Florence Nightingale: Londra’dan İstanbul’a Hemşireliğin annesi

Rusya ile savaş, Florence Nightingale’in hemşirelik mesleğinde devrim yapmasına olanak tanıdı. 1854 Kırım Savaşı sırasında genç bir İngiliz hemşire, modern sağlık hizmetlerinin temellerini atmak için çabaladı

Florence Nightingale, Kırım Savaşı sırasında Üsküdar'daki bir askeri hastanede gece turunda, 24 Şubat 1855 (Getty Images)
Florence Nightingale, Kırım Savaşı sırasında Üsküdar'daki bir askeri hastanede gece turunda, 24 Şubat 1855 (Getty Images)
TT

Florence Nightingale: Londra’dan İstanbul’a Hemşireliğin annesi

Florence Nightingale, Kırım Savaşı sırasında Üsküdar'daki bir askeri hastanede gece turunda, 24 Şubat 1855 (Getty Images)
Florence Nightingale, Kırım Savaşı sırasında Üsküdar'daki bir askeri hastanede gece turunda, 24 Şubat 1855 (Getty Images)

Bilmeyenler için, Florence Nightingale’den önce hemşirelik ondan sonrası gibi değildi. Tüm tıp alanında devrim yarattığını söylemek doğru olur. Hemşire, hijyen uygulamalarının savunuculuğunu yaptı. Birileri, bunun önemsiz bir unsur olduğunu söyleyebilir. Ama aslında bu, meslektaşlarının elinde birçok hastanın iyileşmesinin anahtarıydı. Korona pandemisinin ortasında bile hijyen, enfeksiyon zincirlerini kırmak için ‘güvenli bir sığınaktı’ ve öyle olmaya devam ediyor. 
1854 yılında genç İngiliz kadın sağlıkçı, Osmanlı’da Üsküdar Askeri Hastanesi’ne gittiğinde sağlık tesisi, savaş alanının tanık olduğu trajedilerden farklı olmayacak kadar içler acısı durumdaydı. O zamanlar Rusya’nın bugün Ukrayna’ya saldırısındaki savaş alanı gibi Kırım Savaşı’na tanık oluyordu. İngiltere ve müttefikleri, Rus İmparatorluğu’nun toprak hırslarını geri püskürtmeye çalışırken, İngiliz askerlerin ölüm oranları artıyordu. Ancak bunun nedeni vücutlarına giren yaralar ve kurşunlar değildi. Aksine gerekli temizlik ve sterilizasyon sağlansa kaçınılabilecek bir hastalıktan kaynaklanıyordu. 
Genç İngiliz hemşire, yaralı askerlerin nasıl kan ve irinle sırılsıklam olduğuna tanık oldu. Birçok, farelerin sağa sola koştuğu alanlarda yatıyordu. Havalandırması olmayan bir koğuşta, yaralıların çürüyen yaraları kirli sargılarla sarılıyor, bitler ve pireler de dahil olmak üzere parazit böcekler, bazı hastaların vücutlarıyla beslenmeye bırakılıyordu. Her 150 askere sadece bir küvet düşüyordu. Washington Post’a göre ölü bir at, su kaynağında çürümeye bırakılmıştı. 
Gördüğü kadarıyla Nightingale, kollarını sıvadı, 38 kişilik bir ekiple, doktorlar da dahil olmak üzere birçok kişinin önemsiz gördüğü sorunları düzeltmeye koyuldu. Bunlar arasında kanalizasyon ve gıda kalitesi de yer alıyor. Genç hemşire, İngiltere’den ihtiyaç duyduğu malzemelerin gelmesini beklemeden bugün adı İstanbul olan dönemin Konstantiniyye kentine gitti. Yerel pazarlardan sabun, havlu, temiz çarşaf ve taze yiyecek aldı. Daha sonra o ve meslektaşları, hastaneyi temizlemek ve sterilize etmek için yola çıktı. Tedarik, hijyen ve beslenme ile ilgilenen Nightingale, bir nevi sağlık tesisi yöneticisiydi. Sonuç olarak, ölüm oranları azaldı ve kendileri ‘melekler’ olarak adlandırıldı.
