Husilerin ve El-Kaide'nin Aden'deki fotoğrafla bağlantısı ne?

Aden'deki Mualla limanının girişinde Şobaci ailesinin fedakarlıklarını ifade eden bir fotoğraf (Şarku’l Avsat)
Aden'deki Mualla limanının girişinde Şobaci ailesinin fedakarlıklarını ifade eden bir fotoğraf (Şarku’l Avsat)
TT

Husilerin ve El-Kaide'nin Aden'deki fotoğrafla bağlantısı ne?

Aden'deki Mualla limanının girişinde Şobaci ailesinin fedakarlıklarını ifade eden bir fotoğraf (Şarku’l Avsat)
Aden'deki Mualla limanının girişinde Şobaci ailesinin fedakarlıklarını ifade eden bir fotoğraf (Şarku’l Avsat)

Yemen'in geçici başkenti Aden'deki Mualla limanının girişinde, Husilerle girdikleri savaşta hayatını kaybeden bir baba ve dört oğlunun büyük bir fotoğrafı asıldı. Bu fotoğraf, bu ayın başlarında ailenin dördüncü oğlunun Ed-Dali kentinde (güney Yemen) El-Kaide örgütünün üyeleriyle girdiği çatışma sırasında hayatını kaybetmesinin ardından asıldı. 2019-2021 yılları arasında Ed-Dali Valiliği cephelerinde Husi milisleriyle çatışmalarda 5 kurban veren bu aile bir fedakarlık örneği ve Yemenlilerin terörist milisleri yenme kararlılığının bir teyidi haline geldi.
Aile, 7 yıllık savaş sırasında ne kadar fedakarlık yapsa da dördüncü oğullarının hikayesi ayrıntılı olarak incelenmeye değer. Kentteki terörle mücadele birimlerinin komutanı olan Muhammed Şobaci 6 Mayıs'ta El-Hüseyin bölgesinde bir grup silahlı adamın varlığına dair bir bilgi aldı. Özellikle bir grup "El-Kaide" unsuru daha önce El-Beyda, Şebve ve Abyan vilayetlerini ayıran sınırlardan geçme girişimlerinde bulunduktan sonra bu rapor orada yaşayanların şüphesini uyandırdı. Terörle mücadele birimlerine liderlik eden otuzlu yaşlarındaki genç adam, neler olup bittiğini öğrenmek gittiği bölgede militanlarla karşı karşıya geldi. Militanlar, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Albay Ahmed el-Kubbe'ya verilmek üzere teslim olmayı kabul ettiler.
Şarku'l Avsat'a konuşan birkaç güvenlik kaynağının ifadesine göre; Selim el-Mens liderliğindeki El-Kaide üyesi olduklarına inanılan militanlar, teslim olacaklarını söyleseler de suç işlemeye niyetliydiler. Ed-Dali kentindeki "Güvenlik Kuvvetleri" karargahına vardıklarında Şobaci ve Güvenlik Kuvvetleri Komutan Yardımcısı Velid ed-Dami, kendilerinden silahlarını teslim etmelerini istedi. Teslim olmayan militanlar Şobaci ve Dami’yi silahla vurdular. Güvenlik Kuvvetleri buna karşılık verdi. 8 militan öldürülürken, 2’si komutan 4 asker öldürüldü.
Yemenli gazeteci Adil Hamran konuya ilişkin şunları söyledi: “Hepimizin başına gelen büyük acıyı kabul ediyorum. Bu topraklara hayat veren son derece asil iki komutanın şehadetiyle bir kez daha gönlümüzü paramparça ettiler. Muhammed eş-Şobaci, Ed-Dali'deki Güvenlik Kuvvetleri Komutan Yardımcısı Velid ed-Dami ile birlikte üç erkek kardeşi ve babasının yolundan giderek bu dünyaya veda etti. Sahne şok ediciydi ve işlenen suç zordu. Askerlerimiz her zamanki gibi öldürmenin ve yok etmenin dilinden başka bir şey bilmeyen bir terör örgütü karşısında (güvenlerini) yitirdi.”
Şobaci ailesinin fedakarlıkları, Yemenlilerin Husi milislerini yenilgiye uğratmaktaki ısrarında ve Yemenlilerin ırkçı olarak nitelenmelerini reddetmesinde model oldu. Muhammed Şobaci, babası Yahya Şobaci'nin ölümünden bir yıl sonra üç erkek kardeşi gibi hayat gözlerini yumdu. Yemenlilerin söylediklerine göre Yahya Şobaci İran destekli Husi darbe projesine karşı olağanüstü kahramanca duruşlar kaydetti. 3 oğlunu kaybetmesine rağmen zafere olan güveni sarsılmamış, savaş cephelerine katılmakta bizzat kendisi ısrarcı olmuştur. Yahya Şobaci, altmışlarında olmasına rağmen Husi bölgelerine saldıran müşterek güçlerin ön saflarında yer aldı.



Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
TT

Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)

Tunus'un merkezindeki Kayravan şehrinde, cumartesi akşamı, polis ve gençler arasında art arda ikinci gece çatışmalar yaşandı.

Ailesinin ifadesine göre, çatışmalar bir kişinin polisin kovalamacası ve ardından kendisine yönelik şiddet sonucu ölmesinin ardından patlak verdi. Ölen kişinin akrabaları, ehliyetsiz motosiklet kullandığını ve bir polis aracı tarafından takip edildiğini söylüyor. Ardından dövülerek hastaneye kaldırılan adam, hastaneden kaçmayı başardı. Cumartesi günü geçirdiği kafa travması sonucu hayatını kaybetti.

Tunus'ta da yüzlerce kişi, muhalefet dernekleri ve partilerinin çağrısına yanıt olarak, dördüncü hafta üst üste başkentte "özgürlükleri savunmak ve Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarını protesto etmek" amacıyla gösteri düzenledi.


Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
TT

Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)

Lübnan-İran ilişkileri çok hassas bir aşamaya geldi ve şu anda, İran liderliği kararını verip Lübnan işlerine müdahalesini durdurmadığı sürece, kontrolden çıkma ve önlenemez olumsuz sonuçlar doğurma riskiyle karşı karşıya. Önde gelen bir siyasi kaynak Şarku’l Avsat'a durumu böyle aktardı. İran'ın Beyrut'taki elçileri müdahaleyi reddederken, Lübnan'daki resmi makamlar müdahaleyi kanıtlayan delillere sahip olduklarını vurguluyor.

Kaynak, İran'ın müdahalesine örnekler verdi; bunlardan ilki, resmi davet olmadan elçilerin gelmesiydi ve resmi görüşmelerinin çoğunun, Hizbullah, Hamas ve İslami Cihad hareketlerinin önderliğindeki görüşmelerini haklı çıkarmak için siyasi bir kılıf sağlama bağlamında kaldığını vurguladı.


Uluslararası koalisyonun eski sözcüsü, SDG güçlerinin Suriye Savunma Bakanlığı'na entegre edilmesi çağrısında bulundu

Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)
TT

Uluslararası koalisyonun eski sözcüsü, SDG güçlerinin Suriye Savunma Bakanlığı'na entegre edilmesi çağrısında bulundu

Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)

Uluslararası koalisyonun eski sözcüsü Albay Myles Caggins, Palmira'daki ortak Suriye-Amerikan devriyesine yapılan saldırının sürpriz olduğunu belirterek, Washington'un Suriye ile uzun vadeli güvenlik ilişkileri kurmak istediğini kaydetti.

Suriye devlet televizyonunda yayınlanan açıklamalarında Caggins, “Amerika Birleşik Devletleri’nin Suriye güvenlik güçlerini DEAŞ’a karşı mücadelede destekleme konusunda özel ve devam eden bir misyonu var ve bu, Suriye hükümetiyle iş birliği içinde yapılacak” dedi. Caggins, Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) Savunma Bakanlığı ile bütünleştirilmesinin gerekliliğini de vurguladı.

Ayrıca, “Amerikan mevzilerine sık sık saldırılar düzenleniyor ve İran milisleri, güçlerimizin bulunduğu bölgelerde gerilim yaratmaya çalışıyor ve çalışmaya devam edecek” ifadelerini kullandı.

Amerikalı yetkili, Suriye Devlet Başkanı Ahmed elş-Şara'nın bölgede barışa yönelik önemli çalışmalar yaptığını ve Suriye-Amerika ilişkilerinin güçlü olduğunu, ekonomiyi ve refahı güçlendirmenin terörizmle mücadelede önemli bir unsur olduğunu açıkladı.

Şam, cumartesi günü Suriye'nin merkezindeki Palmira kenti yakınlarında ABD-Suriye ortak askeri heyetine yönelik düzenlenen ve üç Amerikalının (iki asker ve bir sivil tercümanları) öldüğü, birçok personelin ise yaralandığı silahlı saldırıyı "terör saldırısı" olarak kınadı.

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani, X platformundaki hesabından yaptığı açıklamada, "Suriye, Palmira yakınlarında Suriye-ABD ortak terörle mücadele devriyesini hedef alan terör saldırısını şiddetle kınıyor" dedi. Şeybani, sözlerine şöyle devam etti: "Kurbanların ailelerine, Amerikan hükümetine ve halkına başsağlığı diliyor, yaralılara acil şifa temenni ediyoruz."