Suudi Arabistan Veliaht Prensi, Ürdün Kralı 2. Abdullah ile bölgesel ve uluslararası gelişmeleri görüştü

Ürdün Kralı 2. Abdullah, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’a Hüseyin bin Ali nişanını takdim etti.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Ürdün Kralı, Ürdün’ün başkenti Amman’daki Hüseyniye Sarayı’nda bir araya geldi (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Ürdün Kralı, Ürdün’ün başkenti Amman’daki Hüseyniye Sarayı’nda bir araya geldi (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi, Ürdün Kralı 2. Abdullah ile bölgesel ve uluslararası gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Ürdün Kralı, Ürdün’ün başkenti Amman’daki Hüseyniye Sarayı’nda bir araya geldi (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Ürdün Kralı, Ürdün’ün başkenti Amman’daki Hüseyniye Sarayı’nda bir araya geldi (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Ürdün Kralı 2. Abdullah ile Ürdün’ün başkenti Amman’da bulunan Hüseyniye Sarayı’nda bir araya geldi.
Taraflar, iki ülke arasındaki ekonomik işbirliğinin geliştirilmesinin yollarını ele alırken Suudi Arabistan-Ürdün Yatırım Fonu’nun Ürdün’de ne gibi çalışmalar yapabileceği masaya yatırıldı. Görüşmede, Filistin’de yaşanan son gelişmeler başta olmak üzere bölgesel ve uluslararası gelişmelerde ele alındı. Görüşmede Filistin halkının meşru haklarını elde etmesinin ve bölgede yaşanan çatışmalara siyaset yoluyla çözüm bulunmasının desteklenmesi gerektiği belirtildi.
Ürdün Kralı 2. Abdullah, Suudi Arabistan’ın Arap ve İslam dünyasında yaşanan sorunlarda ve meselelerde yardımcı bir rol oynamasını, ortak Arap eylemini teşvik edici hareketlerde bulunmasını ve barışın sağlanması için çalışmasına övgüde bulundu. Kral 2. Abdullah, Ürdün’ün herhangi bir saldırı karşısında Riyad’a her zaman destek vereceğini belirterek Suudi Arabistan’ın güvenliğinin Ürdün’ün ve bölgenin güvenliğinin bir parçası olduğunu belirtti.
Prens Muhammed bin Selman, Suudi Arabistan’ın Ürdün ile tarihi ilişkilerinin geliştirilmesi ve bölge sorunları ile mücadele edilmesinde Amman ile koordineli bir şekilde çalışmak için kararlı olduklarını belirtti. Suudi Prens, iki ülke yararına yeni bir işbirliğinin geliştirilmesini istediğini ve Ürdün’ün iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi için çeşitli fırsatlara sahip olduğunu belirtti. Yapılan açıklamada Suudi Arabistan’ın Ürdün’ün sahip olduğu fırsatlara yatırım yapma konusunda istekli olduğu kaydedildi.
Görüşmenin sonunda Kral 2. Abdullah, Prens Muhammed bin Selman’a iki ülke arasındaki tarihi ilişkilerin bir simgesi olan Hüseyin bin Ali nişanını takdim etti. Nişan, çeşitli ülkelerin prenslerine, yetkililerine ve krallarına verilen en yüksek rütbelerden birisidir.
Prens Muhammed bin Selman, Mısır’a yaptığı ziyaretin ardından Ürdün’ün başkenti Amman’a gitti. Kral 2. Abdullah, Veliaht Prens’i, Kraliçe Aliye uluslararası Havalimanı’nda karşıladı.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi için resmi karşılama töreni düzenlendi.



Bir Suudi önerisi olarak Washington'ın önüne sürülen 'Aramco Nükleer'

Bir Suudi önerisi olarak Washington'ın önüne sürülen 'Aramco Nükleer'
TT

Bir Suudi önerisi olarak Washington'ın önüne sürülen 'Aramco Nükleer'

Bir Suudi önerisi olarak Washington'ın önüne sürülen 'Aramco Nükleer'

İsa Nehari

Suudi Arabistan ile ABD arasındaki kadim ilişkilere ve ABD'nin dünyadaki ilk nükleer üreticisi olarak işgal ettiği konuma rağmen, iki ülke arasındaki nükleer iş birliği, Arap (Basra) Körfezi'ndeki benzersiz güvenlik ve askerî iş birliğine kıyasla hep mütevazı kalmıştır. 

Dört yıl önce Suudi Arabistan ile ABD arasındaki nükleer enerji görüşmeleri, eski ABD Enerji Bakanı Rick Perry ile Suudi Kralı Selman bin Abdülaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman arasındaki görüşmelerin ardından doruğa ulaştı.

O dönemde Reuters haberleri, Riyad'ın iki nükleer enerji istasyonu inşa etmeye başlayıp bunu sonraki on yıllarda yaklaşık 80 milyar dolar değerindeki 16 reaktör inşasına kadar vardırma planlarını doğruladı.

Mart 2019'da Perry, ABD şirketlerinin Suudi Arabistan'a nükleer enerji teknolojisi satmalarına izin veren yedi gizli lisansa onay verdiğini açıkladı. 

Ancak bu çabaların akıbeti, Suudi Arabistan'ın 2008'de "Barış İçin Atom" programı çerçevesinde sivil bir nükleer programı inşa etmek için Washington'la imzaladığı anlaşma bildirisi kadar belirgin olmadı ve bu dosyada kayda değer bir ilerleme kaydedilmedi. 

Aramco Nükleer

Bununla birlikte nükleer enerji alanında ABD ile Suudi Arabistan arasındaki iş birliği, son zamanlarda yeniden ön plana çıktı.

Amerikalı internet sitesi Semaphore, Suudi Arabistan'ın Washington'a "Aramco Nükleer" adı altında sivil bir nükleer program inşa etmek için iki ülke arasında ortak bir proje yürütmeyi teklif ettiğini belirtti.

Buna göre Riyad, atom enerjisi üretme ve ihraç etme konusundaki ekonomik arzularına erişmeyi ve aynı zamanda ABD ile uluslararası toplumun nükleer silahların yayılmasına ilişkin endişelerini ele almayı hedefliyor. 

Habere göre "Biden yönetimi, savunma ve ekonomi düzeyinde iş birliğini güçlendirmenin yanı sıra Suudi Arabistan ile İsrail arasında bir barış anlaşmasına varmak için son aylarda Riyad'la görüşmeler gerçekleştirdi."

Suudi Arabistan, Washington'dan ülkede barışçıl nükleer enerji sanayisinin geliştirilmesi, güvenliğe riayetin artırılması ve yeni silah anlaşmalarının geçirilmesi konusunda kendisini desteklemesini istedi. 

Yine habere göre Riyad, Amerikan özel sektörle ortaklaşa kurulan Aramco şirketini, iki ülke arasındaki nükleer iş birliğinin gelişebileceği ve on yıllar önce iki ülkeye petrol zenginliklerinden faydalanma imkânı vermesinde olduğu gibi bu iş birliğinin de ekonomik getirilerinden iki ülkenin faydalanabileceği bir model olarak sundu. 