Aynı zamanda Nightingale, ‘aydınlatma taşıyıcısıdır’. Çünkü gecenin karanlığında bile, hastalara yardım etmek için savaş alanlarına gider, elinde bir fenerle yolunu arardı. Daha sonra ‘Modern Hemşireliğin Kurucusu’ ve zamanının en beğenilen kadınlarından biri oldu.
Nightingale’e göre hasta bakımı bir lüks değil, bir zorunluluktur. Bu nedenle kendini, hemşirelik sistemlerine ve yöntemlerine büyük reformlar getirmeye adadı. Hayatının büyük bir kısmını hemşireliğin hem doktorlar hem de insanlar tarafından saygı duyulan bir meslek olmasını savunarak geçirdi. İlk profesyonel hemşirelik okulunu kurdu.
Buna rağmen Nightingale, hemşirelerin askeri mesleklerde ve tıp sektöründe erkeklerin yanında tanık olduğu küçümseme karşısında bağışık değildi. Ayrıca mevcut yönetimi aşma eğilimi birçok yetkiliyi kızdırdı.Ayrıca Washigton Post’a göre savaş sırasında “Fransızların Jeanne d’Arc’ı (Joan of Arc) yakarak infaz ettiği gibi yapabilse her yetkili de beni yakardı. Ama biliyorlar ki ‘savaş ofisi’, beni sınır dışı edemiyor, çünkü ülke beni destekliyor” ifadelerini kaleme aldı. Pek çok eleştirmen, ona karşı bir araya geldi. Kısa süre sonra ister taze ürünleri güvence altına almak isterse Kraliçe Victoria’dan gerekli malzemeleri temin etmek konusunda işleri halletme yeteneğine tanık oldular. 
Dünya geçen cuma günü başlayan ve perşembe günü Nightingale’in (Uluslararası Hemşirelik Günü olarak kutlanan) 202. doğum gününde sona eren Dünya Hemşirelik Haftası’nı kutlarken, ABD de dahil olmak üzere birçok ülke, bir hemşirelik kriziyle karşı karşıya. Kırım Savaşı’ndaki Nightingale gibi hemşireler, genellikle tıbbi sistemde, elleriyle inşa edemedikleri yapısal başarısızlıkların yükünü taşırlar. Hafife alınırlar ve fazla çalıştırılırlar. Buna binaen hemşirelik alanının, ‘korona pandemisinin azalmasıyla birlikte’ istifalar dalgasından büyük bir pay aldığı kaydedildi. ABD’de ise işlerine geri dönmeyi kabul etmeyen bir hemşireler dalgasına tanık oldu. 2030 yılına kadar yaklaşık 200 bin hemşirelik kadrosunun boş kalması beklenirken, diğer ülkeler de aynı durumdan değişen derecelerde mustarip. Yakın zamanda yapılan bir anket, hemşirelerin üçte birinden fazlasının yıl sonuna kadar işlerini bırakmayı planladığını ortaya koydu. Hemşirelerin yarıya yakını, kararlarının yorgunluktan olduğunu ifade etmiştir.
Kovid- 19 pandemisi, özellikle de bakımın yükünün ‘yetersiz buldukları bir ücret karşılığında uzun saatler çalışmak zorunda kalan’ hemşirelere düştüğü hastanelerde mevcut sorunları daha da kötüleştirdi. Hemşireler, işlerinde güvenlik ve saygınlık talep ederek, bugün Nightingale’in başlattığı görevi yerine getiriyorlar.Amaç, mesleklerinde fedakâr değil, uzman olarak muamele görmeyi sağlamaktır.
 
