Mısır Cumhurbaşkanı Sisi: İhvan yönetimi orduyu üç kez tehdit etti

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Ramazan Bayramı vesilsiyle şehit ve yaralıların aileleriyle buluştu.
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Ramazan Bayramı vesilsiyle şehit ve yaralıların aileleriyle buluştu.
TT

Mısır Cumhurbaşkanı Sisi: İhvan yönetimi orduyu üç kez tehdit etti

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Ramazan Bayramı vesilsiyle şehit ve yaralıların aileleriyle buluştu.
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Ramazan Bayramı vesilsiyle şehit ve yaralıların aileleriyle buluştu.

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi bugün, Mısır’daki Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) yönetimi dönemine dair yeni sırları açıkladı. Sisi, Mısır’da ‘terörist’ olarak sınıflandırılan grubun, eski Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin 3 Temmuz 2013 tarihinde devrilmesinden önce Mısır ordusunu üç kez tehdit ettiğine dikkat çekti.
Mısır Cumhurbaşkanı’nın katılımıyla Kahire’deki el-Manara Salonu’nda, Ramazan Bayramı münasebetiyle şehit ve yaralıların ailelerine yönelik bayramlaşma töreni düzenlenirken Ramazan Ayı boyunca ekrana gelen ‘El-İhtiyar 3 (Seçim 3)’ ve ‘El-Aidun (Geri Dönenler)’ adlı dizilerin  oyuncuları da sahneye çıktı. İki dizinin kahramanlarına seslenen Sisi şu ifadeleri kullandı:
“Öncelikle hepinize iyi bayramlar ve emekleriniz için teşekkürler. Sizlere şunu söylemem gerekiyor; yaptığınız işlerin büyük bir kısmı, Mısır’ın ayakta kalması için büyük fedakarlıklar yapan kahramanların ve şehitlerin anısınadır. Size ve tüm insanlara bir şey daha söylemek istiyorum. Tarih herkes için unutulmazdır. Allah’a yemin olsun ki devrilmemeye ve çatışmamaya dikkat ettik. Burada Mısır’ın tüm oğullarına ve kızlarına, Mısır’ın ailelerine ve şehitlerine sesleniyorum. Unutmayın ki çocuklarınız, anneleriniz ve kocalarınız, tiranlığa karşı savaşta öldüler. Allah’a yemin olsun ki biz zorbalık etmedik. Biz çabaladık. Söylenen her söz, insanlara dile getirdiğimiz bir gerçeğin ifadesiydi. Çünkü bu küçük çocuklar ayağa kalkıp büyüdüklerinde ve biz bu vatanı koruyan şehitlerin oğullarıyız dediğinde, kimse yalan söylememiş ve tarihi saptırmamış olacak. Size şunu bir kez daha söylemek istiyorum. Ortaya, binlerce kitap ve bin saatlik diyalog gibi ne kadar dramatik bir iş çıktığına bakın. Siz ne yaptığınızın tam olarak farkında değilsiniz. Bayram gününde olduğumuz için çok konuşmak istemiyorum.”

Cumhurbaşkanı Sisi, anayasanın askıya alındığını, Mursi’nin görevden alındığını ve Anayasa Mahkemesi Başkanı Müsteşar Adli Mansur’un ülke yönetimini üstlenmeye başladığını duyurduğu 3 Temmuz 2013 tarihli açıklamasına da değindi. Sisi bu çerçevede “Yaptığımız açıklamalarda bile bir çatışmadan kaçınmak için son derece dikkatli davrandık. Açıklamada cumhurbaşkanı görevden alındı demedik. Bir terör grubundan bahsetmedik” dedi.
Cumhurbaşkanı Sisi, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şu an tam bir doğrulukla ve dürüstlükle söylüyorum. Mısırlıların 2013’te yaptıklarının kıymeti büyüktür. Çatışma olmadan meseleyi çözmek için çok uğraştık. Ama maalesef olmadı. Bu diziler, güvenlik birimlerinin sahnelerini içeriyor. Ama bunlar, gerçekte yaptıklarımın yanında az kalır. Ülkeyle ilgili gerçeklerden bahsediyorum. Size, ordunun üç kez doğrudan tehdit edildiği meselelerden söz etmek istiyorum. İlki, Hüseyin Tantavi ile çalıştığım dönemdeydi. Seçimler yapılıp Cumhurbaşkanı Mursi dışında biri seçilirken ülkenin alevleneceğiyle ilgiliydi. İkincisi, Hayrat Şatır’ın Ulusal Parti’nin binalarını yaktığımını söylediğinde. Üçüncüsü ise şahsen bana yönelikti. Bana, ‘Savaşacağız ve her yerden karşılık vereceğiz’ demişlerdi.”
Konuşmasında ayrıca 7 yıldır bir kez bile bunlardan bahsetmediğini ve şer ehline bu kirli işlerden ellerini çekmeleri için fırsat vermeye çalıştığını belirten söyleyen Sisi, “Allah hepimize hidayet versin” dedi.

