İran televizyonu gözaltına alınan Fransız çiftin görüntülerini yayınladı

İran televizyonu gözaltına alınan Fransız çiftin görüntülerini yayınladı
TT

İran televizyonu gözaltına alınan Fransız çiftin görüntülerini yayınladı

İran televizyonu gözaltına alınan Fransız çiftin görüntülerini yayınladı

İran, "kaos ve toplumsal düzensizlik" oluşturmayı planlandıkları gerekçesiyle geçen hafta gözaltına alınan 2 kişinin Fransa vatandaşı olduğunu teyit etti.
İran devlet televizyonu, iki Avrupalının önceki günlerde gözaltına alınmasıyla ilgili yayımladığı haberinde, Fransız vatandaşı olduğu belirtilen 2 kişiyi "ülkede kaos çıkarmaya çalışan casuslar" olarak niteledi. Gözaltında tutulan Cecile Kohler (37) ve Jacques Paris (69) adlı Fransızların 28 Nisan'da Tahran'a geldiklerini ve ülkede rejim karşıtı gösterileri organize etmeyi planladıklarının tespit edilmesinin ardından gözaltına alındıkları ifade edildi. Haberde, "İki casus, sendikal protestolar düzenleyerek İran'da huzursuzluk yaratmayı amaçlıyordu." açıklamasında bulundu.
İran devlet televizyonunun yayınladığı görüntülerde Kohler ve Paris’in 28 Nisan'da Türk Hava Yolları'na ait bir uçakla Türkiye'den Tahran'daki Humeyni Uluslararası Havalimanı'na geldiği görülüyor. Güvenlik güçleri 7 Mayıs'ta kendilerini havalimanına taşıyan bir araca da müdahale etti. Devlet televizyonu ayrıca tutukluların pasaportlarının fotoğraflarını yayınladı.
Fransa Dışişleri Bakanlığı, 12 Mayıs'ta konuyla ilgili açıklamasında, İran’da gözaltına alınan Avrupalıların Fransız vatandaşı olduğunu belirterek olayı kınamış ve derhal serbest bırakılmalarını talep etmişti.
Açıklamada, Fransız makamlarının olaydan haberdar olur olmaz İran’ın Paris Maslahatgüzarı'nı Dışişleri Bakanlığına çağırdığı belirtildi.
Reuters, nükleer anlaşmanın yeniden canlandırılmasıyla ilgili daha geniş kapsamlı müzakerelerin durması nedeniyle bu olayın iki ülke arasındaki ilişkileri karmaşık hale getireceğini öne sürdü.
İran medyasında geçtiğimiz Çarşamba günü yayınlanan haberlere göre, Kohler ve Paris, ülkenin merkezindeki Kaşan ve İsfahan şehirlerine gitmeden önce turistik gezilerinin başında iki gün Tahran'da kaldı ve Fransa'ya dönerken Humeyni Havalimanı'nda tutuklandı.
Fransa Ulusal Eğitim, Kültür ve Mesleki Eğitim Konfederasyonu Federal Sekreteri Christophe Lalonde, 12 Mayıs'ta Reuters'e verdiği demeçte, İran'da tatildeyken kaybolan iki kişinin İran tarafından tutuklanan kişiler olduğundan şüphelendiğini söyledi.
İran, çoğu çifte vatandaş olan birçok yabancıyı gözaltına alıyor. İnsan hakları grupları, İran'ı bu tür tutuklamalar yoluyla diğer ülkelerden tavizler almaya çalışmakla suçluyor. Tahran bu suçlamaları her zaman reddetti. Batılı güçler uzun zamandır Tahran'ın siyasi mahkûm olduklarını söylediği vatandaşlarını serbest bırakmasını talep ediyor.
Avukatının açıklamasına göre 30 yaşındaki Fransız vatandaşı Benjamin Brier, Mayıs 2020'de İran'daki bir milli parkta drone ile eğlence amaçlı yaptığı çekimde "yasak bölgelerin fotoğraflarını" çektiği iddiasıyla tutuklandı. Brier, turist olduğunu söyleyerek suçlamaları reddetti.
İran asıllı Fransız akademisyen Fariba Adelkhah, Haziran 2019'dan beri İran’da tutuklu bulunuyor. Mayıs 2020'de ulusal güvenliği bozma suçlamasıyla beş yıl hapis cezasına çarptırılan Adelkhah, Ekim 2020'den beri ev hapsinde tutuluyor.



Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
TT

Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiga, dün Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın Rusya ile "taviz değil, gerçek barış" istediğini söyledi.

Güvenlik ve insan haklarına odaklanan bir kuruluş olan AGİT, savaş sonrası Ukrayna'da rol oynamayı hedefliyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD elçileri arasında "oldukça iyi" olarak nitelendirdiği görüşmelerin ardından çarşamba günü yaptığı açıklamada, barış görüşmelerine giden yolun şu anda belirsiz olduğunu söyledi.

Sibiga, örgütün yıllık bakanlar kurulu toplantısından önce, "Münih'te gelecek nesillere ihanet edenlerin isimlerini hâlâ hatırlıyoruz" diyerek, "Bu bir daha asla olmamalı. İlkelerden taviz verilmemeli ve uzlaşmaya değil, gerçek barışa ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

devfdr
Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha’da devriye geziyor (Arşiv- AP)

Bakan, görünüşe göre İngiltere, Fransa ve İtalya'nın Adolf Hitler'in o dönem Çekoslovakya olan toprakları ilhak etmesini kabul ettiği 1938 tarihli Nazi Almanyası anlaşmasına atıfta bulunuyordu. Bu anlaşma, tehditkâr bir güçle yüzleşmemenin işareti olarak yaygın olarak kullanılıyor.

