Ürdün Filistin için ABD ile temasta

Ürdün Kralı 2. Abdullah, Filistin sorununu görüşmek üzere ABD’de temaslarda bulunuyor

İsrail polisi, 5 Mayıs'ta İsrailliler ile Filistinliler arasındaki çatışmalar sırasında Mescid-i Aksa'nın kapılarından birini kapattı (AFP)
İsrail polisi, 5 Mayıs'ta İsrailliler ile Filistinliler arasındaki çatışmalar sırasında Mescid-i Aksa'nın kapılarından birini kapattı (AFP)
TT

Ürdün Filistin için ABD ile temasta

İsrail polisi, 5 Mayıs'ta İsrailliler ile Filistinliler arasındaki çatışmalar sırasında Mescid-i Aksa'nın kapılarından birini kapattı (AFP)
İsrail polisi, 5 Mayıs'ta İsrailliler ile Filistinliler arasındaki çatışmalar sırasında Mescid-i Aksa'nın kapılarından birini kapattı (AFP)

Ürdün Kralı 2. Abdullah ve Veliaht Prens Hüseyin kutsal bölgelerde İsrailliler ve Filistinliler arasında patlak veren ve onlarca kişinin ölümüne yol açan çatışmaların ardından Kudüs'te yeni gerilimlerin yaşandığı bir dönemde bugün ABD’ye ziyaret gerçekleştiriyor. Bir yıldan kısa bir süre içinde türünün ikincisi gerçekleşen Ürdün-Amerikan zirvesi Cuma günü sona erecek. Zirvenin gündeminde İsrail'in Tapınak Dağı'na ve Mescid-i Aksa'ya yaptığı sürekli saldırılar var.
Kudüs'teki Haşimi vesayetinin korunmasına ve tarihi ve hukuki gerçekliğe halel getirilmemesine bağlı kalan bir Ürdün belgesi ile ilgili söylentiler dolaşırken, zirvede bu belgenin içeriği tartışılacak.
Kraliyet mahkemesinden kaynaklar, Şarku'l Avsat'a İsrail'in Kudüs'te tekrarlanan ihlalleri ve işgalci gücün şehir içindeki tarihi gerçekliği değiştirme çabalarıyla ilgili resmi Ürdün tutumu hakkında konuştu. Amman'ın kesin olarak kutsal yerler üzerinde herhangi bir İsrail egemenliği dayatma girişimini reddediyor ve bölgenin güvenliğini ve istikrarını tehdit eden ve radikalizmi körükleyen bu uygulamaları durdurmak hedefiyle uluslararası seferberlik için çaba harcıyor.
Belgenin içeriğine ilişkin yerel sızıntılar, Tapınak Dağı'nın bütünüyle Müslümanlara has bir ibadet yeri olduğunu teyit eden kararları ve anlaşmaları ortaya koyuyor. Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresi Mescid-i Aksa’nın tüm işlerini hukuki ve tarihi açıdan yönetme konusunda münhasır yetkiye sahip.
 Belgeye ilişkin resmi olmayan sızıntılar, Tapınak Dağı'nın tüm alanı içinde ve Tapınak Dağı'nın kapılarında İsrail’den kontrolün geri alınması için güvenlik önlemlerinin yeniden düzenlenmesi talebini de içeriyor. Sızıntılar ayrıca gayrimüslimlere yönelik her türlü ziyaret organizasyonunun Kudüs İslami Vakıflar İdaresi'ne havale edilmesini içeriyor.
Yerel gözlemciler, Ürdün'ün Haşimi vesayetini ve Mescid-i Aksa Külliyesi’ndeki sükuneti sürdürmeyi amaçlayan siyasi hareketlerinde büyük zorluklarla karşı karşıya olduğunu söylüyor.
İsrail makamları, gayrimüslimlerin Mescid-i Aksa'da namaz kılmalarına izin veren yeni tedbirler uygulamaya çalışıyor. Ürdün, İsrail ile su ve enerji gibi stratejik dosyalar üzerinde yürüttüğü işbirliği nedeniyle ekonomik bir zorlukla da karşı karşıya. ABD yönetimi İsrail'e tırmanışını durdurması için baskı yapsa da uluslararası alanda baskı yapmak en güçlü seçenek.
Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığı, birkaç gün önce, Ürdün'ün Tapınaktaki Mescid-i Aksa muhafızlarının sayısını artırma talebini İsrail hükümetinin onayladığına dair İsrail medyasında çıkan bir dizi haberi yalanladı. Bakanlık, muhafızların ve diğer çalışanların atanmasının, Ürdün’ün insiyatifinde olduğunu ve Kudüs eş-Şerif'teki İslami Vakıf Departmanı ile koordineli olarak gerçekleştiğini bildirdi.
İsrail işgal hükümeti de dahil olmak üzere hiçbir tarafın ortaklığının veya diktesinin kabul edilemez olduğunu vurgulayan bakanlık, 2016'dan beri Mescid-i Aksa’ya 70'den fazla muhafız atandığını kaydetti. Ancak İsrail'in keyfi ve kibirli önlemleri ile İsrail polisinin sahaya koyduğu kısıtlamalar, muhafızların ve çalışanların işlerini yapmasına engel teşkil ediyor.
Ürdün Kralı 2. Abdullah ile ABD Başkanı Joe Biden'ı Beyaz Saray'da bir araya getiren Ürdün-Amerika zirvesi bağlamında, Kraliyet Haşimi Mahkemesi tarafından yayınlanan resmi bir açıklamada, zirvenin iki ülke arasındaki stratejik ortaklığı çeşitli alanlarda geliştirme yollarını ele alacağı belirtildi.
Beklenen zirve öncesinde, Kral 2.Abdulah ABD yönetiminden yetkililer, kongre üyeleri ve Senato'daki dış ilişkiler ve askeri hizmetler komitelerinin üyeleriyle görüşmeler gerçekleştirdi. Bu görüşmeler sırasında Ürdün Kralı, Doğu Kudüs ve Filistin topraklarında tırmanışın devam etmesinin sonuçları ve Mescid-i Aksa ile Kudüs'teki tüm kutsal mekanlara yönelik ihlaller konusunda uyarıda bulundu. Kral 2.Abdullah bu ihlallerin barışa ulaşma şansı üzerinde olumsuz yansımalarının olduğunun altını çizdi.
Filistin ve İsrail tarafları arasında güven inşa etmek için atılması gereken adımlara değinen Kral 2. Abdullah, Filistin davasına siyasi bir ufuk bulmak ve uluslararası meşruiyet kararlarına uygun olarak iki devletli çözüm temelinde adil ve kapsamlı bir barışa ulaşmak için bölgesel ve uluslararası çabaların yoğunlaştırılması gereğini yineledi. ABD'nin bu konudaki önemli rolüne dikkat çeken Ürdün Kralı,  ülkesinin, Haşimi vesayeti temelinde Kudüs'te Müslümanlara ve Hristiyanlara ait kutsal mekanları korumak ve gözetmek için tüm çabayı göstermeye devam ettiğini vurguladı.