Suudi taraf, Suudi Arabistan Krallığı'nın kendi topraklarındaki uranyumu zenginleştirebilmesi şartıyla Amerikan şirketlerine ve kuruluşlarına Suudi Arabistan'daki nükleer enerji projelerinin geliştirilmesi ve denetlemesinde bir rol verecek olan Arap-Amerikan Nükleer Enerji Şirketi kurma ihtimalinden bahsetti. 

Riyad, Semaphore sitesinde yer alan haberi resmî olarak teyit etmedi. 

Suudi Arabistan'ın hedefleri

Suudi Arabistan dünyanın en büyük ikinci petrol rezervine sahip ülke olmakla birlikte uzun bir süredir nükleer enerjiye ilgi gösteriyor ve ülkenin elektrik ve tuzdan arındırılmış su üretmek ve tükenen hidrokarbon kaynaklarına bağımlılığı azaltmak için artan enerji ihtiyaçlarını karşılamada nükleer enerjinin gerekli olduğunu düşünüyor. 

Son 10 yıl boyunca Suudi Arabistan, aralarında Arjantin, Çin, Fransa, Macaristan, Kazakistan, Rusya, Güney Kore ve ABD'nin bulunduğu ülkelerle çeşitli düzeylerde ve türlerde ikili sivil nükleer anlaşmalar gerçekleştirdi. 

Suudi Arabistan, nükleer programını geliştirmek, hassas atomik ekipman ve malzemelerin taşınmasına izin vermek ve Amerikan şirketlerine hızlı büyüyen Suudi pazarına girme fırsatı tanımak için Washington'la bir sözleşme imzalamaya çalıştı.

Gelgelelim Amerikan tarafının, imzalayan ülkelerin kendi toprakları içindeki reaktörleri için nükleer yakıt üretmesini yasaklayan 123 Barışçıl İş Birliği Anlaşması'nın imzalanması konusundaki ısrarı nedeniyle müzakereler sekteye uğradı.

Washington, askerî amaçlara dönüştürülmesini engellemek amacıyla 123 Anlaşması'nı imzalayan ülkelerin yakıtı yabancı kaynaklardan ithal etmesini istiyor.  

Suudi Arabistan ise nükleer programının ve dünya rezervinin yüzde 7'sini oluşturan devasa uranyum rezervleri tarafından yönlendirilen ekonomik hedeflerinin barışçıl olduğunun altını çiziyor ve nükleer yakıt pazarında bir lider rolü oynamak, hatta ABD'ye ihracatçı olmak istiyor. 

Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdülaziz bin Selman, bu yılın başlarında "Suudi Arabistan Krallığı'nın, uluslararası yükümlülüklere ve şeffaflık kriterlerine uygun olarak ve isteyen ortaklarla ortak projeler de dahil olmak üzere ulusal uranyum kaynaklarından istifade etmeye kararlı olduğunu" açıkladı.  

Washington'ın rakipleri

Suudi Arabistan'ın nükleer enerjiye yönelmesi, Amerika tarafından tereddütle karşılanırken Wall Street Journal gazetesi, Krallığın nükleer programını Çin'in yardımıyla geliştirdiğini ve ülkenin kuzeybatısındaki el-Ula şehrinde uranyum çıkarmak için bir tesis inşaatı başlattığını belirtti.  

Gazete, 2020 tarihli bir haberinde yeni tesisin kimlikleri belirlenemeyen iki Çinli kuruluşun yardımıyla kurulduğunu, tesise ilişkin ve faaliyete başlayıp başlamadığına dair bundan başka bilginin olmadığını bildirdi. Nükleer silahların yayılmasını önleme uzmanları ise "konumun, Suudi Arabistan'ın taraf sayıldığı uluslararası anlaşmalara aykırı olmadığını" söyledi. 

Suudi Arabistan Enerji Bakanlığı, coğrafi konuma ilişkin bilgileri kesin bir şekilde reddetti ve yaptığı bir açıklamada detay vermeden, "Krallık, belirli bölgelerde uranyum keşfetmek için Çinlilerle anlaştı. Suudi nükleer programı, nükleer enerji ve onun barışçıl kullanımıyla ilgili tüm uluslararası çerçevelere ve yasalara tamamen uygundur" dedi. 

Geçen yıl Riyad ile Washington arasındaki ilişkilerin gerildiği bir zamanda başta Veliaht Prens Muhammed bin Selman olmak üzere Suudi yetkililer, muhtemelen Washington ile Pekin arasındaki stratejik rekabete işaret ederek, Washington'ın Suudi Arabistan'daki yatırım fırsatlarını kaçırmasının doğuda ABD'nin karşı koymaya çalıştığı taraflar için yalnızca bir mutluluk kaynağı olacağını ima etti. 

Suudi Arabistan-ABD ilişkilerindeki bir durgunluğun ardından sular normale dönmüş görünürken ABD'li yetkililer, iki ülke arasındaki iletişimi güçlendiren ziyaretler için Riyad'a ve Cidde'ye akın ediyor. 

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken cuma günü, önümüzdeki hafta Suudi Arabistan'ı ziyaret edeceğini, orada Körfez İşbirliği Konseyi'nin bakanlar düzeyindeki toplantısına katılacağını ve uluslararası koalisyonun IŞİD'i yenilgiye uğratma hedefine matuf olarak bakanlar düzeyinde gerçekleştireceği toplantısına mevkidaşı Prens Faysal bin Ferhan ile birlikte başkanlık edeceğini açıkladı.  

Blinken bu ziyareti, Pekin'in 7 yıl süren bir husumetin ardından iki ülke arasındaki ilişkilerin yeniden tesis edilmesiyle sonuçlanan Suudi Arabistan-İran görüşmelerine ev sahipliği yapmasından aylar sonra gündeme geldi.

Eski ABD'li yetkililer, Çin'in rolünü Ortadoğu'da daha büyük bir rol oynamaya yönelik artan arzusunun bir işareti olarak görüyor. 

Semaphore internet sitesine göre Çin'in ve aynı şekilde Rusya'nın rekabeti, Riyad ile Washington arasındaki nükleer iş birliğini daha da karmaşık hale getiriyor.

Zira Riyad, ABD taleplerine karşılık vermediği takdirde Pekin veya Moskova'nın yardımına başvurabileceğini düşünüyor. 

Ayrıca, ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü konuyu, "Biz diplomatik görüşmeleri tartışmıyoruz ve bizzat bu konuyla ilgili haberlerin çoğunun yanlış ve abartılı olduğunu görüyoruz" ifadeleriyle yorumladı. 

Biden yönetiminin tutumu

Semaphore'un haberinde Biden yönetiminin Suudi Arabistan'ın önerisini ciddiye alıp almayacağının belirli olmadığına, ancak bir hatırlatma olarak ABD'nin Ortadoğu'da nükleer silahlanma yarışını önlemeye çalıştığı bir zamanda zor bir seçimle karşı karşıya kaldığına işaret edildi. 

