Husilerin yanlış politikaları Yemen sağlık sistemini tehdit ediyor

Husilerin yanlış politikaları Sana'daki en büyük iki devlet hastanesini tehdit ediyor

Sana'nın en büyük ikinci hastanesinde yaşanan kanalizasyon akıntısı sorunu (Şarku’l Avsat)
Sana'nın en büyük ikinci hastanesinde yaşanan kanalizasyon akıntısı sorunu (Şarku’l Avsat)
TT

Husilerin yanlış politikaları Yemen sağlık sistemini tehdit ediyor

Sana'nın en büyük ikinci hastanesinde yaşanan kanalizasyon akıntısı sorunu (Şarku’l Avsat)
Sana'nın en büyük ikinci hastanesinde yaşanan kanalizasyon akıntısı sorunu (Şarku’l Avsat)

Husilerin imha politikaları Sana'daki en büyük iki devlet hastanesini tehdit ediyor. İşgal altındaki Sana’da sağlık çalışanları Husi milislerini sağlık sektörünü sistematik olarak yok etmek ve hastanelerin operasyonel tahsisatlarını, tüm kaynaklarını, tıp merkezlerini ve uluslararası yardımları yağmalamaya devam etmekle suçluyor.
Sektördeki çalışanlar, başkentteki en büyük iki devlet hastanesinin yakın zamanda çöküşle tehdit eden bir bozulma durumunu yaşadığını söylediler.
Sağlık çalışanları, Yemen’deki en büyük iki hastane olan Es-Sevra ve Cumhuriyet hastanelerinin tüm sağlık sisteminin bozulmasına yol açan ve devlet hastaneleri tarafından sağlanan çoğu tıbbi hizmetin azalmasına sebep olan Husi imha politikaları nedeniyle tamamen çöküş tehdidiyle karşı karşıya olduğunu bildirdi.
Bu bağlamda kaynaklar, başkentteki Es-Sevra Hastanesi'ndeki doktor ve çalışanların önümüzdeki günlerde, öncekilere ek olarak yeni bir protesto gösterisi düzenleme niyetlerinin olduğunu kaydetti. Sağlık çalışanları, milislerin haklarını gasp etmeye devam etmelerini, aylardır askıya alınan aidatlarını ödemeyi reddetmelerini ve maaşlardan kesintileri durdurmamalarını kınadı.
Aynı hastanedeki çalışanlar, yaklaşık bir ay önce, grubun genel müdürü olarak atanan Abdulmelik Cehhaf adlı Husi liderinin maaşları ödememesini protesto etmek için hastane yönetimi önünde bir gösteri düzenledi.
 Hastane çalışanları Şarku'l Avsat'a şunları söyledi: “Tanınmayan milis hükümetinin Maliye Bakanlığı geçen ay, yasadışı hastane yönetimiyle koordineli olarak, çalışanların maaşlarının yarısını çalmaya çalıştı. Bu Husi önlemlerini kategorik olarak reddediyoruz. Gruptan tüm haklar alınana kadar herhangi bir azalma olmaksızın protesto tırmanışları devam edecek”.
Abdulmelik Cehhaf, hastaneye müdür olarak atanmasının ardından tıbbi tesisin tüm gelirlerini kendisi ve çevresine ait özel mülke yönlendirmekle suçlanıyor. Hastane çalışanlarına yönelik kanun ve düzeni ihlal eden çeşitli yöntem ve uygulamaların benimsenmesiyle çalışanların maaşları ve tüm hakları gasp ediliyor.
Kaynaklar, Cehhaf’ın müdür olarak atanmasının hemen ardından Sana'daki Es-Sevra hastanesi tarafından verilen tüm hizmetlerin ücretlerini üç katına çıkardı. Kaynaklara göre ücretleri artırılan hizmetler arasında açık kalp ameliyatı da bulunuyor. Açık kalp ameliyatı için önceden 1 milyon riyal istenirken yeni fiyat 2 milyon 500 bin riyal oldu. Ayrıca, Psikiyatri Bölümü'ndeki hipnoz ücretleri de 30 bin riyalden 100 bin riyale çıktı.
Aynı kaynaklar, Cehhaf’ı, yüzlerce işçinin maaşlarının ve tüm haklarının yağmalanması nedeniyle yaşanan acıları görmezden gelerek Sana'daki üç villayı hastanenin gelirleriyle donatıp kendisi ve ailesi için kişisel konutlara dönüştürmekle suçladı.
Sana'daki bir dizi aktivist ve hasta aileleri, Şarku'l Avsat'a Cumhuriyet Hastanesinin (Sana'daki en büyük ikinci hastane) bazı bölümlerinde devam eden kanalizasyon akıntıları karşısında duydukları güçlü memnuniyetsizliği belirttiler.
Milisler tarafından atanan hastane yönetiminin ihmali nedeniyle yaşanan bu kanalizasyon akıntısı sorununu aktivistler, hastanenin bazı bölümlerinde kanalizasyonun patladığını ve aktığını ortaya koyan görüntüleri sosyal medyada paylaştılar.
Sağlık alanıyla ilgili birçok uluslararası ve yerel kuruluş, Yemen'de sağlık sektörünün çöküşüne dair uyarılarda bulunmaya devam ediyor.
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), yedi yıldır savaşa sahne olan Yemen'de sağlık sektörünün çöküşü konusunda daha önce uyarıda bulundu.
UNICEF, Twitter'da yaptığı bir paylaşımda, Yemen'deki sağlık tesislerinin yarısının çalışmadığını ve çalışanların ciddi bir ilaç, ekipman ve personel sıkıntısı ile karşı karşıya olduğunu belirtti. Örgüt ayrıca desteklenmediği takdirde sağlık sistemlerinin çöküşün eşiğinde olduğunun altını çizdi.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ise daha önce Yemen'deki salgın hastalıkların su temini ve sanitasyon eksikliğinden kaynaklandığını söylemişti. WHO daha önce, “Yemen'deki sağlık tesislerinin yüzde 70'i yeterli su ve sanitasyon altyapısına sahip değil” açıklamasında bulundu.