ABD’li gençler, İsrail’e diğer ABD’lilere göre daha eleştirel bakıyor

Washington’da 2 Aralık’ta Filistinlilere destek amaçlı düzenlenen gösteri (DPA)
Washington’da 2 Aralık’ta Filistinlilere destek amaçlı düzenlenen gösteri (DPA)
TT

ABD’li gençler, İsrail’e diğer ABD’lilere göre daha eleştirel bakıyor

Washington’da 2 Aralık’ta Filistinlilere destek amaçlı düzenlenen gösteri (DPA)
Washington’da 2 Aralık’ta Filistinlilere destek amaçlı düzenlenen gösteri (DPA)

ABD Başkanı Joe Biden’ın Gazze’deki savaşa karşı tavrı konusunda kamuoyunun genel olarak bölünmüş olduğu bir dönemde, Pew Araştırma Merkezi tarafından yapılan bir anket, genç ABD’lilerin İsrail’in Gazze’de yürüttüğü savaşa diğer vatandaşlardan daha eleştirel yaklaştığını gösterdi.

Savaşla ilgili gündem ve savaşın Biden’ın yeniden seçilme şansını nasıl etkileyeceğine dair Washington’daki yoğun tartışmalara rağmen, anket ayrıca birçok ABD’linin konuyu yakından takip etmediğini veya fazla önem vermediğini ortaya çıkardı.

Anket katılanların yüzde 40’ı, Biden’ın doğru dengeyi kurup kurmadığından emin olmadıklarını söyledi.

18 ila 29 yaş arasındaki ABD’liler arasında, ankete katılanların yüzde 46’sı İsrail’in 7 Ekim saldırısına verdiği tepkinin kabul edilemez olduğunu ifade etti.

Yüzde 21’i bunun kabul edilebilir olduğunu söylerken, geri kalanı emin olmadıklarını belirtti.

Yaşlı ABD’lilerin görüşleri gençlerden oldukça farklıydı.

65 yaş ve üzerindekilerin yüzde 53’ü İsrail’in tepkisini desteklerken, yüzde 29’u bunu kabul edilemez olarak nitelendirdi.

Kendisini İsrail’in sadık bir destekçisi olarak olarak gören Biden (81), Hamas tarafından düzenlenen saldırıya karşı İsrail’in karşılık verme hakkını güçlü bir şekilde savundu.

Biden, İsrail’e verdiği askeri ve diplomatik desteğe rağmen, İsrail liderlerini, Hamas’ın yönettiği Gazze Şeridi’nde sivilleri korumak için yeterli çaba göstermemekle de eleştirdi.

ABD seçimleri yaklaşırken, tüm dikkatler Biden’ın, Kasım ayında eski başkan Donald Trump’la yarışacağı seçimde zafer kazanması gereken Michigan eyaletine odaklanıyor.

Michigan’daki Müslümanlar ve Arap asıllı ABD’lilerin büyük bir kesimi bu rekabette belirleyici bir rol oynayabilir.

Anket, Demokratlar arasında Biden’ın Gazze’deki savaşı nasıl ele aldığına ilişkin görüşlerin karışık olduğunu da gösterdi.

Demokratların yüzde 34’ü Biden’ın İsrail’i kayırdığını, yüzde 29’u ise doğru dengeyi yakaladığını söyledi.

12 bin 693 kişinin katıldığı anket, ABD’li Müslümanların İsrail’e yönelik keskin eleştirel görüşlerini de ortaya koydu.

Müslümanların yüzde 21’i Hamas’ın 7 Ekim saldırısını kabul edilebilir buldu.

Ankete göre ABD’li Yahudilerin yüzde 62’si, İsrail’in Gazze’deki savaşı yürütme şeklinin kabul edilebilir olduğunu söyledi.

Her ne kadar Yahudi cemaati, İsrail’i Evanjelik Protestanlardan daha fazla eleştirse de, bu oran ulusal ortalamanın üzerinde.