Suudi Arabistan Kültür Bakanlığı tarafından Tiyatro ve Gösteri Sanatları Kurumu ile iş birliği içinde düzenlenen ve Riyad'daki Prenses Nura bint Abdurrahman Üniversitesi’nde sahnelenen, Caracalla Tiyatro Sanatları Topluluğu’nun Cemil Besine müzikli tiyatro gösterisi dün başladı. Beş gün boyunca devam edecek tiyatro gösterisine dün, aralarında yazar ve şairlerin de bulunduğu 300’den fazla kişi katıldı.
Cemil Besine tiyatro oyununda Suudi yetenekler başrol ve yardımcı rollerde yer aldılar. Tiyatronun ve müziğin en önemli yıldızlarının yer aldığı Uluslararası Caracalla Tiyatrosu’nda Abdulhalim Caracalla senaryo ve diyalog yazımını yönetirken, yönetmen Ivan Caracalla ise Arap Yarımadası tarihinden bir gezgine ait Arap aşk hikayesinin kapılarını açtı. Ölümsüz hikayesiyle Arap hafızasına kazınan bu hikayeye, Emeviler döneminde el-Ula şehrinin kayaları ve Vadi’l-Kura’nın çayırları şahit oldu. Tiyatro oyunu, Gazel'in en önemli şairlerinden Cemil bin Muammer ile ismi beraber anılan aşığı Besine'nin hikayesini anlatıyor.
Tarihi ve medeniyetleri kucaklayan Celmil Besine’nin aşk hikayesi geçmişin efsaneleri ve masallarıyla bugünü kucaklıyor. Oyun zamanın kapılarını aralıyor.
Arap tarihinden şiir, şarkı ve diyalogların bir araya getirildiği oyunda, hikayeyi içselleştirmeye yardımcı olan değişik kostümler kullanılıyor.
Mina: Dünyanın en büyük çadır kenti ve hac yolculuğunun ilk durağıhttps://turkish.aawsat.com/k%C3%B6rfez/5030814-mina-d%C3%BCnyan%C4%B1n-en-b%C3%BCy%C3%BCk-%C3%A7ad%C4%B1r-kenti-ve-hac-yolculu%C4%9Funun-ilk-dura%C4%9F%C4%B1
Mina: Dünyanın en büyük çadır kenti ve hac yolculuğunun ilk durağı
Mina, tahmini yasal alanı 7,82 kilometrekare olan tarihi ve dini bir bölgedir. (SPA)
Mina, hacıların Zilhicce ayının sekizine denk gelen Terviye Günü’nü, Hz. Muhammed'in (sav) sünnetine uyarak, tevbe, istiğfar ve tekbir getirerek Yüce Allah'a yaklaşmak ve ondan mağfiret dilemek için geçirdikleri hac yolculuğunun ilk durağıdır.
Mina, Mekke ile Müzdelife arasında, Mescid-i Haram'ın 7 kilometre kuzey doğusunda yer almaktadır. Harem sınırları içinde, kuzey ve güney tarafları dağlarla çevrili bir vadidir. Mekke tarafında Cemretü'l-Akabe, Müzdelife tarafında ise Muhassir Vadisi ile sınırlandırılmış olup sadece Hac döneminde iskân edilmektedir.
Tarihçiler, Mina adının, hacda dökülen meşru kanlardan dolayı verildiğini, bazıları da Arapların insanların toplandığı her yer için ‘Mina’ demesi gibi insanların orada toplanmasından dolayı bu ismin verildiğini düşünmektedir.
Mina, tarihi ve dini önemi olan bir yerdir. Hz. İbrahim (as) burada şeytanı taşlamış ve Hz. İsmail'in (as) kurbanını kesmiş, ardından Hz. Muhammed (sav) Veda Haccı'nda bu eylemi doğrulamış ve tıraş olmuş. Bunun ardından Müslümanlar da Cemarat'ta şeytan taşlayarak, kurbanlarını keserek ve tıraş olarak peygamberlerinin sünnetine uymuşlardır.
Dünyanın dört bir yanından gelen hacı adayları, Meş'ar-i Haram’da Terviye Günü’nü geçirirler. Burada öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazlarını kılarlar ve Hz. Muhammed'in (sav) sünnetine uyarak orada gecelerler.
Zilhicce’nin dokuzuncu günü Arafat'ta vakfeye durduktan ve Müzdelife'de uyuduktan sonra, onuncu günün sabahı Mina'ya dönerler. Küçük, orta ve büyük cemrede şeytan taşlamak için üç günlük teşrik günlerini Mina'da geçirirler.
Suudi Arabistan hükümeti tarafından hayata geçirilen en büyük projelerden biri olan dünyanın en büyük çadır kenti, her yaştan ve etnik kökenden 6,2 milyon hacıyı ağırlamak üzere Mina'da tahmini 5,2 milyon metrekarelik bir alanda yer almaktadır.
Mina’nın yasal yüzölçümü 7,82 kilometrekare olarak tahmin edilmektedir ve sadece 4,8 kilometrekaresi, yani yüzde 61'i fiilen kullanılmaktadır. Yüzde 39'u ise zirveleri vadi seviyesinden yaklaşık 500 metre yükselen engebeli dağlardan oluşmaktadır.
Mina, tarihi simge yapılarıyla ünlüdür. Bunlar arasında taş atılan üç sütun ve adını dağın yüksekliğinden inen ve su akışının üzerinde yükselen şeyden alan, Mina Dağı'nın güney yamacında, Hz. Muhammed (sav) namaz kıldığı ve dua ettiği küçük cemreye yakın bir yerde bulunan Hayf Mescidi bulunmaktadır. Hz. Muhammed (sav) ve ondan önceki peygamberler burada namaz kılmışlardır ve bu mescid günümüze kadar ayakta kalmıştır. Öneminden dolayı genişletilerek Hicri 1407 yılında yeniden inşa edilmiştir.
Burada gerçekleşen meşhur tarihi olaylardan birisi de Akabe Biatları’dır. İlki, Hicret'in 12. yılında, ikincisi ise ertesi yıl gerçekleşmiştir. Hicri 144 yılında Abbasi Halifesi Ebu Cafer el-Mansur, Ensar'ın Rasulullah'a (sav) biat etmesinin yıldönümünü anmak için Biat Mescidi'ni (Akabe Mescidi) inşa ettirdi.
İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz'in hükümeti, hacıların Mina'da geçirdikleri süreyi ve yönetimin hacıların ibadetlerini yerine getirdikleri süre boyunca rahat etmelerini sağlayacak gereksinimlerin büyüklüğüne olan inancını göz önünde bulundurarak Mina'ya ilgi gösterdi.
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة