Analiz haber: Libya’nın güneyi Ulusal Birlik ve İstikrar hükümetleri arasındaki mücadelede nasıl baskı kartına dönüştü?

Dibeybe ve Başağa, yeni destekçi kesimlerini çekmek için bölgeyi ziyaret etti

Başağa, Libya'nın güneyindeki Gat kentini ziyaret etti (İstikrar Hükümeti Basın Ofisi)
Başağa, Libya'nın güneyindeki Gat kentini ziyaret etti (İstikrar Hükümeti Basın Ofisi)
TT

Analiz haber: Libya’nın güneyi Ulusal Birlik ve İstikrar hükümetleri arasındaki mücadelede nasıl baskı kartına dönüştü?

Başağa, Libya'nın güneyindeki Gat kentini ziyaret etti (İstikrar Hükümeti Basın Ofisi)
Başağa, Libya'nın güneyindeki Gat kentini ziyaret etti (İstikrar Hükümeti Basın Ofisi)

Libya'da Abdulhamid ed-Dibeybe liderliğindeki Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) ile Temsilciler Meclisi'nin (TM) de desteklediği Fethi Başağa liderliğindeki İstikrar Hükümeti arasındaki iktidar mücadelesi yoğunlaştı. Her iki taraf, özellikle ülkenin güneyindeki şehirlerde kendi kontrollerini empoze etmeye ve yeni destekçiler çekmeye çalışmak gibi çeşitli yolları takip ediyorlar.
Ancak Libya’nın güney şehirlerinin sakinlerinin çoğu, Muammer Kaddafi rejiminin devrilmesinden bu yana ülkeyi yönetmek üzere peş peşe göreve gelen yetkililer tarafından yetersiz devlet hizmetleri, yakıt eksikliği ve iş imkanlarının yokluğuyla kasıtlı olarak ‘ayrımcılığa ve marjinalleşmeye’ maruz kaldıklarını düşünüyorlar.
Güney şehirlerinin kontrolü, UBH ve Mareşal Halife Hafter liderliğindeki Libya Ulusal Ordusu (LUO) arasında paylaşılmış durumda. Ancak İstikrar Hükümeti, TM’den güvenoyu alır almaz devreye girdi. İstikrar Hükümeti Başbakanı Başağa, Sebha kenti dahil olmak üzere güneydeki bazı şehirlere yaptığı ziyaretlerden birinde, rakibi UBH Başbakanı Dibeybe’ye atıfta bulunarak, “Bu bölgelerin sorunlarına uzaktan değinmek mümkün değil, yerinde gözlem yapılmalı ve vatandaşların yanında olarak onların acılarını paylaşmalıyız” ifadelerini kullandı. Bunun üzere iktidara ve parlamento seçimlerine sımsıkı sarılan Dibeybe hızlı davranarak ertesi gün Sebha Belediye Başkan ve belediye meclisi üyeleriyle Trablus'taki Başbakanlık binasında bir araya geldi ve onlarla kentin yaşadığı sorunları ele aldı.
Bu bağlamda ve siyasi rekabetler bağlamında yaşanan gelişmelerden biri de (ülkenin güneybatısındaki) Gat Belediye Meclisi’nin Başağa’nın geçtiğimiz hafta ortalarında kente yaptığı ziyareti reddettiğini açıkladı. Başağa, resmi bir açıklama yaparak bunda UBH’nin parmağı olduğunu vurguladı.
Başağa, hükümetindeki bazı bakanlarla birlikte Gat’ı ziyaret ederek kentteki güvenlik ve hizmet koşullarını teftiş etmişti. İstikrar Hükümeti Basın Ofisi tarafından yapılan açıklamada ziyaret sırasında Libya ile Cezayir arsındaki İseyyin Sınır Kapısı’nı da denetleyen Başağa’nın kentteki resmi kurumların başkanları ve toplumun önde gelen isimleri tarafından karşılandığı belirtildi.
Başağa, hükümetinin ‘başta sağlık tesisleri olmak üzere birçok resmi kurumu geliştirerek kentin daha fazla ilgiye ihtiyacı olduğunun gayet iyi farkında olduğunu’ söyledi. Ancak Gat Belediye Meclisi, Başağa'nın ‘Belediye Meclisini temsil etmeyen’ bir grubun daveti üzerine kenti ziyaret ettiğini açıkladı. Başağa’nın ziyaretini reddeden Belediye Meclisi, kendisinin bölgedeki en yüksek yerel otorite ve Dibeybe’nin liderliğindeki UBH'ye bağlı olduğunu vurguladı.
Libya Başkanlık Konseyi başkanı Muhammed el-Menfi, 2021 yılının mart ayı başlarında görevi devraldıktan hemen sonra, iki yardımcısı Musa el-Kuni ve Abdullah el-Lafi ile birlikte Gat’ı ziyaret etmiş, Dibeybe ise Libya'nın güneyini sağlık ve altyapı alanlarında ihya etmenin hükümetinin öncelikleri arasında yer alacağına söz vermişti.
Güney sakinleri, yetkililerin göreve başladıkları ilk günlerde yaptıkları açıklamaları ‘güney halkıyla sadece flört etmek’ olarak görmeye başlasalar da halen güvenliğin tesisi, sınırların kontrol edilmesi, güneyi ve kuzeyi birbirine bağlayan yolun güvenliğinin sağlanması ve yakıt, elektrik ve likidite gibi genel hizmetlerin sunulması için çalışılmasını umuyorlar.
İki hükümet arasındaki çekişme, ülkedeki emniyet müdürlüklerine kadar uzandı. Dibeybe emniyet güçleri için gerekli tesisleri kurma ve kapatılan polis karakollarını yeniden açma sözü verirken Başağa, emniyet müdürlüklerine lojistik ve mali imkanlar sağlanmasının ve güney bölgelerinde polisin rolünün etkinleştirilmesinin gerektiğini vurguladı.
Öte yandan İstikrar Hükümeti Başbakan Yardımcısı Salim Matuk ez-Zelime, Sirte şehrinde, İçişleri Bakanlığı İsam Ebu Zeriyye, Sağlık Bakanı Osman Abdulcelil ve Sirte Emniyet Müdürü ile güney bölgesinde güvenliğin tesis edilmesi konusunu görüşmek üzere bir araya geldi.
Diğer taraftan Libya’nın batısındaki ve doğusundaki güçler arasındaki kazanım yarışı daha geniş bir çatışmaya kapı aralıyor. LUO’dan yapılan açıklamada, LUO güçlerinin, sivillere karşı terörist faaliyetlerde bulunan DEAŞ’ın geriye kalan üyelerinin temizlemek için güney çölünü taramaya devam ettiği belirtilirken Dibeybe, suç çeteleriyle mücadele etmek ve güneyde güvenliği sağlamak için bölgeye asker gönderdiğini duyurdu.
Libya, uluslararası taraflarca halen desteklenen başkent Trablus’taki Dibeybe hükümeti ile başkente iki kez denemesine rağmen giremeyip Sirte'ye yerleşen rakibi Başağa hükümeti arasında yaşanan iktidar mücadelesine tanıklık etmeye devam ediyor.