Haber, 2015 yılında eski ABD Başkanı Barack Obama'nın İran'la imzaladığı nükleer anlaşmaya dikkat çekerek bu anlaşmanın Tahran'ı, Birleşmiş Milletler'in desteğiyle kapsamlı bir dahili uranyum zenginleştirme altyapısıyla bırakacağı vurgulandıktan sonra üst düzey ABD'li yetkililerin İran'ın nükleer programını etkisiz hale getirmek için güç kullanımını ihtimal dışı görmemekle birlikte bu anlaşmayı canlandırmaya kararlı oldukları belirtildi. 

Amerikalı internet sitesi Suudi Veliaht Prens'in, ülkesini azılı rakibinden daha az yetenekli bırakan herhangi bir seçeneği kabul etmesinin muhtemel olmadığına dikkat çekerek 2018 yılındaki şu açıklamasını hatırlattı:

Suudi Arabistan, nükleer bir bombaya sahip olmak istemiyor. Ancak İran'ın nükleer bir bomba geliştirmesi halinde aynısını yapacaktır.

Nükleer reaktör teknolojisi, ABD'nin tekelinde değil. Nitekim ABD Demokrasileri Savunma Vakfı'nın geçen nisan ayında yayınladığı bir araştırmaya göre Çin ve Rusya gibi ülkeler, ABD'nin 123 Anlaşması ile yaptığı gibi nükleer silahların yayılmasını önleme yükümlülükleri dayatmaksızın, çeşitli sivil nükleer ürünler ve hizmetler sağlayabilir.

Bununla birlikte Rusya, Çin veya başka herhangi bir taraf, Suudi Arabistan'a zenginleştirme ve yeniden işleme teknolojisi sağlarsa ABD bu gelişmelere Nükleer Madde Tedarikçileri Grubu (NSG) aracılığıyla karşı koyabilir.

NSG, ihracatı kontrol etmek için tasarlanmış ve bağlayıcı olmayan bir sistemdir ve üyelere nükleer silahlanmayı önleme standartlarına uymayı şart koşar.

Bu standartlara, bu tür teknoloji transferleri için getirilen ek protokol de dahil. Bilindiği üzere bu protokol, Atom Enerjisi Kurumu'na bilgi edinme ve ülkelerdeki ilgili bölgelere girme için geniş haklar tanıyor ve Ajans'ın ülkelerin nükleer programları, planları, nükleer malzeme stokları ve nükleer ticaretleri hakkında daha yeterli bir şekilde bilgi edinmesine imkân sağlıyor.  

 

Independent Arabia


Suudi Arabistan’dan Kuveyt ve Hindistan’a taziye mesajları

Suudi Arabistan’dan Kuveyt ve Hindistan’a taziye mesajları
TT

Suudi Arabistan’dan Kuveyt ve Hindistan’a taziye mesajları

Suudi Arabistan’dan Kuveyt ve Hindistan’a taziye mesajları

Kral Selman bin Abdülaziz ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Selman, Kuveyt Devleti Emiri Şeyh Nevaf el-Ahmed el-Cabir es-Sabah'a Şeyh Muhammed Sabah Muhammed Sabah es-Selman es-Sabah'ın vefatı dolayısıyla taziye ve başsağlığı mesajı gönderdi.

Kral Selman mesajında şunları söyledi “Şeyh Muhammed Sabah Muhammed Sabah es-Selman es-Sabah'ın -Allah ona rahmet etsin- vefat haberini öğrendik. Merhumun ailesine en derin taziyelerimizi ve içten sempatilerimizi gönderirken, Yüce Allah'tan onu rahmetinin ve bağışlamasının bolluğuyla örtmesini, geniş bahçelerinde ikamet ettirmesini ve sizi tüm kötülüklerden korumasını diliyoruz, biz Allah'a aidiz ve O'na döneceğiz.”

Suudi Veliaht Prensi de Kuveyt Emiri'ne gönderdiği mesajda ise şunları söyledi “Şeyh Muhammed Sabah Muhammed Sabah es-Selman es-Sabah'ın -Allah ona rahmet etsin- vefat haberini aldım ve Yüce Allah'tan onu rahmet ve mağfiretinin bolluğuyla kutsamasını, geniş bahçelerinde ikamet ettirmesini ve sizi her türlü kötülükten korumasını dileyerek, zat-ı alinize ve merhumun ailesine en içten taziyelerimi ve samimi sempatilerimi gönderiyorum.”

as

Prens Muhammed bin Salman ayrıca Kuveyt Devleti Veliaht Prensi Şeyh Mişal el-Ahmed el-Cabir es-Sabah'a da benzer bir taziye ve başsağlığı mesajı göndererek Kuveyt Veliaht Prensi ve merhumun ailesine en içten taziye ve başsağlığı dileklerini iletti ve Yüce Allah'tan merhumu rahmet ve mağfiretinin bolluğuyla kutsamasını ve onu geniş bahçelerinde ikamet ettirmesini diledi.

Öte yandan Kral ve Veliaht Prens, Hindistan'ın doğusundaki Odisha eyaletinde meydana gelen tren kazasında hayatını kaybedenler için Hindistan Cumhurbaşkanı Draupadi Murmu’ya taziye ve başsağlığı mesajları gönderdi.

Mesajda Kral Selman şunları söyledi: “Hindistan Cumhuriyeti'nin doğusundaki Odisha eyaletinde tren çarpışması ve bunun sonucunda meydana gelen ölüm ve yaralanma haberlerini öğrendik ve acınızı paylaşıyoruz, size, ölenlerin ailelerine ve dost halkınıza en içten taziyelerimizi ve samimi dileklerimizi gönderiyor, yaralılara acil şifalar diliyoruz.”

Suudi Veliaht Prens mesajında Hindistan Cumhurbaşkanı'na, ölenlerin ailelerine ve Hindistan halkına en derin taziyelerini ve içten sempatilerini ifade ederken yaralılara da acil şifalar diledi.


Suudi Arabistan’da terör hücresine katılan 3 kişi idam edildi

Suudi Arabistan İçişleri Bakanlığı (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan İçişleri Bakanlığı (Şarku’l Avsat)
TT

Suudi Arabistan’da terör hücresine katılan 3 kişi idam edildi

Suudi Arabistan İçişleri Bakanlığı (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan İçişleri Bakanlığı (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan İçişleri Bakanlığı, Doğu Bölgesi’nde (Şarkiyye) bir terör hücresine katılarak, güvenlik merkezleri ve güvenlik güçlerine öldürmek amacıyla saldıran, tecavüz ve zina suçu işleyen üç kişinin idam edildiğini açıkladı.

Bakanlık tarafından bugün yapılan açıklamaya göre, Suudi vatandaşları Hüseyin bin Ali bin Muhammad Muhayşi, Fadıl bin Zeki bin Hüseyin Ansif ve Zekeriya bin Hasan bin Muhammed Muhayşi bir terör hücresine katılmak, silah bulundurmak ve bunun eğitimini almak, güvenlik noktaları ve güvenlik görevlilerine öldürme niyetiyle silahlı saldırı düzenlemekle suçlanmıştı.