Sisi sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sadık olmak sadece bir rol değildir. Bu ülke hakkında gerçek bir farkındalık oluşturmaya yönelik bir dizi olarak bu sadakat, sizin omuzlarınızda olacak. Bu dizilerin, Mısırlılar tarafından sevildiğini ve onların zihinlerini aydınlattığını düşünüyorum. Bu konuda kimse farklı düşünmüyor. Kendi adıma ve tüm vatandaşlar adına sizlere teşekkür ediyorum.”
‘El-İhtiyar 3’ dizisi, ‘Karar’ başlığı altında, Cumhurbaşkanı Mursi’nin ülkeyi yönettiği dönemin dramatik sahnelerini, o dönemde Müslüman Kardeşler’in eylemlerini, ülkenin koşullarını, Mursi’yi devirmek üzere başlatılan ‘isyan’ hareketini anlatıyor. Ayrıca ordu ile başta Muhammed Mursi ve Hayrat Şatır olmak üzere Müslüman Kardeşler liderlerinin arasında, iktidarı üstlenmelerinden önce yapılan toplantılara dair gerçek grüntüleri de içeriyor.
Dizi, son iki sezonuyla geniş yankı uyandırırken ardı ardına üç yıl reyting rekorları kırdı. İlk sezonunda Mısır ordusunun terör örgütleriyle, özellikle Kuzey Sina’daki mücadelesi ele alındı. İkinci sezonda geçen yıl Ramazan Ayı boyunca geniş bir izleyici kitlesi kazandı. İkinci bölüm, Mısır İçişleri Bakanlığı’ndaki ‘gölge adamlar’ ve ulusal güvenliğin’ fedakarlıklarını ele alırken Mısır’ın 2013 ayaklanmasının ardından tanık olduğu güvenlik kargaşasına ışık tuttu.



Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
TT

Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump’ın, Gazze’deki ateşkes anlaşmasının “ikinci aşamasının değiştirileceği” yönündeki kısa ve belirsiz açıklaması, bu değişikliğin ne anlama geldiğine ilişkin soruları gündeme taşıdı.

Uzmanlara göre Trump’ın işaret ettiği değişiklik, anlaşmanın uygulanma biçiminde bir revizyon anlamına geliyor. Buna göre, İsrail’in hâlihazırda yüzde 55’ini kontrol ettiği Gazze’den çekilmesi ve Hamas’ın silahsızlandırılmasına geçilmesi yerine, 17. maddenin devreye alınması söz konusu olabilir. Bu madde, barış planının taraflardan biri kabul etmese bile tek taraflı olarak ilerletilmesine imkân tanıyor.

10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasındaki 17. madde, Hamas’ın öneriyi geciktirmesi veya reddetmesi halinde, “yardımların genişletilmesi dahil, planın belirtilen unsurlarının, İsrail ordusunun terörden arındırılmış olarak uluslararası istikrar gücüne devrettiği bölgelerde uygulanacağını” düzenliyor.

Geçen ekim ayında Hamas ile İsrail arasında imzalanan “barış belgesi” sadece birinci aşamayla ilgili maddeleri içeriyordu. Bu aşama; ilk ateşkes, İsrail güçlerinin geri çekilmesi, esir takası ve insani yardım girişlerinin kolaylaştırılmasını kapsıyor. Ancak savaş sonrası Gazze’nin yönetimine ilişkin “ikinci aşama” konusunda resmî bir mutabakat sağlanmış değil.