Devlete ve Hizbullah'a karşı artan kızgınlık

Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
TT

Devlete ve Hizbullah'a karşı artan kızgınlık

Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)

Güney Lübnan'ın cephe hattındaki köylerinde düzenlenen protesto ve gösteriler, etkilenenlere tazminat ödenmesindeki gecikme nedeniyle devlete ve Hizbullah'a karşı halkın duyduğu öfkeyi yansıtıyor. Bu durum, birçok kişinin köylerini terk ederek köylerinin dışında yeni bir hayat kurmasına neden oldu.

Bu hamleler, evlerini ve mülklerini kaybettikten sonra hala yerinden edilme deneyimini yaşayan ve İsrail'in neredeyse her gün oraları hedef aldığını ve zamanla hasarın daha da artacağını bilerek henüz yeniden inşa tazminatı alamayan sınır kasabalarındaki sakinlerin trajik yaşamının başlamasından iki yıldan fazla bir süre sonra geliyor.

Bu bağlamda siyasi analist Ali el-Emin, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, bu tür hareketlerin ortaya çıkmasının "normal olduğunu, çünkü köylerin neredeyse terk edildiğini" söylüyor. Emin, "Bu protestoların, halka sırt çevirenlere karşı yapıldığını ve protestocuların, onun (Hizbullah'ın) tutumlarının, meselenin ele alınmasına yönelik her türlü olasılığın ufkunu kapatmaya katkıda bulunduğuna inandıklarını" vurguluyor.


Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz
TT

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, dün İsrail'in güney Suriye'de silahsızlandırılmış bölge kurulması talebini, ülkesini "tehlikeli bir duruma" sokacağı gerekçesiyle reddetti ve "(Biz) İsrail de dahil olmak üzere şiddet ihraç eden bir ülke olmakla ilgilenmiyoruz" dedi.

Eş-Şara, Doha Forumu'na katılımı sırasında verdiği röportajda, bu yılın başlarında Dürzi ve Alevilerin yaşadığı bölgelerde yaşanan kanlı çatışmalara atıfta bulunarak, "Sahilde ve Süveyda'da işlenen suçların faillerini yargılayacağız" sözü verdi.

Eski Cumhurbaşkanı Beşşar Esed'in devrilme yıldönümü arifesinde, El-Arabiya/El-Hadath kanalı, devrik cumhurbaşkanını, 2024 yılında gizemli bir şekilde öldürülen danışmanı Luna eş-Şibl ile bir arada olduğu video kayıtları yayınladı. Danışmanıyla birlikte yapılan "Esed kayıtları", güçlerinde savaşan Suriye askerleriyle alay etme, devrik cumhurbaşkanının Şam Guta'sına yönelttiği hakaretler (Guta'ya lanetler yağdırma) ve "Kaplan" lakaplı askeri komutan Süheyl el-Hasan ile Lübnan "Hizbullahı"nı eleştirme gibi ifadeler içeriyor.

Suriyeliler, sızdırılan ses kayıtlarının Esed'in, bir yıl önce muhalif grupların Şam'a girmesi ve rejiminin devrilmesiyle askeri olarak ilk kez düşüş yaşamasının ardından, destekçileri ve Suriye'de ve komşu ülkelerde onunla birlikte savaşanların gözünde ikinci kez düşüş yaşadığına işaret ettiğini düşünüyor.


Arapların kaygısı Gazzelilerin Refah üzerinden göç etmesinin önlenmesine odaklandı

Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
TT

Arapların kaygısı Gazzelilerin Refah üzerinden göç etmesinin önlenmesine odaklandı

Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)

İsrail, ateşkes anlaşmasının ikinci aşaması beklentisiyle ve belirsiz bir durum ortasında, Gazze Şeridi'nde kontrolü altındaki bölgelerin geri kalanını tahrip etmeye devam ederken, Arap ve İslam ülkeleri Gazzelilerin Refah üzerinden yerinden edilme tehlikesine karşı önleyici tedbirler almakla meşgul.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, dün Doha Forumu'nda yaptığı açıklamada, "Refah Sınır Kapısı, Filistinlilerin yerinden edilmesi için bir geçit olmayacak, sadece Gazze'ye insani ve tıbbi yardım ulaştırmak için kullanılacak" ifadelerini kullandı.

Filistin Toprakları Hükümet Faaliyetleri Koordinatörlüğü Ofisi, çarşamba günü yaptığı açıklamada, Refah sınır kapısının "önümüzdeki günlerde Kahire ile koordinasyon halinde yalnızca Gazze Şeridi sakinlerinin Mısır'a çıkışı için açılacağını" duyurdu.

Ayrıca Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, BAE, Endonezya, Pakistan, Türkiye ve Katar dışişleri bakanları cuma akşamı yaptıkları açıklamada, "Filistin halkını topraklarından çıkarmaya yönelik her türlü girişimi tamamen reddettiklerini" vurguladılar.