Buna ek olarak, Fadıl bin Zeki bin Hüseyin Ansif bir kadına silah zoruyla tecavüz edip fotoğrafını çekmekten, Zekeriya bin Hasan bin Muhammed Muhayşi ise birkaç kızla zina yapmaktan hüküm giymişti.

Bakanlık, hükümetin Suudi Arabistan’ın güvenliği tesis etme, adaleti sağlama ve masumların kanlarını döken veya onurlarını çiğneyen herkese karşı Allah’ın hükümlerini uygulama konusundaki kararlılığını vurguladı.

İçişleri Bakanlığı ayrıca, bu tür terör eylemlerini gerçekleştirmeye niyetli olan herkesi, akıbetlerinin a konusunda uyardı.


İran: Suudi Arabistan’la diplomatik ilişkiler gelişiyor

İranlı parlamenter Abbas Golrou İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile görüştü (İran Dışişleri Bakanlığı)
İranlı parlamenter Abbas Golrou İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile görüştü (İran Dışişleri Bakanlığı)
TT

İran: Suudi Arabistan’la diplomatik ilişkiler gelişiyor

İranlı parlamenter Abbas Golrou İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile görüştü (İran Dışişleri Bakanlığı)
İranlı parlamenter Abbas Golrou İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile görüştü (İran Dışişleri Bakanlığı)

İran Parlamentosu Dış Politika ve Milli Güvenlik Komitesi Üyesi Milletvekili Abbas Golrou, Suudi Arabistan ile İran arasında bölgesel konularda bazı farklılıkların iki ülke arasındaki diplomatik yolları engellememesi gerektiğini belirterek, iki tarafın ilişkilerinin bölgesel gerginliği azaltmadaki önemini vurguladı.

Ulusal Güvenlik Komitesi’nde dış politika alt komitesine başkanlık eden Golrou, “Bölgesel sorunları çözmenin anahtarı, İran ile Suudi Arabistan arasında hükümetin bilgi birikimiyle çözülen iç içe geçmiş ilişkilerdir. İran ile Suudi Arabistan arasında bazı bölgesel konularda farklılıklar hala var. Ancak farklılıkların varlığı iki ülke arasındaki diplomatik yolların kapanmasına yol açmamalı” dedi. Ayrıca İran ve Suudi Arabistan arasındaki iş birliğinin İslam dünyasındaki gerilimleri azaltmada, yabancıların sömürülmesini önlemede ve İslam ülkelerinin çeşitli alanlarda gelişmesi ve ilerlemesinde önemine dikkat çekti.

Golrou’nun sözleri, Suudi Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan ve İranlı mevkidaşı Hüseyin Emir Abdullahiyan’ın Güney Afrika’nın Cape Town kentindeki BRICS grubunun bakanlar toplantısı oturum aralarında bir araya gelmesinden bir gün sonra geldi. Bu, Suudi Arabistan ve İran’ın Mart ayında diplomatik ilişkilerin yeniden başlatılması konusunda anlaştıklarından bu yana iki bakan arasında yapılan ikinci toplantıydı.

Golrou, yakın zamanda Tahran’daki Mısır çıkar ofisi başkanı ile bir toplantı yaptığını açıkladı. İslam Devrimi Muhafızları Ordusu’na (DMO) bağlı Tasnim haber ajansı yaptığı açıklamada Golrou’nun, “Dış İlişkiler Komitesi’nde diplomatik ilişkilerin düşük düzeyde olduğu ülkelerle parlamento istişareleri yapmaya çalıştık. Bu bağlamda, geçen hafta Mısır ve Ürdün büyükelçileriyle görüştüm ve bu ülkelerin parlamento gruplarına Tahran’ı ziyaret etmeleri için bir davette bulundum. Bu ziyaretlerin mümkün olan en kısa sürede tamamlanacağını umuyoruz” dediğini açıkladı.

Golrou, İran ile Mısır arasındaki ilişkileri canlandırma olasılığından bahseden bazı haberlere dikkat çekti. Golrou, “Mısır’la ilişkimiz çıkarların gözetilmesi düzeyinde tanımlanmış olsa da her iki tarafa da büyükelçilik düzeyinde diplomatik temsilciler sağlandı ve Mısır’la doğrudan dış ilişkilerimiz var. Komşularla ilişkilerin geliştirilmesi, İran hükümetinin dış politika alanındaki ana gündem maddelerinden biri. Bu politika son iki yıldır Dışişleri Bakanlığı tarafından doğru bir şekilde takip ediliyor. Parlamento, özellikle Ulusal Güvenlik ve Dışişleri Komitesi bu süreçten memnun” dedi.

Golrou ayrıca İran ile Mısır arasındaki ilişkilerin yeniden başlamasının etkilerinden de bahsetti. Golrou, “İki ülke arasındaki ilişkilerin temel dayanağı olabilecek güvenlik ve ekonomi alanları başta olmak üzere çeşitli alanlarda elbette bu konu etkili olacaktır. Böylece güvenlik alanında bölgesel gerilimler azalacak ve ekonomik alanda turizm, petrol ve gaz, tarım ve petrokimya gelişecek” dedi.


Fas ve Irak’tan ilk hac kafileleri Suudi Arabistan’a ulaştı

Suudi Arabistan ve Irak arasındaki Arar Sınır Kapısından giren Iraklı iki hacı (SPA)
Suudi Arabistan ve Irak arasındaki Arar Sınır Kapısından giren Iraklı iki hacı (SPA)
TT

Fas ve Irak’tan ilk hac kafileleri Suudi Arabistan’a ulaştı

Suudi Arabistan ve Irak arasındaki Arar Sınır Kapısından giren Iraklı iki hacı (SPA)
Suudi Arabistan ve Irak arasındaki Arar Sınır Kapısından giren Iraklı iki hacı (SPA)

Irak'tan gelen ilk hacılar, entegre imkanlar kapsamında hacılara en iyi hizmeti kolay bir şekilde sunmaya odaklanan Suudi Arabistan'ın kuzey sınır bölgesinde yer alan Yeni Arar Sınır Kapısı’ndan ülkeye giriş yaptı.

Zekat, Vergi ve Gümrük Kurumu, Iraklı hacıları karşılamak için Mekke'ye giriş işlemlerini kolaylaştırmaya katkıda bulunan gümrük hizmetleri sistemi aracılığıyla Arar'daki yeni sınır kapısındaki hazırlıklarını erken vakitte tamamladı. Bu kapsamda hacılara hizmet etme, çabaları birleştirme, tamamlayıcı çalışmaları gerçekleştirme ve ilgili makamlarla etkin işbirliği ve sürekli koordinasyon sağlanıyor.

Kurum, Suudi Arabistan'ın uluslararası konumu ve Rahman'ın misafirlerinin girişini kolaylaştırmak ve onlara ülkeye gelmelerinden ayrılmalarına kadar tüm hizmetleri sunma hedefleriyle uyumlu olarak bu yılki hac mevsiminde operasyonel plan aracılığıyla, kara, deniz ve hava gümrük noktaları aracılığıyla Mekke'ye hacılar için en iyi gümrük hizmetlerini sağlamayı hedeflediğini açıkladı.