Bayan Florence Nightingale, ABD iç savaşı sırasında Federal Ordu’ya sahra hastanelerinin nasıl işletileceği konusunda tavsiyelerde bulundu (Getty) 
Hasta bakımına, hijyen ve sterilizasyona gösterilen özenin ötesinde Nightingale, verilerin görsel olarak gösterilmesinde de öncü olmuştur. İstanbul’da bir buçuk yıldan uzun bir süre sonra Nightingale, Kırım’ın savaş alanlarından İngiltere’ye döndü ve çalışmalarına burada devam etti. Küçük yaşlardan itibaren matematik okuduğu ve istatistik konusunda tutkulu olduğu göz önüne alındığında, bir sahra hastanesini denetlediğiÜsküdar’daki birçok ölümün ardındaki nedenleri bilmek ve bilgileri insanlara kolay anlaşılır bir şekilde sunmak istiyordu. Ortaya koyduğu çok net çizelgeler ve grafikler, o dönem için devrim niteliğindeydi. Kuru bilimsel istatistikler okumak yerine, önlenebilir bulaşıcı hastalıklardan kaynaklanan ölümlerin Kırım’daki savaş alanında ölenlerden daha fazla olduğunu göstermek için renk kodlu pembe bir çizelge kullandı. 
Nightingale ayrıca, RSS Kraliyet İstatistik Kurumu’na üye olan ilk kadın oldu. Veriler, sağlık sektörü reformu arayışında kullanıldı. Mektuplarından birinde ‘"Ne zaman sinirlensem yeni bir grafik oluşturarak kendimden intikam alırım’ diye yazmıştı. 
Nightingale, hasta bakımını sosyal ve politik bir konu olarak nitelendiriyor. Yüksek ölüm oranı ile düşük gelirin yakından ilişkili olduğunu ortaya koydu. Bu durum, bugün hala bilinen bir olgu. Örneğin birkaç araştırma, fakir ABD’lilerin zenginlerin ölüm oranına göre çok daha yüksek oranlarda koronadan öldüğünü ortaya çıkardı. 
1860 yılında Nightingale, uzmanlar tarafından ilk sivil hemşirelik okulu olarak kabul edilen ‘Nightingale Eğitim Okulu’nu kurdu. Bu çerçevede Nightingale Business Group’ta araştırmacı ve Kanada’daki GuelphÜniversitesi’nde fahri profesör olan Lynn MacDonald, Nightingale Okulu’ndan önce hemşirelerin hiçbir eğitimi olmadığını belirtti. MacDonald, “Eskiden hemşire denenkişiler sadece hastane çalışanlarıydı. Genellikle pek bir şey bilmiyorlardı” dedi. 
Nightingale sayesinde hemşireler, ilk kez 1859 tarihli ‘Hemşirelik Üzerine Notlar’ kitabında açıkladığı bir konu olan ve bugün bizim hasta bakımı olarak kabul ettiğimiz noktaya ilgi duymaya başladı. Nightingale, “Hemşirelik kelimesini kullanıyorum, çünkü daha iyi bir alternatif yok. İlaç vermekten ve kompres yapmaktan biraz daha fazlasını ifade eder. Ancak aynı zamanda temiz hava, ışık, sıcaklık, temizlik, sakinlik ve doğru beslenme seçimi ve yönetimine de atıfta bulunuluyor” ifadelerini kullandı.
Ek olarak okulunda kurs, temel bilimler ve tıp öğretim yoluyla modern hemşirelikte ilk resmi eğitimi sağladı.Hemşirelik işçi sınıfı kadınlarıyla sınırlandırılırken Nightingale, onu meslek saflarına yükseltti ve farklı geçmişlerden kadınlar için daha kabul edilebilir hale getirdi.
Nightingale’in hemşirelik konusundaki bakış açısı, kısmen yazısının geniş çapta yayınlanması sayesinde, Atlantik’in ötesinde ABD’ye ulaştı. Hatta ‘Birlik Ordusu’, ABD İç Savaşı sırasında sahra hastanelerinin nasıl işletileceği konusunda ona danıştı. 1873’te Nightingale’in Londra’daki okulunu açmasından yaklaşık 10 yıl sonra New York’taki Bellevue Hastanesi, müfredatını Nightingale ilkelerine dayandırarak ABD’deki ilk hemşirelik programlarından birini başlattı.
Geçen bir buçuk yüzyıl boyunca, tıp bilimleri genişledi. Örneğin Nightingale okulunu kurduğunda mikrop teorisi yoktu. Bugün iş piyasasına çıkmadan önce hemşireler, hayatlarının birkaç yılını öğrenmek için harcıyor ve birçok hemşire pratisyen hekim meslektaşlarıyla benzer sorumluluklar üstleniyor. 
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre bununla birlikte hemşirelerin eğitiminde önemli gelişmeler görülse de bu, genellikle onlara nasıl davranıldığına yansımamaktadır. Bu nedenle 2022’de birçok hemşire, tamamen farklı alanlara yönelmeye başladı. Washington Post’a göre MacDonald, bugün hemşirelik mesleğinin hala düşük ücretli olduğunu ve hemşirelere saygı duyulmadığını belirtti. MacDonald, “Bu sorunlar hala var. Açıkçası Nightingale’inzamanından bu yana önemli ölçüde küçüldü, ama hala devam ediyor” dedi.



