Fas ile İspanya’dan göçmen kaçakçılığına karşı iş birliği

Faslı bir polis, geçen 12 Nisan'da İspanya'dan gemiyle Tangiers limanına gelen yolcuların kimlik belgelerini kontrol ediyor (AFP)
Faslı bir polis, geçen 12 Nisan'da İspanya'dan gemiyle Tangiers limanına gelen yolcuların kimlik belgelerini kontrol ediyor (AFP)
TT

Fas ile İspanya’dan göçmen kaçakçılığına karşı iş birliği

Faslı bir polis, geçen 12 Nisan'da İspanya'dan gemiyle Tangiers limanına gelen yolcuların kimlik belgelerini kontrol ediyor (AFP)
Faslı bir polis, geçen 12 Nisan'da İspanya'dan gemiyle Tangiers limanına gelen yolcuların kimlik belgelerini kontrol ediyor (AFP)

Fas ile İspanya, göçmen kaçakçılığı şebekeleriyle mücadele için iş birliğini güçlendirme kararı aldı.
Fas-İspanyol Göçmenlik Daimi Grubu'ndan yapılan ortak yazılı açıklamada, Fas İçişleri Bakanlığı Göç ve Sınır Kontrolü Direktörü Halid ez-Zervali’nin İspanya Devlet Göçmenlik Sekreteri Jesus Beria Cortejo, Devlet Güvenlik Sekreteri Rafael Perez Ruiz ve Dışişleri Bakanlığı Devlet Sekreteri Angelis Moreno Bo ile Fas’ın başkenti Rabat’ta bir toplantı düzenledikleri belirtildi.
Açıklamada, düzensiz göç ve göçmen kaçakçılığıyla ilgili gerçekleştirilen bu toplantının Kovid-19 salgını nedeniyle iki yıl aradan sonra ilk defa yapıldığı belirtilerek, “Göçmen kaçakçılığı şebekeleriyle mücadele için koordinasyon mekanizmalarının ve bilgi alışverişinin güçlendirilmesi için ortak eylem formüllerinin yenilenmesi kararı alındı.” ifadesi kullanıldı.
İki ülke arasında Atlas Okyanusu ile Batı Akdeniz’de düzensiz göç ve göçmen kaçaklığıyla mücadele iş birliğinin süreceğine işaret edilen açıklamada, her iki tarafın da bu alandaki zorluklar karşısında esnek ve uygun cevaplar sağlamaya devam etme arzusunu dile getirdiği kaydedildi.
Rabat ve Madrid arasındaki ilişkiler, İspanya'nın mart ayında Batı Sahra bölgesindeki sorunu çözmeye yönelik Fas’ın özerklik girişimine verdiği desteği açıklamasının ardından yeniden yoluna girmişti.



İsrail ordusu Gazze'de sağlık görevlilerinin öldürülmesinde ‘mesleki hatalar ve emir ihlalleri’ olduğunu kabul etti

İsrail'in dün Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in dün Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
TT

İsrail ordusu Gazze'de sağlık görevlilerinin öldürülmesinde ‘mesleki hatalar ve emir ihlalleri’ olduğunu kabul etti

İsrail'in dün Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in dün Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)

İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde 15 sağlık görevlisi ve kurtarma görevlisinin öldürüldüğü olayı “tam olarak rapor etmediğini” kabul etti ve olaydan sorumlu subayın görevden alındığını duyurdu.

Ordu tarafından yayınlanan soruşturma özetinde şöyle denildi: “Yapılan incelemede çeşitli mesleki hatalar, emir ihlalleri ve olayın tam olarak rapor edilmediği tespit edilmiştir.” “Golani Keşif Taburu komutan yardımcısı, saha komutanı olarak sorumluluğu ve olay sonrası değerlendirme oturumu sırasında eksik ve yanlış bir rapor sunması nedeniyle görevinden alınacaktır.”

On beş Filistinli öldürüldü, bunlardan altısının daha sonra Hamas ‘teröristleri’ olduğu tespit edildi” dedi ve ekledi: “İsrail ordusu olaya karışmayan sivillere verilen zarardan dolayı üzüntü duymaktadır.

İsrail başlangıçta sağlık görevlilerinin araçlarının askerler tarafından ateş altına alındıklarında acil durum işaretleri taşımadıklarını iddia etmiş, ancak daha sonra bu iddiasını geri çekmiştir. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre bir sağlık görevlisinin cep telefonundan elde edilen video, İsrail'in ateş açılmasına ilişkin ilk açıklamasıyla çelişti.

Askeri soruşturma, tabur komutan yardımcısının “gece görüş mesafesinin düşük olması nedeniyle” ambulansların Hamas militanlarına ait olduğunu düşündüğü sonucuna vardı. Olaydan elde edilen görüntülerde ambulansların ışıklarının yanıp söndüğü görülüyor.

15 sağlık görevlisi ve yardım çalışanı 23 Mart'ta vurularak öldürüldü ve BM ve Filistin Kızılayı yetkililerinin bir hafta sonra cesetlerini bulduğu sığ bir mezara gömüldü.