Öte yandan Faslı hacı adaylarının Mekke Yolu girişimi kapsamındaki ilk seyahatleri dün gerçekleşti. Bu seyahatler, Kazablanka'daki 5. Muhammed Uluslararası Havalimanı'ndaki ‘Mekke Yolu’ salonundan başlayarak Medine'deki Prens Muhammed bin Abdulaziz Uluslararası Havalimanı'nda son buldu.

Görsel kaldırıldı.
Fas'taki 5. Muhammed Uluslararası Havalimanı'nda geçtiğimiz Çarşamba günü hacılar için prosedürleri tamamlama sürecinden bir kare (SPA)

Mekke Yolu girişimi, İçişleri Bakanlığı'nın ‘Rahman'ın Misafirlerine Hizmet’ programı ve 2030 Vizyonu programının bir parçası olan bir inisiyatif. Bu inisiyatif, Rahman'ın misafirlerinin ülkelerinden başlayarak elektronik olarak vize çıkarılması, biyometrik verilerin alınması ve sağlık koşullarının sağlandığının belirlenmesiyle birlikte, ülkelerindeki havalimanlarında pasaport işlemlerinin tamamlanması dahil, hacı adaylarının işlemlerini tamamlamayı amaçlıyor.

Ayrıca, taşıma ve konaklama düzenlemeleri çerçevesinde, bagajların kodlanması ve sıralanması ile vardıklarında, konaklama yerlerine doğrudan ulaşmaları için otobüslere yönlendirilme işlemleri de yapılıyor. Mekke ve Medine'deki konaklama yerlerine özel rotalarla taşınan Hacı adaylarının bagajları görevliler tarafından konaklama yerlerine teslim ediliyor.  


Suudi Arabistan ve İran dışişleri bakanlarından ikili ilişkileri güçlendirme vurgusu

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Farhan, İranlı mevkidaşı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile Cape Town'da (SPA)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Farhan, İranlı mevkidaşı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile Cape Town'da (SPA)
TT

Suudi Arabistan ve İran dışişleri bakanlarından ikili ilişkileri güçlendirme vurgusu

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Farhan, İranlı mevkidaşı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile Cape Town'da (SPA)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Farhan, İranlı mevkidaşı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile Cape Town'da (SPA)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan ile İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Güney Afrika'nın Cape Town kentinde düzenlenen BRICS Dışişleri Bakanları Toplantısı oturum aralarında gerçekleştirdikleri görüşmede iki ülke arasındaki ilişkilerde daha olumlu beklentiler içinde olduklarını belirtti.

Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA'da yer alan habere göre, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Ferhan, Güney Afrika'nın Cape Town kentinde İran Dışişleri Bakanı Abdullahiyan ile bir araya geldi.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan'ın İranlı mevkidaşı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile Cape Town'da yaptığı görüşmeden (SPA)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan'ın İranlı mevkidaşı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile Cape Town'da yaptığı görüşmeden (SPA)

İki bakan görüşmede, istişare toplantılarını yoğunlaştırma ve ikili işbirliği yollarını değerlendirme isteklerini ifade ederken, iki ülke arasındaki ilişkilerde daha olumlu beklentiler içinde olduklarını dile getirdiler.


Haremeyn-i Şerifeyn Başkanlığı, bu yıl hac için bu zamana kadar ki en büyük operasyonel planı başlatıyor

Haremeyn-i Şerifeyn Başkanlığı, tarafından düzenlenen basın toplantısından bir kare (Şarku'l Avsat)
Haremeyn-i Şerifeyn Başkanlığı, tarafından düzenlenen basın toplantısından bir kare (Şarku'l Avsat)
TT

Haremeyn-i Şerifeyn Başkanlığı, bu yıl hac için bu zamana kadar ki en büyük operasyonel planı başlatıyor

Haremeyn-i Şerifeyn Başkanlığı, tarafından düzenlenen basın toplantısından bir kare (Şarku'l Avsat)
Haremeyn-i Şerifeyn Başkanlığı, tarafından düzenlenen basın toplantısından bir kare (Şarku'l Avsat)

Haremeyn-i Şerifeyn İşleri Başkanlığı, bu yıl ki hac mevsimi için tarihinin en büyüğü olacak operasyonel planını başlattı. Koronavirüs (Kovid-19) salgınının sona ermesi ve milyonlarca kişinin hacca gidebileceğinin ilan edilmesiyle, ülkenin liderliği tarafından hazırlanan entegre hizmet sistemiyle Medine-i Münevvere'nin mescitleri için çalışmalar başlatıldı.

Haremeyn-i Şerifeyn İşleri Genel Başkanı olarak Şeyh Dr. Abdurrahman es-Sudeys, dün Hac ve Umre Bakanı Dr. Tevfik er-Rebia’nın da katılımıyla düzenlenen basın toplantısında başkanlığın operasyonel planının içeriğini açıkladı. 2030 Vizyonu'na dayalı olarak Başkanlığı'n 2024 stratejik hedefleriyle ilgili birkaç ana eksene odaklandı.

Genel Başkan, bu operasyonel planın, Kral Selman bin Abdulaziz liderliğindeki Suudi yönetiminin büyük başarıları ve uzun vadeli başarılarıyla uyumlu bir şekilde geliştirildiğini belirtti. Haremeyn-i Şerifeyn'deki ziyaretçilere sunulan tüm hizmetleri yakından takip eden Kral Selman ve Veliaht Prens, onlara kolaylık ve güç sağlamak, huşulu bir ibadet ortamı oluşturmak için çalışmaları titizlikle sürdürüyor.

Genel Başkan, operasyonel planın birkaç temel nokta üzerine odaklandığını vurgulayarak, en önemli ve öncelikli noktanın ‘Rahman'ın Misafirleri’ olduğunu belirtti. Başkanlığın planları, programları ve girişimleri, Rahman'ın Misafirlerinin deneyimini zenginleştiren ve ibadetleri kolaylıkla yerine getirmesine yardımcı olan etkileyici aşamalarla dolu bir deneyim olmasını hedefliyor.

Dr. Sudeys, bu yılki planlarında genel başkanlığın gönüllü ve insani çalışmalara büyük önem verdiğini vurgulayarak, Haremeyn-i Şerifeyn'in dünyanın en büyük gönüllü topluluklarından biri olması için çalıştıklarını belirtti. Bu, Suudi gençlerin Rahman'ın misafirlerine hizmet etme yeteneklerine olan inançlarının bir ifadesi.

Dr. Sudeys, ziyaretçilerin geçtiği tüm alanları kapsayan entegre bir hizmet sistemi sağlanmasına dikkat çekerek, altı ana bölgeye dağıldığını belirtti. Bu bölgeler; "Dış avlular, namaz alanları, Safa ve Merve bölgesi, Suudi revakları, Sa'y alanı ve Medine'deki Ravza-i Şerif. Ayrıca, Başkanlık tesisleri arasında sabit ve taşınabilir sergiler, Kâbe'nin örtüsü için Kral Abdulaziz Kompleksi, kütüphaneler ve diğer tesisler bulunuyor. Bu tesisler aracılığıyla Rahman'ın Misafirlerinin deneyimini zenginleştirmeyi ve ruhani etkiyi derinleştirmeyi hedeflediklerini söyledi.

