Amerikalı ünlü siyaset bilimci profesörden ABD'ye "Ukrayna yerine Çin'e odaklan" tavsiyesi

ABD'de realist dış politika akımının en önde gelen isimlerinden Chicago Üniversitesi Siyaset Bilimi Profesörü John J. Mearsheimer, ABD’nin Ukrayna’daki savaş yerine kendisi için en büyük tehdit olan Çin’e odaklanması gerektiğini söyledi.

AA
AA
TT

Amerikalı ünlü siyaset bilimci profesörden ABD'ye "Ukrayna yerine Çin'e odaklan" tavsiyesi

AA
AA

Al-Jazeera televizyonuna Ukrayna savaşı konusunda değerlendirmelerde bulunan Mearsheimer, ABD’nin stratejik öncelikler konusunda başarılı bir yol izlemediğini öne sürdü.
Mearsheimer, "Gerçek şu ki ABD’nin en büyük rakibi Rusya değil Çin ve ABD, Rusya ile Doğu Avrupa’da büyük bir çatışmaya girmek yerine Çin’i kontrol altına almaya çalışmalıdır. Şu an karşı karşıya olduğumuz en önemli tehdit olan Çin’den gözümüzü ayırıp onun yerine Doğru Avrupa’da yeni bir tehdit oluşturmaya yardımcı olduğumuz için başımız büyük belada.” ifadesini kullandı.
ABD Başkanı Joe Biden’in göreve geldikten sonra ilk zamanlarda Çin tehdidine karşı başarılı işler yaptığını belirten Mearsheimer, ancak Rusya'ya karşı şahin bir politika izlemekle ve Ukrayna’nın NATO’ya katılması konusunda ısrar etmekle "ölümcül hata" yapıldığını savundu.
Mearsheimer şöyle devam etti:
"Ukrayna ve NATO, Rusya dış politika elitleri için en kalın kırmızı çizgiydi. Buna rağmen Ukrayna'yı NATO'ya dahil etmek için baskı yapmaya devam edildi. Bu da bugün içinde bulunduğumuz karmaşaya yol açtı. Ve bu yüzden Ukrayna'yı NATO'ya dahil etmeye zorlanmasından dolayı bu krizin yaratılmasında esas olarak ABD ve NATO'nun sorumlu olduğunu söylüyorum. Bu konu masadan kaldırılmış olsaydı, o zaman bugünkü sorunun içinde olmazdık. Ukrayna’nın bütünlüğü hala bozulmamış olurdu ve hatta buna Kırım bile dahil olurdu diye inanıyorum."

"Bu savaş devam edecek"
Biden yönetiminin NATO ısrarından vazgeçerek tarafsız bir Ukrayna yaratmak yerine, bu konuda tam aksini yaparak kendini derin bir savaşın içinde bulunduğunu ifade eden Mearsheimer şu değerlendirmelerde bulundu:
"ABD, gelinen bu noktada savaşa o kadar derinden bağlandı ki öngörülebilir bir gelecekte bunun geri dönüşü yok. Varoluşsal bir tehdit olarak Ruslar Ukrayna'da bu savaşı kaybetmeyi göze alamaz. Biz de Ukrayna'da savaşı kazanmaya sadece derinden bağlı değil aynı zamanda Rusya'yı büyük güçlerin saflarından atacağımız noktaya kadar zayıflatmak için yaptırımlar kullanmaya kararlıyız. Yani bu savaşı biz kaybedemeyiz, onlar da kaybedemez. Bu nedenle öngörülebilir gelecekte herhangi anlamlı bir anlaşmaya varmanın hiçbir yolu yok. Sonuç olarak bu savaş devam edecek."
Rusya’nın varoluşsal bir tehdide karşı nükleer silah kullanımını düşünebileceği uyarısında bulunan Mearsheimer, "Bunlar Rusları, nükleer silah kullanmıyorlarsa da en azından düşünmeleri için onlara çok güçlü bir teşvik verecekleri noktaya kadar zorluyor. Benim düşünceme göre, bu sadece sorumsuzluktur." ifadesini kullandı.
Meirsheimer, binlerce nükleer savaş başlığına sahip bir ülke olduğuna dikkati çektiği Rusya'nın, Ukrayna’daki savaştaki rolünün yanı sıra ABD’nin ekonomik yaptırımlarla kendisini "büyük güçlerin saflarından çıkarmaya çalışmasına" izin vermeyeceğini savundu.