Şarku’l Avsat kaynakları: Hamas Türkiye'den anlaşmayı Trump'a iletmesini istedi

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan pazar günü Hamas liderleriyle bir araya geldi (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan pazar günü Hamas liderleriyle bir araya geldi (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
TT

Şarku’l Avsat kaynakları: Hamas Türkiye'den anlaşmayı Trump'a iletmesini istedi

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan pazar günü Hamas liderleriyle bir araya geldi (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan pazar günü Hamas liderleriyle bir araya geldi (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)

Şarku’l Avsat’a konuşan iki kaynak, Hamas’ın Gazze Şeridi'nde yeni bir ateşkes için girişimde bulunmaya çalıştığını ve ateşkes önerisini ABD Başkanı Donald Trump yönetimine iletmek için Türkiye'den destek talep ettiğini söyledi.

Kimliklerinin gizli kalması koşuluyla ayrı ayrı konuşan iki kaynak, Hamas yönetiminin, Hamas Hareketi tarafından önerilen ‘kapsamlı anlaşma’ ya da diğer adıyla ‘paket anlaşmasının’ Türkiye ile ABD arasındaki ’iyi ilişkilerden’ dolayı Türk yetkililer tarafından Trump yönetimine iletilebileceğine inandığını söyledi.

Hamas'ın önerisi, üzerinde mutabık kalınan sayıda Filistinli mahkûmun salıverilmesi karşılığında tüm İsrailli rehinelerin serbest bırakılmasını, savaşın durdurulmasını ve İsrail'in Gazze Şeridi'nin tüm bölgelerinden çekilmesini öngörüyor.

Hamas Liderlik Konseyi Başkanı Muhammed Derviş başkanlığındaki heyet, pazar günü Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile görüştü. Derviş, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın ile de bir araya gelerek savaşın durdurulmasıyla ilgili görüşün yanı sıra, Filistin'in iç durumuna ve diğer konulara değindi.

Kaynaklardan biri Hamas'ın Türkiye'nin desteğini istemesiyle ilgili tutumunu, Hamas'ın tüm İsrailli rehineleri teslim etmesi halinde savaşın durmasını garanti edeceğini söyleyen ABD Rehine İşleri Özel Temsilcisi Adam Boehler’in açıklamalarına dayandırdığını, ancak İsrail'in bu girişimi reddettiğini açıkladı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve hükümetindeki bazı bakanlar tarafından yapılan açıklamalar da bu tutumu teyit ediyor.

Kaynaklardan diğeri ise şunları söyledi:

“Türkiye'deki görüşmeler, Türk yetkililere, Hamas’ın vizyonunu Washington'a iletmek için mevcut ABD yönetimiyle olan iyi ilişkilerini kullanmaları gerektiği mesajını vermeyi amaçlıyordu.”

İki kaynak da ABD'nin bu öneriyi kabul etmesi için İsrail'e baskı yapılmasında daha büyük bir rol oynaması amacıyla, arabulucu Katar da dahil olmak üzere Donald Trump yönetimindeki yetkililere mesajın iletilmesi için şimdiye kadar başka araçların da kullanıldığı konusunda hemfikir.

Kaynakların aktardıklarına göre Hamas, Gazze'deki savaş devam ederken gerçekleşmesini istediği anlaşılan Trump'ın bölgeye yapacağı ziyaret öncesinde bir anlaşmaya varılması için ABD’nin tutumuna güveniyor. Kaynaklardan biri Trump'ın İran ile nükleer programı konusunda geçici de olsa bir çözüme ulaşmayı istediğini söyledi.

Hamas’tan kaynakların birkaç gün önce Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamaya göre Hamas’ın vizyonu ‘bölgesel ve uluslararası garantilerle beş yıl sürecek uzun bir ateşkese’ hazır ve açık olmasına dayanıyor.

Hamas, herhangi bir ateşkes anlaşmasının İsrail güçlerinin Gazze'den çekilmesini ve belirli bir insani protokol uyarınca insani yardımların Gazze Şeridi’ne girişini de kapsamasını istiyor. Hamas ayrıca Arap, Müslüman ve Avrupa ülkelerinin desteğini alan Mısır'ın önerisi doğrultusunda, Gazze'yi tam yetki ile yönetecek, bağımsız ve fraksiyona bağlı olmayan kişilerden oluşan bir Filistin komitesinin kurulmasını kabul ettiğini de açıkladı.