Fotoğraf Altı: Operasyonel plan birkaç eksene dayanıyor (Şarku'l Avsat)
Operasyonel plan birkaç eksene dayanıyor (Şarku'l Avsat)

Haremeyn-i Şerifeyn İşleri Genel Başkanı, “Harem-i Şerif'e varışlarından itibaren Mekke'deki Kabe-i Muazzama'ya yönelik hareketin akıcılığını ve kolaylığını sağlamak amacıyla, kapılar, girişler ve çıkışlar dahil olmak üzere hassas bir düzenleme yapılmaktadır. Bu düzenleme, hacıların Safa ve Merve bölgesine, Suudi revaklarındaki çok sayıdaki bölüme kolaylıkla ulaşabilmesini sağlamak için titizlikle organize edilmiştir. Safa ve Merve bölgesi tamamen hacıların hizmetine sunulacak ve hacıların tam kapasiteyle kullanabileceği şekilde düzenlenecektir. Aynı şekilde, Suudi revaklarındaki tavaf katları ve Sa'y alanı da hacıların tam kapasiteyle kullanabileceği şekilde düzenlenmiştir” şeklinde konuştu.

Şeyh Sudeys, Rahman'ın misafirleri için maksimum konforu sağlamak amacıyla, başkanlığın girişimler, programlar ve hizmetlerde çeşitlilik sağlama konusunda titizlikle çalıştığını belirtti. Bu yılki hac mevsiminde Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi'de sunulacak olan 185 nitelikli program ve girişim duyuruldu. Bu çeşitli alanlarda yapay zeka teknolojilerinin kullanımı, programların dijitalleştirilmesi ve elektronik uygulamaların kullanılması gibi önlemler, ziyaretçilerin hizmetine sunulacak. Aynı zamanda, uluslararası dillerde iletişimi kolaylaştırmak ve ibadetlerini zenginleştirmek için hedeflenen bir hizmet kampanyası olan Hacı ve Ziyaretçi Hizmeti’nin on birinci sezonu olan Visam Fahr kampanyasının başlatıldığı duyuruldu.

Başkanlık, bu yılki hac sezonuna, tarihindeki en büyük ve en yüksek işgücüne sahip bir kadro ile hazırlandı. Haremeyn-i Şerifeyn'deki toplam çalışan sayısı 14 bin personel ve işçiye ulaştı. Hepsi tam nitelikli elemanlardan oluşuyor. Bu personelin yönetimi, nitelikli yerli yeteneklerden oluşan entegre bir ekip tarafından yapılıyor ve bu çalışanlar dört ana vardiya şeklinde çalışıyor.

Harameyn-i Şerifeyn Başkanlığı, 10 gönüllü alanında 8 binden fazla gönüllü imkanı sağlandığını duyurdu.

Haremeyn-i Şerifeyn’de 10 alanda 8 bin gönüllüye hizmet fırsatı sağlandı (Şarku'l Avsat)
Haremeyn-i Şerifeyn’de 10 alanda 8 bin gönüllüye hizmet fırsatı sağlandı (Şarku'l Avsat)

Başkanlık, araç hizmetini geliştirip saat başı çalışan araç sayısını 9 bine kadar arttırdı. Bu arabalar, önceden rezervasyon yapılarak Taşıma Uygulaması üzerinden talep edilebilir. Kutsal toprakları ziyaret edenler, arabalarını kendilerini beklerken bulabilirler.

Haremeyn-i Şerifeyn İşleri Başkanlığı, Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi'de dağıtılmak üzere 300 bin Kur'an-ı Kerim temin etti. Ayrıca, yetenekli öğretmenler ve hafızlardan oluşan bir grup tarafından yürütülen Kur'an öğrenme ve ezberleme halkalarının sayısı artırıldı. Bu girişimle, Kur'an öğretimi ve doğru okuma düzeltmesi için 35 binden fazla saatlik eğitim hedefleniyor.

 Dr. Sudeys, Kıdemli Alimler Konseyi Genel Sekreterliği ile işbirliği içinde gerçekleştirilecek olan ve Kıdemli Alimler Konseyi'nden bir grup şeyhin, Haremeyn-i Şerifeyn’in imam ve vaizlerinin katılacağı bir dizi eğitim konferansına işarette bulundu. Toplamda 300 saatlik bilimsel ve yönlendirici derslerin yanı sıra, bu dersler ve konferanslar Harameyn Platformu üzerinden 24 saat boyunca yayınlanacak. Hedeflenen, on farklı dünya dilinde daha fazla bin saatlik dijital yayın sağlayacak. Haremeyn-i Şerifeyn Başkanlığı, ayrıca 49 dağıtım noktası üzerinden 51 uluslararası dilde tercüme hizmetleri, mekan rehberliği ve soru cevaplar sunuyor.

Dr. Sudeys, Başkanlığın Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi'de zemzem suyu dağıtımını hedeflediğini belirtti. Bu dağıtım, 30 binden fazla dağıtım noktasında bulunan özel kaplarda ve musluklarda gerçekleşecek. Ayrıca, günlük olarak milyonlarca zemzem suyu şişesi dağıtılacak ve Hac ibadetini gerçekleştiren ziyaretçilere Arafat, Müzdelife ve Mina'da zemzem otobüsleri sağlanacak.

Dr. Sudeys, Başkanlığın 14'ten fazla elektronik hizmet sunma girişimine dikkat çekti. Bu hizmetler arasında ulaşım uygulaması, ezkar uygulaması, Kuran-ı Kerim uygulaması, diğer akıllı uygulamalar ve robotlar yer alıyor. Bu hizmetler, Hac ziyaretçilerinin huzurlu bir ibadet ortamına erişimini sağlamak için tasarlandı. Ayrıca, sosyal medya platformlarını Hac ziyaretçileriyle etkileşimde bulunmak, onlara sunulan hizmetler, programlar ve başlatılan girişimler hakkında bilgi vermek için kullanacaklarını da belirtti. Bu bilgilerin, resmi sosyal medya hesapları aracılığıyla paylaşılacağına işaret etti.

Hac ve Umre Bakanı Dr. Tevfik er-Rebia, operasyonel planın başlatılması sırasında Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi Genel Başkanlığı ile Hac ziyaretçilerine en iyi hizmeti sunmak için işbirliği ve koordinasyondan bahsetti. Özellikle milyonlarca hacının ibadetlerini rahatlıkla ve huzur içinde yerine getirebilmelerini sağlamak amacıyla çalıştıklarını belirtti.


Suudi Arabistan ile Çinli yetkililer, enerji alanında ikili işbirliğini görüştü

SPA
SPA
TT

Suudi Arabistan ile Çinli yetkililer, enerji alanında ikili işbirliğini görüştü

SPA
SPA

Suudi Arabistan Enerji Bakanı Abdulaziz bin Selman bin Abdulaziz, Çin Ulusal Enerji Dairesi Müdürü Zhang Jianhua ile enerji alanında ikili işbirliğini geliştirme olanaklarını ele aldı.

