nedeniyle bu uzlaşmanın gerçekleşmediğini söyledi.
Temsilciler Meclisi üyesi Said Mugheeb de düzenlediği basın toplantısında şu değerlendirmede bulundu:
“Meşru olmasına ve Parlamento tarafından resmi bir oturumda görevlendirilmesine rağmen ABD ve Avrupa Birliği’nin (AB) Başağa hükümetine ilişkin tavrı halen kafa karıştırıcı. Başağa hükümeti, dünya hükümetleriyle iş yapabilmesini sağlayan tüm yetkilere sahip. Batı’yı genel olarak endişelendiren de bu olabilir! Başağa’nın, başkente girme çabalarının başarısız olması halinde ABD ve İngiltere hegemonyasından kurtulmak için diğer ülkelerin etkin hükümetleriyle iletişim kurmaktan başka seçeneği yok.” 
Mevcut yürütme organı, Şubat 2021 başlarında Siyasi Diyalog Forumu üyeleri tarafından seçildi. Forum, Muhammed el-Menfi liderliğindeki Başkanlık Konseyi ve meşruiyetini ‘Libya konusunda aktif ve etkin ülkelerin yanı sıra Temsilciler Meclisi’nden’ alan Birlik Hükümeti’nden oluşuyor.
Libyalılar, Batılı ülkelerin petrol zengini ülkeleri ile ‘içinde bulunduğu kötü durumun üstesinden gelmek için gerçek çözümler bulmaktan uzakta, tamamen pragmatik’ koşullar ortasında ilgilendiğine inanıyor. Bu durum ise söz konusu ülkelerim, siyasi arenanın istikrarsızlığından korktukları için bir hükümetle tek taraflı olarak anlaşma konusundaki isteksizliğini açıklıyor.
İtalya Dışişleri Bakanı Luigi Di Maio bu suçlamalar ortasında ülkesinin ‘tüm bölge üzerinde istikrarsızlaştırıcı etkilerden kaçınarak, askeri tırmanışı veya Libya’nın bölünmesini önlemeye öncelik verdiğini’ vurguladı.
Di Maio, “Roma, taraflar arasında siyasi bir çözümden başka bir çıkış yolu olmadığına inandığımız Libya’daki hassas koşulları yakından takip etmektedir” dedi.
Dibeybe ve Başağa, hükümetlerine destek bulmak için zamana ve bölgesel yollara karşı yarışıyor. Temsilciler Meclisi, ilk kez Başağa hükümetini savunarak Cezayir’i açıkça eleştirdi.
Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Yusuf el-Akuri, Cezayir hükümetinin Dibeybe hükümetini tanımakta ısrar etmesini ve Libya’nın içişlerine müdahale edilerek parlamento tarafından seçilen yeni hükümeti kabul etmemesini, ‘seçilmiş otoritenin kararlarına ve ülkenin ulusal birliğine aykırı olarak’ nitelendirdi. Cezayir ise verdiği yanıtta, Dibeybe hükümetini ‘uluslararası açıdan verilen destek doğrultusunda’ desteklediğini vurguladı.
İki hükümet arasındaki artan siyasi rekabet bağlamında Dibeybe’nin 26 Nisan’da yapmayı planladığı Tunus ziyaretinin ertelendiği açıklandı. Ancak Birlik Hükümeti Sözcüsü Muhammed Hammude “Ziyaret halen koordinasyon sürecinde. Tarihi yakında belirlenecek. Birkaç güvenlik ve ekonomik meseleyi görüşmek üzere büyük bir bakanlık heyeti içerecek.”
Yerel medya organları, Dibeybe yönetiminin parlamento hükümeti karşısında ‘vizyonunu uluslararası düzeyde sunmak’ ve ‘adil seçimler için baskı yapmak’ amacıyla ABD’de bir baskı grubuna başvurduğunu yayınlamıştı. Libya’nın doğusundaki Tobruk şehrinde toplantılarını sürdüren Temsilciler Meclisi, mart ayı başında bir güvenoyu oturumunda yeni İstikrar Hükümeti’ne meşruiyet kazandırdı.



Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
TT

Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)

Gazze Şeridi'ni 24 saatten kısa bir süre içinde vuran fırtına ve derin alçak basınç sistemi, birçok evin çökmesi ve bölge genelinde çadırların sular altında kalması sonucu 11 Filistinlinin ölümüne birçok kişinin de yaralanmasına yol açtı.

Filistin Haber Ajansı'na (WAFA) göre yerel kaynaklar, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'nın Bir el-Naja bölgesinde, yerinden edilmiş kişilerin barındığı bir evin çökmesi sonucu 5 Filistinlinin öldüğünü ve birçok kişinin de yaralandığını bildirdi.

 Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)

Şarku'l Avsat'ın ulaştığı kaynaklar, bugün şafak vakti Gazze şehrinin batısındaki el-Rimal mahallesinde yerinden edilmiş kişilerin çadırlarının üzerine büyük bir duvarın çökmesi sonucu 2 vatandaşın öldüğünü, Gazze şehrinde aşırı soğuktan bir çocuğun, el-Şati kampında ise bir bebeğin hayatını kaybettiğini belirtti. Dün de el-Şati kampında bir duvarın çökmesi sonucu bir kişi hayatını kaybetti.

Dün el-Amadi bölgesindeki Ebu Cebel kampında bir çadırın çökmesi sonucu iki çocuk yaralandı; Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki mülteci çadırında ise bir bebek aşırı soğuktan hayatını kaybetti.

Sivil savunma ekipleri, son birkaç saat içinde en az 10 evin çöktüğünü, son olarak da el-Kerame ve Şeyh Rıdvan mahallelerinde 2 evin yıkıldığını bildirdi.

Bu olumsuz hava koşulları ayrıca Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki kampların tamamının sular altında kalmasına, Deyr el-Belah'taki el-Bassa ve el-Baraka'nın geniş alanlarının, Nuseyrat'taki Merkez Pazarı'nın ve Gazze Şehri'ndeki Yermuk ve liman bölgelerinin hasar görmesine yol açtı.

 Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), dün yaptığı açıklamada, şiddetli yağmur ve ıslak çadırların, aşırı kalabalık Gazze Şeridi'ndeki kötüleşen sağlık ve yaşam koşullarını daha da kötüleştirdiğini belirterek, soğuk hava, yetersiz sanitasyon ve hijyen eksikliğinin salgın hastalık riskini artırdığını vurguladı. UNRWA, insani yardıma erişimin acilen kolaylaştırılması çağrısında bulundu.


Berri: Barack'ın Lübnan'ı Suriye'ye ilhak etme söylemi "kabul edilemez bir hata"

Lübnan Parlamento Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Michel Issa'yı kabul etti (Parlamento Başkanlığı)
Lübnan Parlamento Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Michel Issa'yı kabul etti (Parlamento Başkanlığı)
TT

Berri: Barack'ın Lübnan'ı Suriye'ye ilhak etme söylemi "kabul edilemez bir hata"

Lübnan Parlamento Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Michel Issa'yı kabul etti (Parlamento Başkanlığı)
Lübnan Parlamento Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Michel Issa'yı kabul etti (Parlamento Başkanlığı)

Lübnan Parlamentosu Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Tom Barrack'ın Lübnan'ın Suriye'ye ilhak edilmesi çağrısıyla ilgili zaman zaman yaptığı tehditleri kabul edilemez bir hata olarak nitelendirerek reddetti. Berri, "Hiç kimse Lübnanlıları tehdit edemez. Özellikle diplomatlar ve hele ki Büyükelçi Tom Barrack gibi bir isim tarafından Lübnanlılara bu şekilde hitap etmek, akıl almaz bir durumdur. Lübnan'ın Suriye'ye ilhak edilmesiyle ilgili söyledikleri ciddi ve kesinlikle kabul edilemez bir hatadır." dedi.

