Tunus'ta siyasi partilerden "muhaliflere karşı yargının kullanılmasına" tepki

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (Reuters)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (Reuters)
TT

Tunus'ta siyasi partilerden "muhaliflere karşı yargının kullanılmasına" tepki

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (Reuters)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (Reuters)

Tunus'ta 4 siyasi parti, Cumhurbaşkanı Kays Said'e muhalif isimlere karşı "yargının kullanılmasına" tepki gösterdi.
Nahda Hareketi, Tunus'taki Demokratik Akım Partisi Genel Sekreteri Gazi eş-Şevaşi hakkında "kamu düzenini bozmak ve hükümetin işlerini aksatmak" suçlamasıyla soruşturma açılmasına ilişkin açıklama yaptı.
Şevaşi ile dayanışma içerisinde olunduğu belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Yaşananlar yargıyı muhaliflere karşı kullanma çabalarının derinleştirilmesi ve muhalifleri korkutmanın yanı sıra halkı ülkedeki ekonomik, sosyal ve yaşam koşulları konusundaki başarısızlıklardan uzaklaştırmak için tekrarlanan girişimlerdir."
Demokratik Akım Partisi, Tunus Cumhuriyet Partisi, Tekettul Partisi ve bağımsızlar tarafından yapılan ortak açıklamada, Şevaşi ve baskı mekanizmalarının hedef aldığı herkes ile dayanışma içinde olunduğu vurgulandı.
"Yargı ve devlet kurumlarının siyasi gündeme hizmet etmek için kullanılması" olarak nitelendirilen bu durumun kınandığı açıklamada, ihlallere son verme, anayasal ve demokratik yola bir an önce dönmeyi sağlama, ülkeyi kaos ve çöküş faktörlerinden kurtarmak için mücadele etme taahhüdü yinelendi.
Tunus'taki Demokratik Akım Partisi Genel Sekreteri Gazi eş-Şevaşi 13 Mayıs'ta Facebook hesabından yaptığı açıklamada, "Tunus'taki Avukatlar Sendikası şubesi tarafından, hakkımda 'kamu düzenini bozmak ve hükümetin işlerini aksatmak' suçlamasıyla Bin Arus Asliye Mahkemesine sevk etme kararı alındığı konusunda bilgilendirildim" ifadelerini kullanmıştı.
Genel Sekreter Şevaşi, kararın, Cumhurbaşkanı Said'in talimatıyla ve Adalet Bakanı Leyla Ceffal'ın talebiyle alındığını iddia etmişti.
Kendisine yöneltilen suçlama hakkında ayrıntı vermeyen Şevaşi, 12 Mayıs'ta bir radyo programında yaptığı açıklamada, Başbakan Necla Buden'in Cumhurbaşkanı Said'e istifasını sunduğunu ancak Said'in istifayı kabul etmediğini öne sürmüştü.

Tunus'taki siyasi kriz
Tunus Cumhurbaşkanı Said'in geçen yıl açıkladığı olağanüstü kararlar, ülkede bir tür "istisnai durum" oluşmasına yol açtı.
25 Temmuz 2021'de Meclisin çalışmalarını donduran ve milletvekili dokunulmazlıklarını kaldıran Said, 22 Eylül 2021'de yeni kararnamelerle yetkilerini genişleterek yürütme organını tamamen kendine bağladı.
Said, 13 Aralık 2021'de açıkladığı "siyasi krizden çıkışın yol haritası" ile ülkede 25 Temmuz 2022'de Anayasa değişikliği referandumu, 17 Aralık 2022'de de erken genel seçim yapılacağını bildirdi.
Tunus'ta bazı kesimler, Said'in kararlarını "darbe" olarak nitelendiriyor ve ülkenin demokrasiden uzaklaştığını savunuyor.



Yardım adı altında katliam mı yapılıyor? GHF kapatılsın çağrısı

Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)
Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)
TT

Yardım adı altında katliam mı yapılıyor? GHF kapatılsın çağrısı

Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)
Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)

130'dan fazla yardım ve sivil toplum kuruluşu (STK), faaliyetleri kaosa yol açan ABD ve İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'nın (GHF) kapatılması için çağrı yaptı.

Oxfam, Save the Children ve Af Örgütü'nün de aralarında bulunduğu kuruluşların bugün yayımladığı ortak açıklamada, GHF'nin faaliyetlerini başlattığı 27 Mayıs'tan bu yana 500'den fazla Filistinlinin yardım bölgelerinde öldürüldüğüne dikkat çekiliyor.

Kuruluşlar, sivillere yönelik saldırılarda çoğunlukla çocukların öldürüldüğünü vurgulayarak, GHF'nin insani yardım çalışmalarının tüm normlarını ihlal ettiğini belirtiyor:

Gazze'deki Filistinliler imkansız bir seçimle karşı karşıya: Ya açlıktan ölecekler ya da ailelerini doyurmak için çaresizce yiyeceğe ulaşmaya çalışırken vurulacaklar.

İsrail askerlerinin erzak dağıtım bölgelerindeki Filistinli sivillere "rutin olarak" ateş açtığı, Washington ve Tel Aviv destekli vakfın Gazze'deki durumu daha da kötüleştirdiği ve faaliyetlerinin sonlandırılması gerektiği ifade ediliyor.

Filistinli yetkililer, Netzarim ve Refah bölgelerindeki GHF'ye ait erzak dağıtım noktalarının "insani yardım" kisvesi altındaki ölüm tuzaklarına dönüştüğünü ve İsrail'in sivilleri kasıtlı olarak hedef aldığını savunuyor. İsrail ordusuysa iddiaları reddederek kurallara uymayan kişilere "uyarı ateşi" açıldığını öne sürüyor.

İsrail gazetesi Haaretz'in cuma günkü haberinde, kimliklerinin gizli tutulmasını isteyen İsrailli askerler, erzak dağıtım noktalarında Filistinlilere ateş açma talimatı aldıklarını söylemişti. Askerler, Filistinlilerin orduya ait mevzilerden uzak tutulması için böyle bir emir verildiğini ancak "gereksiz yere ölümcül güç kullanmaktan endişe duyduklarını" belirtmişti.

İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) ise iddiaları yalanlayarak "dağıtım merkezlerindekiler de dahil hiçbir sivile kasten ateş etme emri verilmediğini" savunmuştu. Başbakan Binyamin Netanyahu da gazeteyi orduya karşı dezenformasyonla suçlamıştı.

Diğer yandan İsrail ordusu, erzak dağıtım noktalarında Filistinlilerin öldürülmesine dair soruşturma başlatıldığını da duyurmuştu. Ordudan dün yapılan açıklamada, GHF'nin yardım merkezlerine giden yollara yön ve uyarı levhaları yerleştirileceğini, sahalara erişimin iyileştirileceğini bildirmişti.

Independent Türkçe, BBC, Haaretz