Suudi Arabistan resmi ajansı SPA'da yer alan haberde, Bin Abdulaziz'in, başkent Riyad'da bulunan Zhang ve beraberindeki heyetle bir toplantı gerçekleştirdiği belirtildi.

Toplantıda Suudi Arabistan ve Çin arasındaki ilişkiler ile enerji alanlarındaki işbirliğini geliştirme yollarının konuşulduğu aktarılan haberde, toplantıda enerji arz güvenliğinin sağlanmasının öneminin değerlendirildiği ifade edildi.

Suudi Arabistan ve Çinli yetkililerin, ham petrolü petrokimyaya dönüştürme, hidrokarbonların yenilikçi kullanımları ve nükleer enerjiyi barışçıl amaçlar için kullanma gibi alanlarda ortak projeleri de konuştuğu vurgulanan haberde, madencilik, elektrik, yenilenebilir enerji ve temiz hidrojen alanında projelerin de görüşüldüğü aktarıldı.

Toplantıda iki ülkenin enerji tedarik zincirlerindeki işbirliği çabalarının da ele alındığı belirtilen haberde, görüşmede Suudi Arabistan ve Çin'in iklim değişikliğiyle ilgili çabalarına değinildiği kaydedildi.


Suudi Arabistan: Hacı sayısı pandemi öncesindeki sayıya ulaşacak

Bu yılki hac sayıları “Korona” pandemisi öncesine ulaşacak (SPA)
Bu yılki hac sayıları “Korona” pandemisi öncesine ulaşacak (SPA)
TT

Suudi Arabistan: Hacı sayısı pandemi öncesindeki sayıya ulaşacak

Bu yılki hac sayıları “Korona” pandemisi öncesine ulaşacak (SPA)
Bu yılki hac sayıları “Korona” pandemisi öncesine ulaşacak (SPA)

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakan Yardımcısı Abdulfettah Meşat, Bakanlığın her ülkeden gelecek Hacı sayısını koronavirüs pandemisi öncesi kaydedilen seviyeye döndürmek amacıyla salgın öncesi yürürlükte olan mekanizmayı takip edeceğini belirterek, Hac mevsiminin eşsiz olduğunu ve kutsal mekanlarda tüm hizmetlerin hazır olduğunu vurguladı.

Şarku’l Avsat’a konuşan Meşat, ilgili makamların Hac mevsiminde ortaya çıkabilecek herhangi bir sağlık veya organizasyonel acil durumla başa çıkmak için ihtiyati planları olduğunu ve bunun Suudilerin kalabalıkları yönetme ve tüm verilerle ilgilenme yetenekleri dahilinde gerçekleştiğine değinerek, ülkedeki ilgili makamların “Mekke Yolu” girişimine katılmak için çok sayıda talep aldıklarını ve bu taleplerin İçişleri Bakanlığı tarafından incelendiğini açıkladı.

Abdulfettah Meşat ile röportaj (Şarku’lA vsat)
Abdulfettah Meşat ile röportaj (Şarku’lA vsat)

Meşat şirketlerin sınıflandırılmasıyla ilgili olarak, bu yıl hizmet veren şirketlerin, ilgili değerlendirme formlarına göre müşterinin (hacı) memnuniyetine göre sınıflandırılacağını söyledi. Bir dizi önde gelen konaklama şirketine rekabetçi hizmetlerin sunulması için fırsat verildiğini söyleyen Meşat, temerrüde düşen şirketlerin sorumlu tutulacağını ve hacıların maruz kaldıkları eksiklikleri telafi edecek mekanizmaların bulunduğunu vurguladı.

Hazırlıklar

Açıklamasında bu yıl hac mevsimini farklı olduğuna işaret eden Meşat, Hac’a gelecek tüm taraflar için hizmet, entegrasyon, koordinasyon ve tüm planlar arasındaki uyum için erken hazırlık yapıldığını ve bunun için Hac ve Umre Bakanlığı ile tüm yetkili makamlar arasında büyük bir ortak çalışma olduğunu aktardı. Ayrıca, operasyonel düzeyde gerçekleşen tüm işlerin sürekli takibi için İş Takip Ofisi (BIMOA) ve Merkezi Hac Komitesi aracılığıyla yürütülen  koordineli bir operasyonel planın oluşturulmasında işbirliği yapıldığını söyledi.

Suudi yetkili, hacılara sunulan tüm hizmetler için erken hazırlıkla ilgili olarak Hac ve Umre Bakanlığı'nın genel stratejisi ile uyumlu olan organizasyon sürecinin önemli bir yönüne değinerek, tüm paketlerin Hac Platformu aracılığıyla yerel platform üzerinden internetle  Avrupa, ABD, Avustralya ve Kanada'dan hacıların  erken hazırlık yapabildiğini söyledi.

Bireysellik

2023 hac mevsiminin önceki yıllardan ayıran özelliklere de dikkati çeken Meşat, bu yılın en önemli özelliğinin tamamen salgın öncesi rakamlara dönüş olduğunu ve bu nedenle sayıların, bakanlığın her ülkeden gelecek hacı sayısını belirlemek için izlediği mekanizma ile pandemi öncesi onaylanan sayıların aynısı olacağını vurguladı.

Meşat doğrudan rakam açıklamazken, Genel İstatistik Kurumu tarafından yayınlanan veriler 2,4 milyonu aşkın hacı olacağını öngörüyor. Bunlardan 634 binini ise Suudi Arabistan vatandaşı ve ülkede ikamet edenler oluşturuyor.

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakan Yardımcısı, bu yıl da uzun bir süredir  hacılara elektrik ve su hizmeti sağlayan Kidana Şirketi ile işbirliği yaptıklarını ifade ederek, bu Hac mevsiminde bir çok firmaya hizmet verme imkanı sağlandığını,  çalışmaların sadece geçmiş yıllarda var olan eski firmalar ile sınırlı kalmayarak konaklama ve hizmet sektöründe öncü firmalarla çalıştıklarını bildirdi. Meşat, bunun hacılara en iyi hizmeti sağlamak için şirketler arasındaki rekabetçi pazara yansıdığını aktardı.

Yeni uygulamalar

Mekke Yolu girişimi ve önemi ile ilgili de konuşan Meşat, “Girişime katılmak için birçok ülkeden  talep aldık. İçişleri Bakanlığı liderliğindeki ihtisas komitesi, komite ve bu taleplerle yaptığı çalışma arasındaki koordinasyon yoluyla tüm bu talepler hakkında profesyonel bir şekilde kapsamlı bir çalışma yürütüyor” dedi.

Mekke Yolu’nun tüm hacı adayları üzerinde büyük olumlu izlenim bırakan çok başarılı bir milli fikir olduğunu ve bu yıl hizmetin ilk kez Türkiye'ye verildiğine değinen Meşat, Mekke Yolu üzerinden verilen hizmetlerin pozitifliği çok büyük olduğunu, bunlardan en önemlisinin ise Suudi Arabistan’a giriş mekanizmalarının hızlandırılması ve Rahman’ın misafirlerinin gelmeden önce tüm işlemlerinin tamamlanması olduğuna atıfta bulundu.