Öte yandan Berri, Basın Sendikası'ndan bir heyete, ilgili yasa konusunda yaşanan görüş ayrılıklarına rağmen, gelecek mayıs ayında yapılması planlanan parlamento seçimlerinin iptal edilmeyeceğini ya da ertelenmeyeceğini vurguladı.

Parlamento başkanlığından yapılan açıklamaya göre Berri'nin ABD'nin Beyrut Büyükelçisi Michel Issa'yı 24 saat içinde ikinci kez kabul etmesi dikkat çekiciydi; zira görüşmede "iki ülke arasındaki ikili ilişkilerin yanı sıra genel durumdaki gelişmeler ve güncel olaylar" ele alındı.


İsrailli bakanlar eski Gazze yerleşiminde bayrak töreni düzenlenmesini talep etti

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)
TT

İsrailli bakanlar eski Gazze yerleşiminde bayrak töreni düzenlenmesini talep etti

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)

Aralarında Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki Likud Partisi’nden sekiz ismin de bulunduğu 11 İsrailli bakan, dün Savunma Bakanı Yisrael Katz’dan Hanuka Bayramı sırasında Gazze Şeridi’nde bayrak töreni düzenlenmesine izin verilmesini talep etti.

Aşırı sağcı ve yerleşim yanlısı Nahala Hareketi tarafından başlatılan girişim kapsamında yayımlanan mesajda, “Gazze’nin İsrail topraklarının bir parçası olduğunu gururla teyit etmenin zamanı geldi. Bu bölge yalnızca Yahudi halkına aittir ve derhal İsrail devletinin bir parçası hâline gelmelidir” ifadeleri yer aldı.

Mesajda ayrıca, etkinliğin temel amacının ‘İsrail’in 2005’te bölgeden çekilirken boşalttığı, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki eski Nisanit yerleşiminin kalıntıları üzerinde İsrail bayrağını göndere çekmek’ olduğu belirtildi.

dfrtg
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (Reuters)

Mesajın imzacıları arasında, aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ile aralarında Ulaştırma Bakanı Miri Regev’in de bulunduğu sekiz Likud’lu bakan yer aldı.

Ayrıca, toplam 120 sandalyeli Knesset’ten 21 milletvekili de metne imza attı. İmzacı vekiller Ben-Gvir liderliğindeki Otzma Yehudit (Yahudi Gücü) Partisi ile Likud’a mensup.

Nahala Hareketi, ‘Nisanit’te bayrak töreni’ olarak duyurduğu etkinliğin, Gazze Şeridi’nde hâlen İsrail ordusunun kontrolündeki bölgede yapılacağını açıkladı.

Etkinliğin 18 Aralık’ta, sekiz gün süren Hanuka’nın beşinci gecesinde düzenlenmesi planlanıyor. Bayram bu yıl pazar günü başlayacak.

İsrail Savunma Bakanlığı, konuya ilişkin AFP’nin yorum talebine henüz yanıt vermedi.

jbhj
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)

İsrail ordusu çarşamba akşamı yaptığı açıklamada, ‘İsrail topraklarından Gazze Şeridi’ne geçen birkaç İsrailli sivilin gözaltına alındığını’ duyurdu.

Yerleşimciler ve Filistinlilere yönelik saldırılarla suçlanan aşırılık yanlılarına hukuki destek veren Honenu örgütü ise yaptığı açıklamada, ‘Çarşamba günü onlarca sağcı aktivistin, Nisanit’in kalıntıları üzerinde bir yerleşim kurulmasını talep etmek üzere Gazze sınır çitini aştığını’ belirtti.

10 Ekim’de İsrail ile Hamas arasında yürürlüğe giren kırılgan ateşkes kapsamında, İsrail ordusu Gazze Şeridi’nin yarısından fazlasında kontrol sağlamasına imkân veren bir hatta çekilmişti. Savaşın büyük yıkıma uğrattığı bölgede bu hat fiili kontrol sınırı olarak işliyor.

Geçtiğimiz kasım ayında Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi tarafından da desteklenen ABD’nin Gazze barış planı ise İsrail güçlerinin bölgeden kademeli olarak çekilmesini öngörüyor.