Trablus'ta güvenlik gerilimi

Dibeybe, Başağa'nın diyalog çağrısını görmezden geliyor.

Libya medyası Hafter’in Bingazi ziyaretine dair görüntüleri paylaştı.
Libya medyası Hafter’in Bingazi ziyaretine dair görüntüleri paylaştı.
TT

Trablus'ta güvenlik gerilimi

Libya medyası Hafter’in Bingazi ziyaretine dair görüntüleri paylaştı.
Libya medyası Hafter’in Bingazi ziyaretine dair görüntüleri paylaştı.

Libya'nın başkenti Trablus'ta artan gerilim ve yerel bir hapishanede yaşanan isyanın etkileri sürerken Yeni İstikrar Hükümeti Başkanı Fethi Başağa, ulusal bir diyalog için bir girişim başlattı. Bu girişim geçici birlik hükümeti başkanı rakibi Abdulhamid Dibeybe tarafından görmezden gelindi.
Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed Menfi, ‘cesurların barışı’ adlı bir çağrı yaparken bununla eş zamanlı olarak Birleşmiş Milletler misyonu da Libyalıları tüm farklılıkları bir kenara bırakmaya davet etti.
Trablus halkı ve eylemcilerin paylaştığı ve yerel medyada yer eden görüntüler Trablus'un merkezindeki Eş-Şat Yolu'ndan silahlı milis üyelerine ait bir araba ve askeri araç konvoyu geçtiğini ortaya koydu. Görgü tanıkları ve yerel basın, Dibeybe hükümetine bağlı ‘Caydırıcılık Gücü’nün’ yurt dışından gelen silah sevkiyatını teslim almak için dün Trablus Limanı’na girdiğini aktardı. Daha sonra bu güç, yeni zırhlı araçları kamyonlarla ağır koruma altında Maitika Askeri Üssü’ne nakledildi.
Kaynaklar, Sabratha'nın batısındaki Mellitah Islah Kurumu'ndan düzinelerce mahkumun kaçtığını bildirdi. İsyan gibi görünen olayda, bir güvenlik unsuru öldürülürken bazı mahkumlar da güvenlik görevlilerine saldırmaya ve silahlarına el koymaya çalıştı. Hükümetten herhangi bir açıklama yapılmazken yerel kaynaklar El-Uceylat ile Zuvare arasında bulunan hapishaneden 35 mahkumun kaçtığı bilgisini paylaştı.
Diğer yandan Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter dün ölümüyle ilgili söylentilere yanıt olarak ani bir şekilde ortaya çıkarak sessizliğini bozdu. Hafter, doğudaki Bingazi kentinde bulunan Şehitler Şeyhi Ömer Muhtar Türbesi Meydanı’nda milli kıyafetleri ile objektiflere yansıdı.
İstikrar Hükümeti Başkanı Fethi Başağa dün akşam Ramazan Bayramı münasebetiyle yaptığı bir konuşmada ulusal bir diyalog girişimi başlatarak bir sürpriz yaptı. Başağa tüm taraflarla doğrudan iletişim yoluyla hep birlikte gerçek bir ulusal uzlaşmaya varmayı hedeflediğini söyledi.
Fethi Başağa dün bazı bakanlarıyla birlikte Sirte kentinde bayram namazı kıldı. Başağa, bahsini ettiği girişimin detaylarını açıklamasa da herkesin birlik ve beraberliğini gerektiren bu hassas aşamada geniş milli katılım ilkesini pekiştirmeyi hedeflediğini söyledi.
Hükümetinin istisnasız herkese elini uzattığını belirten Başağa, hükümete karşı olan bir partiyle masaya oturmayı da seçenek dışı bırakmadı.
Başağa, hükümetinin görevlerini barışçıl bir şekilde Trablus'tan devralma niyetiyle ilgili önceki iddiasını da şu sözlerle yineledi:
“Kendimizi kan dökülmesini önlemek ve başkentin güvenlik ve istikrarını korumak olan temel bir ilkeye adadık. Sebep ne olursa olsun savaşmaya tamamen karşıyız. Saygın ve güçlü bir devlet inşa etmek isteyen herkesle iletişimim devam ediyor.”
İstikrar hükümeti başkanı, ‘silahlı gençler’ olarak tanımladığı kişilere hitaben yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Endişelerini anlıyoruz ve güvenlik ve askeri sorumluluklar üstleniyoruz. Devletinizi kurmanın ve kendinize ve ülkenizi inşa etme yeteneğinize güvenmenin zamanı geldi. Ailenize, halkınıza ve ülkenize iyilik ve istikrar sunmanın zamanı geldi. Herkesle ortak bir paylaşım içindeyiz. Buna itiraz edemeyiz. O da şudur: Libya devlettir ve vatandır. Bir aile, bir kabile, kişi veya şehrin tek elinde değildir. Ülkenin istikrarı, barışı ve refahı için bir sayfa açılmalı.”
Başağa bazı bakanlarıyla birlikte Sirte Havalimanı'nı teftiş ederken vatandaşın hayatını doğrudan etkilediği için özellikle havalimanları ve tıp merkezlerinde altyapıya dikkat edilmesi gerektiğini vurgulamıştı.
Diğer yandan ülkenin batısındaki Mısrata şehrinde dün bayram namazı kılan Dibeybe, Başağa'nın girişimini görmezden geldi ve bu konuda resmi bir açıklama da yapılmadı. 
Başkentteki Şehitler Meydanı'nda birlik hükümetinin bazı yetkilileri ile birlikte bayram namazını kılan Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed Menfi de ortak acıların geleceğe yönelik umuda dönüştürülmesi çağrısında bulundu. Menfi açıklamasında “Yalnızca büyük ruhlar güzel bağışlamayı bilir ve bağışlama intikamdan daha fazla güce ihtiyaç duyar. Cesurlar ülkelerinin barışı için korkmazlar" ifadesini kullandı.
Bu bağlamda Birleşmiş Milletler misyonu da Libyalıları tüm farklılıkları bir kenara bırakma yeniden birlik olma ve ideal kardeşlik ve sevgi değerlerinden ilham alarak ilerleme ve Libya'da barış, güvenlik ve refah yollarını geliştirme çağrısında bulundu.
Birleşmiş Milletler (BM) Libya Özel Temsilcisi Stephanie Williams, bu vesileyle Libya'daki taraflar arasında hoşgörü ve yakınlaşma fırsatlarının artacağını ve halk barışı ve sükûnetin korunacağını umduğunu söyledi. Williams, Libya halkının acılarına son vermek ve temsilcilerini demokratik, adil ve kapsamlı bir şekilde seçme umutlarını gerçekleştirmek için ciddi çaba harcandığına dikkat çekti.
Diğer yandan Libya Ulusal Petrol Kurumu’ndan (NOC) yapılan açıklamada ülkenin merkezindeki Zuveytine Petrol Limanı’nda ‘mücbir sebep halinin kaldırıldığı’ ve ihracatın geçici olarak yeniden başlatıldığı duyuruldu.
Bir süre önce yapılan açıklamada limandaki ihracatın durması nedeniyle petrol tankları boşaltılmadığı takdirde bir ‘çevre felaketi’ yaşanabileceği bildirilmişti.
Şirket, önceki gün yaptığı açıklamada ‘tanklar boşaltılmadığı takdirde oluşabilecek çevre felaketlerini önlemek için limanın geçici olarak çalışmaya devam ettiğini’ duyurdu. Açıklamada ayrıca krizin yakında çözüleceğine dair beklenti olduğu kaydedilmişti.



Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?
TT

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Colin P. Clarke

Lübnan ve Suriye’nin bazı bölgelerinde salı günü gerçekleştirilen eş zamanlı bir saldırıda, Lübnan’daki Hizbullah Hareketi tarafından kullanılan yüzlerce çağrı cihazı peş peşe patladı. Saldırıda en az 10 kişi öldü, binlerce kişi yaralandı.

Birçok kişi saldırının neden şimdi düzenlendiğini ve saldırının zamanlamasının daha geniş bir anlamı olup olmadığını merak ediyor.

İsrail, ABD'nin daha geniş çaplı bir operasyonun, bölgede topyekûn bir savaşa yol açabileceği yönündeki uyarılarına rağmen, Hizbullah’ın saldırılarını önlemenin savaştaki hedeflerinden biri olduğunu açıkladı. Çağrı cihazı saldırısı İsrail'in Lübnan'da Hizbullah'a karşı yürüteceği uzun vadeli bir askeri harekatın başlangıcı olabileceği gibi, İsrail ile İran'ın vekilleri arasında uzun süredir devam eden gölge savaşının son gizli operasyonu da olabilir. İsrail, saldırıyı fark edilmeden gerçekleştirilebileceği zaman aralığı sınırlı olduğu için de böyle bir saldırı düzenlemiş olabilir.