Bağlı şirketler

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı, bir gözetim çalışma modeline göre, gözetim ve takip için yetenekli bir ekip tahsis etti. Bu yılki tüm hizmetlerin izlenmesi için uzman bir elektronik platform kullanıldığına vurgu yapan Meşat, tüm hacılar için hizmet standartlarını ölçmek üzere 65'ten fazla anket uygulamaya konulduğunu ve bunların stratejik, operasyonel ve denetleyici seviyeler olmak üzere 3 seviyede takip edildiğin bildirdi. Ayrıca, üç seviyedeki izlemenin günlük ve haftalık olduğunu, bu hizmetlerin değerlendirilme ve düzeltilmesi için ihtisas komiteleri sunulduğunu aktardı. Yetkili, Mekke, Medine ve kutsal mekanlarında her birinde izleme ekibinin olduğunu söyledi.

Geçtiğimiz yıl Mina (Fotoğraf: Adnan Mehdili)
Geçtiğimiz yıl Mina (Fotoğraf: Adnan Mehdili)

Grupları izleme

Grupların özel hizmetleriyle ilgili olarak Meşat, grupları takip etmek ve hacıların resmi, tarihe göre ayrılmalarını sağlamak için modern teknolojilerinin en üst seviyesini kullanan uzman ekiplerin olduğunu söyleyerek, bu yıl bakanlığın  Türkiye, Malezya ve Afrika ülkelerinde yaşayan farklı ülkeler dengelen hacılarla gözlemci ve rehberlere eğitim vermek için yeni bir adım atarak birçok dilde çeşitli kurslar açtığını aktardı. Yetkili ayrıca, Hac ve Umre Bakanlığı ile Spor Bakanlığı arasında, ihlallerin izlenmesi ve kontrol edilmesi sürecinde yardımcı olacak izciler ve korucular sağlamak için bir işbirliği olduğunu dile getirerek, ayrıca İçişleri Bakanlığı’ndaki güvenlik makamlarıyla çalıştıklarını vurguladı.

Teknoloji ve Hac

Meşat, Hac ve Umre Bakanlığı tarafından birkaç ay önce başlatılan yeni teknolojili “Nusuk Hac” Avrupa, ABD ve Avustralya'dan gelen hacılara yönelik en önemli programlar arasında yer aldığını söyleyerek, bu platform tarafından verilen vize sayısının 20 bini aştığını bildirdi.

Suudi yetkili, yakın zamanda hayata geçirilen yeni platformlar arasında, bakanlığa net bir vizyon ve verilen tüm hizmetlerin doğru bir şekilde takip edilmesini sağlayan hizmetlerin izleme ve takip platformu olduğuna dikkat çekti.

Caydırıcılık ve sınıflandırma

Meşat, Hac ve Umre Bakanlığı'nın takip ekipleri aracılığıyla, herhangi bir hizmet vermeyen şirketler konusunda çok sert davranacağını ve hesap vermenin açık olduğunu vurgulayarak, hizmet tahsis etmeyen şirketlerin para cezasına mahkum edileceğini, Rahman’ın misafirlerinin maruz kaldıkları eksiklerin telafi edileceği mekanizmalar geliştirildiğini aktardı.

Yetkili, yurt içi hacı firmaları dışında yurtdışındaki hacılara hizmet için toplamda 16 firmaya ruhsat verildiğini aktardı.

Kalabalık Yönetimi

Salgın hastalıklar ve bunlarla nasıl başa çıkılacağından söz eden Bakan yardımcısı koronavirüs salgınının sona ermesiyle, bu dönemde ortaya çıkabilecek herhangi bir sağlık veya organizasyonel acil durumla başa çıkmak için proaktif ve önleyici ihtiyati planlar olduğunu söyledi.

Suudi Arabistan'ın geçmiş yıllarda edindiği deneyimle kalabalıkları yönetmek için onurlu modeller geliştirdiğini ve her durumla başa çıkabileceğini vurgulayan Meşat, beş gün boyunca çeşitli limanlardan Suudi Arabistan'a akın eden çok sayıda insanın zaman ve mekan koşulları nedeniyle dünyanın hiçbir yerinde tekrarlanamayacak bir model olduğunu bildirdi.


Suudi Arabistan ve Rusya dışişleri bakanları ortak dosyaları görüştü

Suudi Atabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan ülkesinin Ukrayna krizine siyasi bir çözüm bulunması çabalarına verdiği desteği yineledi.
Suudi Atabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan ülkesinin Ukrayna krizine siyasi bir çözüm bulunması çabalarına verdiği desteği yineledi.
TT

Suudi Arabistan ve Rusya dışişleri bakanları ortak dosyaları görüştü

Suudi Atabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan ülkesinin Ukrayna krizine siyasi bir çözüm bulunması çabalarına verdiği desteği yineledi.
Suudi Atabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan ülkesinin Ukrayna krizine siyasi bir çözüm bulunması çabalarına verdiği desteği yineledi.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan bin Abdullah perşembe günü Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile Güney Afrika'nın Cape Town kentinde düzenlenen BRICS dostlar grubu bakanlar toplantısı çerçevesinde görüştü. Görüşmede, ortak kaygı taşıyan pek çok dosyaya ilişkin ikili ve çok taraflı çalışmaların pekiştirilmesi gündeme geldi.

İki bakan, iki ülke ve halklar arasındaki dostluk ve iş birliğinin boyutlarını ve bunları her alanda geliştirme yollarını gözden geçirdi. Ayrıca ‘Hızlandırılmış Büyüme, Sürdürülebilir Kalkınma ve Kapsamlı Çoğulculuk için Ortaklık’ sloganı altında düzenlenen toplantıda gündeme gelen en önemli konular da ele alındı.

Prens Faysal bin Ferhan, Riyad'ın Rusya-Ukrayna krizine siyasi bir çözüm bulmayı amaçlayan tüm bölgesel ve uluslararası çabaları destekleyen tutumunu yineledi.

Diğer yandan Suudi Dışişleri Bakanı Hintli mevkidaşı Subrahmanyam Jaishankar ve Güney Afrika Uluslararası İlişkiler ve İşbirliği Bakanı Grace Naledi Pandor ile ayrı ayrı bir araya geldi. Bakan, toplantı gündeminde yer alan konular hakkında kendileriyle görüş alışverişinde bulundu.

İki toplantıda Suudi Arabistan ile Hindistan ve Güney Afrika arasındaki ilişkiler ve bunları çeşitli alanlarda geliştirme ve iyileştirme yolları gözden geçirildi. Ayrıca iki ülke ve halklarının arzularını gerçekleştirmek üzere ortak kaygı taşıyan birçok bölgesel ve uluslararası meselede ikili ve çok taraflı koordinasyonun artırılması başlıkları da gündeme geldi.

Taraflar, uluslararası barış ve güvenliğin temellerinin atılması ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşılmasına yönelik katkıların arttırılmasına ilişkin ortak çabaların yoğunlaştırılmasının önemini vurguladılar.