Perşembe günü yaptığı açıklamada Trump, planın ikinci aşamasının “çok yakında değiştirileceğini” söyledi. Açıklama, sürecin tıkanması ve sahadaki ilerlemenin sınırlı kalması nedeniyle endişelerin arttığı bir döneme denk geldi; ancak Trump değişikliğin içeriğine dair ayrıntı vermedi.

Görsel kaldırıldı.
Filistinli bir kadın, İsrail'in Han Yunus'ta düzenlediği bir baskın sonucu akrabalarından birinin öldürülmesine tepki gösteriyor (AFP)

Ahram Siyaset ve Strateji Merkezi İsrail Çalışmaları uzmanı Dr. Said Okaşa, (Saeed Okasha) Trump’ın sözünü ettiği değişikliğin büyük olasılıkla 17. maddeye dayanacağını belirtiyor. Okaşa’ya göre bu adım, “eski Gazze” ve “yeni Gazze” ayrımını güçlendirecek bir fiili bölünmeye kapı aralayabilir. Bu yaklaşımı geçen ay ABD’nin bölge özel temsilcisi Steve Witkoff’un da çeşitli görüşmelerde dile getirdiğini hatırlattı.

Okkaşa, anlaşmanın geçen ay Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından onaylandığını anımsatarak, Hamas’ın silahsızlanma sürecine yanıt vermemesi gibi gerekçelerle 17. maddenin yeniden devreye sokulmasının mümkün olduğunu söyledi. Uzman, böyle bir senaryonun Gazze’de “ne savaş ne barış” şeklinde sürecek bir çıkmaz yaratabileceğini ifade etti.

Görsel kaldırıldı.
Filistinliler, Cebaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında sokaklara kurulmuş çadırların yanından geçiyor (AFP)

Filistinli siyaset analisti Dr. Ayman el-Rakkab da, Trump’ın değişiklik açıklamasının içeriğinin belirsizliğine işaret ederek, “İsrail’in bölgede kalma isteğiyle birleştiğinde, Gazze’nin fiilen ikiye bölünmesi ihtimali güçleniyor” değerlendirmesinde bulundu.

Bu belirsizlik sürerken, Axios haber sitesi Trump’ın 25 Aralık’tan önce Gazze’de barış sürecinin ikinci aşamasına geçileceğini açıklamayı planladığını duyurdu. Habere göre Washington, Gazze’de oluşturulacak yeni yönetim yapısı ve uluslararası istikrar gücünün son hazırlıklarını tamamlıyor. ABD Başkanı’nın, bu adımları görüşmek üzere İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ay sonundan önce bir araya gelmesi bekleniyor.

İkinci aşamanın önünde ciddi engellerin olduğunu ifade eden Rakkab: “Barış Konseyi ile teknokrat hükümet henüz kurulmadı. Güvenliği devralacak polis gücü ve uluslararası istikrar kuvveti oluşturulmadı. Bu nedenle somut bir hareketin en erken ocak ayında mümkün olabileceğini düşünüyorum” dedi.

Okaşa, yakın vadede İsrail’in kontrolde tuttuğu bölgeyi yüzde 60 seviyesine çıkarmaya çalışabileceğini, ancak anlaşmanın genel çerçevesinde büyük bir tırmanış beklemediğini belirtti.

Geçtiğimiz günlerde Yedioth Ahronoth, İsrail’in yaklaşık iki milyon Filistinliyi sarı çizginin doğusunda İsrail kontrolündeki yeni bölgelere yeniden yerleştirmeyi, Hamas kontrolündeki bölgeleri tamamen sivillerden boşaltmayı ve Hamas unsurlarını bu bölgelerde aşamalı şekilde takip etmeyi içeren bir plan hazırladığını yazmıştı. Şarku’l Avsat’ın  Telegraph gazetesinin Batılı diplomatlara dayandırdığı haberinden aktardığı bilgilere göre ABD planının Gazze’nin kalıcı biçimde ikiye ayrılması riskini barındırdığını bildirmişti.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ise geçtiğimiz günlerde Barselona’da AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ile yaptığı görüşmede, Gazze ile Batı Şeria’nın birliğinin korunması gerektiğini vurgulayarak, ayrıntıları tartışılan hiçbir adımın “bölünmeyi pekiştirmesine” izin verilemeyeceğini söyledi. Abdulati, çarşamba günü yaptığı başka bir açıklamada da, “Gazze’nin bölünmesini konuşmak dahi mümkün değildir. Gazze, Doğu Kudüs dâhil olmak üzere, kurulacak Filistin devletinin ayrılmaz bir parçasıdır” dedi.