İran'ın füzeleri yakında tükenecek mi?

İran'dan İsrail'e fırlatılan balistik füzeler Kudüs semalarında görülüyor. (EPA)
İran'dan İsrail'e fırlatılan balistik füzeler Kudüs semalarında görülüyor. (EPA)
TT

İran'ın füzeleri yakında tükenecek mi?

İran'dan İsrail'e fırlatılan balistik füzeler Kudüs semalarında görülüyor. (EPA)
İran'dan İsrail'e fırlatılan balistik füzeler Kudüs semalarında görülüyor. (EPA)

İsrail Başbakanlık Ofisi'ne göre İran genişlettiği hava saldırılarına karşılık olarak, İsrail'e yüzlerce roket fırlattı. Cuma gününden bu yana devam eden saldırılar sonucu 24 İsrailli öldü.

Savaş Çalışmaları Enstitüsü (ISW), İran'ın saldırılarının hızının şimdilik yavaşladığını belirterek, İran'ın yakında füzelerinin tükenebileceğine dair şüpheleri arttırdı.

Şarku’l Avsat’ın Fortune dergisinden aktardığı habere göre ISW dün yayınladığı raporda, İran'ın ‘beklenenden daha az sayıda ve azalan bir oranda füze fırlattığını’ bildirdi. ISW bunu, İsrail'in İran'ın füze stokunu hedef almasına bağladı.

Raporda, “İsrail saldırısının başladığı 12 Haziran'dan bu yana İran'ın İsrail'i hedef alan füze saldırılarının sıklığı azaldı, bu da İsrail saldırılarının İran'ın İsrail'e füze atma hızını etkilediğini gösteriyor” değerlendirmesinde bulunuldu.

ISW'nin tahminlerine göre İran cuma ve cumartesi günleri 100-200 füze kullanarak altı saldırı dalgası başlattı. Ancak cumartesi gününden sonra İran her biri 35-40 füzelik sadece iki saldırı dalgası gerçekleştirdi.

Geçtiğimiz cumartesi günü, Tahran'ın İsrail'e bin balistik füze fırlatmayı planladığına dair çeşitli haberler geldi.

ISW'nin raporunda, “İran, İsrail'e verdiği karşılıkta başlangıçta planladığından çok daha az mühimmat kullandı. Bunun nedeni muhtemelen İsrail ordusunun İran'ın İsrail'e karşılık vermek için kullanmayı planladığı roketatarları ve siloları imha etmesi ve hasar vermesiydi” ifadeleri yer aldı.

Mevcut çatışma başlamadan önce ABD ve İsrail'in tahminlerine göre İran'ın füze stoku 2 bin civarındaydı. Ancak ISW'ye göre bunların hepsi İsrail'e ulaşacak kadar menzile sahip değil.

Fortune dergisine göre şayet ISW'nin verdiği rakamlar doğruysa, İran'ın İsrail'e yönelik mevcut füze atışları uzun sürmeyebilir. Bu da Tahran'ı füze atmadan karşılık vermenin yollarını aramaya zorlayabilir.

İran Meclisi Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu üyesi İsmail Kosari cumartesi günü yaptığı açıklamada, ülkesinin, küresel petrol tüketiminin yüzde 21'ine eşdeğer bir miktarın, yani günde yaklaşık 21 milyon varilin geçtiği stratejik Hürmüz Boğazı'nı kapatmayı ciddi olarak değerlendirdiğini söyledi.

İran füzeleri bugün şafaktan önce Tel Aviv ve İsrail'in liman kenti Hayfa'yı vurarak en az sekiz kişinin ölümüne ve çok sayıda evin yıkılmasına neden oldu.

İran bombardımanı, Tel Aviv'in yoğun nüfuslu mahallesindeki birkaç apartmanı yerle bir etti ve şehirdeki ABD Büyükelçiliği’ne sadece birkaç yüz metre mesafedeki otel ve evlerin camlarını kırdı. ABD Büyükelçisi binada küçük çaplı hasar meydana geldiğini, ancak personelden yaralanan olmadığını bildirdi.

İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO), son saldırıda İsrail'in çok katmanlı savunma sistemlerinin birbirini hedef almasını sağlayan ve İran'ın birçok hedefi başarıyla vurmasına olanak tanıyan yeni bir teknik kullanıldığını söyledi, ancak daha fazla ayrıntı vermedi.

DMO tarafından yapılan açıklamada, “ABD ve Batılı güçlerin kapsamlı desteğine ve İsrail'in en son savunma teknolojilerine sahip olmasına rağmen, bu operasyonda kullanılan girişimler ve yetenekler, füzelerin işgal altında bulunan topraklardaki hedefleri başarıyla vurmasına yol açtı” denildi.

İsrail ordusu saldırılarla ilgili yorum talebine henüz yanıt vermedi. İsrail'den önleyici füzelerin birbirlerini vurduğuna dair herhangi bir haber gelmedi.

İsrailli yetkililer defalarca Demir Kubbe savunma sisteminin yüzde 100 aşılmaz olmadığını söyledi ve önümüzdeki zor günler konusunda uyarıda bulundu.

Diğer yandan İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Tahran'ın kibirli diktatörü, İsrail'in sivil cephesini hedef alan ve İsrail ordusunun, kendi kabiliyetlerini yok eden saldırılarını sürdürmesini engellemek isteyen korkak bir katil haline geldi. Tahran halkı yakında bunun bedelini ödeyecek.”

İran Sağlık Bakanlığı Sözcüsü, İran'daki ölü sayısının en az 224'e ulaştığını ve bunların yüzde 90'ının sivil olduğunu açıkladı.