Sibiga, ABD'ye barışı sağlama çabalarından dolayı teşekkür etti ve Ukrayna'nın "bu savaşı sona erdirmek için mümkün olan her fırsatı değerlendireceğine" söz verdi. "Avrupa geçmişte çok fazla adaletsiz barış anlaşması imzaladı. Hepsi yeni felaketlere yol açtı" diye ekledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy dün, ekibinin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki toplantılara hazırlandığını ve Trump'ın temsilcileriyle diyaloğun devam edeceğini söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Rusya ve Avrupa ile Orta Asya'nın büyük bir bölümünü içeren 57 üye ülkeyi kapsayan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Soğuk Savaş döneminde Doğu-Batı diyaloğu için kilit bir forum olarak ortaya çıktı.

Örgüt son yıllarda, Rusya'nın kilit kararların uygulanmasını engellemesi ve örgütü Batı kontrolü altında olmakla suçlamasıyla sık sık çıkmaza giriyor. Rusya, açıklamasında Ukrayna'nın AGİT gündemine "tamamen hakim olmasından" şikayet etti.


İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
TT

İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi yaptığı açıklamada, askeri ve güvenlik servislerinden temsilcilerin de aralarında bulunduğu bir heyetin, Gazze Şeridi'nde tutulan son İsrailli rehinenin naaşının iadesini görüşmek üzere dün Mısır'ı ziyaret ettiğini duyurdu.

Ofis tarafından yapılan açıklamada, "Başbakan'ın talimatları doğrultusunda bir heyet Kahire'ye gitti... ve son rehine Ran Gvili'nin derhal iadesini sağlamak amacıyla arabulucularla görüşmelerde bulundu." ifadeleri yer aldı. Açıklamada, "Görüşme sonucunda, çabaların derhal yoğunlaştırılması konusunda mutabakata varıldı" ifadeleri kullanıldı.

frgt
Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları'na bağlı savaşçılar, Kızılhaç çalışanlarıyla birlikte, 1 Aralık 2025'te Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye mülteci kampının enkazı arasında İsrailli rehinelerin cesetlerini ararken nöbet tutuyor (EPA)

Ateşkes anlaşmasının 10 Ekim'de yürürlüğe girmesinden bu yana İsrail, Filistinli grupların teslimi geciktirdiği yönündeki suçlamalarına rağmen, 20 canlı rehineyi ve Gvili'ninki hariç tüm cesetleri aldı. Hamas, savaştan kalan devasa moloz yığınları nedeniyle cesetlerin kurtarılma sürecinin yavaş ilerlediğini savunuyor.


Tarabin aşiretinden Ebu Şebab'ın öldürülmesi Gazze'de karanlık bir dönemin sonu anlamına mı geliyor?

Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
TT

Tarabin aşiretinden Ebu Şebab'ın öldürülmesi Gazze'de karanlık bir dönemin sonu anlamına mı geliyor?

Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)

Gazze Şeridi'ndeki Tarabin kabilesi, dün yaptığı açıklamada, üyelerinin her zaman Filistin halkının ve haklı davasının yanında olduğunu ve kabilenin adının, tarihini veya değerlerini temsil etmeyen konulara karıştırılmasına yönelik her türlü girişimi kesin bir dille reddettiğini belirtti.

İsrail kanalı i24NEWS’te yer alan açıklamada, kabilenin "yeminini bozup işgale bulaştığını" söylediği Yasir Ebu Şebab'ın öldürülmesinin, kendileri için "açık ve net bir duruşla kapatmaya çalıştıkları karanlık bir dönemin sonu" anlamına geldiği belirtildi.

Aşiret, "Filistin direnişinin tüm fraksiyonlarıyla tam bir uyum içinde olduğunu ve işgalin gündemine her ne pahasına olursa olsun hizmet eden herhangi bir grup veya milisi reddettiğini" vurguladı.

Aşiret, Gazze'deki tüm aileleri ve aşiretleri birlik olmaya ve "toplumsal veya ulusal yapıya müdahale etmeye çalışan herkesi reddetmeye" çağırarak, "Gazze'de ihanete veya işbirlikçilere yer olmadığını" vurguladı.

Filistin ve İsrail güvenlik kaynakları, İsrail kanalına, Gazze Şeridi'nin güneyindeki merkezi milislerin lideri Yasir Ebu Şebab'ın, liderliğini yaptığı milis gruplarıyla girdiği şiddetli çatışmada aldığı yaraları sonucu hayatını kaybettiğine dair yeni bilgiler aktardı.

Şarku’l Avsat’ın Kanal’ın internet sitesinden aktardığına göre kaynaklar, kavganın aşiret içindeki liderlik, yetki dağılımı ve nüfuz alanlarının paylaşımı konusundaki iç anlaşmazlıkların yanı sıra Ebu Şebab'ın İsrail ile iddia edilen iş birliğinden kaynaklanan artan gerginlik nedeniyle çıktığını belirtti. Kaynaklar, Ebu Şebab'ın bıçaklanma veya silahlı saldırıdan değil, darptan yaralandığını doğruladı.

Kaynaklar, Ebu Şebab'ın İsrail güvenlik güçlerinin yardımıyla acilen Gazze dışına tedavi için nakledildiğini, ancak Beerşeba'daki Soroka Hastanesi'ne kaldırılırken aldığı yaralar nedeniyle yolda hayatını kaybettiğini belirtti. Yardımcısı Gassan el-Dahini'nin milislerin komutasını otomatik olarak devralması bekleniyor.