Amerikalı bir radyocu, Biden ile yaptığı ve ekibi tarafından gönderilen soruları sorduğu röportajın ardından istifa etti

ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
TT

Amerikalı bir radyocu, Biden ile yaptığı ve ekibi tarafından gönderilen soruları sorduğu röportajın ardından istifa etti

ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)

ABD Ulusal Radyosu "NPR" dün (Pazartesi) yaptığı açıklamada, Philadelphia’lı yayıncı Andrea Lawful-Sanders'ın, ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı ve ekibi tarafından hazırlanan soruları sorduğu röportajın ardından istifasını sunduğunu bildirdi.

Philadelphia kanalı röportajı, Biden'ın eski Başkan Donald Trump ile tartışmasından sonra medyaya ilk çıkışı olarak tanımladı.

Biden, 14 dakikalık röportajda siyah seçmenlerin gücünü vurguladı ve yönetiminin, siyah üniversiteleri desteklemek ve ilk siyah kadın Yüksek Mahkeme yargıcını aday göstermek gibi bazı başarılarını övdü.

NPR, Sanders ve bir başka sunucunun hafta sonu Biden kampanya ekibinin hafta başında kendilerine röportaj için sorular verdiğini itiraf ettiklerini belirtti.

Biden, Earl Ingram'ın programında Afrikalı Amerikalılarla ilgili aynı konular hakkında konuşmuş ve onlar için neler başardığını vurgulamıştı.

CNN'den Victor Blackwell ile yapılan ortak röportaj sırasında Blackwell hem Sanders'a hem de Ingram'a şu soruyu yöneltti: "Soruları Beyaz Saray'dan ya da kampanya ekibinden mi aldınız, yoksa soruları önceden göndermeniz mi istendi?" Bu soruyu sormamın nedeni ikinizi de eleştirmek değil, daha ziyade şunu öğrenmek istiyorum: Beyaz Saray şu anda Başkan'ın canlılığını ve etkinliğini kanıtlamaya çalışıp çalışmadığını bilmek istiyorum, bunu, Başkan'ın kendisine hangi soruların sorulacağını bilmesi için röportajdan önce soruları göndererek mi yapıyor?

Sorular onay için bana gönderildi" diyen Lawful-Sanders, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bana sekiz soru geldi ve onayladığım dört tanesi seçildi.

Ingram cevap vermedi, ancak cumartesi günü Associated Press'e ayrı olarak yaptığı açıklamada, Biden'ın yardımcılarının kendisine önceden dört sorudan oluşan bir liste gönderdiklerini söyledi.

Önceden belirlenmiş soru listenin kendisini tereddütte bırakmasına rağmen, "bu ABD Başkanı ile konuşma fırsatı olduğu için" görüşmeye devam ettiğini belirtti.

İtiraflar, Biden'ın yoğun baskı altında olduğu ve Donald Trump'a karşı geçen ayki tartışmada gösterdiği sallantılı performansın ardından hasar kontrolü yapmaya çalıştığı bir dönemde geldi.

Sanders daha sonra Facebook'ta yayınladığı kısa bir video ile cumartesi günü istifasını sunduğunu ve artık kanalda çalışmadığını vurgulayarak, "bu yolculukta rol oynayan" herkese teşekkür etti.

Philadelphia kanalı, iş ilişkilerinin sona erdiğini ayrıca duyurdu ve kanalın yöneticisi Sarah Lomax yaptığı açıklamada, 3 Temmuz röportajının "yönetimin bilgisi, istişaresi veya iş birliği olmaksızın yayıncı tarafından bağımsız olarak ayarlandığını" söyledi."

İsminin açıklanmaması kaydıyla konuşan bilgili bir kaynağa göre bu itirafların yol açtığı tartışmaların ardından Biden'ın kampanya ekibi soru önermekten vazgeçme kararı aldı.

Biden'ın görev süresi boyunca, son yedi başkana göre daha az basın toplantısı ve medya röportajına katılması dikkat çekidir.