İsrail'in istihbarat servisi Mossad için bu saldırı, 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas'ın İsrail'e yönelik saldırısında yaşanan başarısızlıklar nedeniyle ciddi şekilde zedelenen itibarını iyileştirme yolunda atılan sağlam bir adım olabilir. Saldırı aynı zamanda bir casus romanından fırlamış gibi görünüyor. Mossad'ın böylesine büyük ve dramatik bir operasyonu nasıl gerçekleştirebildiğine dair çok sayıda hipotez ortaya atıldı. Patlayıcıların çağrı cihazlarına üretim aşamasında mı yoksa tedarik süreci sırasında mı yerleştirilmiş olabileceğini henüz bilmiyoruz.

Hizbullah, İsrail'in siber saldırılarına karşı önlem amacıyla çağrı cihazları gibi eski iletişim araçlarını kullanıyordu. Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın alternatif iletişim araçları kullanmaya çağırdığı Hizbullah üyeleri 7 Ekim saldırısının ardından cep telefonu kullanmaktan büyük ölçüde kaçındılar.

Bazı kişiler cihazlara sızan kötü amaçlı yazılımın pillerin aşırı ısınmasına ve sonunda patlamasına neden olduğunu düşünüyor. Oysa saldırı titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi. Saldırının anlık etkisi ne olursa olsun, ortaya çıkan tablo Hizbullah'ın paranoyasını arttıracak ve Mossad'ın gelecekte yapabileceklerine karşı daha fazla temkinli olmasına yol açacak. Hizbullah'ın bu saldırının ardından iç güvenlik aygıtında bir revizyona gidebilir, operasyonel güvenliğindeki boşlukları gözden geçirebilir ve üyelerinin yeteneklerini arttırmaya çalışabilir. Tüm bunlar aynı zamanda Hizbullah içinde kan dökülmesine yol açabilir ve içeride bir casus avı başlayabilir. Bu da İsrail istihbaratı için bir başka kazanç olacaktır.

Saldırı, titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi.

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’ye geçtiğimiz temmuz ayı sonlarında Tahran'da düzenlenen suikastta olduğu gibi çağrı cihazı saldırısının arkasındaki nedenlerden biri de Mossad'ın prestijini yeniden kazanma konusundaki kararlılığıydı. İsrail istihbaratı 7 Ekim 2023 saldırısından önce her şeye gücünün yetebileceği yönünde güçlü bir imaja sahipti. Mossad efsaneleri, Steven Spielberg yönettiği Münih ve Netflix yapımı Kaos gibi popüler casusluk filmleriyle ekranlara taşınmıştı.

İsrail'in hedef odaklı suikastlarında, geçtiğimiz ocak ayında Beyrut'ta Hamas'ın Siyasi Büro Başkan Yardımcı Salih el-Aruri, temmuz ayı sonlarında yine Beyrut'ta Hizbullah’ın üst düzey komutanlarından Fuad Şükür ve Şükür’den kısa bir süre sonra da İsmail Heniyye öldürüldü.

dfv fdev
Patlayan çağrı cihazlarından birinden geri kalanlar Beyrut'ta sergilendi, 18 Eylül (AFP)

İsrail'in gizli operasyonlarının Mossad'ın imajını iyileştirmenin yanı sıra daha pratik bir etkisi de var. Saldırı büyük olasılıkla Hizbullah'ın komuta ve kontrol merkezini yok etti. Bu da öngörülebilir gelecekte Hizbullah için büyük iletişim sorunlarına yol açacak. Dahası, salı günü gerçekleşen saldırıda yüzlerce Hizbullah üyesi yaralandı. Bazılarının parmaklarının ya da ellerinin koptuğu ya da geçici de olsa sahadan uzaklaşmalarına neden olan başka yaralanmalar gibi fiziksel bozukluklara sebep olduğu şüphesiz.

Yemen'deki Husiler, Irak ve Suriye'deki milisler ve İran'ın diğer vekilleri daha fazla önlem almaya başlayacaktır. Bu durum söz konusu grupların birbirleriyle iletişim kurma şekillerinde değişikliklere yol açarak koordinasyon düzeylerini doğrudan etkileyebilir ve saldırı düzenleme kabiliyetlerini engelleyebilir.