Uzman Okaşa’ya göre Mısır, hem Gazze’nin bölünmesini hem de anlaşmayı zayıflatacak her türlü değişikliği engellemek için diplomatik çabalarını sürdürecek. Buna karşın, Trump’ın planı etrafındaki belirsizlik nedeniyle önümüzdeki döneme ilişkin tüm senaryolar hâlâ masada.


Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
TT

Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)

Lübnan Cumhurbaşkanlığı, Cumhurbaşkanı Joseph Avn’ın bugün ülkede bulunan Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle bir araya geldiğini açıkladı. Görüşmede Avn, Lübnan ordusunun görevini tamamlaması için destek çağrısında bulunarak, İsrail’in Güney Lübnan’dan çekilmesi için baskı yapılmasını talep etti.

Cumhurbaşkanlığı, heyetin ‘uluslararası kararların uygulanması yoluyla Lübnan’da istikrarı destekleme ve ülkelerin Lübnan ordusuna yardım ederek birliklerini tamamlamaya ve silah tekelini sağlamaya hazır olduklarını’ belirttiğini duyurdu.

Açıklamada Avn’ın, Lübnan’ın uluslararası kararları uygulama taahhüdünü yinelediği ve “İsrail tarafını ateşkesi uygulamaya ve çekilmeye zorlamamız gerekiyor; bu konuda sizden destek bekliyoruz” ifadelerini kullandığı kaydedildi.

Geçen yıl kasım ayında, ABD arabuluculuğunda İsrail ile Hizbullah arasında bir ateşkes sağlanmıştı. Bu ateşkese rağmen, İsrail hâlâ Güney Lübnan’daki bazı noktalarda kontrolünü sürdürüyor ve ülkenin doğusu ile güneyine yönelik saldırılarını devam ettiriyor.


Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
TT

Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiga, dün Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın Rusya ile "taviz değil, gerçek barış" istediğini söyledi.

Güvenlik ve insan haklarına odaklanan bir kuruluş olan AGİT, savaş sonrası Ukrayna'da rol oynamayı hedefliyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD elçileri arasında "oldukça iyi" olarak nitelendirdiği görüşmelerin ardından çarşamba günü yaptığı açıklamada, barış görüşmelerine giden yolun şu anda belirsiz olduğunu söyledi.

Sibiga, örgütün yıllık bakanlar kurulu toplantısından önce, "Münih'te gelecek nesillere ihanet edenlerin isimlerini hâlâ hatırlıyoruz" diyerek, "Bu bir daha asla olmamalı. İlkelerden taviz verilmemeli ve uzlaşmaya değil, gerçek barışa ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

devfdr
Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha’da devriye geziyor (Arşiv- AP)

Bakan, görünüşe göre İngiltere, Fransa ve İtalya'nın Adolf Hitler'in o dönem Çekoslovakya olan toprakları ilhak etmesini kabul ettiği 1938 tarihli Nazi Almanyası anlaşmasına atıfta bulunuyordu. Bu anlaşma, tehditkâr bir güçle yüzleşmemenin işareti olarak yaygın olarak kullanılıyor.

Sibiga, ABD'ye barışı sağlama çabalarından dolayı teşekkür etti ve Ukrayna'nın "bu savaşı sona erdirmek için mümkün olan her fırsatı değerlendireceğine" söz verdi. "Avrupa geçmişte çok fazla adaletsiz barış anlaşması imzaladı. Hepsi yeni felaketlere yol açtı" diye ekledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy dün, ekibinin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki toplantılara hazırlandığını ve Trump'ın temsilcileriyle diyaloğun devam edeceğini söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Rusya ve Avrupa ile Orta Asya'nın büyük bir bölümünü içeren 57 üye ülkeyi kapsayan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Soğuk Savaş döneminde Doğu-Batı diyaloğu için kilit bir forum olarak ortaya çıktı.

Örgüt son yıllarda, Rusya'nın kilit kararların uygulanmasını engellemesi ve örgütü Batı kontrolü altında olmakla suçlamasıyla sık sık çıkmaza giriyor. Rusya, açıklamasında Ukrayna'nın AGİT gündemine "tamamen hakim olmasından" şikayet etti.